Devletlerin egemenlik hakkı nereye kadar?

Ferda ÇETİN yazdı —

Geçen haftanın haber bülteni...

20 Temmuz 2020 tarihli gazete haberi: “Hollanda Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait NH90 tipi bir askeri helikopter Aruba adası yakınlarında Karayip Denizi'ne düştü. Kazada helikopter pilotu Christine Martens ve yardımcısı Erwin Warnies hayatını kaybetti.”

Karayipler, Aruba adası, Hollanda helikopteri?

Dünyanın öbür ucundaki Bonaire, St Eustatius ve Saba adaları Hollanda’nın mülkiyetinde ve üçü birlikte “Karayip Hollandası”nı oluşturuyor. Adalardaki vergilendirme, polis faaliyetleri, göçmenlik, ulaşım, altyapı, sağlık ve sosyal güvenlik gibi faaliyetler Hollanda Hükümeti adına yürütülüyor.

Acaba orada yaşayanlar kendi kendilerini yönetemiyor mu? Hollanda’nın Karayiplerde işi ne?

***

Fransız yargısı, Yemen’deki iç savaşta yaşanan bazı işkencelerden dolayı Birleşik Arap Emirlikleri’nin veliaht prenslerinden Muhammed Bin Zayed hakkında soruşturma başlattı. Soruşturmanın Paris’teki bir soruşturma hakimince Ekim 2019’da açıldığı ortaya çıktı.

Fransa yargısı, diktatörlükle yönetilen Fransa sömürgesi ülkelerdeki savaş suçları ve işkencelere karşı bugüne kadar kaç dava açtı? Birleşik Arap Emirliklerinden bir yargıç, işkence veya savaş suçlarından dolayı bir Fransız bakanı yargılasa nasıl olur?

***

ABD Savunma Bakanlığı’nın (Pentagon), Afgan kuvvetlere Taliban karşısında avantaj sağlamayı amaçlayan, 174 milyon dolarlık insansız bir hava aracı programının başarılı olamadığını belirterek, programın muhataplarını sert bir şekilde eleştiren bir rapor yayınladı.

NATO’nun, ABD’nin Afganistan’da işi ne?

***

Fransa Savunma Bakanı Florence Parly, La Croix gazetesine verdiği demeçte, G5 Sahel ülkelerinde (Moritanya, Mali, Burkina Faso, Nijer ve Çad) Avrupa Birliği ortak-özel kuvvetlerinin görevlendirileceğini açıkladı. Tüm Sahel bölgesinde 5 bin 100 Fransız askeri bulunuyor. Parly, AB ortak gücüne ilk etapta Estonya, Çekya, İsveç ve İtalya’nın katılacağını belirtti.

Fransa, Estonya, Çekya, İsveç ve İtalya askerleri Moritanya, Mali, Nijer ve Çad ve Burkina Faso’ya insani amaçlar için mi gidiyor? Fransa’nın, Avrupa Ortak Askeri Birlikleri’nin Afrika’da işi ne?

***

Türkiye’nin Efrîn, Serêkaniyê ve Girê Spî’yi işgali; Güney Kürdistan ve Irak topraklarını işgal ederek 30 askeri üs açması, Libya’ya silah sevkiyatı ile birlikte El Kaide ve DAİŞ çetelerini taşıması, bu modern çağdaki işgal ve talanlarla ilgilidir. Gücünün yettiği yere kadar gitmek, sınır ve egemenlik ihlalleri BM, ABD, Rusya, Çin ve AB’nin onayı ve desteği ile gerçekleşen işgallerdir.

İran’ın Irak, Suriye, Lübnan ve Yemen’i, bu ülkelerde işbirlikçi iktidarlar yaratarak yönetmeye çalışması da bu emperyal yayılmacılığın “doğallaşması” ve “meşrulaşması”nın sonucudur.

Emperyalizm-alt emperyalizm tartışmalarının soyut bir tartışma olmaktan çıkarak fiili uygulamalara dönüştüğü bir süreci yaşıyoruz.

***

20 Temmuz tarihli Şarkul Avsat gazetesinden Sam Mensa isimli yazar, bu sınırlar ötesi işgal ve zorbalığı özetliyor; “Ortadoğu, birden fazla devletin savaşları, mezhepçi ve etnik boyutlu iç çatışmalara ek olarak ekonomik, sosyal ve sağlık krizleri ile yolunu kaybetmiş görünüyor.” Yazar, tespitinin sonunda sorunun kendisinden daha tehlikeli bir “çözüm” öneriyor: “Ortadoğu’da, ne Obama’nın benimsediği havuç, ne de Trump’ın benimsediği sopa politikasının başarılı olmadığını anlayan açık bir politikaya ihtiyaç vardır. Özellikle Ortadoğu’ya ilişkin meselelerde; yaratıcı, hem havuç hem de sopayı kullanan, aynı zamanda birçok başarı ve çıkarı paylaştığı müttefiklerine sadık, değişmez bir  yeni diplomasiye dayanan bir politika arzu edilmektedir.”

Yazar, kölesinin başını okşayan efendiden bahsetmektedir.

Oysa kölelerin çözümü efendide aramasından daha kötü, daha aşağılık başka bir hal yoktur. Çözümü, ABD’nin havuç ve sopa politikasını dengeli ve yaratıcı(!) bir şekilde kullanmasında aramak, normal ve aklı başında insanların düşüncesi ve çözümü olamaz.

Son dönemlerde, Kürtlerde de böyle düşünen işbirlikçi, köle ruhlu insanlar türedi. Güce susamış bu güruh, mücadele edenlere ve direnenlere büyük bir öfke duymakta, büyük güçlerin eteğine tutunarak kulluk yapmayı marifet ve akıllı politika sanmaktadır. Modern çağın köleleri, bu aşağılık duruma “realpolitik” diyor. Realpolitik dedikleri, avın avcının peşinden koşuşturduğu, tuhaf ve trajik bir ağa-xulam ilişkisidir.

“Öyle bir zaman gelecek ki, insanlar iktidara tapacak kadar düşkünleşecekler; kaba güç onlara doğru gelecek ve iyiye duyulan saygı ortadan kalkacak. Sonunda, hiç kimse artık yanlışlıklara kızmaz olunca ya da hiç kimse kötülüklerin varlığından utanç duymaz olunca Zeus onları da yok edecek.”

Bin yıllar öncesinde yapılan bu kehanet günümüzde gerçekleşiyor. Zeus, yanlışlıklara kızmayan ve kötülüklerden utanç duymayanları yok eder mi bilinmez ama Demir Çağı’na ait bu Yunan efsanesi günümüzün kölelerini daha görünür kılıyor.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.