Eli kanlı haritacılar yine sahnede

Ferda ÇETİN yazdı —

  • Eli kanlı bu kartograflar, bugünlerde 1916, 1921 ve 1945 yıllarında çizdikleri Ortadoğu haritasını gözden geçirerek güncellemeye çalışıyorlar.

Kartograflar yine arz-ı endam etti.

Uzak yerlerden, silahları ve paraları ile geliyorlar.

Satın alabildiklerini para ile; itiraz ve isyan edenleri silah zoru ile “ikna” ediyorlar.

“Medeniyet inşa ediyoruz” yalanının arkasında, insansız ve toplumsuz haritalar çizmeye çalışıyorlar.

Kil tabletler üzerine çizilen, 7-8 cm ebadında, dünyanın ilk ve en eski haritasının (MÖ. 2200) Kerkük yakınlarındaki Nuzi’de bulunduğunu bilmiyorlar.

Bu kibirli ve “dünyayı biz yarattık” havalarındaki ukala kartograflar, ilk güneş saatini (gnomon) ve ilk yıldız ölçer (astrolabe) aleti Mezopotamyalıların yaptığını da hatırlamak istemiyorlar.

“Dün dünde kaldı, yeni bir çağdayız” diyorlar ama dün yaptıkları haritaları asla elden bırakmıyor; yeni planlarını bu eski yapıların üzerine inşa ediyorlar.

24 Kasım 1917 günü, SSCB’de yayınlanan İzvestiya gazetesi, Sykes-Picot-Sazanov gizli anlaşmasının haberini yapmıştı.

Habere göre, Birinci Dünya Savaşı’nın sürdüğü günlerde, İngiltere adına Yarbay-Sir Mark Sykes ile Fransız diplomat F.Georges Picot 1916 Şubat’ında, kendi aralarında gizli bir anlaşma yaptılar.

İkili, 1916 Mart’ında, anlaşmayı Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Sazonov’a sunmak üzere Moskova’ya gitti. Sazonov, Rusya’ya bırakılması gereken yerler konusunda esaslı değişiklikler yaptıktan sonra Ortadoğu paylaşım anlaşması son halini aldı.

1917 Ekim Devrimi gerçekleşince Sovyetler Birliği anlaşmadan çekildi. Bu gizli anlaşmayı ifşa ederek İzvestiya gazetesine veren kişi de Lev Troçki’ydi. Rusya(SSCB) kendi “pay”ından “feragat” etmişti ama çizilen yeni haritanın geçerli hale getirilmesi gerekiyordu.

Yeni harita çiziminde Churchill’in baş danışmanı, arkeolog-asker-diplomat T. Edward Lawrence idi. (T.E.Lawrance ve James F.Jeffrey kolonlanmış ikizler kadar birbirine benzer ve yakın karakterler. İlgi alanları, misyonları, yürüttükleri faaliyet ve izledikleri yöntemler tıpa tıp aynı)

Kahire’deki Semiramis Oteli, 12 Mart 1921’de dünyanın kaderini belirleyen konuklar ağırlıyor.

Adına daha sonra “Kahire Konferansı” denilecek olan bu gizli toplantıya İngiliz Sömürge Bakanı Winston Churchill başkanlık ediyor. Ortadoğu’nun baştan aşağı parsellendiği toplantıda, yerli halkları temsilen tek bir fert yok. Konferansa katılan kırk kişinin tamamı İngiliz vatandaşı. Saatlerce tartışıyor, ellerindeki cetvellerle çizimler, ölçümler yapıyorlar.

Semiramis Oteli’nin penceresinden bakarken firavunları, piramitleri ve Ramses’i düşünüyor Churchill. Yardımcısı Lawrence’e, Mukaddem Tepesi’nde görünen kaleyi soruyor. Lawrence, XII. Yüzyılda yapılan kalenin, Kürt komutan Selahaddin Eyyubî tarafından yapıldığını anlatıyor.

Churchill ve kırk arkadaşı üç gün içinde yeni haritayı tamamlıyorlar. Churchill’in, daha sonra, fedakarlık(!) ve zorluklarla geçen bu üç günü, yakın dostlarına şu sözlerle anlattığı söylenir; “Ürdün ve Irak fikri ilk kez, bir ilkbahar günü, öğleden sonra saat 15.00 sıralarında oluştu.”

Tarihte “Irak”, “Ürdün” adıyla ülkeler; “Iraklı” ve “Ürdünlü” diye bilinen halklar yoktu. 1921 Mart’ında, Kahire Semiramis Oteli’nde, medeniyet(!) dağıtan Batı’nın lütfu ile icat edildiler.

Hayatının tek bir gününü dahi, Irak diye ilan edilen topraklarda yaşamamış bir kişi, ülkenin kralı ilan edildi. Kral Faysal, bu göreve getirilmeden önce Suriye Kralı’ydı. Suriye toprakları ve yönetim Fransa’nın mülkiyetine geçince, Kral Faysal boşa düşmüştü. Haşimi Ailesi ve Faysal’a yeni bir krallık verilmesi gerekiyordu. Bu konuda Churchill’i ikna eden kişi T.E.Lawrence’di.

Ürdün ise Filistin’den koparılan yeni ülkenin ismiydi. Irak Kralı Faysal’ın kardeşi Abdullah da Ürdün kralı oldu.

İkinci Dünya Savaşı’nın galipleri, bu kez Kırım Denizi’nin kıyısındaki Yalta şehrinde bir toplantı yapıyor. Tarih 1945, aylardan Şubat. Ev sahibi Josef Stalin, Livadiya Sarayı’nda ABD Başkanı F.Delano ve İngiltere Başbakanı Winston Churchill’i ağırlıyor.

Yemekten sonra üç lider yeni bir dünya haritası çiziyorlar.

Hangi ülke, hangi deniz, hangi ada kime kalacak, konuşup anlaşıyorlar. Daha doğrusu 1916 ve 1921 yıllarında yaptıkları haritayı gözden geçirerek “güncelliyorlar.”

ABD Senatörü Albert Beveridge’nin 1900 yılındaki kehaneti 45 yıl sonra gerçekleşiyor; “yüce tanrı, dünyaya nizam ve intizam vermemiz için bizi seçilmiş halk olarak yarattı” demişti.

Yüzyılın korsanlığı, üç kişinin yaptığı bu gizli toplantı ile gerçekleşiyor. Bu üç kişilik gizli buluşma okul kitaplarına da, “Yalta Konferansı” diye geçerek meşrulaşıyor.

“Dünyanın Paylaşıldığı Yer” ünvanı ile meşhur olan Livadiya Sarayı, uzun yıllar sonra, “Samanlıktaki Köpek” filmine de ev sahipliği yaparak ününü büyütüyor.

Sonra…

Irak’ta Kral Faysal’dan bugüne kadar 15 ayrı darbe oldu. Kürtler, Şiiler, rejim muhalifleri katliamlardan geçirildi. Irak, 50 yıl diktatörler tarafından yönetildi. Irak toprakları iki büyük işgal üç büyük savaş yaşadı. Ülkenin bütün büyük şehirleri yıkıldı, müzeleri ve tarihi eserleri talan edildi, kütüphaneleri yakıldı.

Suriye daha beter bir durumda ve geleceğinin nasıl olacağı büyük bir meçhul. Yemen diye bir ülke yok artık. İsrail’de ve Filistin’de, mimarlar ev planlarını çizerken öncelik her zaman evin altındaki sığınaklardır. Kürdistan, Irak, Suriye, Lübnan, Ürdün, Filistin, İsrail ve Yemen’de, son yüz yılda yaşayan kuşaklar tek bir mutlu gün, huzurlu tek bir gece yaşamadılar.

Dünyayı bu hale getiren sömürgecilerden Kürdistan’a, Suriye veya Irak’a huzur, güven ve adalet getirmelerini beklemek için ya aptal ya akılsız ya da köle ruhlu olmak gerekiyor.

Afrikalı ekonomist, Davison Budhoo Uluslararası Para Fonu(IMF) Başkanı’na yazdığı istifa mektubunda şöyle diyordu: “Kan çok fazla, siz de biliyorsunuz. Nehirler gibi akıyor. Beni tamamen kirletti. Bazen sizin adınıza yaptığım şeyleri temizlemek için dünyada yeterince sabun olmadığı duygusuna kapılıyorum.”

Davison Budhoo’nun sözünü ettiği dünya, ABD, Rusya, Çin, İngiltere, Almanya ve Fransa’nın kirlettikleri ve savaş alanına çevirdikleri dünyadır. Onların kurdukları devletler, ilan ettikleri krallıklar, kurdukları işbirlikçi hükümetlerdir.

Eli kanlı bu kartograflar, bugünlerde 1916, 1921 ve 1945 yıllarında çizdikleri Ortadoğu haritasını gözden geçirerek güncellemeye çalışıyorlar.

Davison Budhoo’nun sözünü ettiği kan, irin, kir, çamur bu açgözlü haritacıların eseri.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.