Emsalsiz kadın komutan

Emine Erciyes

Emine Erciyes

Gerillanın bir şiir gibi akan özgür yaşamını yaşadı; hem militanlığını hem de komutanlığını yaptı

  • Kürdistan Özgürlük Mücadelesinde 24 yıl boyunca savaşan, üreten ve eğiten YJA Star Merkez Karargâh Komutanlık Üyesi Emine Erciyes'in şehadetini açıklayan HPG, şunları vurguladı:
  • İnanç, bilinç, emek, coşku ve sevdayla katıldığı gerilla mücadelesinin her kademesinde yer aldı. En üst düzeyde kadın özgürlük mücadelesinin sorumluluğunu üstlendi.
  • Şiirden tiyatroya, müzikten filmlerde oynamaya kadar gerillacılığın sadece savaşmaktan ibaret olmadığını ve en büyük özgür yaşam modeli olduğunu gösterdi.
  • Önder Apo’nun hakiki bir yoldaşı, militanı, halkların özgürlük mücadelesinin emsalsiz kadın komutanı olarak 24 yıllık mücadelesini doruklarda taçlandırdı.

YJA Star ve HPG Komuta Konseyi Üyesi ve YJA Star Merkez Karargâh Komutanlık Üyesi Emine Erciyes ile Ekîn Amara Toldar ve Zîn Zagros'ın şehadetleri duyuruldu.

HPG Basın İrtibat Merkezi (BİM) tarafından dün yapılan yazılı açıklamada, Emine Erciyes (Nazlı Taşpınar / Nevşehir) ile Zîn Zagros (Leyla Acar / Wan) ve Ekîn Amara Toldar'ın (Şehriban Akın / Colemêrg) 20 Nisan 2020'de Garê'ye yönelik Türk ordusu saldırısında şehadete ulaştıklarını bildirdi. BİM, Türk halkının yiğit bir kadın evladı olarak Erciyes Dağı'nın eteğinden gelip Kürdistan Özgürlük Mücadelesine katılan, bir adım bile geri atmadan 24 yıl boyunca sürdüren, özgür kadın duruşunu çok güçlü sergileyen, birçok devrimci görevi şerefle üstlenen Emine Erciyes'in yüreği başta Kürt halkı olmak üzere ezilen tüm halklarla atan hakiki bir sosyalist ve enternasyonalist devrimci olduğunu vurguladı. İnanç, bilinç, emek, coşku ve sevdayla katıldığı gerilla mücadelesinin her kademesinde yer alan Emine Erciyes'in YJA Star Merkez Karargâh Komutanlığının bir üyesi olarak en üst düzeyde kadın özgürlük mücadelesinin sorumluluğunu üstlendiğini vurgulayan BİM, "Çok yönlü ve renkli kişiliğiyle şiirden tiyatroya, müzikten filmlerde oynamaya kadar gerillacılığın sadece savaşmaktan ibaret olmadığını ve en büyük özgür yaşam modeli olduğunu gösterdi. Gerillanın bir şiir gibi akan özgür yaşamını yaşadı; hem militanlığını hem de komutanlığını yaptı. Önder Apo’nun hakiki bir yoldaşı, militanı, halkların özgürlük mücadelesinin emsalsiz kadın komutanı olarak 24 yıllık mücadelesini doruklarda taçlandırdı" dedi.

Ekîn ve Zîn'nin de Emine Erciyes gibi özgürlük aşkıyla PKK’ye katılan yiğit Kürt kadınları olarak her türlü zorluğu göze aldıkların ıkaydeden BİM, şunları kaydetti: "Erciyes, Botan ve Zagros dağlarının yiğit kadınları olarak el ele verip mücadele eden halkımızın asil, soylu ve yiğit kadın militanları Emine Erciyes, Ekîn Amara Toldar ve Zîn Zagros yoldaşlarımızı saygı, sevgi ve minnetle anıyoruz. Değerli aileleri başta olmak üzere Anadolu ve Kurdistan halklarına baş sağlığı diliyoruz."

BİM, şehitleri yaşamı hakkında bilgiler de paylaştı:

 

 

Köklerinden hiç kopmadı

Emine Erciyes, 1976'da Türkiye’nin Nevşehir kentinin bir köyünde dini etkilerin yoğun olduğu, muhafazakâr, kültür olarak dışa kapalı bir Türk ailede dünyaya geldi. 5 yaşına kadar çocukluğunu doğduğu köyde geçirdi. Sonra ailesi Nevşehir merkezine taşınmak zorunda kaldı. Nevşehir’e taşındıktan sonra da köye gidişleri oluyordu. Henüz çok küçük yaşlarda bile toprağa bağlılığı, yurtseverliği insan ve toplum olmanın elzem gerekliliği olarak anladı. Nevşehir kentinden İstanbul’a uzanan yolculuğu boyunca da bu değerlerden ve kültürel köklerinden hiçbir zaman kopmadı.

İstanbul'da üniversite yılları

Kapitalist modernite sisteminin dayattığı yaşam ile ilk çelişkilerini okumak için gittiği İstanbul’da yaşadı. Okulun ve ailenin ona dayattığı yaşamı sorguladığı günleri şöyle anlatmıştı: "Okuduğum okul Türkiye’nin her yerinden başarılı çocukları devşirerek sisteme kadro yetiştiren modern bir devşirme ocağıydı. Okula gitmek yeni yaşama açılan bir pencereydi benim için... Okumak için gittiğin İstanbul’da, kendimi o yüksek binaların içinde çaresiz bir karınca gibi hissetmiştim. Belki insan bilerek bir şeyin içine girse o kadar cesur olamaz. Nevşehir gibi bir yerden çıkıp o koca şehre doğru yol almıştım... Okul okumak bir yaşam dayatıyor sana, diğer yandan Nevşehir’deki ailemin de bana dayattığı bir yaşam tarzı vardı. İşin gerçeği ben her ikisine de ait değildim. Yaşadığım manevi boşluğun yerini bir türlü bir şeylerle dolduramadım. Bu çaresizliği fark ettiğim anda aslında bende ‘ne yapmalıyım’ arayışı başladı. Çünkü yaşam bir kez eline geçiyor ve sen onu anlamlı yaşamak istiyorsun. Ve ne İstanbul’da ne de Nevşehir’de bulduğum anlam bana yetiyordu.’’

Kürt öğrencilerle tanışma

Üniversite okuduğu sırada Kürdistan’dan gelen Kürt öğrenciler ile tanıştı. İlk defa onlar aracılığıyla Önder Apo’nun adını duydu. "Daha çok benim kendi yaşamımla yaşadığım çelişkileri aşma konusunda bir seçenek olarak gündemime geldi PKK’li olmak" diyordu. Önder Apo’nun özgür yaşam ve mücadele perspektifini yaşadığı manevi boşluğun alternatifi olarak gördü. Sadece Kürtler için değil, tüm Ortadoğu ve dünya halkları için bir özgür yaşam alternatifi olarak kendini örgütleyen PKK, onun için de özgürlüğün çekim merkezi haline gelmişti.

 

 

Neden PKK'yi tercih etti?

Devrim yolunda yürümeye karar vermiş bir Türk kadını olarak neden diğer örgütlerde değil de PKK’de yer aldığını şöyle izah etmişti: "PKK sempatizanlarını uzun zamandır tanıyordum. En çok güvendiğim, benim için ideal olan insanlardı. Yaşamla çelişkilerim, arkadaşlarımda gördüğüm PKK, yine PKK’nin kendini örgüt gücüne dönüştürmüş olması, PKK’nin halklara özgürlük vaadinin gerçekçiliğini ifade ediyordu. Okulda değişik çevreler de vardı, Türk solu da vardı mesela. Türk solunda konuşmalar daha keskin ama PKK bir güç olarak kendini ispatlamış, devleti zorluyor, adımları daha sağlam geliyordu bana. Türk solunda çok ciddi bir örgütlülük yok, yaşam tarzı ile söyledikleri çok uyuşmuyor. Küçük burjuva çizgi hâkim. O zamanlar çok keskin bir tanım koyamasam da sezgisel olarak bunu fark edebiliyordum. PKK ile ilişkisi olan arkadaşların daha tutarlı olduğunu fark edebiliyordum. Türkiye devrimini geliştirme amacı da vardı, güven ve inanç kaynaklarımın gücüyle doğrunun PKK olduğu kararına vardım ve o temelde PKK’ye katıldım.’’

PKK'ye 1996'da katıldı

Balkanlar üzerinden 1996'da PKK’ye katıldı. Kadınların, toplumun, halkların ve farklı inançların yaşadığı sorunları gördü, egemen zihniyet ve sisteme öfke kadar bunlara karşı mücadele tutumunu esas aldı. Devrimci, sosyalist yaşam arayışları, halkların kardeşliğine dayalı özgür ve demokratik mücadele inancı ile hakikat arayışında tüm sorularının cevabını PKK'de buldu. Bu anlamda kadınların ve halkların özgürlüğünün Apocu felsefe ve mücadele ile mümkün olduğunu ve ancak bununla zafer kazanılabileceğini gördü. Kadının özgürlüğünü, sosyalist kişilik ve sosyalist toplum bilinci ile ele aldı, sistemin sunduğu tüm yaşam tarzlarını çok bilinçlice reddetti.

 

 

Bir yıl sonra Önderlik sahasında

Katılımından kısa bir süre sonra 1997'de Önderlik sahasına geçti. Önder Apo’nun derinleştirdiği kadın özgürlük çalışmalarının bizzat içinde yer aldı ve öncülük sorumluluğunu üstlendi. "Kopuş Teorisi" ve "Kadın Kurtuluş İdeolojisi" gibi stratejik adımların gelişim süreçlerinde yer aldı. Kadın özgürlüğü için ciddi tarihsel adımların atıldığı dönemde Önder Apo’nun en yakınında yer aldı; duruşu, arayışı ve katılımıyla Önder Apo’ya bu temelde ilham kaynağı oldu. Önder Apo’nun "Kadınların ulusu yoktur" tespiti, onun devrimci yaşama coşkulu katılımı temelinde ortaya konuldu ve yüksek bir düzeyde derinleşmiş olan kadın çözümlemeleri bu yönüyle daha çok kuvvet kazandı.

Türk ve Türkmen halkının gerçeği

Rêber Apo, onun şahsında Türk ve Türkmen halklarının özgürlük arayışına değindi ve "PKK’ye ilgi duyan Türk erkeğinden ziyade Türk kızları oluyor. Özellikle de halka ve Türkmenliğe yakın kızlar. Bu da güzel bir gelişmedir, çok zayıf da olsa Türk halk kimliğindeki özgürlük arayışı onları PKK’ye çekiyor. Sen ‘Nevşehir’den sadece faşist değil aynı zamanda iyi bir özgürlük militanı kız da çıkar’ diyorsun. Bu en güzel gelişmedir, bunun çarpıcı bir ifadesi ol. Yüzyılların Türk ve Türkmen halkının gerçeği de bunu ister’’ değerlendirmesinde bulundu.

 

 

Kürdistan dağlarına

Gördüğü kapsamlı eğitim sonrasında devrimciliğin esasta Kurdistan dağlarında bir gerilla olarak mücadeleye katılmakla mümkün olacağını belirtti ve ısrarlı önerisi temelinde 1998 baharında gerilla alanlarına geçti. Zagros dağlarında savaşçı olarak başladığı mücadelede adım adım gelişen, güçlenen, çelikleşen, çekirdekten yetişen büyük bir komutan oldu. Başta Zagroslar olmak üzere Medya Savunma Alanları’nın neredeyse tamamında görev yürüttü. Zagroslarda kazandığı yaşam ve savaş tecrübelerini şu satırlarla ifade etmişti: "Zagroslar bana çok şey kattı ve kazandırdı. Beni aşmaya zorlayan alan oldu. Yetersizliklerimi tüm acımasızlığıyla yüzüme vurdu, kof gururumu kırdı. Başarmanın en zor olduğu alanlardan biriydi. Girişken olmam önündeki bireyciliklerimi ve tabularımı kırdı. Kendine güven gücü ve inisiyatif kazandırdı. Yoldaş yaşamının sorumluluğunu almanın hassasiyetiyle bireysel önceliklerimi yıktı..."

YJA Star'ın tarihi sorumluluğu

İdeolojik – örgütsel ölçülerin geliştirilmesinde, yoldaşlarının bilinçlendirilmesinde önemli bir emek sahibi oldu. Başta Şehîd Bêrîtan Özgür Kadın Akademisi olmak üzere Apollo Akademileri’nde yoldaşlarının eğitimine büyük katkılar sundu. Devrimci yaşamının devamında PAJK Yürütme ve Koordinasyon Üyeliği görevlerini üstlendi. Kadın gerilla gücünün ideolojik perspektifini belirleyen ve örgütlenmesinde yol göstericiliği yapan birçok görevin sorumluluğunu üstlendi. 2016 – 2020 yıllarında YJA Star Merkez Karargâh Komutanlığının bir üyesi olarak üstlendiği görev kapsamında tüm özgürlükçü dünya kadınlarına ilham ışığı olan Özgür Kadın Ordusu’un tarihi sorumluluğunu yaptı.

 

 

Yeniden yapılanma çalışmalarında

Düşmanın gerillayı tasfiye etme amaçlı geliştirdiği saldırılar karşısında gerillanın yenilmezliği ve başarısını ortaya koyan yeniden yapılanma çalışmalarında en aktif ve etkili bir biçimde yer aldı. Kadın yoldaşlarının ideolojik eğitiminden savaşa katılımına kadar sorumluluk üstlendi; devrimci operasyonlar kapsamında eylemsel süreçleri hazırlama ve koordine etmedeki çabalarıyla hamle süreçlerine damgasını vurdu.

HBDH ve KBDH çalışmalarında

Türkiyeli bir kadın devrimci olarak Türkiye halklarının özgürlük ve demokrasi mücadelesinin gelişiminde de büyük emek ve çaba sahibi oldu. HBDH (Halkların Birleşik Devrim Hareketi) ve KBDH (Kadınların Birleşik Devrim Hareketi) çalışmalarının örgütlenmesinde, gelişiminde, ilerletilmesinde, başarıya taşınmasında sorumluluk üstlendi ve önemli rol oynadı.

 

 

Kültür-sanat çalışmaları

Kültür-sanat alanında da fark yaratan çalışmalar yürüttü. Gerilla koşullarının tüm zorluklarına rağmen her an ve her mekânda mutlaka sanatsal bir iz bıraktı. Çok yönlü, renkli kişiliği ve yetenekleri ile sinemadan tiyatroya, müzikten şiire kadar kültür ve sanatın devrimci gelişimine bizzat katkıları oldu ve ardında eşsiz eserler bıraktı. Şehîd Halil Dağ'ın yönetmenliğini yaptığı "Dema Jin Hez Bike" filminde başrol oynadı. Önderliğin savunmalarından esinlenerek birçok tiyatro yazdı ve birçok karaktere kendi oyunculuğuyla can verdi. Şiirler yazdı, Kurdistan dağlarındaki her yürüyüşünde yüreğindeki coşku seliyle yüksek sesle şarkılar söyledi. Özgürlük mücadelesini en güzel melodi olarak yaşamının ritmi haline getirdi. O verdiği mücadeleyi adeta bir türkü tadında geliştirdi.

Her zaman en zor koşulların militanlığını, en zor dönemlerin komutanlığını üstlendi. Sosyalist bilinçle yoğrulan devrimcilikle, fedakarlıkla, her türlü engelin ve zorluğun üzerine cesaretle, devrimci netlik, keskinlik ve irade ile yürüdü. El attığı her çalışmada üstün gelişme ve başarı sağladı. Şehit düştüğü ana kadar da bulunduğu her yerde özgür kadın ölçülerini, sosyalist yaşam ilkelerini ve gerillacılık disiplinini hâkim kıldı. BEHDÎNAN

 

 

* * *

Başarıyla cevap olmayı bildi

 

 

Ekîn Amara, Gever’de yurtsever bir ailede büyüdü. Gerilla ablası Amara'nın izinden yürüyerek 2015'te saflara katıldı. İlk gerilla eğitimini gördüğü Xakurkê’den sonra Avaşîn başta olmak üzere Medya Savunma Alanları’nın birçok farklı bölgesinde görev yürüttü. Bulunduğu alanlarda aktif, emekçi, fedakâr yönleri ile öne çıktı ve bir komutan olarak sorumluluklar üstlendi. Avaşîn’de düşmana karşı geliştirilen birçok eylemde yerini aldı.

 

 

Uzun süre YJA Star Merkez Karargâh Komutanlığına bağlı birim çalışmalarında önemli görevler yürüttü. Üstlendiği tüm görevlere başarıyla cevap olmayı bildi.

 

* * *

Hareket'in güvenini güçlendirdi

 

 

Zîn Zagros, Wan Yüzüncü Yıl Üniversitesi'nde sosyoloji okurken 2015'te mücadelede yer almaya başladı. Bir süre yurtsever devrimci gençlik çalışmalarını yürüttü, ardından gerillaya katıldı. İlk gerilla eğitimini gördükten sonra pratiğe başladı. Belli bir birikim ve tecrübe kazandıktan sonra Medya Savunma Alanları’nda savaşa dahil oldu. Komuta düzeyinde görev ve sorumluluk aldı. YJA Star Merkez Karargâh Komutanlığına bağlı birim çalışmalarında önemli görev ve sorumluluklar üstlendi. Tüm görevlerini büyük bir titizlik, hassasiyet ve başarıyla yürütmeyi bildi. Hassas görevlerde daima yoldaşlarının ve Hareket'in güvenini güçlendiren bir duruş sergiledi; genç bir YJA Star komutanı oldu. 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.