En büyük düşmanımız Türk devleti

Dosya Haberleri —

Hozan Diyar / Şivan Perwer

Hozan Diyar / Şivan Perwer

  • Güney Kürdistan’a giderek girişimlerde bulunan Kürt Sanatçılar Grubu’nda yer alan sanatçılar Şivan Perwer ve Hozan Diyar ile konuştuk.
  • Perwer, tuzağa eğilimli kimi Kürt siyasi güçlerinin "Türkiye'nin Kürtlerle sorunu yok, PKK ile var" söyleminin aksine en büyük tehlikenin Ankara'nın Kürt düşmanlığı olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Şu anda en büyük düşmanımız Türk devletidir.”

 

BARIŞ BALSEÇER

Türkiye’nin Güney Kürdistan’a yönelik işgal operasyonunda aşil topuğu, Kürt güçler arasında çatışma çıkarmak. Çünkü Ankara, Kürtler en hassas yerinden vurulmadan işgalin gerçekleşemeyeceğini ve başarıya ulaşamayacağını biliyor.

Bugünlerde şahit olduğumuz tüm gelişmeler de, Kürtleri en hassas yerinden vurarak işgali tamamına erdirmek üzere kurgulanmış şekilde ilerliyor. Özellikle de buna meyilli kimi Kürt güçlerinin varlığı, Türk devletinin hazırladığı ve sonucu Kürtler açısından felaket olacak bu tuzağın önünü açmış durumda.

Bu gelişmeleri, Güney Kürdistan’a giderek girişimlerde bulunan Kürt Sanatçılar Grubu’nda yer alan sanatçılar Şivan Perwer ve Hozan Diyar ile konuştuk.

Perwer, bu tuzağa eğilimli kimi Kürt siyasi güçlerinin “Türkiye’nin Kürtlerle sorunu yok, PKK ile var” söyleminin aksine en büyük tehlikenin Ankara’nın Kürt düşmanlığı olduğunu söylüyor. Federe Kürdistan’daki statünün de bu tuzaklar nedeniyle tehlike altında olduğunun altını çizen Perwer, Kürdistan’ın işgalcisi konumundaki devletlerin çeşitli entrikalar ile Kürtler arasında çatışma yaratmaya çalıştığını dile getiriyor.

Kürtler kimseye benzemez

Perwer, “Kürdistan paramparça ve her parçası başka bir ülkenin içinde sömürge durumunda. Başûrê Kurdistan, federal bir durumda. Rojava Kürdistanı şu anda korunur durumda ama hala statüsü tanınmamış. Şu anda en büyük düşmanımız Türk devletidir” dedi. Şivan Perwer, Türk devletinin tek düşman olarak Kürtleri gördüğünü ifade ederek Kürtlerin bugün karşılaştığı sorunların temelinde de Türk devletinin Kürt düşmanlığının olduğunu ifade etti. Perwer, Kürdistan’ın dört bir yandan saldırı altında olduğunu ama Kürtlerin hala kendi aralarında bir birlik sağlayamadıklarını da sözlerine ekleyerek, “Birlik sağlanamadığından ortak bir yönetme aklı da ortaya çıkmıyor” dedi.

“Kürt halkının kültürel ve toplumsal değerleri yeryüzündeki diğer halklara benzemiyor” diyen sanatçı Şivan Perwer, 50 milyonluk bir halk olan Kürtlerin tarihte görülmemiş bir vahşete uğradığını ve uğramaya devam ettiğini sözlerine ekledi.

Kürtler arasında savaş bitime götürür

“Buna mukabil Kürt hareketleri arasındaki bir savaş, Kürt halkını bitime götürür” diyen Perwer, Kürtler arası olası bir çatışmanın Kürt halkını yok edeceğini belirtti. “Bundan dolayı hiçbir Kürt’ün Kürtler arası bir savaşı, çatışmayı kabul etmemesi gerekiyor” diyen Şivan Perwer, “Sanatçısı, aydını, kim olursa olsun yüreği halkı, ülkesi için çarpan her Kürt, böyle bir savaşa karşı sesini yükseltmelidir” dedi.

Kürt sanatçılar olarak Kürtler arasında olası bir savaş ve çatışmanın olmaması için Güney Kürdistan’a gittiklerini ve çeşitli görüşmelerde bulunduklarını ifade eden Şivan Perwer, birçok sanatçının çağrılarına cevap vererek bu ziyaretlere katıldıklarını da sözlerine ekledi.

Sanatım, halkım içindir

“Ben mesela kimin sanatçısıyım, kime söylüyorum stranlarımı, kilamlarımı” diye soran Perwer, devam etti: “Elbette sanatım bu halk içindir. Halkım katliamdan geçiyorsa, topraklarımız işgal ediliyorsa kilam ve stranlarım neye yarar? Sanatçılığım ve sanatımın ne anlamı kalır?”

Perwer, Güney Kürdistan’a ziyaretleriyle de Kürtler arası bir çatışmaya karşı durmayı amaçladıklarını ve halkın da seslerine cevap verdiğini söyledi ve ekledi: “Elbette bizim girişimlerimiz devam edecek. Kürt Sanatçılar Birliği’ni güçlendirmeye çalışıyoruz. Sanat bir toplumun aynasıdır ve sanatsız bir toplum ölüdür. Bizim de halkın çıkarını esas almamız, hatta siyasi oluşumlardan daha çok aktif olmamız gerekiyor.”

Herkesi ilgilendiriyor

Perwer, “Herkesi doğrudan ilgilendiren bir sorunla karşı karşıyayız. Bir ülkenin insanlarıyız. Kürdistan’ın birer bireyiyiz. Böylesine kritik bir süreçte Alevi, Sünni, Êzidî, komünist, sosyalist olmamızın önemi yoktur. Söz konusu olan, herkesin hayatı ve geleceğidir. Buna karşı da bir birlik oluşturulması gerekiyor” dedi.

“Ne olursa olsun koca bir Kürdistan ve kocaman bir Kürt toplumu vardır” diyen Şivan Perwer, Kürdistan’da devasa bir kültür ve inancın var olduğunu; mezhepler, inançlar ve siyasi görüşler farklı olsa da toplamın Kürt halkının kimliğini oluşturduğunun altını çizdi. Perwer, sözlerinin devamında, “Topraklarımızı işgalcilerden temizlemediğimiz müddetçe kendi aramızdaki tartışmalar onların işine gelecektir” dedi. 

Kürt kazanımları hedef alınıyor

Mesut Barzani ile de görüştüklerini ifade eden sanatçı Şivan Perwer, görüşmenin olumlu geçtiğini ifade ederek, ziyarette gerilla alanlarına güç yığma ve işgal saldırılarının konuşulduğunu belirtti.

“Eleştirilebilirim, söyleyeceklerim halkımız tarafından farklı değerlendirilebilir ama gerçekten benim için Sayın Mesut Barzani çok değerli bir insandır” diyen Şivan Perwer, ekledi: “Sayın Mesut Barzani, Kürtler arasındaki bir savaşın ne kadar büyük bir yıkıma neden olacağını görmüş ve olabilecekleri öngörebilen deneyimli birisidir. Bundan dolayı, ‘Ben yaşadıkça Kürtler arasında bir kavga olmayacaktır’ demiştir” dedi.

Türk devletinin Güney Kürdistan’ın özerk statüsünden de rahatsızlık duyduğunu belirten Perwer, Türk devletinin “entrikalarla Kürtler arasında çatışma yaratarak Güney’deki kazanımlarının tümünü ortadan kaldırmaya çalıştığını” belirtti.

Yeni bir diyalog dili

“Açıkçası şu an da Güney’deki iktidar, düşmanın saldırısından korkuyor diyebilirim” diyen Perwer, Türk devletinin “Sen PKK’yi buradan çıkaramazsan ben sınır kapılarını kapatırım, ekonomini alt üst ederim” dediğini, dolayısıyla bu noktada Kürt güçlerinin yöntemsel değişikliklere gitmesi gerektiğini de sözlerine ekledi. Kürt güçlerinin en azından, “Seni düşmanın saldırılarından koruyamazsam bile ben saldırmayayım” demek zorunda olduğunu belirten Perwer, Kürt düşmanlarının böylesine bir dilin oluşmaması için uğraştığını ve uğraşmaya devam edeceğini ifade etti.

Kürt siyasi güçlerinin aralarındaki problemlere dair yaklaşım biçimini değiştirmesi gerektiğini, bir diyalog zemininin oluşturulması, toplumu düşünerek daha yapıcı bir tartışma geliştirilmesi gerektiğini ifade eden Perwer, “Çünkü düşman tam da iki tarafın birbiriyle iletişiminin kesilmesini hesaplıyor” dedi.

Öcalan’ın esareti Kürtler için utançtır

Kürtleri ve Kürdistan’ı savunan her gücün Türk devleti tarafından “terörist” olarak görüldüğünün altını çizen Şivan Perwer, Türk devletinin varlığını ilk günden beri Kürtlerin yok edilmesi üzerine inşa ettiğini dile getirdi. “Sayın Öcalan 22 yıldır zindanda. Elbette 22 yıldır esaret altında olması bizim için bir utançtır” diyen Şivan Perwer, Öcalan’ın özgürlüğünün şu ana kadar sağlanmamasının temel sebebinin Kürtler arası birliğin sağlanamaması olduğunu dile getirdi.

“Çoktan bir şeyler yapmalıydık” diyen Perwer, “Öcalan, halkı için mücadele etti. Saygısıyla, sevgisiyle, mücadele kişiliğiyle ortaya çıktı ve bu halk kendisini bir lider olarak kabul etti” diyerek her Kürt liderinin tarihsel önemine vurgu yaptı.

Federatif yapıyı kaybetme korkusu

“Güney’de bir yönetim şekli oluşmuş durumda. Düzenli bir orduya dönüştürülmüş peşmergesi, memuru, parlamentosu olan bir federatif yapı var” diyen Perwer, Güney’deki yönetimin temel korkusunun bu idari biçimin tamamen ortadan kalkması olduğunu söyledi. Perwer, “Bu idari şekil ortadan kalkarsa mahvolurlar” dedi.

PKK güçlü bir harekettir

“Oysa ne PKK’nin PDK ile ne de PDK’nin PKK ile karşı karşıya gelme gibi bir niyetleri vardır” diyen Perwer, PDK’lilerin PKK’yi çok eğitimli ve donanımlı olarak gördüğünü ifade etti. Perwer, “Çünkü PKK, insanları güzel eğitiyor. PKK’de eğitim gören biri herhangi bir üniversitede eğitim görmüş birisinden çok daha donanımlı. Bu çok önemli. Devletin korkusu da budur. Bu gücün tüm Kürtleri etkileyeceğinden korkuyor. Onun için her taraftan saldırıyor ama PKK öyle güçlü bir hareket ki, yıllardır devam eden bu saldırılara rağmen daha da güçleniyor, gelişiyor” dedi.

Güney halkı karşı

Perwer, “Güney halkının diyebilirim ki yüzde 90’ı Kürtler arasında gelişebilecek bir çatışmadan son derece korkuyor” diyerek halkın böyle bir çatışmanın olmaması gerektiğinde hemfikir olduğunu sözlerine ekledi.

Güney Kürdistan halkının binlerce genç Kürt kadını ve erkeğinin dağlardaki mücadelesini gördüğünü belirten Perwer, “Halktan herhangi bir PDK’liye ‘PKK buradan giderse ne olur?’ diye sorsanız, ‘Türk devleti saldırır’ cevabını alırsınız” dedi. 

Halk meselenin bilincinde

“Kürt siyasi hareketleri içerisinde bu çatışmayı geçmişte de isteyen kişiler vardı” diyen Perwer, bu kişilerin Kürtler arasındaki çatışma üzerinden kendilerini yaşatma çabasında olduklarını belirtti. “Öte taraftan MİT’in devrede olduğu da ortadadır” diyen Perwer, ekledi: “Buna dikkat etmek gerekiyor. Onun için halk bu durumdan çok rahatsız. Duhok’tan, Hewler’den kime sorduysam, ‘Kesinlikle gerilla ile peşmerge çatışmamalıdır, böyle bir şey felaketimiz olur. Gerilla peşmergedir, peşmerge gerilladır’ dedi.”

Perwer, halkın hem gerilla hem de peşmergeyi Kürtlerin özgürlüğü için savaşan Kürt halkının evlatları olarak bağrına bastığını belirtti ve, “Halk, Türk devletinin Kürtler arası bir savaşı istediğini ve böyle bir savaşın Türk devletinin çıkarına olacağını biliyor. Halk meselenin bilincindedir” dedi.

Kürtlerin sağlam dostları yok

KNK’nin bütün çalıştay ve çağrılarına rağmen KDP’nin ulusal birlik çalışmalarına katılmadığına, son işgal saldırılarında Türk devleti ile birlikte hareket ettiğine ve buna dair Mesut Barzani’nin bir çözüm önerisinin olup olmadığına dikkat çeken soruya yanıt olarak ise sanatçı Perwer, bunun nedeninin Kürtlerin uluslararası düzeyde bir desteklerinin olmaması olduğunu söyledi.

Perwer, “Ne KDP’nin ne de PKK veya diğer Kürt partilerinin Kürtler dışında dayanabileceği bir dış dayanak var. Küba veya Vietnam örneklerine baktığımızda devrim sürecinde Sovyetler ve Çin’in destekleri söz konusudur. Ama biz Kürtlerde böylesine bir durum söz konusu değil. ABD veya Rusya, emperyal hesaplarını önde tutuyorlar. Bu anlamda Kürtlerin sağlam dostları yoktur” dedi. 

 

Birlik mümkün mü?

“Bana göre şu anda Kürtler arasında bir birlik mümkün değil” diyen Şivan Perwer, her parçada farklı lehçeler, farklı yönetim biçimi tahayyülleri ve farklı siyasi anlayışların olmasının birliğin gelişimine engel olduğunu ifade etti. “Kürtlerin birbirini anlaması yavaş olacak ve birlik de yavaş yavaş gelişecektir” diyen Perwer, “Bu noktada birlik, ancak sağlıklı düşünen ve ortak dil geliştirebilecek siyasetçilerin çabalarıyla mümkün olabilir” dedi.

 

PKK’nin varlığı, Güney Kürdistan’ın teminatı

Kürdistanlı Sanatçılar Birliği İnisiyatifi’nin parçası olarak Hewlêr’i ziyaret eden sanatçılardan Diyar Dersim, ziyareti “kardeş kavgasının önüne geçmek” için gerçekleştirdiklerini belirtti.

Güney Kürdistan’da önce özgürlük gerillalarının ana karargahı ile kısa bir görüşme yaptıklarını, ardından ise Pêşmerge Bakanlığı’nı ziyaret ettiklerini belirten Diyar Dersim, “Bu görüşmede bölge yönetiminin gerek Irak merkezi hükümeti gerekse de Türkiye ile girdiği ilişkilerin durumunu da eleştirel bir biçimde dile getirdik” dedi.

“Kürtler arasındaki olası bir çatışmanın sadece sömürgecilerin, özelde ise sömürgeci faşist Türk devletinin işine yarayacağını ve bu senaryonun devreye konulduğunu dile getirdik” diyen Diyar Dersim, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bakanlık’ta da bu savaşa girmek istemediklerini ve girmeyeceklerini belirttiler. Değerlendirmelerinde, Türk devletinin işgalinin ve MİT faaliyetlerinin tehlike arz ettiğine de işaret ettiler ve ‘Kardeşimize silah doğrultmayacağız’ dediler.”

Medya ile görüşme

Kürt medyasının temsilcileri ile de bir araya geldiklerini kaydeden Diyar Dersim, bu görüşmelerde Kürt birliğini sağlayacak bir dilin kullanılması gerektiğine dikkat çektiklerini aktardı. “Herkes birbirini hain, ihanetçi ilan ederse bu sürdürülemez” ifadelerini kullanan Diyar Dersim, “Böyle kritik bir dönemde herkesin elinden geleni yapması ve bu tehlikeli sürecin mutlaka birlikte aşılması gerektiğini söyledik” dedi.

Barzani ile görüşme

Ziyaretleri sırasında düzenledikleri çalıştay ve basın açıklamasını da hatırlatan sanatçı Diyar Dersim, KDP Genel Başkanı Mesut Barzani ile görüşmelerini ise şu sözlerle özetledi: “Hem Türk devleti ile ekonomik çıkarları olanlar hem de anti-PKK’ci bir güruh, medyaya çıkarak PKK karşıtı bir propaganda yürütüyor. Biz, PKK’nin oradaki varlığının işgal sebebi olmadığını, Güney Kürdistan’ın teminatı olduğunu belirttik. PKK’nin darbe alması durumunda Güney Kürdistan yönetiminin üç gün bile ayakta kalamayacağını söyledik. Aksi fikirlerin Türk devletinin geliştirdiği tuzaklar olduğunu ve Türk devletinin işgaline yaradığını vurguladık. Bunları kısmi olarak Sayın Mesut Barzani ile görüşmemizde de dile getirdik.”

Gerilla çok etkiliyor

“Faşist Türk devleti hızlıca bir çözüm almak istiyor” diyen sanatçı Diyar Dersim, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kürt’ün özgürce düşünmesi, kendisine güvenmesi, düşmanla hesaplaşmasındaki özgüven, gerillanın yarattığı direniş psikolojisine dayanıyor. Bunu Güney Kürdistan’da görüyoruz. Peşmergenin de geçmişteki büyük direnişinin göz ardı edilmemesi gerekiyor. Gerillanın yaşam tarzı, anlayışı, felsefesi, gençleri çok etkiliyor. Gittiğimiz her yerde, herkes, Türk devletinin barbarlığını, soykırımcı siyasetini ve gerillanın direnişini konuşuyor. Kendisini yenilemeyen, çağı yakalamayan iktidarı da sanırım en çok bu korkutuyor. Biraz da Güney Kürdistan halkı yüzünü gerillaya döndüğü için bu sorunlar oluyor.”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.