En korkunç iki başkan

Kadın Haberleri —

Maria Kristina Conti

Maria Kristina Conti

  • Filipinli avukat ve insan hakları savunucusu Maria Kristina Conti, Türkiye ve Filipinler’de baskıcı bir yönetim anlayışı olduğunu belirterek, “İki ülke de belki de dünya üzerindeki en korkunç iki başkanla yönetiliyor” dedi.

ASMİN BARAN/AMED

Tevgera Jinên Azad (TJA), farklı ülkelerden kadınların katılımıyla “Sessizlik Zinciri: Kadın Siyasi Mahpusların Etrafındaki Duvarları Yıkmak” şiarıyla 13 ve 14 Ocak’ta bir konferans düzenledi.

Konferansa katılan Filipinli aktivist ve Ulusal Halk Birliği Avukatları Genel Sekreteri Maria Kristina Conti, Filipinler’de tutsak kadınların Kürt siyasi tutsaklara selam ve dayanışma mesajı gönderdiklerini söyleyerek, “Özgürlükleri için mücadele eden Kürt kadınları zafere ulaşacak” dedi.

Kürt kadınları bizlere ilham oluyor

Yürütülen mücadelenin, aynı ağır koşulları yaşayan kendileri için çok önemli ve değerli olduğunun altını çizen Maria Kristina Conti, “Filipinler’de bizim mücadelemiz bürokratik kapitalizme karşıdır. Bu da şu demek; yöneticiler aynı zamanda işleri de yürütüyor ve bu da yolsuzluğa ve çürümeye yol açıyor. Bu liderler daha sonra yerlerine kendi çocuklarını veya akrabalarını geçiriyor. Mahpuslar bir suç işledikleri için cezaevinde değiller; düşüncülerinden dolayı cezaevindeler. Yani siyasal aktiviteleri gerekçe gösterilerek cezaevlerinde tutuluyor, örgütlenme biçimlerinden dolayı tutuklanıyorlar. Kürt halkının verdiği bağımsızlık mücadelesi, gösterdiği direnç bizlere de ilham oluyor. Bu mücadele biçimini bu anlamda değerli ve önemli görüyoruz” şeklinde konuştu.

 

 

Diktatörün yeniden dönüşü

Her iki ülkenin başında da aynı diktatörlük sisteminin var olduğuna dikkat çeken Conti şöyle devam etti: “Filipinlerde 780-800 civarı mahpus var ama burada siyasi tutsakların sayısı daha fazla. Koşullara baktığımızda cezaevlerinin durumu daha ağır olsa da meselenin asıl kaynağının benzer olduğunu söyleyebilirim. Her iki tarafta da baskıcı bir yönetim anlayışı var. İki ülke de belki de dünya üzerindeki en korkunç iki başkanla yönetiliyor. Filipin’de 1980’lerde yönetimin başındaki diktatör Ferdinand Marcos’un aynı isimli oğlu Ferdinand Marcos şu an yönetimin başında. Kendisinde de babasının oğlu olmasından kaynaklı böyle bir kapasite bulunuyor. Filipinler de aslında Kolombiya gibi bir ülke ve Marcos ABD’nin bir kuklasına dönüşmüş durumda. Haliyle insanlara kendilerinin öngördüğü bir özgürlük alanı bırakıyor.”

Filipinli siyasi tutsaklardan mesaj

Uluslararası Komite’nin Kürt kadınlarını “mücadeleci” olarak tanımladığını belirten Conti, tüm dünyanın bu mücadeleye tanık olduğunu dile getirdi.

Mücadeleyle gelen radikalliğin ise bir gereklilik olduğunun altını çizen Conti, “Kürt kadınları bu kadar yolu zafere ulaşmak için yürüyor ve ulaşacaklar da. Filipinler’deki siyasi mahpusların diğer ülkelerdeki siyasi mahpuslarla dayanışmak gibi bir istekleri, talepleri var. Bunu bizlerle, avukatlar aracılığıyla ilettiler. Dayanışma mesajlarını da diğer siyasi tutsaklara bizim aracılığımızla iletiyorlar. Siyasi tutsakların bir an önce özgürlüğüne kavuşmasını ve tüm dünyada siyasi mahpusluğun son bulmasını talep ediyorlar. Bu da ancak ve ancak bir devrimle olacaktır. Baskıları bitirmenin tek yolu devrim yapmaktır” dedi.

 

 

Her daim yan yana

Siyasi tutsakların özgürlüğü için mücadele edilmesi gerektiğini belirten Maria Kristina Conti sözlerini şöyle sonlandırdı: “Hakların, siyasi kimliklerin korunduğu ve çalışmalarına başka bir alanda devam edebilecekleri bir düzenin oluşturulması gerekiyor. Bir avukat olarak öncelikle yasal mekanizmalara ihtiyacımız olduğunu söyleyebilirim ama yasaların birçok koşulda başarısız olduğunu da görüyoruz. Dolayısıyla ekstra bir yasa olması şu demek; yasal olmayabilir ama yasadışı da değil. Bütün tutsak kadınlar için mücadele etmemiz gerekiyor. Hem dünya kadınları hem de insan hakları savunucuları olarak bu mücadele uğruna her daim yan yana ve dayanışma içinde olmalıyız.”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.