Erdoğan insan avında

• Çok Kürt öldürerek bu sorun çözülseydi Dersim’de uygulanan soykırım, Ağrı ve Şêx Seîd vb katliamlarıyla bu sorun çözülürdü, bugüne sarkmasına gerek kalmazdı.

 

Zeki AKIL

Erdoğan iktidara seçimle geldi. Ancak ‘seçimle gitmez’ diye birçok çevre şimdi tartışıyor. Yirmi yıl iktidarda kalmış birisi neden iktidarı bırakmak istemez?

Angela Merkel on altı yıl iktidarda kaldı ve bıraktı. Törenlerle, düzeyli vedalaşmalarla uğurlandı. Almanya’da herhangi bir gerginlik ve gereksiz tartışma olmadı.

Son seçimler de oldukça sakin ve olağan bir atmosferde geçti. Merkel’in partisi oy kaybetti ve iktidar el değiştirdi.

Türkiye’de neden böyle olmuyor? Seçimle gelen Erdoğan neden halkın başına bela oluyor, her türlü kanlı ve kirli oyunla iktidarda kalmaya çalışıyor?

Diktatörlüğe soyunanlar ve faşistler için iktidar her şeydir. İktidarda kalmak için her şeyi yaparlar, her yol ve yöntemi denerler. Hitler, Mussolini ve Saddam gibilerinin pratiği biliniyor.

Suriye’nin durumu göz önünde. B. Esat ne pahasına olursa olsun iktidarda kalmayı her şeyin önüne alıyor. Suriye perişan, halk yoksulluk içinde, ülkenin önemli bir bölümü işgal altında. Ama Esat bundan kendisini hiç sorumlu görmüyor.

Yeni bir anayasa, demokratik bir Suriye onun için düşünülecek bir şey değil. Asıl olan iktidarda kalmasıdır. Faturası halk için ne olursa olsun onun için önemli değildir.

Erdoğan bu pratiklerden, tarihten neden ders çıkarmıyor?

Zorla, tehdit ve demagojiyle kalıcı bir iktidar inşa etmek mümkün olsaydı bu saydığımız yönetimler yıkılmazdı.

Türkiye, Erdoğan’ın yönetimi devraldığı dönemden daha geriye ve kötüye gitti. Ekonomi iflasta. Ağır bir ekonomik ve siyasi, toplumsal kriz yaşanıyor. Dış politikası tümüyle çıkmaza girmiş.

Vermediği taviz, söylemediği yalan, sergilemediği tutarsızlık kalmadı. İçeride ve dışarıda politika ve sözlerine güvenilmiyor. Erdoğan ekonomi ve faizler konusunda konuştukça dolar yükseliyor ve Türk parası pula dönüyor.

Erdoğan, devasa büyüklükteki tarihi Kürt sorununu birkaç Kürt’ü öldürerek ve Rojava’yı, Başûr’u işgal ederek çözmeyi düşünüyor.

Çok Kürt öldürerek bu sorun çözülseydi Dersim’de uygulanan soykırım, Ağrı ve Şêx Seîd vb katliamlarıyla bu sorun çözülürdü, bugüne sarkmasına gerek kalmazdı.

Erdoğan ve onun gibileri neden bu kısır döngünün dışına çıkamıyorlar? Türkiye Kürtlerle barışsa, Kürt sorununu çözse bu durumlara düşmezdi. Şimdi AB üyesi olmuştu. Bütün Arap ülkeleriyle ilişkisi gelişir, Ortadoğu pazarında büyük pay sahibi olurdu. Büyüyen bir ekonomi, gelişen bir demokrasiyle Ortadoğu’nun yükselen yıldız ve siyasi modeli olurdu.

Ama Kürt düşmanlığıyla büyüyen savaş harcamaları ve batmış bir ekonomi ve zehirlenmiş bir siyasi ortamla derin bir krize gark oldu.

Ağır faturayı ödemeye Türkiye devam edecek. Şimdi Arap ülkelerine yaltaklanıyor, ilişkileri düzeltmeye çalışıyor. Birkaç milyar dolar kapmak için takla atıyor.

Serêkanîyê işgalini kınayan Arap Birliğine Erdoğan yüksek perdeden “bütün Arap devletlerini toplasan bir Türkiye etmez’’ diyordu. Mısır’ınki dahil bütün İhvancıları etrafında toplamıştı. Arap ülkeleri dahil herkes bu silahlı gruplardan elini çekerken Erdoğan büyük bir hevesle hepsinin hamiliğini üstlendi.

Şimdi Suriye’de işgal ettiği bölgelerde on binlerce silahlı çeteyi koruyor, besliyor, eğitiyor. Libya’dan Azerbaycan’a kadar kendisi için savaştırıyor. Bunları birleştirmeye çalışarak Suriye rejimine karşı alternatif ordu ve hükümet kuruyor. Arap rejimlerine alttan sopa gösteriyor. Avrupa, ABD, Rusya dahil bütün dünyaya terör ihraç eden bir ülke haline gelmiş. El Kaide, DAİŞ artıklarını ve uzantılarını elinin altında tutuyor.

Türk devleti bu çeteleri Suriye’de Kürtlere karşı aktif biçimde kullanıyor. Kendi askeri ölmesin diye bunları öne sürüyor. Bu çeteleri işgal bölgelerinde Kürtleri kaçırtmak, etnik temizlik için teşvik ediyor. Kısacası Kürt soykırımını tamamlamak için Türk devleti sistemli biçimde kötülüğü örgütlüyor.

Öldürmek ve sürmekle, korkutmakla Kürt sorunundan kurtulmayı planlamışlar. MSB adına Hulusi Akar 2015’ten bu yana 32 bin Kürt’ü öldürdüklerini büyük bir iftiharla anlatıyor. Başarı öykülerini ne kadar çok Kürt’ü öldürdükleriyle yazıp tarihe geçmeyi düşünüyorlar. Ama tarihten ders çıkardıkları yok.

Halbuki eski genelkurmay başkanı İlker Başbuğ “biz altı kez PKK’yi öldürdük ama bitiremedik,’’ diyordu. 2015’e kadar zaten on binlerce Kürt’ü öldürmüşlerdi. Erdoğan ve H. Akar’ın öldürdükleri bunlara yapılmış eklerdi.

Türkiye halkları belirsizlik ve yokluklar içinde kıvranıyor. Ama AKP’nin medyası ve Kürt soykırımına gönüllü katılan bazı hain Kürtler PKK’lileri nasıl öldürdüklerini, Güney Kürdistan’dan kaçırdıklarını iştahla anlatıyorlar.

Sürekli olarak, “güney sınırlarımızdan sızmaya çalışan ve etkisiz hale getirilen teröristler’’ haberlerini uyduruyorlar. Bölgeyi bilmeyenler sanır ki, Türkiye sınırları büyük bir tehdit altında, sürekli saldırılara maruz kalıyor.

Bu haberlerin hepsi uydurma. Amaç Kürtleri öldürme ve işgal için kamuoyu yaratmadır. Ayrıca, “ikna çalışmalarıyla şu kadar kişi teslim oldu” haberleri yapılıyor. Bunların da büyük bölümü yalandır.

Daha önce inancını yitirmiş, zayıf ve kopmuş, Güney’de yaşayan bazı tipleri KDP yardımıyla Türkiye’ye getiriyorlar. “PKK çözülüyor, dağılıyor” haberlerine meze yapıyorlar.

“MİT PKK’nin sözde üst düzey yöneticisi Duran Kalkan’ın korumalığını yapmış birisini ve bir kadını kaçırmış’’ diye Erdoğan’ın TV kanalı tartışma programı düzenliyor. Bir koruma görevlisini kaçırmayı büyük bir başarıymış gibi veriyorlar. Duran Kalkan da ‘’sözde’’ sorumluymuş.
Dilleri kirli, ruhları kara. Kirli, çirkin ve kötülük örgütleyenler böyle olurlar.

Cinayet, insan kaçırma ve şantajı siyaset tarzı bellemişler. Bu cinayet ve hukuksuzluklarıyla yüz yıllık Kürt sorununu çözeceklerini sanıyorlar. Kötülükleri yaymak ve kanla Kürt sorunu çözülseydi Erdoğan gibi kalitesizlere gerek kalmazdı.

Bilsinler ki, bu kafayla çözülen kendileri olacaktır.