Erdoğan’ın Hüda-Par’a bir jestiydi

Dosya Haberleri —

Mazlum İçli

Mazlum İçli

  •  Kobanê olaylarında Hüda-Par’lı 4 kişinin öldürülmesi iddiasıyla müebbet hapis cezası verilen Mazlum İçli’nin olay günü olay yerine 140  kilometre uzaklıkta bir köy düğününde müzik yaptığı belirlenmesine ve video kayıtları olmasına rağmen suçlu ilan edildi. 
  •  Yeni Özgür Politika‘ya konuşan aile bireyleri kararın siyasi olduğunu söyledi. Ağabey Mahsum İçli, ‘Referandumda Hüda-Par’ın Erdoğan’ı desteklemesi ile kardeşim ve başkalarının tutuklanması Erdoğan’ın Hüda-Par’a bir jesti oldu’ dedi.

YILMAZ KAYA/BARIŞ BALSEÇER

Amed’de 6-8 Ekim 2014 yılındaki Kobanê olaylarında Hüda-Par’lı 4 kişinin öldürülmesi iddiasıyla tutuklanan ve jandarma tarafında hazırlanan raporlarda olay yerinden 140 kilometre uzaklıkta bir düğününde müzisyenlik yaptığı tespit edilen Mazlum İçli’ye müebbet hapis cezası verildi. Yani fatura yine suçsuz bir Kürt’e kesildi.

Babası ile birlikte olay yerine 140  kilometre uzaklıkta bir köy düğününde müzik yaptığı belirlenen, HTS kayıtlarında Amed’de olmadığı tespit edilen Mazlum İçli’nin suçsuz olduğu kanıtlanmasına rağmen Mahkeme tarafından suçlu ilan edildi. 

Zülfi İçli

Karar siyasi

Yeni Özgür Politika’ya konuşan ağabey Zülfi İçli, kardeşine verilen cezanın siyasi bir karar olduğunu belirterek, “Bu dosyanın bozulması demek hem Demirtaş’ı, hem de HDP’nin kapanma sürecini etkileyecekti. Çünkü aynı dosya, aynı dava” dedi. Kardeşinin yargılandığı davada savcının önce tahliye kararı istediğini ve bunun kendilerine bir moral olduğunu kaydeden Kaya, “Silivri cezaevinde yatan Mazlum’la haftada bir gün telefon görüşmesi yapıyoruz. Kendisine hep umut verdik. O da umutlandı. Savcının tahliye kararından sonra çok umutlanmıştı. Bir sonraki mahkemede ise ceza verildi. Sanki bir yerden emir gelmiş gibi. Tahliye beklerken müebbet verildi” diye konuştu.

Koma Sidar’ı herkes tanır

Kobanê olaylarından kardeşinin 14 yaşında olduğuna dikkat çeken İçli, “Toplanan tüm delillerde kardeşimin olay günü kentte olmadığının tespit edilmesine ve tanıkların ifadesine rağmen ona böyle bir ceza verdiler” diye vurguladı. Mazlum’un Kobanê olaylarından bir yıl sonra karakoldan ifade vermeye çağrıldığını ve çıkarıldığı mahkemece tutuklandığını belirten ağabey İçli, “Kardeşimin bu olaylarla ilgisinin olmadığı tüm delillerle ortada. Bizler ailece müzisyeniz. Bölgede bizi ‘Koma Sidar’ olarak herkes tanır” dedi.

Mahsum İçli

Deliller var 

Bağlama çalan Mazlum’un ağabeylerinden Mahsum İçli de, “Kardeşim o tarihte Diyarbakır’da olduğuna dair bir delil yok. Bütün görüntüler, deliller, şahitlerimiz var. Telefon sinyali o tarihte Kulp’ta olduğunu gösteriyor. Babamı ve kardeşimi Kulp’a götüren taksicinin ifadesi bile var. Ama devlet kardeşimizi bırakmıyor. Normal bir adalet işleseydi kardeşim dışarıda olmuş olacaktı” dedi.

Jest için ceza verdiler

Kardeşine verilen kararın siyasi olduğuna dikkat çeken Mahsum İçli, “Referandumda Hüda-Par Erdoğan’ı destekledi. Kardeşim o dönem yargılandığı davadan tahliye olmuştu 6 kişi ile birlikte. Hüda-Par Erdoğan’a destek verdikten bir hafta sonra tekrar tutuklandı. Kardeşim ve 6 kişi cezalandırıldı. Erdoğan’ın Hüda-Par’lılara yaptığı bir jest oldu” diye konuştu.

Aynur İçli

Gençliğinden ettiler

Anne Aynur İçli de, çocuğunun tutuklandığı tarihte lise öğrencisi olduğunu belirterek, “Okulundan ettiler, gençliğinden ettiler. Ömrünü çürütecekler. 14 yaşındaki çocuk ne yapabilir. Vallahi oğlum bu suçu işlemiş olsaydı, ‘Sen hak etmişsin, cezanı çekeceksin’  derdim. Ama oğlum suçsuzdur. Düğündeydi. Onunla birlikte babası, abisi, amcası hepsi düğündeydiler. Allahta şahittir, herkeste şahittir. Devlet bilmiyor mu 14 yaşındaki bir çocuk 4 insanı nasıl öldürebilir? Allah’ta biliyor herkeste biliyor. Tüm deliller oğlumdan yana olmasına rağmen bu cezayı verdiler” dedi.

 

Olay gecesi düğündeydik

Nusret İçli 

Baba Nusret İçli, 7 Ekim tarihinde Amed’in Kulp ilçesine bağlı Demirli Köyü - Keçiveren Mezrası’nda bir düğünde müzisyenlik yaptıklarını ve köyün Amed merkeze 140 km. uzaklıkta olduğu dile getirdi. Amed’den birçok düğün işi aldıkları için 4 Ekim tarihinde çıktıklarını sözlerine ekleyen Nusret İçli, Kulp’tan Amed’e dönüş tarihlerinin ise 8 Ekim gecesi olduğunu söyledi.

‘Biz karakola gittik’

Olayların yaklaşık iki ay sonrası tekrardan düğüne gittiklerini sözlerine ekleyen Nusret İçli, döndüklerinde bir gün öncesinde polisin evlerine geldiğini ve Mazlum’u sorduğunu, kendileri için rutinleşen gözaltılardan birisi olduğunu düşünerek Mazlum ile diğer gün Çocuk Şube’ye gittiklerini belirtti. Polisin bir gün öncesinde birçok eve baskın yaptığını ve Yasin Börü olayıyla ilişkili oldukları iddiasıyla çocuk yaşta birçok kişiyi gözaltına alıp, aynı gün adliyeye sevkettiğini söyleyen Nusret İçli, Mazlum’un da apar topar araca bindirilerek adliyeye götürüldüğünü belirtti. Çocuğunun peşinden adliyeye gittiğini söyleyen Nusret İçli, adliyeye girdiğinde Mazlum’un tutulduğu odada polis tarafından kaba işkenceden geçirildiğini belirtti. Nusret İçli: “Yumruk, tekme, tokat...Bir ara kafasını duvara vurdular sert şekilde. Dayanamayıp polise müdahale ettim. Aynı gün işkenceden geçirilmiş halde mahkemeye çıkarıldı Mazlum. Tutukladılar.” 

İşkence sonrası ameliyata oldu

Diğer gün Mazlum’un ihtiyaçlarını alarak cezaevinde ziyarete gittiğini söyleyen Nusret İçli, görüşmede Mazlum’un çok sancısının olduğunu söylediğini, gece boyunca bu sancılarla sabahladığını ifade etti. Mazlum’un gece gardiyana dilekçe vererek acil doktora ihtiyacı olduğunu söylediğini belirten baba Nusret İçli, görüşmedeyken Mazlum’un ambulansla hastaneye kaldırıldığını dile getirdi. Nusret İçli “uğradığı işkence sonucu oğlumun apandisiti patlamıştı ve acilen ameliyata alındı” dedi.

“Erdoğan Hüda-Par’la anlaştı”

 “16 Nisan 2017 Türkiye anayasa değişikliği referandumu sürecine girdi” diyen baba Nusret İçli, referandum sürecinde Erdoğan ile Hüda - Par’ın görüşmesine dikkat çekerek Hüda - Par ile Erdoğan anlaştığını ifade etti. Nusret İçli, “Hüda - Par referandum sürecinde Erdoğan’a çalışacak ve Erdoğan da bu davayı tekrardan gündeme koyacaktı. Erdoğan referandumu kazanır kazanmaz tekrardan Yasin Börü dosyası gündeme geldi. Erdoğan çıktığı her TV programında, gittiği her yerde, yazılı basında sürekli “Yasin Börü” demeye başladı.”

110 yıl hapis!

Referandumun hemen ardından Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi, 24 Nisan 2017’deki karar duruşmasında 41 sanıktan 16’sı hakkında ‘canavarca hislerle ve eziyet ederek kasten öldürmek’ ve ‘devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak’ suçlarından 5’şer kez ağırlaştırılmış müebbet, 2’si hakkında aynı suçlardan 5’şer kez müebbet, aralarında Mazlum’un da olduğu 6 çocuk hakkında ise 110’ar yıl hapis cezası verdi.

Avukatların mahkemenin kararına itiraz etmesi üzerine dosya istinafa taşındı. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi, karara yapılan itirazları esastan bozarak, Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinin kararını uygun buldu. Kararın temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay’a gitti. Yargıtay, Nisan 2020’de ‘canavarca hislerle ve eziyet ederek kasten öldürmek’ suçundan ceza verilen 24 sanık ile beraat alan sanık Hüseyin Okçu hakkındaki kararı bozdu. Yargıtay’ın bozma ilamında Yasin Börü’nün olay tarihinde 18 yaşından küçük olduğu belirtilerek, 24 sanığın bu suçu çocuğa karşı işlediğinin de değerlendirilmesi gerektiği ifade edildi.

İtirazlar dikkate alınmadı

“Yargıtay’a taşınıncaya kadar tek bir avukat mahkemeye alınmamıştı” diyen baba Nusret İçli, avukatları Mahsuni Karaman’ın kendisiyle görüştüğünü ve şu an’a kadar bütün itirazlarımıza rağmen dava dosyasının açılmadığını ve bunun bir fırsat olduğunu söylediğini belirtti.

Videolara rağmen ceza!

Baba Nusret İçli, avukat Mahsuni Karaman’ın Mazlum’un o gün düğünde olduğunu kanıtlayan tüm fotoğraf, video, şahit ifadelerini, cep telefonu kayıtlarını geniş bir dosya halinde Ankara 2.Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunduğunu, mahkemenin ise videonun montaj olabileceğini söylediğini belirtti. Bilirkişi talep ettiklerini söyleyen baba Nusret İçli, videonun çekildiği tüm alanın detaylı araştırılmasını istediklerini dile getirdi. 

Nusret İçli, savcılığın gönderdiği heyeti avukat Mahsuni Karaman ve kendisinin düğün gecesi videonun çekildiği mezraya götürdüklerini, heyetin videoda görünen her şeyi tespit ettiğini belirtti. 

Damat tanıklık etti

Nusret İçli, “Bölge karakolundan o tarihte düğün olup olmadığı soruldu. Karakoldan o tarihte düğün olduğuna dair belge aldık. Köy muhtarı hariç bölge muhtarının, damadın ve o gece Amed’e gelirken bindiğimiz taksi şoförünün tanıklığı istendi. Bölge muhtarı, taksi şoförü ve damat mahkemede tanıklık ettiler. Savcılık heyetinin ayrı ayrı zamanlarda talep ettiği her şeyi yerine getirdik” dedi.

Bilirkişi raporu

Ayrıca olayların gerçekleştiği tarihteki fotoğraflara bakıp “fotoğraftaki Mazlum olabilir” diyen bilirkişiye, Mazlum’un son fotoğrafları ve düğündeki videosu heyet tarafından gönderildiğini belirten Nusret İçli, sonrasında bilirkişinin olay gününe ait fotoğraflarındaki kişinin Mazlum olmadığını ve bu ifadenin de netleştiğini söyledi. 

Savcıdan iki ayrı talep!

“25 Haziran 2021 tarihindeki duruşmada savcı, bütün bu deliller ışığında mahkemeden Mazlum’un beraatını talep etti” diyen baba Nusret İçli, 28 gün sonra görülen mahkemede beraatı talep eden aynı savcının, kendi beraat talebine itirazda bulunduğunu belirtti. Savcının “Fikrim değişti” diyerek, sundukları deliller öncesindeki dosya üzerinden “Mazlum’un tutukluluğunun devam etmesi” talebinde bulunduğunu belirtti.

Tahliye edilecek dediler

Nusret İçli, “Bu gelişmelere rağmen mahkeme sunduğumuz delilleri baz alarak infazın durdurulması ve Mazlum’un tahliye edilmesine karar verdi.”

Mahkeme günü Amed’de olduklarını söyleyen Nusret İçli, “Dosya infaz müdürlüğüne gönderildiğinde Mahsuni Karaman beni aradı ve “gözünüz aydın. Mazlum bu gece tahliye edilecek. Mazlum için bilet al, sabah saat 11.00’de yanınızda olacak” dedi. 

Siyasi el devreye girdi

Mazlum için bilet aldıktan yaklaşık iki saat sonra avukat Mahsuni Karaman’ın kendisini arayarak “Bir sıkıntı var” dediğini ifade eden Nusret İçli, Ankara 2.Ağır Ceza Mahkemesi’nin infaz durdurma kararı sonrası davayla hiçbir ilgisi olmayan Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin devreye girdiğini belirtti. Nusret İçli, siyasi bir elin devreye girerek Mazlum’un tahliyesini engellediğini söyledi.

Kumpas kuruldu

Baba Nusret İçli tüm bu gelişmeleri ele aldıklarında bunun bir siyasi dava olduğunu anladıklarını ifade ederek, “Selahattin Demirtaş’ın, Osman Kavala’nın tutuklanma sürecinden beri yaşadıkları neyse oğlum Mazlum’un da yaşadıkları aynıdır. Oğlum şu an rehindir” dedi. Baba Nusret İçli Yasin Börü olayının Erdoğan tarafından doğrudan Kobanê Davası’na yönelik delil olarak kullanıldığını, oğlunun rehineliğinin doğrudan Kobanê Davası’yla ilişkili olduğunu belirtti.

Oğlum yoldaşımdı

“Mazlum benim oğlum fakat öncelikle arkadaşım, yoldaşımdır” diyen Nusret İçli,  onun gibi binlerce Kürt’ün uydurma iddialarla siyasi rehine olarak içeride tutulduğunu belirterek, “Oğlumun yaşadıkları siyasi soykırım sürecinde karşılaştığımız kumpas davalarından sadece bir örnektir” dedi. Baba Nusret İçli, “Açıkçası sadece Mazlum’un serbest bırakılması için çabalamıyoruz. Kobanê Davası’nın bu dava üzerinden netleşeceği, iktidarın nasıl bir kumpas kurduğu ortaya çıkacağı için bu dava kilit durumdadır” dedi.

Kürtler için neden adalet yok?

Nusret İçli, Yasin Börü’yü öldürenlerin kumpası hazırlayanlar olduğunu belirterek, “Nasılki Ceylanpınar’da iki polisi vurup çözüm sürecini bitirmekte kullandılarsa, Yasin Börü meselesinin de siyasi soykırımı meşrulaştırmakta kullandılar” dedi. 

Baba Nusret İçli aynı olaylarda 26 yurtsever Kürt’ün katledildiğini sözlerine ekleyerek, tepkisini şu sözlerle dile getirdi: “Peki bu 26 yurtsever Kürt’ü kim öldürdü? Neden failleri ortada yok? Madem hak, hukuk, adalet var katledilen 26 kişinin hak, hukuğu neden savunulmuyor?” 

Karar Kürt düşmanlığından

Ailesinin potansiyel suçlu gösterilerek kriminalize edildiğini belirten Nusret İçli, “Sosyal medyadan paylaştığım bir müzik parçası delil olarak kullanılarak, ‘örgüt propagandası’ yaptığım gerekçesiyle gözaltına ve 20 ay hapis cezası aldım” dedi. Nusret İçli, Mazlum’dan büyük oğlunun bir kaç defa gözaltına alındığını, ailesi üzerinde sürekli bir psikolojik baskı söz konusu olduğunu ifade etti. Nusret İçli ,bütün bu gelişmelerden sonra yurtdışına çıkmak zorunda kaldığını belirtti.

Sesimizi duyun

Baba Nusret İçli, “Bir babayım, oğlumun hayatı karartıldı. Oğlum işlemediği bir suçtan dolayı Erdoğan ve devletin Kürt düşmanlığından dolayı tutuklu haldedir. Müebbet cezasıyla tüm yaşamı elinden alınmak isteniyor” dedi. Gazetemiz aracılığıyla kamuoyuna da seslenen Nusret İçli, “Bu haksızlık ve hukuksuzluğa karşı durulmazsa adalet, birlikte yaşam, insanlık onuru da gözlerimiz önünde ayak altına alınmış olunacaktır. Hep birlikte tüm bu haksızlıklara karşı sesimizi duyurmak zorundayız” dedi.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.