Esad rejimi Suriye sorununun neresinde?

Forum Haberleri —

.

.

  • Esad yönetiminin izlediği politika işleri daha da kör düğüm haline getirmektedir. Dış güçlere dayanarak kendisine verilen güvenceler ile Suriye birliğini korumaya çalışması, iktidarını sürdürmesi pek mümkün görünmemektedir.

ŞÜKRÜ GEDİK

Suriye sorunu diye tarif edilen sorunun öznesi adeta ortadan kalkmış gibi durmaktadır. Arap baharının rüzgarları Suriye’de esmeye başladığında birçok çevrenin beklentilerini boşa çıkarırcasına rüzgarlar tersten esmeye başladı. Direnen ve ayakta kalan Esad’lı Baas rejimi dış güçlerin bölgesel hesaplarını boşa çıkarmış oldu.

Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) stratejisine uygun öngörülen yeniden yapılanma Suriye’de sekteye uğramış oldu. Erdoğan’ın Suriye macerası zikzaklar çizerek devam etti. Türkiye’de ki AKP iktidarı başlangıçta Suriye ile iyi ilişkiler geliştirmek için çok samimi bir ortam oluşturmaya kadar işi vardırdı.

Esad ailesi ve Erdoğan ailesi arasında neredeyse su sızmayan ilişkiler geliştirildi. Can ciğer kuzu sarması ilişki tarzı fazla uzun sürmedi. Kürt düşmanlığı ve PKK tasfiyesine dayanan uzlaşı, ilişki tarzı üzerinden sağlanan aile yakınlaşması zamanla tam bir kabusa ve ezeli düşmanlığa dönüştü.

Suriye rejimine kaşı muhalif güçlerin gelişmesiyle birlikte AKP şefi Erdoğan anında saf değiştirmekte asla tereddüt etmedi. Özellikle de Kürtler ile ilişkilerde beklentiler içine girerek yanına çekmek için Kürt temsilcilerini Ankara’da ağırlamaya başladı. Esad’dan ve Kürtlerden umduğunu bulamayınca ikisine de düşmanlık politikalarına yöneldi ve radikal İslami terör örgütlerine yaslandı, himayesine aldı, eğitti donattı ve piyon gibi sahaya sürerek kullanmaya başladı.

DAİŞ çete gurupları Suriye içlerine çekirge sürüsü gibi yayılıp kısa süre içinde şehirleri ele geçirince Türk devletinin fırsat kollayan Suriye iştahı daha da kabarmış oldu. Suriye’de Türk devleti ile DAİŞ arasında başlayan kankalık ‘Kobanê düştü düşüyor’ diyerek çıktıkları balayı DAİŞ’in Kobanê yenilgisiyle sona ermiş oldu.

Suriye’deki meyve ağacını en erkenden taşlayanlardan biri olan Türkiye, çete guruplarıyla yoluna devam etmektedir. Mevcut durumda Türkiye’nin alandaki varlığı Suriye leşine konmak için bekleyen Akbabalara benzemektedir.

Rusya ve ABD’nin Suriye’ye müdahil olması ise başka bir kulvarda yol almaktır. Suriye’de hakimiyet kurmak için kolları sıvamaları ikisini de yorgun düşürdü. ABD çekilme ile çekilmeme arasında bocalarken, Rusya’da yıpranmış Suriye rejimini kendisine mecbur kılarak çıkar devşirmeye başladı.

İran’ın bölgedeki varlığı ise Suriye Aleviliğine oynayarak şii perspektifli bir hattı oluşturmak, bölgede kalıcı konumlamaya gitmektir. ABD ve İsrail karşıtlığını bölgesel yayılmacılıkla kendisine uygun tampon bir bölge oluşturmaya çalışıyor. Yemen, Lübnan, Suriye, Irak’ta ki İran varlığı kendi mecrasında devam ederken Suriye rejimine en yakın güç olarak durmaktadır.

Cenevre, Astana ve Soçi de kurulan Suriye masalarında Suriye’ye kefen biçiliyor. Çözüm adı altında sürdürülen görüşmelerde Kürtlerin yer almaması tarafların çözümden uzak olduğuna işarettir.

Suriye rejimini ayakta tutan koltuk değnekleri Suriye sorununun öznesi haline geldiler. Kürtleri dışarıda tutan çözüm arayışları Suriye’nin kaos halinin daha fazla derinleşmesine yol açacaktır.

Ortadoğu’nun tam göbeğinde ikinci bir Afganistan yaratılmak istenmektedir. Rojava ile ilişki kuran kimi devletler Rojava’nın statüsünü tanımaktan ziyade dirsek teması kabilinde ilişkiler ötesine geçmemektedir.

Suriye’de ki Esad iktidarı uluslararası dengelere dayanarak ayakta durmaya çalışsa da direncini çoktan yitirmiştir. Esad sonrası bir Suriye daha fazla tartışılır hale gelmiştir. Kürtlerin olmadığı, Rejimin devre dışı bırakıldığı Suriye geleceğini tahayyül etmek oldukça zor olmasa gerek.

İkinci bir Afganistan’ın doğuşuna Türkiyenin öncülük edeceğini şimdiki İdlib hakimiyetinden ve Kürt coğrafyasını işgal ederek kendi topraklarına katma girişimleri, Êfrîn, SerêKaniyê, GrêSıpî’de her türlü insanlık dışı uygulamalara başvurarak iktidarını pekiştirmeye çalışması, Çete guruplarına alan açması nasıl bir Suriye’ye doğru gidildiğini şimdiden görmek mümkündür.

Karmaşanın sürdüğü Suriye’de hal böyle iken, Esad yönetiminin izlediği politika işleri daha da kör düğüm haline getirmektedir. Dış güçlere dayanarak kendisine verilen güvenceler ile Suriye birliğini korumaya çalışması, iktidarını sürdürmesi pek mümkün görünmemektedir.

Kürtlerle ilişkileri de duruma göre değişkenlik göstermekte ve güvensizlik yaratmaktadır. Esad’ın son açıklaması, Suriye’nin tek merkezden yönetilmesi mümkün olmadığı noktasına gelmiş olması önemli olmakla birlikte yetersiz bir yaklaşımdır. Sorunun tek çözümü Kürtlerle birlikte yol almaktır.

Suriye sorunu Esad rejiminin sorunu olmaktan çıkmıştır. Asıl tehlikeli olan Türk devletinin işgal ve saldırılarıdır. Çete guruplarının hırsızlık, gasp, tecavüz, insan kaçırma, katliam girişimleridir. Kolu kanadı kırılmış Esad rejiminden ziyade Türk devletinin varlığı daha büyük bir tehlikedir.

Türk devletinin saldırıları durdurulmazsa, işgaline son verilmezse, çetelerin Kürt coğrafyasına yerleştirilmesi durdurulmazsa Suriye, Afganistan’dan daha tehlikeli bir yer haline gelecektir.
 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.