Êzîdîler üzerindeki tehdit sürüyor

FELEKNAS UCA

FELEKNAS UCA

  • HDP Milletvekili Feleknas Uca, Şengal’in hala tehdit altında olduğunu belirterek, "DAİŞ’in yarım bıraktığı, yapamadığı, yok etme planı Türk bombardımanı ile sürdürülmek isteniyor. Bağdat- Erbil anlaşmasıyla da Êzîdîler üzerinde yeni konseptler uygulanmak isteniyor. Êzîdî varlığı her an tehdit altında bırakılıyor" dedi.

BARIŞ BALSEÇER

 

HDP Milletvekili Feleknas Uca, Şengal’in hala tehdit altında olduğunu belirterek, "DAİŞ’in yarım bıraktığı, yapamadığı, yok etme planı Türk bombardımanı ile sürdürülmek isteniyor. Bağdat- Erbil anlaşmasıyla da Êzîdîler üzerinde yeni konseptler uygulanmak isteniyor. Êzîdî varlığı her an tehdit altında bırakılıyor" dedi.

DAİŞ’in Şengal’de 3 Ağustos 2014’te Êzîdîlere karşı gerçekleştirdiği soykırımın 7. yıldönümü. Binlerce Êzîdî’nin katledildiği soykırımda, binlerce kadın ve çocuk esir alındı, sonrasında köle olarak saltıldı. Hala 2 bin 800 kadın ve çocuğun akıbeti bilinmiyor. Şengal’de Êzîdî halkına yönelik gerçekleştirilen katliamın Meclis’te soykırım tanınmasına dair kanun teklifi veren Uca, soykırımın yıldönümü vesilesiyle gazetemize konuştu.

Soykırım ardından 450 binden fazla kişinin göç etmek zorunda kaldığını belirten Uca, "33 bin kişi Türkiye’ye geldi. Amed, Mardin, Batman, Siirt, Viranşehir, Cizre, Silopi, Şırnak DBP belediyeleri ve halkı katliamdan kaçan Êzîdîlere kucak açtı. O zaman DTK, HDP, DBP ve yerel yönetimlerimizden oluşan bir kriz masası kurduk. Çadır kentler kurduk. Halkın olağanüstü desteği ve dayanışmayla hazırlıklar yapıldı. Bu dayanışma binlerce Êzîdî’nin umudu oldu" dedi.

 

Kampta kalanlar Avrupa’ya göç etti

Êzîdîlerin o dönem kamplara ve köylerde evlere yerleştirdiğini belirten Uca, "2016’da DBP belediyelerine kayyum atamalarının ardından Êzîdîler, Urfa, Şırnak, Mardin ve Amed’deki mülteci kamplarından AFAD kamplarına istekleri dışında taşındı. Bu kamplardan biri olan Mardin Midyat AFAD kampında kalan yaklaşık bin Êzîdî’nin kamptan çıkarılacakları ve Hatay, Kilis ile Maraş'taki mülteci kamplarına götürülecekleri kendilerine beyan edilmişti. Savaştan kaçmış ve travmalarla boğuşan bir halkı, başka sorunlarla baş başa bıraktılar. Ancak kamplarda kalan Êzîdîlerin büyük çoğunluğu Avrupa’ya göç etti.”

 

 

Net sayı bilinmiyor

Şu anda Kuzey Kürdistan’da ne kadar Êzîdî’nin bulunduğuyla ilgili net bir sayının olmadığını belirten Uca, ailelerin yoğunlukla Mardin, Batman, Urfa, Amed gibi Êzîdî nüfusunun yoğunluklu yaşadığı yerlerde kaldığını belirtti.

 

Çocuklar geceleri çığlık atıyordu

Şengal’da büyük bir vahşetin yaşandığı ve travmasının halen devam ettiğinin altını çizen Uca, "Kadınlar için Mücadele Platformu kurduk. Çok sayıda kadın DAİŞ çetelerinin elinden kurtarıldı. Çocukları ailelerine teslim ettik. Ancak o çocukların yaşadığı travmayı unutmak mümkün değil" diyerek şu örneği paylaştı: "Çocukların yaşadığı psikolojiyi, onların dilinden anlayabilmek için onlara kâğıt ve kalemler vererek çizim yapmalarını istedik. Çocukların çizdiği tek şey kara kalemle DAİŞ çeteleriydi. Bir çocuk da Kürtçe konuştukları zaman işkenceye maruz kaldıklarını söyledi. Bunu söyleyen ise 5 yaşında bir çocuktu. Kobanê’ye Reqa’dan kurtarılan çocukları almaya gittiğimizde, onları ikna etmek için Êzîdî olduğumu söyledim. Çocuklar 'Êzîdî kadınla gidelim, o bizi DAİŞ’e vermez' diyordu. Zor da olsa arabalara binmeye ikna ettik. Arabayla ilerlerken mola vermek istediğimizde çocuklar hep bir ağızdan ‘Hayır, hayır durmayın. DAİŞ gelip bizi burada bulacak ve geri götürecek. Onlar hala arkamızda’ dediler. Öyle bir psikoloji içerisindeydiler ki, tedavilerinde bile geceleri çığlık atıyorlardı, korkuyorlardı."

 

Devletin korumasındalar

DAİŞ çetelerinin kaçırdığı kadın ve çocukların Türkiye’de internetteki köle pazarlarında satıldığını söyleyen Uca şöyle devam etti: "Çocukların, kadınların Türkiye sınırından nasıl bu kadar kolay geçtiğiniz hiçbirimiz bilmiyoruz, ancak şunu biliyoruz ki, kuş uçsa vurulacak şekilde korunan sınırlardan DAİŞ çetelerinin geçmesi devletin yardımı olmadan mümkün değildir. Ankara’da ikamet etmek birilerinin göz yumması olmadan mümkün değildir. Bu çetelerin geçişini kolaylaştıranlar, çocukların, kadınların satılmasına göz yumanlar, bu kaçırmaların önünü açanlardan asla hesap sorulmadı. Üstelik bu konuyla ilgili sorduğumuz hiçbir soruya yanıt verilmiyor. Hiçbir başvurumuza geri dönülmüyor.”

 

Êzîdî mezarları saldırıya uğruyor

Türkiye’de Kürtlere karşı yürütülen düşman politikasının, siyasetin hedef gösteren dilinin, nefret iklimini de beraberinde getirdiğini vurgulayan Uca şunları belirtti: “Tabi bu sadece Kürt kimliği üzerinden olmuyor. Êzîdîler de aynı zamanda farklı inançları nedeniyle de Türkiye’deki nefrete maruz kalıyor. Türkiye’de yoğun olarak yaşadıkları bölgelerde ibadet yerleri tahrip ediliyor, sık sık Êzidi mezarları saldırılara uğruyor" dedi. Aşiretlerin Avrupa’ya göç eden Êzîdîlerin topraklarına el koyduğunu belirten Uca, "Bu nefretin kaynağı başta tekçi zihniyettir tabii ki. Farklı kültüre, farklı inançlara, renklere olan düşmanlığın sonucudur ve siyasetin dili de bu tekçilik üzerinden şekilleniyor” dedi.

 

Yeni yaşam inşa ediliyor

Êzîdî kadınların Şengal’de katliamdan sonra yeni bir yaşam inşa ettiklerinin altını çizen Uca şöyle konuştu: “Ocak 2015’te, dağlardan ve göçmen kamplarından gelen delegeler tarafından Şengal İnşa Meclisi kuruldu. Bu meclisin amacı hem Irak hükümetinden hem de Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nden bağımsız, özerk bir sistemin kurulmasıdır. Gündelik meseleleri, eğitim, kültür, sağlık, savunma, kadın, gençlik ve ekonomi alanlarındaki komiteler organize etmektedir. Meclis, demokratik özerkliği esas alır. Yeni kurulmuş olan Şengal Direniş Birlikleri (YBŞ), yalnızca kadınlardan oluşan Êzîdî Kadın Birlikleri (YJÊ), uluslararası güçler tarafından sağlanan silahlar olmadan DAİŞ çetelerine karşı burada cephe hattını oluşturmaktadır. 29 Temmuz 2015’te, her yaştan kadın özerk Şengal Kadın Meclisi’ni kurarak tarih yazdı."

 

Yeni 3 Ağustoslar yaşanabilir

Şengal’de kurulan yeni yaşamın tekrar hedef alındığının altını çizen Uca, “DAİŞ’in yarım bıraktığı, yapamadığı, yok etme planı Türk bombardımanı ile sürdürülmek isteniyor. Öte taraftan Bağdat- Erbil anlaşmasıyla da Êzîdîler üzerinde yeni konseptler uygulanmak isteniyor ve Êzîdî varlığı her an tehdit altında bırakılıyor. Êzîdîler örgütlü bir şekilde kendi kaderlerini tayin etmeseler yeni 3 Ağustoslar yaşanabilir” uyarısında bulundu.

 

Meclise defalarca kez taşındı

HDP olarak, kaçırılan çocuklar, kadınlar, Türkiye’de bulunanlar ve Şengal’de halen süren tehditle ilgili Meclise onlarca soru ve araştırma önergesi verdiklerini ifade eden Uca, “Soykırımın tanınması için kanun teklifleri hazırladık. Onlarca kürsü konuşması yaptık. Ancak önergelerimiz ya yanıtsız kaldı ya da iade edildi. Hiçbir sorumuza, başvurumuza, önergemize cevap alamadık” diye belirtti.

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.