Faşist katiller kadınlardan korkmaya devam edecekler

• Türkiye çoktandır karanlık bir tünele girmiş. Faşizme karşı olan bütün güçler artık uyanmalı, bunun bilinciyle harekete geçmelidirler. Faşizmi ancak güç durdurur.

ZEKİ AKIL

İzmir’de Perşembe günü, gün ortasında HDP binası basıldı ve partide bulunan Deniz Poyraz isimli kadın katledildi. Bu saldırı çok önemlidir ve birçok boyutuyla değerlendirmeyi gerektiriyor. Ancak gelişmeleri izleyenler için bu tür olaylar beklenmeyen bir durum değildi. Bunu bir dönemin başlangıcı olarak da ele alabiliriz. Ayrıca bu tür olayların ipucunu bir süre önce Sedat Peker onlar vermişti. S. Peker, Alevilere yönelik bir provokasyonun ve katliamların olacağını belirtmişti. Aynı günlerde eski MİT’çi Mehmet Eymür de siyasi cinayetlerin gündeme geleceğini söylemişti. 

Biz de önceki yazılarımızda HDP’ye yönelik baskınları ve tutuklamaları eskisi gibi ele almamaları gerektiğini belirtmiştik. HDP’ye baskınlar ve tutuklamalar bilindiği gibi normalleşmiş ve rutin bir hal almıştı. Bu açıdan dönemin karakterini gözden kaçırma ve yanılgıya neden olma olasılığı vardı. Tehlike büyüktür. Bütünüyle Kürt halkının kazanımları ortadan kaldırılacak ve var olan demokratik odaklar, muhalefet güçleri sindirilerek faşizm atını koşturacaktı. Buna dikkat çekmek ve ona göre refleks göstermek gerektiğine vurgu yapmak istemiştik.

Türkiye hukuku bir tarafa atmış, yargıyı da faşizmin emrine vermiş durumda. Bu karanlık ortamda Erdoğan ve Bahçeli öncülüğünde her türlü karanlık senaryo ve kumpas sahnelenecektir. Nitekim SADAT gibi örgütler, ırkçı-faşist kesimlere dağıtılmış on binlerce silah herkesçe bilinen bir sırdı. Çakıcılardan medet uman ve onları sokağa salan bir hükümet iş başındadır. Kılıçdaroğlu da “bu ülkede kimsenin can ve mal güvenliği yok,” diyor. Nitekim Meral Akşener, Rize’de esnaflara yaptığı bir ziyaret sırasında saldırıya uğradı. Bu ülkenin başında olan, vatandaşların can ve mal güvenliğinden sorumlu olan cumhurbaşkanı “bunlar iyi günleriniz, daha neler neler göreceksiniz" diye açık tahditler savurdu.

Bir süredir diğer parti yöneticileri ve gazeteciler sokak ortasında saldırıya uğruyor. Hükümet kendisinden yana olmayanları terörize ediyor.

Erdoğan ve Bahçeli iktidarı ancak zorla ve komplolarla başta kalabilir. Türkiye’yi Kürdistan’da sonu gelmeyen bir savaşa soktu. Suriye ve Irak işgalini sürdürüyor. Ekonomi dibe vurmuş. Dışarıda büyük sorunlar yaşıyor. Normal bir seçimde kazanma olasılıkları yok. Nasıl ki, 7 Haziran’da seçimi yitirdi ve ülkeyi kana, katliamlara boğduysa şimdi de aynısını tezgahlıyorlar. Dışarıda hareket alanları daraldı. Bir yandan ABD ve Avrupa’ya yaranmaya bir yandan da Arap ülkelerinin kapılarını aşındırmaya çalışıyorlar. İçeride de güçleri Kürtlere ve Alevilere, demokrasi güçlerine yetiyor. Hapishaneleri doldurmak ve yasalarla istedikleri sonucu alamıyorlar. Çünkü güçlü bir halk hareketi ortaya çıkmış. Teslim alma ve irade kırma olmayınca HDP’yi yargıya verdikleri talimatlarla kapatmaya çalışıyorlar. Bunun da istenen sonucu tam vermeyeceğini hesapladıkları için artık cinayet, katliam ve kanlı oyunları sahnelemeye sıra geldi.

Paris’te Sakine Cansız ve yanındaki iki kadın kalleşçe katledildi. Ömer Güney diye birisini derneğe sızdırdılar. Sakine onların yanına gidiyor, yüzlerine gülüyor ve kalleşçe silahını çekip üçünü vuruyor. İzmir HDP binasına giden katil de aynı kafa ve ruhla hareket ediyor. Halka açık binadan içeri giriyor, tek başına silahsız olan Deniz Poyraz’ı kalleşçe vuruyor. Hiçbir yasa, ahlak ve kural tanımadıkları ortada. Yiğitlik, mertlik ve insani meziyetin kırıntısı yok. O çok beğenmedikleri ve aşağıladıkları Kürtlerin aşiret geleneğinde bile kadınlar vurulmaz. Kadın yaşamın ve toplumsallığın kurucusudur. Neolitik toplumda, yani ahlaki toplumda kadının böyle belirgin bir yeri var. Bu toplumun günümüze sarkan aşiret yapılanmalarında da kadın vurulmaz. Kadını vuranlar toplumda aşağılanır, dışlanır.

Faşistler neden irade sahibi, kimlik kazanmış, kendisi olan kadınları bu kadar düşman görüyor, gidip onları alçakça katlediyorlar? Özgür kadın yaşatılacağına neden ortadan kaldırılıyor? Bu soruları da sorup kafa yormak gerekiyor. Denizleri vuran tiplere bakıldığında ruhları kurumuş, zihinleri zehirlenmiş, insanlıktan çıkarılmış, sırtını devlete dayamış soykırımcılardır. İnsanlığa karşı her türlü suçu işleyecek tıynete sahipler.

Türkiye çoktandır karanlık bir tünele girmiş. Faşizme karşı olan bütün güçler artık uyanmalı, bunun bilinciyle harekete geçmelidirler. Faşizmi ancak güç durdurur. Kanlı bir sürecin önünü kesmek için örgütlenme ve güçleri birleştirme zamanıdır.