Ferhat büyüdü ve gerilla oldu

Çiğdem Güneş
- Ferhat Güneş (Serhat Demhat) Mêrdîn’in Stewrê (Savur) ilçesinin Barman köyünde dünyaya geldi. Stewrê, Kürt özgürlük mücadelesi için önemli bir konuma sahip. Bugüne kadar yüzlerce genç, buradan yüzünü dağlara verip mücadeleye katıldı. Öyle ki çocukluğundan bu yana herkes öğretmen, doktor, avukat olmayı hayal ederken, Ferhat ise “büyüyünce gerilla olacağım” derdi. 9 yaşında ailesi ile birlikte İstanbul’a göç ederken, bu hayaline sadık kalarak 2015 yılında yönünü dağlara verdi.
Düşmanı yeneceğiz
Fırat Haber Ajansı’na (ANF) verdiği bir demeçte Ferhat Güneş, neden dağları tercih ettiğini “İlk gerillanın gülüşünden etkilendim. Acaba ben de onlar gibi olur muyum dedim” demişti. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünün sağlanması için direndiklerini söyleyen Güneş, ajansa verdiği son demeçte ise savaş tünelinden şöyle seslenmişti: “Düşmanı burada irademiz ile yeneceğiz.”
Dört şehit annesi
Ferhat’ın evine 7 yıl sonra ise yaşamını yitirdiği haberi ulaştı. Ailenin evinde acının yanında büyük bir öfke hakim. Çocukları kimyasal silah ile katledilmiş bir aile. Eve ilk ayak bastığımızda sıcak bir karşılama ile karşılaşıyoruz. Sonrasında ise gittiğimiz odada büyük bir sessizlik. Sessizliği Ferhat’ın yaşamı ile ilgili sorular ile bozmaya çalışıyoruz. Ama odada, çocuğu Kürt özgürlük mücadelesine katılmış ve aralarında yaşamını yitirmiş savaşçılardan dördünün annesi var. Bakışlardan anlaşılıyor aslında annelerin içinde nasıl bir fırtının koptuğu.
Kurdistan’a aşıktı
Sonrasında ise anne Çiğdem Güneş’ten dinliyoruz oğlu Ferthat’ı. Sözcükler ağzından güçlükle çıksa da oğlunu anlatıyor: “Ferhat, İstanbul'dan gerilla saflarına katıldı. Ferhat'ın yaşamı çok güzeldi. Aile olarak davaya bağlı olduğumuz için o da o ruhla büyüdü. Yaşamında da kardeşleri ile de sürekli Kürtçe konuşurdu. Metropolde büyümesine rağmen dilini unutmadı. Şakacı, keyifli bir yaşamı vardı. Çocuklar ile çocuk büyükler ile büyük olurdu. Çok akıllı ve merhametli biriydi. Herkese yardımı dokunurdu. Ama Kurdistan aşkı daha baskın basıyordu. O zaman tek oğlum oydu. Ve bana sürekli, 'anne kardeşim olsun' derdi. Ben de, ‘belki size güzel bir yaşam veremeyebilirim, 3 kişisiniz yeterli’ derdim. O da, 'yok anne olsun Kürtler çoğalsın' derdi. Ondan sonra da iki erkek kardeşi oldu. Küçük kardeşi olduğu zaman, 'anne iki erkek çocuğun oldu, iki sana biri Kurdistan'a' diyordu. Ben de ona ‘daha yaşın küçük, oranının şartları zordur. Herkes bu yükü kaldıramayabilir. Gidip pişman olursan bu da bize yakışmaz. Büyük bir ihanet olur’ derdim.”
2015’te gerillaya katıldı
Ferhat’ın Kobanê’ye dönük DAİŞ saldırısından oldukça etkilendiğini paylaşan anne Çiğdem, oradaki annelerin, kadınların ve çocukların yaşamını sürekli örnek göstererek mücadele edilmesi gerektiğini dile getirdiğini söylüyor. Ferhat’ın 2015 yılında evden ayrıldığını ve 15 gün sonra ilk kez televizyonda gördüğünü belirten Çiğdem, “Ve o görüntüleri gördükten sonra gururlandık. Hala da öyle. Onun yolu şeref, namus ve başarı yolu. Bunun için başım çok dik. Yüzlerce, milyonlarca annenin yüreği yanmış durumda. Ben de onlardan biriyim. Bütün anneler gibi ben de bu kirli savaşın durmasını istiyorum. Onlar için de bizim içinde güzel bir yaşam istiyorum. Sonuna kadar Türk devletinden davacı olacağım. Bu kirli bir savaş. Hangi savaş olursa olsun kimyasal silah doğru bir şey değildir. Bu insanlık suçudur” şeklinde konuştu.
KDP’nin elinde şehitlerin kanı var
KDP’nin ihanetine ve gaz maskelerine el koymasına da tepki gösteren Çiğdem, şöyle devam ediyor: “KDP bu savaşın önünü açtı. Benim için büyük düşman KDP’dir. Bu yoldan dönsünler. Onlar kim, biz kimiz? Türkler bile konu Kürt olunca karşımızda bir olunca biz neden bir olamıyoruz? Şehitlerin kanında onların da eli var.”
Halkımız şehitlerine sahip çıksınlar
Anne Çiğdem, halkın kimyasal saldırılarına karşı çıkması ve güçlü bir duruş sergilemesi gerektiğini de söyledi ve ekledi: “Onlar nasıl canlarını vermişse bugün halkımızın da onlara sahip çıkması lazım. Bugün halkımız ayaklandığı taktirde bu durum durabilir. Çünkü bizi yenemezler, 50 yıldır bizlere güçleri yetmedi yine yetmeyecek. Ama bizim bir olmamız gerekiyor. Halkımızdan bunu istiyorum. Şehitlerine, sahip çıksınlar. Hangi görev omuzlarında ise bunu yerine getirsinler. Benim yüreğim, yüzlerce annenin yüreği yandı. Başka annelerin yüreği yanmasın. Kürt halkı ayağa kalksın. Asker ailelerine de sesleniyorum. Bu kirli savaş karışışında ayağa kalksınlar” diyor.
Ferhat hepinizin oğlu
Çiğdem son olarak da şöyle sesleniyor kamuoyuna: “Namuslu ve şerefli Kürt halkından isteğimdir ki, her ülkede kimyasal silah kullanımı kirli bir suçtur. Hiçbir savaşta kullanılmaması gerekiyor. Ferhat sadece benim oğlum değil, hepinizin oğlu. Bu kirli savaş karşısında uyanmanızı istiyorum. Artık anneler ağlamasın.”













