Gayem güzel olanı bu halk için yapmak

Kültür/Sanat Haberleri —

  • Farklı hakların başarılı ve deneyim kazanmış müziklerini ve müzisyenleri dinlediğimde, bende Kürt müziğini de kendi özgünlüklerini ve rengini koruyacak biçimde o seviyeye ulaştırma hatta onu geçme arzusu oluşuyor. Belki de buna dinlemek istediğim müziği yaratma, kimsenin denemediğini deneme çabası da diyebiliriz. ‘Başarılı olabilir miyim’ sonucunu göreceğiz ama gayem güzel olanı bu halk için yapmak, yaratmak.

DİLAN KARACADAĞ

Son yıllarda Rojava’da yapılan video müzikler, dinleyenler tarafından ilgi ile izleniyor. Son olarak tiyatro oyuncusu Şervan Badînî tarafından seslendirilen, müziği Mehmûd Berazî’ye, sözleri ise Şêro Hindê’ye ait “Nazê Nêrgiza Hewşê” adlı şarkı Hunergeha Welat tarafından yayımlandı. Hunerga Welat deyince akla ilk gelen isimlerden biri Mehmûd Berazî. Mehmûd Berazî, sound track ve enstrümantal müziklerinin yanı sıra Tîna Çiya, Şervano, Felaket im, Lo Kurdo Çêyo, Nazê Nêrgiza Hewşê gibi video kliplerde varlığını hissettiriyor, yapılan işe rengini katıyor. ‘Dinlediğimde müziğin rengini tahayyül edebiliyorum’ diyen Berazî ile müzikal çalışmaları, ürettiği eserler ve Rojava’da sanat hakkında konuştum.
‘’Benim zamanımı verdiğim ve tecrübe kazandığım işlerinden başında sinema ‘sound track’ yani film müzikleri geliyor’’ diyen Mehmûd Berazi, sanatıyla ilgili şunları söylüyor: ‘’Bu işin tarzı şarkılardan daha farklı; çünkü sinema müziği sürekli özel bir güç istiyor, bu müzikte söz ve şiire yer yok; konu anlatılmaz, konuşulmaz. Aynı zamanda da müziği ile o hissi verebilmeli, kendini anlatabilmeli, gücünü yansıtabilmeli. Eğer duygulu ise bu duygulu olma hâli destek olabilmeli. Hakeza bazen görüntü duygulu olmayabilir ama müzik duygu verebilir veya stres yaratabilir, görüntünün vermek istediği mesajı ulaştırabilir. Bu işte tecrübem ve belli bir geçmişim var. Üzerine çalıştığım bir eserde söz ve şiir yer alıyorsa bu hem benim işimi kolaylaştırıyor hem de eserin daha yoğun olmasını sağlıyor. Mesela, sözde eğer duygu varsa o duygu için de birçok alternatif oluyor, sen de o söze güç ve yoğunluk katabilirsin bazen de sıkıntı. Bu da biraz müzik bilimi biraz da nota ile ilgili bir durum. Eğer bu incelik ile işine yaklaşırsan farklı bir atmosfer yaratabilirsin ya da varolana destek olabilirsin.

Gücünü aldığı yeri aşmayı arzular
Sanatçı aynı zamanda bir karışımdır. Daha önce dinlediklerinin, daha doğrusu güç ve hislerini ödünç aldığı kaynağın bir bileşimidir. İyi bir iş ortaya çıkarmak isteyen bir müzisyen, faklı halkların sanatlarını kültürlerini de tanımalı, onları da dinlemeli ki ben de öyle yapıyorum. Dinlediğimde müziğin rengini tahayyül edebiliyorum, bu renk de gücünü aldığı yeri aşmayı arzular. Farklı hakların başarılı ve deneyim kazanmış müziklerini ve müzisyenleri dinlediğimde, bende Kürt müziğini de kendi özgünlüklerini ve rengini koruyacak biçimde o seviyeye ulaştırma hatta onu geçme arzusu oluşuyor. Belki de buna dinlemek istediğim müziği yaratma, kimsenin denemediğini deneme çabası da diyebiliriz. ‘Başarılı olabilir miyim’ sonucunu göreceğiz ama gayem güzel olanı bu halk için yapmak, yaratmak.

Nasıl katabilirim arayışı
Benim en çok Kürdistan’da dengbêjlik ve halk şarkıları üzerine araştırmalarım var, sadece dinlemek ve sevmekle sınırlı kalmayan araştırma. Yol, yordamı anlamak istiyorum; mesela ritmik bir melodi istediğimde Mardin bölgesine, ritimsiz bir melodi istediğimde Botan bölgesine bakıyorum. Neden ritimsiz bir melodiye ihtiyaç duyduğumda yüzümü Botan’a çeviriyorum, çünkü bu bölgede daha çok koçerler (göçer) yaşıyor, sürekli hareket halindeler, yanlarında enstrüman bulunmuyor ve bu yüzden gırtlakları ritmik, harflerle ritm oluşturuyorlar. Bunlar da müzik ve şarkıların üretiminde temel teşkil eden örneklerden bazıları. Yani Kürdistan’da bulunan müzik ve şarkıcılığın temel tekniklerini eserlerimde nasıl kullanabilirim, dinlenebilecek modern bir esere buna nasıl katabilirim arayışı. Tabiri caizse belki de böyle yaparak kendimi farklı bölge ve kültürlerin yaratıcılarının yerine koyuyorum.’’

Bir ülke inşa etmenin yüküdür bu
Rojava’da savaşa rağmen her alanda üretim devam ediyor. Aynı zamanda sanatsal üretimin bir parçası da olan Mehmûd Berazî Rojava’da sanatsal çalışmalar hakkında şunları anlattı: ’’Ben şuna inanıyorum, her toplumsal devrim kendisiyle beraber sanatsal bir devrimi de o topraklarda yeşertir. Önemli sorulardan bazıları da o sanatsal devrimin başarılı veya başarısız oluşu neye bağlı, sanatsal, fikirsel ve inançsal kaynağını nerden aldığı. Bu sorular üzerine bence kafa yormalı, çünkü Kürdistan’dan birçok olay ve devrim gerçekleşmiş. Bunlar da bazen sanatsal üretime vesile olmuş. Fakat bu kendi zaman ve zemininde ısrarcı ve sürekli olamamış bir sanatsal deneyim. Eğer sanatsal devrim sağlam bir temele sahipse kolay kolay sırtı yere gelmez, devam eder ve yeni sanatsal devrimler için de ilham kaynağı olur. Bu konuda sadece duygusal davranmak da yetmez. Bu sebeble sanatçının sorumlulukları her zamankinden daha fazla. Sadece sanat yapmak da yetmez, yeni bir sanata temel olacak bir sanatsal üretime ihtiyaç var. Üzerine çalıştığımız sanat, bir temel ve sanat pınarı olabilirse gelecek için o vakit sanatçı da bir asker gibi bir politikacı bir emekçi gibi sanata emek vermiş olur daha fazlası değil. Bir ülke inşa etmenin yüküdür bu. Unutulmamalı, bu devrim bize adına ‘özgürlük’ denen şeyin nasıl bir koku olduğunu gösterdi, bu kokuyu bize armağan edenlere karşı borçlu olduğumuzu da hatırlattı.’’

Yaratıcılığı ortaya çıkarma arzusu
Şêro Hindê ile Mehmûd Berazî’nin çok iyi bir ikili olduğu su götürmez bir gerçek. Berazî, Şêro Hindê ile arkadaşlıklarını şöyle anlatıyor: ’’20 yıldan bu yana birbirimizi tanıyor olmamıza rağmen bizi birbirimize yakınlaştıran şey, Kürt kültüründeki yaratıcılığı ortaya çıkarma, onu geliştirme arzusu aynı şekilde onu tanıma hatta tatma hissi. Bazen birimizin aklındaki bir kıvılcım diğerine ulaşınca aleve dönüşüyor sonra da diğerinde o alev tutuşabiliyor. Birbirine zenginlik, destek olmanın yanında umutlarımız ve hayallerimiz de bir olunca yaratıcı olabilme, bir şeyler üretebilme gücünü kendimizde görebiliyoruz.’’

Yeni projeler
Gelecekteki projeleri hakkında ise Berazî şu bilgileri verdi: ’’Şêro Hindê’nin yönetmenliğini yaptığı Şengalli bir dengbêji anlatan “Evîn Di Rûyê Qirkirinê De” belgeseli bitme aşamasında.
Şuanda Rojava’da kültürel miras merkezi kurmanın hazırlıklarını yapıyoruz. Bu merkezin amacı derleme, koruma, arşivleme ve aynı zamanda üretim olacak. Aynı zamanda yazılı olarak da folklor derlemesi yapacağız. Rojava’da bulunan yaşlı dengbêjlerin sesini kayda alıp, onlar hakkında belgesel, kitap ve sergi çalışmalarımız olacak. Şimdi ekibimizi toplayıp, yeri hazırlıyoruz, yakın bir zamanda kuruluşunu duyuracağız.
Bir yıl içinde duyacağınız yeni çalışmalarımız da var. Birçok filim müziği yaptık, daha duyurusu yapılmadığı için şimdiden adını vermek istemiyorum. Bu da aynı zamanda Kürt sinemasına müzikle yardımcı olma çabasıdır.”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.