Gerilla şahsında hedeflenen Kürt halkıdır

Forum Haberleri —

  • Gerilla güçleri Kürdistan’ın bütün parçalarını ve ulusal davalarını savunma gücü olmanın ötesinde Ortadoğu halklarının savunma gücü olarak tarihsel bir rol oynuyor. Bu açıdan bütün partilerin, yurtsever ve demokrasi güçlerinin gerilla direnişini sahiplenmeleri gerekir.

ZEKİ AKIL

Türk devleti Kürt halkına düşmanlıkta sınır tanımıyor. Sadece Ortadoğu’da değil, dünyada Kürtlere karşı düşmanlığın, savaşın öncülüğünü yapıyor. Kürtleri tarihin ve dünyanın dışına sürmek için aralıksız çalışıyor. Kürtleri soykırıma uğratmak için yalnız Türkiye’nin içinde saldırmıyor; Suriye ve Irak’ın sınırları içinde tutulan Kürtlere de işgal saldırıları devam ediyor. Ruslarla anlaşıp Rojava’da Efrîn’i, ABD ile anlaşıp Serêkaniyê bölgelerini işgal etti. İşgalle yetinmedi, etnik temizlik de yapıyor.

Güney Kürdistan’a Türk devletinin saldırıları artık rutin bir hal almış durumda. 1983’ten beri sınır ötesi operasyonlar adı altında süreklileşen bir saldırı var. 1990’lardan sonra onlarca askeri üs kurdu. 2015’ten beri de topyekûn bir saldırı içinde. Özellikle hava gücünü kullanarak, İHA ve SİHA sistemlerini geliştirerek sonuç almaya çalışıyor. Aslında karadan savaşma iradesi kırılmış. Eldeki gelişmiş teknikle gerillayı vurmaya ve tasfiye etmeye çalışıyor. Gerillayı tasfiye etmedikçe Kürt soykırımını sonuçlandırma şansı olmadığını hesaplıyor. Bu açıdan gerilla güçlerine ve üslendiği bölgelere saldırması normal askeri saldırılar kapsamında ele alınamaz. Böyle bakılırsa gerçek amaçları yani soykırım planı tam anlaşılmaz. Zaten Türk devletini yönetenler de bunu gizlemek için sıkıştıklarında “bizim Kürtlerle düşmanlığımız yok, sorun PKK ve terörüdür” diyorlar.

Kuzey Kürdistan’da seçimlerle kazanılan belediyelere el koydular. HDP’nin yönetici ve çalışanlarını hapislere doldurdular. HDP’yi düşmanlaştırdılar. Yasal alanda çalışan Kürtlere göz açtırmıyorlar. Kürtlere karşı soykırım operasyonlarının tümü PKK ve terörle mücadele olarak lanse ediliyor. Özcesi Kürtlere karşı işlenen bütün suçlar ve saldırılar büyük bir psikolojik savaşla normalleştirilemeye çalışılıyor.

Bitirme ve temizleme şiarıyla Güney’e saldırılar gündemi işgal etmeye devam ediyor. Güney’de de elindeki bütün teknik ve devlet olanaklarına rağmen istediği sonucu alamıyor. Özellikle Güneyli güçleri kullanmaya ve bu savaşa dahil etmeye çalışıyor. Bunun için ağırlıklı KDP üzerinde çalışıyor. Halkın içinde de ajanlaştırma çalışmaları yürütüyor. Savaşta istihbarata ağırlık verilmiş durumda. Özellikle de Kürtler üzerindeki soykırımını sonuçlandırmak için Kürtleri birbirine kırdırmayı temel bir politika olarak belirlemiş durumda. 1990’larda Kuzey’de Hizbul-kontrayı kullandı. Koruculuk adı altına Kürtlerden on binlerce insanı silahlandırdı. Şimdi hem korucuları hem de Güneyli güçleri kullanmak istiyor. Kullanacağı bir Kürt gücü olmazsa Türk devleti asla Kürtleri yenemez, darbeleyemez. Çünkü işgalcidir ve halka yabancıdır.

Şubat’ta Garê’ye saldırdılar. 23 Nisan’dan beri de Zap, Metîna ve Avaşîn bölgelerine saldırıyorlar. Yüksek bir teknik ve ateş gücü kullanıyorlar. Savaşan taraflar arasında güç açısından büyük bir orantısızlık var. Gerilla grupları üzerinde günün 24 saati keşif uçakları dolaşıyor. Uçaklar ve helikopterler bomba yağdırıyor. Gerillanın ise elindeki silahlar uçaklara karşı etkili olamıyor. Dolayısıyla üzerlerine yağdırılan ateş altında yaşıyorlar, savaşıyorlar. Medya üzerinden haberleri dinleyenler gerillanın gösterdiği yüksek fedai ruhu ve cesareti ne kadar anlayabiliyor veya hissedebiliyorlar? Bu çok önemlidir. Adil bir savaş ve çatışma ortamı yoktur. Uçaklar ve helikopterlerle adeta tek taraflı bir savaş yürütülüyor. Türk devletinin bu sınırsız ve kapsamlı saldırılarına karşı Ortadoğu’da hangi devlet karşı durabilir? Haritaya bakıp değerlendirelim. Türk devletinin bu saldırılarına karşı hiçbir devlet duramaz. Üstelik gerilla güçlerini destekleyen herhangi bir devlet de yok. Bütün dünya adeta kör ve sağır. Ne oluyor, neden başka bir devletin sınırları içinde bu kadar yıkıcı ve dengesiz bir savaş yürütüyorsun diyen yoktur. NATO ve ABD gibi güçler Türk faşizmini ya destekliyor ya da sessiz kalıp onaylıyorlar.

Türk devleti Ortadoğu’da etkili olmak istiyor. Irak ve Suriye zayıflamış. Zaten bu devletlerin bir kısmını da işgal etmiş. Ağır sorunlar ve kriz içindeki Ortadoğu’ da egemenlik kurma peşinde. Ama karşısına dikilen ve engel olarak duran gerilla güçleri var. Hiçbir devlet karşı durup savaşı göze alamazken, direnen ve savaşan tek güç gerilla güçleridir. Gerilla güçlerinin Ortadoğu halklarının bir savunma gücü olduğu ortadadır. Bu açıdan da Türk faşizmi büyük bir öfke ve nefretle gerillaya saldırıyor. Gerilla ise çelikten bir iradeyle karşısında duruyor. Devletlerin göze alamadığı savaşı gerilla göğüslüyor.

Gerilla güçleri Kürdistan’ın bütün parçalarını ve ulusal davalarını savunma gücü olmanın ötesinde Ortadoğu halklarının savunma gücü olarak tarihsel bir rol oynuyor. Bu açıdan bütün partilerin, yurtsever ve demokrasi güçlerinin gerilla direnişini sahiplenmeleri ve Kürt halkının birliğine zarar vermemeleri gerekir. Türk devletinin ve onun Kürtler içindeki uzantılarının oyun ve provokasyonlarına karşı daha fazla uyanık olunmalıdır.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.