Göçmenler AB kapısında, AB de Lukaşenko’nun

Dünya Haberleri —

Polonya'ya göre kapıya dayanan göçmenlerin sayısı 3 bin 500’e ulaştı. foto: AFP

Polonya'ya göre kapıya dayanan göçmenlerin sayısı 3 bin 500’e ulaştı. foto: AFP

  • Göçmenleri AB’ye karşı şantaj olarak kullanan Belarus Devlet Başkanı Alexandr Lukaşenko, Belavia’nın Türkiye ve BAE uçuşlarını kısıtlama taviziyle yetinmesine rağmen ortaya sürülen belirsiz yaptırım kararı dışında istediğine ulaştı.

 

AB Temsilcisi Josep Borrell’in ilk temasının ardından Almanya Başbakanı Angela Merkel, Lukashenko ile 50 dakika süren bir telefon görüşmesi yaptı. Bir yıl geçtiği halde seçim sonuçlarını tanımayan, liderliğini meşru görmeyen AB, geri adım atmış oldu.

Avrupa, yeni bir göçmen akını krizini çözmek için Minsk ile temas kurmanın kaçınılmazlığıyla yüzleşti. Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, taviz verilmesi durumunda Avrupa Birliği'nin Minsk ile diyaloga yeniden başlamaya hazır olduğunu söyledi; ardından da geçen hafta Rusya Devlet Başkanı Putin ile görüşen Almanya Başbakanı Angela Merkel, Belarus Devlet Başkanı ile telefon görüşmesi yaptı.

Avrupa Birliği (AB) liderleri, Belarus'a yönelik 5. yaptırım paketini onaylamak için önceki gün anlaşmaya vardı. AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, AB Dışişleri Bakanları ve AB-Doğu Ortaklığı Dışişleri Bakanları toplantılarının ardından basına açıklamalarda bulundu. "Belarus'a karşı 5. yaptırım paketi üzerinde anlaştık. Gelecek günlerde son halini alacak" diyen Borrell, yaptırım rejiminin kapsamını genişletme kararının savunmasız göçmenleri sömürenleri daha isabetli şekilde hedef almalarını sağlayacağını söyledi. Varlıkların dondurulması ve seyahat yasaklarından etkilenecek kişi ve kuruluşların listesinin önümüzdeki haftalarda kesinleşmesi bekleniyor. Borrell, insanları, havayollarını, seyahat acentelerini ve göçmenlerin yasa dışı olarak AB sınırlarına itilmesine dahil olan herkesi içereceğini söyledi.

Tütün ve potas endüstrisi

AB, geçen yılki tartışmalı seçim ve ardından barışçıl protestoculara yönelik acımasız baskılar nedeniyle Belarus makamlarına ve üst düzey yetkililere dört yaptırım paketi uyguladı. AB yetkilileri, Avrupa Adalet Divanı’nda dava edilme riskini en aza indirmek için yeni yaptırım listesinin yasal açık barındırmamasını istiyor. AB diplomatları, Lukashenko için hayati öneme sahip gelir kaynakları olan tütün ve potas endüstrilerini hedef alan kısıtlamaları genişleterek ekonomik yaptırımların sıkılaştırılmasını tartışıyor.

Rus Aeroflot'u içermiyor

Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, “Yaptırımlar sarmalının nihai noktasından çok uzaktayız” dedi. Belarus hava yolu şirketi Belavia, hedeflenmesi muhtemel havayolları arasında yer alıyor. Polonya ve Litvanya, sınır krizinden Rusya’yı sorumlu tutsalar da yaptırım listesinin Rus havayolu Aeroflot'u içermesi pek olası görünmüyor. 

Litvanya Rusya’yı işarete diyor

Litvanya Dışişleri Bakanı Gabrielius Landsbergis, Putin’in bu krizi siyasi olarak Lukashenko ile birlikte yürüttüğünü savunuyor. Landsbergis, "Rusya bu krizi AB'yi istikrarsızlaştırmak için kullanıyor. Bize karşı mükemmel bir silah. Eğer bir karar veremezsek muhtemelen 'bakın AB etkisiz' diyebilir ve bu da AB içinde yeni yangınlar çıkarır” dedi.

Litvanya Landsbergis, Rus birliklerinin Rusya'nın Ukrayna sınırı yakınında toplandığına dair haberler üzerine Kremlin'in bir saldırı hazırlıyor olabileceğini öne sürdü. “Polonya, Litvanya ve Belarus sınırındaki durumla uğraşırken Ukrayna'nın saldırıya uğraması çok muhtemel” diyen Landsbergis, Belarus'a da saldırılabileceğini ve iki ülke arasında daha derin bir iş birliği bahanesiyle Belarus sınır muhafızlarının Rus FSB ajanlarıyla değiştirilebileceğini iddia etti.

ABD de yaptırımlar hazırlıyor

ABD yönetimi de Belarus’a karşı yeni yaptırımlar hazırladığını duyurdu. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, Belarus hükümetinin "insanlık dışı" eylemleri nedeniyle cezai tedbirlerin "AB ve diğer ortak ve müttefiklerle yakın koordinasyon içinde" hazırlandığını duyurdu. Price, Lukashenko'nun "demokrasi, insan hakları ve uluslararası normlara yönelik devam eden saldırılarından" sorumlu tutulması gerektiğini söyledi. Price, savunmasız insanları gaddarca istismar etmelerini kınadıklarını ekledi.

Lukashenko yanıt verdi

AB yaptırım kararını açıklamasının ardından Polonya sınır kapısına göçmenleri yönlendiren Lukashenko, “Beni yaptırımlarla korkutuyorlar. Tamam, göreceğiz. Şaka yaptığımı, lafın ağzımdan kaçtığını sanıyorlar. Kendimizi savunacağız. Geri çekilecek hiçbir yerimiz yok” dedi. Belarus liderinin en büyük tehdidi olan Yamal-Avrupa boru hattı üzerinden gaz geçişini kesme, Rusya Devlet Başkanı Putin tarafından pek kabul görmemişti. Basın Sözcüsü Dmitry Peskov, Pazar günü Vladimir Putin'in, Belarus lideri ile gaz geçişi konusunu telefonda görüştüğünü doğruladı.

Putin diyaloga zorladı

Putin, Avrupa'ya göç krizinin çözümü konusunda Minsk ile doğrudan diyalog kurmaya zorladı. Bunda da kısmen başarılı oldu. Josep Borrell, AB toplantısı öncesi Belarus Dışişleri Bakanı Vladimir Makei ile görüştü.

Belarus başardığını düşünüyor

Lukashenko’ya yakın Belaruslu siyaset bilimci Pyotr Petrovsky, Kommersant'a yaptığı açıklamaya göre; Belarus tarafının verdiği tek taviz var; Belavia'nın 12 Kasım'dan itibaren İstanbul'dan ve 14 Kasım'dan itibaren Dubai'den Irak, Suriye ve Yemen (daha sonra Afganistan da eklendi) vatandaşlarını taşımama kararı. Bu da Türkiye ve BAE yetkilileri tarafından Minsk'e uçan tüm havayolları için getirilen sınırlamadan kaynaklandı.

Petrovsky’e göre; Brüksel'in aldığı önlemler, Minsk ile diyalogda müzakere pozisyonlarını güçlendirmeye yönelik. Bu, diyalogun kabul edildiği anlamına gelir. Durum, Minsk ve Brüksel'in sürekli olarak perde arkasında, halka açık olmayan temasları sürdürdüğü kriz öncesine dönüyor. Minsk ile doğrudan etkileşim, görünüşe göre artık Avrupa devletleri için gayri ahlaki görünmüyor.

AB toplantısından sonra Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, “Minsk'in taviz vermesini istiyoruz. Bu olursa nasıl ilerleyeceğimizi tartışacağız. Uygun sinyalleri alırsak, onları dikkate alacağız. Şu anda Minsk'ten açıklamalar duyuyorum, ancak herhangi bir eylem görmüyorum” dedi. Akşam da pek kimsenin beklemediği bir olay gerçekleşti.

Merkel ile Lukashenko görüşmesi

AB’nin Polonya-Belarus sınırındaki krize yeni yaptırımlarla yanıtın ardından Alman Başbakanı Angela Merkel, sınırda bekletilen göçmenlere insani yardım sağlanması için Belarus Devlet Başkanı Alexandr Lukashenko ile telefon görüşmesi yaptı. Hükümet Sözcüsü Steffen Seibert, yaptığı açıklamada, Pazartesi akşamı görüşme yapıldığını; temel konunun Belarus ile Avrupa Birliği sınırındaki ağır tablo olduğunu söyledi. Belarus devlet televizyonuna göre; görüşme yaklaşık 50 dakika sürdü, gerginliğin tırmanmasının nasıl önlenebileceği tartışıldı. Ayrıca sınır bölgesinde mahsur kalan göçmenlere insani yardım da konuşuldu.

Macron da Putin’i aradı

Aynı saatlerde Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ise  Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'i telefonla aradı. Tansiyonun düşürülmesi ve Rusya'nın ihtilafın çözümünde oynayabileceği rol hakkında konuşuldu. Kremlin'e göre; Putin, Polonya sınır muhafızlarının göçmenlere karşı "sert baskıyı" eleştirdi ve AB devlet başkanlarının sorunu doğrudan Lukashenko ile görüşmesi gerektiğini söyledi.

AB’nin üç noktasını unutturdu

Avrupa Dış İlişkiler Konseyi'nde (ECFR) analist olan Pavel Slyunkin’e göre; Minsk, başlangıçta belirlenen hedeflere ulaşılamamasına rağmen genel olarak bu maceralı operasyonla bir miktar başarı elde etti. Slyunkin, neden böyle dediğini de şöyle izah etti: Belarus-Avrupa ilişkilerinde gündemde bariz bir değişiklik oldu. Daha önce üç kilit nokta vardı; siyasi mahkumların serbest bırakılması, baskının sona ermesi ve adil seçimler. Şmdi tüm Avrupa sadece sınırdaki konuyu tartışıyor. Bu yeni gündem, Lukashenka için çok daha rahat, çünkü onun kişisel konumunu tartışmıyor. Kriz yapay olarak ve kendi eliyle yaratıldı, bu nedenle istenirse taviz vermek zor olmayacak.

AB, Belarus lideri Lukashenko'yu kriz bölgelerinden gelen mültecileri organize bir şekilde AB'nin dış sınırına getirmekle suçluyor. Sivil toplumu ve muhalefeti bastıran Belarus liderine yaptırımlar uygulayan AB’den intikam almaya çalıştığını belirtiyor.

Göçmenlerin bekleyişi sürüyor

Bu arada sınırdaki dramatik durum da sürüyor. Polonya’nın Kuznica sınır kapısının Belarus tarafında giderek daha fazla göçmen toplandı. Polonya tarafına göre kapıya dayananların sayısı 3 bin 500’e ulaştı. Starzyna köyü yakınlarında birkaç yüz göçmenden oluşan bir grup, sınır tahkimatlarını aşmak istedi. Polonya polisi, göçmenler tarafından taş yağmuruna tutulduklarını iddia etti, ancak sınır bölgesinde OHAL ilan edildiği için resmi bilgiler bağımsız kaynaklarca teyit edilemiyor.

Polonya İçişleri Bakanı Mariusz Kaminski de sosyal medya hesabından Polonya'nın bu yıl Belarus sınırında kalıcı bir tahkimat inşa etmeye başlamayı planladığını paylaştı. Polonya zaten sınır boyunca yaklaşık 2,50 metre yüksekliğinde dikenli tellerden bir çit çekmiş durumda. Şimdi bunun yerini, sensorlar ve kameralarla donatılmış 5,5 metre yüksekliğinde kalıcı bir bariyer alacak.

Ukrayna konusunda uyarı

Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas ve Fransız mevkidaşı Jean-Yves Le Drian, önceki gün Brüksel'de yaptıkları açıklamada, her iki ülkenin de Ukrayna'nın bağımsızlığı, egemenliği ve toprak bütünlüğüne destek vermeye kararlı olduklarını söyledi.

İki bakan, AB Dışişleri Bakanları Toplantısı arasında Ukraynalı meslektaşları Dmitry Kuleba ile bir araya geldi. Toplantının ardından ortak bir açıklama yayınlandı. Minsk anlaşmaları temelinde çözümün vurgulandığı ortak açıklamada, Rusya’dan askeri faaliyetleri hakkında şeffaf izahat istendi. Almanya ve Fransa'nın ortak açıklamasında, Ukrayna'nın toprak bütünlüğünü baltalamaya yönelik herhangi bir yeni girişimin ciddi sonuçları olacağı uyarısı yapıldı.

Dmitry Kuleba, Donetsk ve Luhansk Halk Cumhuriyetlerinden (DPR ve LPR) malların Rusya pazarına girmesine izin veren Rus kararnamesi hakkında Fransa ve Almanya dışişleri bakanlarını bilgilendirdiğini söyledi. Kuleba, bu girişimin DPR ve LPR'nin Rus ekonomisine entegrasyonu anlamına glediğini kaydetti. Kuleba, ”Bu kararnamenin kınanmasını bekliyoruz, çünkü Minsk anlaşmalarının lafzına ve ruhuna açıkça aykırıdır" dedi.

Rusya pazarını açtı

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, bu bölgelerde üretilen ürünlerin, Rusya pazarında Rus ürünleriyle denk statüye sahip olmasını öngören bir kararnameye imza attı. Kararnamede,  Donetsk ve Lugansk bölgelerinde hayati koşulların kötüleştiği  belirtilerek, “Donetsk ve Lugansk bölgelerinden ürünler, Rusya pazarında Rus ürünleriyle denk statüye sahip olacak. Rusya ile bu bölgeler arasında taşınan mallar için miktar bazında ihracat ve ithalat kısıtlamaları da uygulanmayacak" denildi.

Putin tarafından 2018'de imzalanan bir başka kararnameyle, Donbas bölgesinde yaşayanların pasaport, doğum-ölüm gibi çeşitli belgelerinin Rusya’da kabul edilmesine karar verilmişti.

Ukrayna'dan protesto notası

Ukrayna, dün Rusya'ya protesto notası gönderdi. Ukrayna Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, söz konusu kararnamenin Ukrayna'nın iç işlerine karışılması ve yasalarının ihlali olarak değerlendirildiği ifade edildi. Açıklamada, bu hareketlerin Minsk Anlaşması kapsamında Rusya'nın yükümlülükleriyle çeliştiği vurgulandı.

Kuzey Akım 2’ye kötü haber

Almanya'nın enerji piyasası düzenleyici kurumu Federal Ağ Ajansı (Bundesnetzagentur-BNetzA) Rusya'dan Avrupa'ya uzanan Kuzey Akım 2 Doğal Gaz Boru Hattı'nın ruhsatlandırma sürecini geçici olarak askıya aldığını duyurdu.

Tartışmalı Baltık Denizi gaz boru hattı Kuzey Akım 2 için aksilik: Federal Ağ Ajansı, sertifikasyon sürecini geçici olarak askıya aldı. Şimdi proje büyük bir gecikmeyle karşı karşıya. Hat, sertifikasyon süreci tamamlanmadan işletmeye alınamaz.

Kuzey Akım 2'nin arkasındaki konsorsiyum tarafından kurulan boru hattının işletici şirketinin İsviçre merkezli olması, gerekçe olarak gösterildi. BNetzA’ya göre; hattın bir operatörü ancak Alman yasalarına göre organize edilmişse sertifikalandırılabilir. Kuzey Akım 2 AG, mevcut şirketi dönüştürmeye değil, Alman yasalarına göre yalnızca hattın Alman kısmı için bir yan kuruluş kurmaya karar verdi.

Bu yan kuruluş, boru hattının Alman bölümünün sahibi olacak ve işletecek. Yetkili, şirketin sertifikalandırılabilmesi için önce temel varlıkların ve personelin şirkete devredilmesi gerektiğini söyledi. Bu tamamlanana kadar, sertifikasyon süreci askıda kalacak ta ki BNetzA, yan kuruluşun yeni gönderilen belgelerinin eksiksiz olup olmadığına karar verene kadar.

HABER MERKEZİ

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.