Haber alamama hali 22 ayı geçti

Tecride Karşı Uluslararası Delegasyon

Tecride Karşı Uluslararası Delegasyon

  • İmralı Cezaevi'nde 24 yıldır ağır tecrit altında rehin tutulan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile aynı cezaevinde tutulan üç tutsaktan 22 aydır hiçbir alınamıyor. Tüm girişimler sonuçsuz kalıyor. Türk iktidarı, görüşmeleri engellediği gibi bilgi bile vermiyor.
  • 7 ülkeden 36 kişiden oluşan Tecride Karşı Uluslararası Delegasyon, dün itibarıyla Türkiye'deki temaslarına başladı. Vekillerin Meclis'teki nöbeti devam ediyor. DTK ve HDP öncülüğünde 6 Şubat’ta iki koldan Gemlik'e yürüyüş kararı alındı.

Uluslararası Komplo ile Türkiye'ye getirildiği 15 Şubat 1999’dan bu yana İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'nde ağır tecrit koşullarında rehin tutulan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile aynı cezaevindeki Hamili Yıldırım, Veysi Aktaş ve Ömer Hayri Konar'dan haber alamama hali 22 ayını geride bıraktı.

Öcalan, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven öncülüğünde 8 Kasım 2018’de başlayan ve tüm cezaevlerine yayılan açlık grevleri ile oluşan kamuoyu baskısı sonucu 2019’da avukatları ile 5 “istisnai” görüşme gerçekleştirdi. Söz konusu görüşmelerin sonuncusunun yapıldığı 27 Temmuz 2011’den bu yana Öcalan'ın avukatlarıyla görüşmesine izin verilmiyor. Öcalan'ın ailesiyle temas kurduğu son tarih ise 25 Mart 2021. Öcalan, kardeşi Mehmet Öcalan ile 4 buçuk dakikalık kesintili telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Bu görüşmenin ardından Öcalan'ın sesinin dışarıya yansıması engelleniyor. 

Abdullah Öcalan’a yönelik tecride karşı 13 Ocak’ta Mêrdîn'de Bubo Taş; 16 Ocak'ta Amed'de ise Mehmet Akar bedenini ateşe verdi. Taş ve Akar, arkalarında bıraktıkları mesajlarda, tecride karşı bedenlerini ateşe verdiklerini ifade etti.  

Asrın Hukuk Bürosu avukatları, 2022’nin sonlarında Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Komitesi’ne başvuruda bulundu. Komite, bu başvuruyu Türkiye’ye göndererek, mutlak iletişimsizlik hali olan “incommunicado” haline son verilmesi ve avukatların derhal kesintisiz bir şekilde müvekkilleri ile görüştürülmesini de içiren geçici tedbir talebinde bulundu.

Uluslararası heyet Türkiye'de

Öcalan’a yönelik tecride karşı bir araya gelen hukukçu, gazeteci ve akademisyenlerden oluşan ve 7 farklı ülkeden 36 kişilik Tecride Karşı Uluslararası Delegasyon, dün itibarıyla Türkiye’de görüşmelere başladı. İstanbul, Ankara ve Amed’de 28 Ocak'a kadar temaslarda bulunacak olan heyetten 12 kişi, İstanbul’da,  Öcalan’ın savunmanlığını yürüten Asrın Hukuk Bürosu avukatlarının bürosunu ziyaret etti. Heyeti, avukatlar Raziye Öztürk, Cengiz Yürekli ve Rezan Sarıca karşıladı. İki saat sürecek toplantıda Asrın Hukuk Bürosu avukatları, İmralı’da 24 yıldır süren tecrit ve son olarak 22 aydır haber alınamamasına dair yaptıkları başvuru; Türkiye’nin tutumu ile Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ne (AB BK) bağlı Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi’nin (CPT) tespitleri ve son ziyaretine dair gelişmelere dair görüşlerini paylaştı. Basına kapalı  toplantıda Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Komitesi’nin Abdullah Öcalan’a dair verdiği geçici tedbir kararı ve başvurudaki gelişmeler de tartışıldı. Heyet, daha sonra İnsan Hakları Derneği’ne (İHD) ziyarette bulunması bekleniyor. 

Heyetin Ankara kolu ise Türk Tabipleri Birliği (TTB), İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı'nı (TİHV) ziyaret etti.

Amed'deki kolu da İmralı’daki tutsakların aileleriyle görüştükten sonra Barış Anneleri ve MED TUHAD-FED'i ziyaret etti.

Ailelerden açıklama

Tutsakların aileleri, basına kapalı yapılan görüşmeler sonrası açıklama yaptı. Riha Milletvekili Ömer Öcalan, İmralı’daki hukuksuzluğu konuştuklarını belirtti. Öcalan’ın kardeşi Mehmet Öcalan ise şunları söyledi: “Türkiye’de hukuk varsa İmralı’da da uygulanmalı, talebimiz budur. Sağ mı değiller mi haberimiz yok! Bu durum dünyanın hiçbir yerinde görülmemiştir. Bir an önce İmralı kapıları açılsın.”

Veysi Aktaş’ın annesi Faike Aktaş ise barış çağrısında bulunarak, “Barıştan başka bir şey istemiyoruz” dedi.

Heyet, 28 Ocak'ta İstanbul’da Tecride Karşı Uluslararası Forum düzenleyecek. İSTANBUL

 

*****

Gemlik'e iki koldan yürüyüş

Öcalan’a dönük 15 Şubat 1999’da gerçekleştirilen Uluslararası Komplo da 24. yıl dönümünde. Komplonun yıl dönümü dolayısıyla 6 Şubat’ta Mêrdîn’in Qoser (Kızıltepe) ve Colemêrg’in Gever (Yüksekova) ilçelerinden Gemlik’e doğru iki koldan yürüyüş düzenlenecek. Yürüyüşün şiarı, “Çözüm İçin İmralı’ya Yürüyoruz” olarak belirlendi.  

Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Halkların Demokratik Partisi (HDP), Özgür Kadın Hareketi (TJA), MED Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuki ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu (MED TUHAD-FED) ile Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (MEBYA-DER) konuya dair, dün DBP İl Örgütü binasında basın toplantısı düzenledi. Yürüyüşe dair ortak metnin Kürtçesini DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk, Türkçesini ise MED TUAD FED Eşbaşkanı Safiye Akdağ okudu.

Bu hali reddediyoruz

Öcalan’dan 22 aydır haber alınamadığına dikkat çekilen açıklamada, “Kürt halkı başta olmak üzere, Türkiye ve Ortadoğu halklarının çözüm iradesi olarak gördüğü Sayın Öcalan'a dayatılan bu mutlak iletişimsizlik halini reddediyor ve kendisiyle avukat görüşmelerinin bir an önce başlatılmasını istiyoruz. İçinden geçtiğimiz bu kritik süreçte İmralı'nın sesini duymak isteyen, görüşlerini merak eden demokratik kamuoyu, iki yıla yakındır kendisinde haber alınamayan Sayın Öcalan'ın sağlığı ve yaşamı konusunda haklı olarak endişe ve kaygı içindedir" denildi.

Hukuki dayanaktan yoksun

Evrensel, yasal ve anayasal ilke ve kuralları hiçe sayan iktidarın, kamuoyunun bu talebini görmezden gelerek halkların barış hakkını gasp ettiği belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi: "Sayın Öcalan'a karşı geliştirilen, hiçbir hukuki ve ahlaki dayanağı olmayan mutlak tecrit devam ettikçe Türkiye, içinde bulunduğu ekonomik, siyasal ve toplumsal kriz halinden kurtulamayacaktır. Çünkü İmralı tecridi, Kürt sorununda çözümsüzlük anlamına gelmekte, çatışma ve şiddet ortamının devam etmesini sağlamakta ve ülke bundan zarar görmektedir. Sayın Öcalan şahsında büyük bir çözüm iradesi, Türkiye'nin toplumsal barışı tutsak edilmiştir. Halkların özgür geleceği ipotek altındadır. Derinleşen tecrit, derinleşen bir faşizmi doğurmakta, mevcut sorunları içinden çıkılmaz bir hale getirmektedir."

Bir yönetme stratejisi

İmralı'da sürdürülen mutlak tecridin, AKP-MHP iktidarının bir yönetme stratejisine dönüştüğü vurgulanan açıklamada, sonuçları ağır olabilecek bu tehlikeli oyundan vazgeçilmesi istendi. Açıklama, şöyle sürdürüldü: "Sayın Öcalan üzerinde uygulanan mutlak iletişimsizlik haline ve tecrit siyasetine son verilmeli, avukatlarıyla görüşmesi bir an önce sağlanmalıdır. Taleplere yanıt verilmediği gibi kamuoyuna da herhangi bir açıklama yapılmıyor.

Görüşe kadar devam

Durumun ciddiyetinden hareketle asla durmayacağımızı, başka yol ve yöntemlerle İmralı tecridini kırmanın mücadelesini vermeye devam edeceğimizi ifade etmek istiyoruz. Bu çerçevede çözüm talebimizi ortaya koymak için 'Çözüm İçin İmralı'ya Yürüyoruz' şiarıyla Gemlik'e yürüme kararını almış bulunuyoruz. 6 Şubat'ta Kızıltepe ve Gever olarak iki koldan yürüyüşümüzün startını verip 15 Şubat'ta Gemlik'te sonlandıracağız. Bu yürüyüş tecride ve çözümsüzlüğe karşı bir adalet arayışıdır ve bu çabamız avukat görüşmeleri başlayana kadar kesintisiz devam edecektir.

Talep oldukça nettir

Bir kez daha vurgulamak istiyoruz. Talebimiz oldukça nettir;  Sayın Öcalan üzerindeki hukuksuzluk son bulmalı, avukatlarıyla görüşmesi sağlanmalıdır.” AMED

 

*****

Vekillerin nöbeti 26. günde

HDP milletvekillerinin, Öcalan’ın avukatlarıyla görüştürülmesi için başlattıkları Adalet Nöbeti de 26. gününde.

Milletvekilleri Murat Çepni, Hasan Özgüneş, Muazzez Orhan, Serpil Kemalbay, Nusrettin Maçin, İmam Taşçıer, Kemal Peköz, Şevin Coşkun, Rıdvan Turan, Ali Kenanoğlu, dün “Tecrit insanlık suçudur”, “İmralı’da görüşme sağlansın” yazılı dövizlerle, Meclis önünde açıklama yaptı. 

HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni, Adalet Bakanlığına çağrıda bulunarak, “Gereğini yapın, kendi anayasanızı uygulayın, tecride son verin” dedi. 25 gündür çağrılarına yanıt verilmediğini dile getiren Çepni, "Buradan bir kez daha söylüyoruz. Nöbetimiz ve tecride karşı mücadelemiz sürecek. Başta Adalet Bakanlığı olmak üzere, buna cevap vermeyen, bu suçu devam ettiren herkes, halkımızın karşısında mutlaka hesap verecektir. Hemen, acilen adım atılmasını bekliyoruz”  dedi. ANKARA

 

*****

Tecrit eylemlerine saldırılıyor

Son bir ayda tecride karşı yapılmak istenen üç eylem ve etkinliğin yasaklandığını belirten hak örgütleri, bu eylemlerde işkence ve diğer kötü muamelede bulunan ve kanunsuz emir verenler hakkında soruşturma talep etti.

İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İzmir Şubesi ve Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) İzmir Şubesi, 18 Aralık 2022’de “Tecrit ve Savaşa Karşı Yürüyüş” eyleminde polis tarafından gerçekleştirilen hak ihlallerine ilişkin İHD İzmir Şube binasında basın toplantısı düzenledi. Basın metnini ÖHD İzmir Şube Eşbaşkanı Av. Velat Zeren okudu.

Tecride karşı yapılmak istenen eylem ve etkinliklere dair getirilen valilik yasakları ve polis saldırısı, abluka ve gözaltı uygulamalarında artış gözlendiğine dikkat çeken Zeren, şu ifadelere yer verdi: “Son bir aydır tecride ilişkin yapılmak istenen üç eylem, etkinlik ya valilik kararıyla yasaklanmış ya da kolluk tarafından engellenmiştir. 18 Aralık 2022'deki eylem valilik tarafından yasaklanmış, kitle kolluk tarafından ablukaya alınmış, işkence ve diğer kötü muamele yasağına aykırı şekilde müdahale edilmiş, 42 kişi gözaltına alınmıştır. Yine 13 Ocak 2023'te HDP Çimentepe İlçe binası önünde yapılmak istenen basın açıklaması kolluk tarafından engellenmiş, kitle kolluk tarafından ablukaya alınmış, ilçe binası içerisine sıkıştırılmış ve iki kişi gözaltına alınmıştır. En son 14 Ocak 2023'te HDP Karabağlar İlçe binası önünde yapılmak istenen basın açıklamasında da kitle, kolluk tarafından ablukaya alınmış ve eylemin yapılması engellenmiştir.”

Av. Velat, valilik yasaklarının kabul edilemez olduğunu belirterek, “Hiçbir kamu görevlisinin keyfi uygulamalarla kısıtlayıcı ve engelleyici davranışları kabul edilemez. Demokratik bir toplumun gereği olarak; tecride karşı çıkışın üzerindeki tecridin de kırılması gerekir” dedi. İZMİR

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.