Halk Öcalan’a “Önderim” diyor

Kobanê Kumpas Davası

Kobanê Kumpas Davası

  • Kobanê Davası’nda tutuklu yargılanan Ayla Akat Ata, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik komploya tepki göstererek, "Ortada bir gerçek var; Siz bir odaya kilitseniz dahi bu halk 'benim önderimdir' dediği sürece Abdullah Öcalan özgürdür ve özgür kalacaktır” dedi.

DAİŞ'in Kobanê’ye yönelik saldırısı sonrasında 6-8 Ekim 2014’te yaşanan eylemler nedeniyle Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eşbaşkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın da aralarında olduğu 108 kişi hakkında açılan davanın 36'ncı duruşması dün görüldü. 18 kişinin tutuklu olduğu ve kamuoyunda "Kobanê Davası" olarak bilinen dava duruşması, Sincan Cezaevi Kampüsü’nde görüldü. Tutuklu siyasetçiler Sebahat Tuncel, Ayla Akat Ata, Ali Ürküt ve Nazmi Gür duruşmaya katıldı. Avukatlar da duruşmada hazır bulundu. Figen Yüksekdağ, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEBİS) ile tutuklu bulunduğu Kandıra 1 Nolu F Tipi Cezaevi’nde duruşmaya bağlandı.

'Tam da faşizm bu'

Kimlik tespiti sonrası konuşmak isteyen tutuklu siyasetçi Alp Altınörs’e söz verilmedi. Mahkeme, Altınörs’ün avukatının sözlü savunma hakkının reddedilmesine ilişkin talebini almadı. Tutuklu siyasetçi Ayla Akat Ata, Altınörs’ün talebinin alınmaması nedeniyle mahkemeye tepki gösterdi. Altınörs’ün avukatı Cemile Turhallı Balsak, müvekkillerinin ceza tehdidi altında olduğunu belirterek, ara kararın kesin bir karar olmadığını ve bu karardan dönülmesini istedi. Mahkeme, tüm talepleri reddetti. Mahkeme, Altınörs’ün diğer avukatı Kazım Bayraktar’ın 6 Ekim’de akşam saatlerinde savunmasını bitirmediğini ve süre uzatmak için AİHM kararlarının okuduğu öne sürdü. Bu sırada salonda bulunan tutuklar, “Tam da faşizm bu” diyerek tepki gösterdi.

Çözüm istediğimiz için yargılanıyoruz

Savunma yapan Ayla Akat Ata, “Biz konuşarak çözmeyi istediğimiz için yargılıyoruz” dedi. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 9 Ekim 1998’de Suriye’den çıkarılmasıyla başlayan komplo sürecine değinen Ata, Öcalan’a dair kurduğu sözler ve siyasi çalışmalarının suçlama konusu yapıldığını söyledi. Ata, “Çözüm Süreci” döneminde yaptığı çalışmalar nedeniyle açılan dosyalara değindi. Ata, “Çözüm Süreci'nde yaşanan durumlara ilişkin de dosyalar hazırlandı. 9 Ekim 2012’de Batman’da sokakta olduğumuz için dosya açıldı. Bugün de 9 Ekim ve halkımız aynı taleple hala sokakta. Aradan 11 yıl geçmiş Türkiye’de hala değişen bir şey yok. Ankara’da daha geçen hafta bomba patladı. Her gün gençler ölüyor ve üzerinden bu ülkenin nüfus cüzdanı çıkıyor” diye konuştu.

Halk komployu protesto etti

Kürt Halk Önderi Öcalan'a yönelik komploya tepki göstermek için yürüyüş düzenlediklerini söyleyen Ata, bu nedenle polisin saldırısına uğradıklarını kaydetti. Ata, o gün sarf ettiği sözlere işaret ederek, "Abdullah Öcalan Suriye’den çıkarılmaya zorlandı ve Türkiye’ye teslim edildi. Bülent Ecevit çıkıp, ‘Neden Türkiye’ye teslim ettiklerini bilmiyoruz’ dedi. Kürt halkı, nefes aldığı her yerde komployu protesto etti ve bedenini ateşe verdi. İnsanlar, eylemlerde bir anda üzerine benzin döküp kendini yaktı. Şehitlerimizin önünde saygı ile eğiliyoruz” dedi.

Mücadele çıtasını yükselteceğiz

Ata, şöyle devam etti: “Onlar zulüm çıtasını yükselttiğinde bizler de mücadele çıtasını yükselteceğiz. Belki bu gün, bu günü neden lanetlediğimizi anlamıyorsunuz. Ama devletin aklı bizi çok iyi anlıyor. Biz bu lanetlemeyi Kürt ve Türk halkının kardeşçe birlikte yaşaması için yapıyoruz. Abdullah Öcalan; Türkiye’de iç barışın ve Ortadoğu’da barışın teminatıdır. Sayın Öcalan, Türkiye’ye getirildikten sonra söylediği ve savunmalarında yer verdiği gibi barışın tesisi için proje üretenlerden biridir. Bu ülkede kimse o projeleri okumadı mı? Hakan Fidan okumadı mı? Herkes öngörülerinin hakkını verdi. Ortada bir gerçek var; bir halk önderim diyor. Bu projeler ile siyasi bir lider olduğunu da ortaya koydu. Avrupa’ya gittiğimde üniversitede akademisyenlerin Abdullah Öcalan’ın savunmalarını öğrencilerine okutuyordu."

Öcalan herhangi biri değil

Abdullah Öcalan ile yapılan avukat ve devlet heyeti görüşmelerini anımsatan Ata, "Siz bir odaya kilitseniz dahi bu halk 'benim önderimdir' dediği sürece Abdullah Öcalan özgürdür ve özgür kalacaktır. Devletin de gerekçe ortaya koymaya zorlandığı bir tecrit ile karşı karşıyayız. Eğer İmralı herhangi bir cezaevi olsaydı avukatlar gidip görüş yapardı. Biz bir siyasetçi olarak bunları söylediğimiz için yargılanıyoruz. İmralı herhangi bir cezaevi değil ve Abdullah Öcalan da herhangi biri değil. Sözümüz demokratik çözüm için; duruşumuz demokratik çözüm için; hiçbir şekilde şiddete teşvik edecek sözümüz yok ancak yargılanıyoruz. Geldiğimiz nokta bu" dedi. ANKARA

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.