Halkı için 34 yıldır mücadele ediyor

Kadın Haberleri —

Meryem Henan

Meryem Henan

  • Meryem Henan, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ı iki kez gördüğü anları anlattı: 1991 yılında 15 Ağustos Atılımı kutlamaları için Lübnan’a gittik. Rêber Apo da oradaydı. Oğlum Nîdal da yanımdaydı. Tek hayalim Rêber Apo’yu görmekti. O dinledikçe büyük bir güç kazandım. Dönüşte hemen çalışmalara katıldım.
  • Nîdal gerilla saflarına katıldı. 1994 yılında Halep’in Süryani Mahallesi’ne, Efrînli Cemil Henîf’in evinde Rêber Apo’yu bir kez daha gördüm. Ona en yakın sandalyeye oturdum. Bize şunları söyledi; ‘Bir evde erkek olmazsa o ev yıkılmaz, ancak bir evde yüz erkek ve yüz çocuk olsa bile, kadının yönlendirmesi olmadan ilerleyemezler.’

“Gece saat 12 oldu. Anons yapıldı, ‘Herkes meydanda toplansın Önderlik konuşacak’ denildi. O an öyle derin bir sessizlik oldu ki, yere iğne düşse sesi duyulacaktı. Alanda kimseden çıt çıkmıyordu.” Meryem Henan, 1991 yılında Bekaa Vadisi’nde Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ı ilk kez gördüğü anı bu sözlerle anlatıyor.

“Nîdal’ın annesi” olarak da tanınan Meryem Henan, şu anda Şehit Aileleri Kurumu'nda çalışmalar yürütüyor. Tişrîn Barajı’nda Türk devleti ve Suriye Milli Ordusu (SMO) çetelerinin saldırısı sonucu yaralandı ancak direnişini Önderliği bir kez daha görünceye kadar sürdüreceğini belirtiyor.

Okulum da felsefem de Rêber Apo’dur

Kendi deyimiyle “aile içinde yok sayılan bir kadın olarak” Önderlikle tanışma fırsatı yakaladığı günleri ANF’ye şöyle anlatıyor: “Ne Kürtçe ne de Arapça eğitim aldım. Ancak benim okulum ve felsefem Rêber Apo'dur. 1988-1991 yılları arasında Tebqa’da yaşıyordum.  Rêber Apo da Lübnan’daydı. Her yıl 15 Ağustos Atılımı’nın yıl dönümü büyük bir coşkuyla kutlanıyordu. 1991 yılında bu kutlamalar için Lübnan’a gittik. Oğlum Nîdal da yanımdaydı. Tek hayalim Rêber Apo’yu görmekti. Acaba ne diyecekti, ondan nasıl bir moral alacaktım? Aile içinde yok sayılıyordum, 15 yaşındaki bir çocuk bile bana, ‘Bu senin işin değil çünkü sen kadınsın’ diyordu. Ama benim tek merak ettiğim, Rêber Apo’nun bizlere ne söyleyeceğiydi.

Gece saat 12 oldu. Anons yapıldı, ‘Herkes meydanda toplansın Önderlik konuşacak’ denildi. O an öyle derin bir sessizlik oldu ki, yere iğne düşse sesi duyulacaktı. Alanda kimseden çıt çıkmıyordu. Rêber Apo, 'Sizi uykunuzdan uyandırdım çünkü bu meydanda bir toplantı yapacağım' dedi. Daha sonra konuşmaya başladı. Konuştuğu her şeyi anladığımı söyleyemem ama bazı konuları anladım. Kadınların toplumu inşa eden temel güç olduğunu söyledi. Kimsenin sesini duymadığı, kimsenin tanımadığı kadınların aslında her şey olduğunu anlattı. Rêber Apo’yu dinledikçe büyük bir güç kazandım. Tabqa'ya döndükten sonra hemen çalışmalara katıldım.”

‘Güçlü olursak herkes ayağımıza gelir’

Aynı yıl oğlu Nîdal, gerilla saflarına katılırken, o da Halep’e geçerek çalışmalarını sürdürür. 1994 yılında kendisine, "Hazırlan, bir yere gideceğiz" yazılı not gelir. Ancak nereye gideceğini ve Önderliği göreceğini bilmez. Meryem Henan, hangi ay olduğunu tam hatırlamamakla birlikte, Eylül ya da Ekim ayında Halep’te Süryani Mahallesi’ne, Efrînli Cemil Henîf’in evine gittiğini söylüyor:

“Rêber Apo’ya en yakın sandalyeye oturdum. Aramızda çok mesafe yoktu. Herkes ona soru sormak için sıraya girmişti. Rêber Apo, gözlerini kapatıyor, kimin konuştuğunu dinliyor ve ardından cevap veriyordu. Yaşlı bir adam ayağa kalkıp, ‘Başkanım, biz sapanla taş atarak savaş uçaklarını durduramayız’ dedi. Rêber Apo ise, ‘Siz başkalarının kanatları altında olmaya alışmışsınız. Eğer güçlü olursak, yarın herkes bizim ayağımıza gelecektir’ yanıtını verdi.

Konuşmasında bize şunları söyledi; ‘Anneler öncü olmalıdır. Eğer bir anneler kendilerine inanmazlarsa yok olurlar. Çünkü toplumu inşa eden ve toplumu ilerleten kadındır. Bir evde erkek olmazsa o ev yıkılmaz, ancak bir evde yüz erkek ve yüz çocuk olsa bile, kadının yönlendirmesi olmadan ilerleyemezler. Kadın kendisini yok saymamalıdır. Toplumda kadın hak sahibidir.’”

Fransa’dan geldim…

Meryem Henan, 2005 yılında Kürdistan dağlarını ziyaret eder. Orada yaşadığı bir anıyı paylaşıyor: “Uzun saçlı bir gerilla gördüm. Onun yabancı bir gerilla olduğunu anladım ve sordum; ‘Biz kendi dilimiz için savaşıyoruz, peki sen neden bu dağlara geldin?’ O da bana, ‘Ben de Rêber Apo’nun fikirlerini tanımak için Fransa’dan geldim’ yanıtını verdi. Rêber Apo’nun düşünceleri bu şekilde dünyaya yayıldı.”

Önderlik özgür oluncaya dek

Milyonlarca Kürt'ün haklarından yoksun bırakıldığını ve Önderliğin hala zindanda rehin olduğunu hatırlatan Meryem Henan, şunları ekliyor: “Bizi katleden, evlerimizi talan eden, tavuk hırsızı yağmacılar, ‘biz devletiz’ diyorlar. Rêber Apo’nun etrafında birleşmeliyiz. Eğer onun özgürlüğü için mücadele etmezsek, bir halk olarak varlığımızı ve haklarımızı koruyamayız. Sadece masa başında konuşmakla yetinilmemelidir. Çünkü Kürt sorunu çözülmeden ve Rêber Apo özgür olmadan Ortadoğu’daki sorunlar da çözülemez.

Zindanda asla teslimiyeti kabul etmedi. Bugün biz de onun fikirleriyle direniyoruz. Ben de o annelerden biriyim, Tişrîn Barajı’nda Türk devletinin saldırısı sonucu yaralandım. Şehit anneleri olarak yaşadığımız sürece Rêber Apo’nun etrafında kenetleneceğiz. Onu özgür bir şekilde görmenin umuduyla yaşıyoruz. Rêber Apo’nun fiziki özgürlüğü gerçekleşene kadar da mücadelemizi sürdüreceğiz." REQA

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.