Hastaları cezaevlerinde tutmayın

Hasta tutsaklar eylem

Hasta tutsaklar eylem

  • Hasta tutsakları görmezden gelen 10. Yargı Paketi’ne tepki gösteren İHD İstanbul Şubesi, bin 412 hasta tutsağın acilen serbest bırakılmasını istedi.
  • Hastaların tahliyesinin siyasi bir şantaj aracı haline getirildiğini belirten İHD Ankara Şube Eşbaşkanı Yazmacı, “Bu, ‘nekropolitika’dır. Can pazarlığıdır” dedi. 

ERDOĞAN ALAYUMAT / İSTANBUL

Hasta tutsaklara dair düzenleme beklentisini karşılamayan 10. Yargı Paketi’nde binlerce tutsağın yaşam hakkı görmezden gelindi. İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi önünde yaptığı açıklamayla “Eşitlik ilkesine uygun bir yasa hemen şimdi” çağrısında bulundu. 

İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) en son 28 Nisan’da yayımladığı rapora göre, cezaevlerinde 161’i kadın, bin 251’i erkek olmak üzere en az bin 412 hasta tutuklu bulunuyor. Bu tutukluların 335’i ağır hasta, 230’u tek başına yaşamını sürdüremiyor, 188’i ise sürekli gözetim altında tutulması gerekiyor.  Hukukçular ve insan hakları savunucularının çağrılarına rağmen devletin herhangi bir adım atmadığı hasta tutsakların durumu giderek ağırlaşıyor. Kürt sorununun demokratik çözümü bağlamında başlatılan sürecin önemli gündemlerinden biri hasta tutsaklar olurken, 4 Haziran’da Meclis’te kabul edilen 10’uncu Yargı Paketi kamuoyunun beklentilerinin gerisinde kaldı. 

Gerçek sayı daha fazla

Hasta tutsakların fotoğraflarının taşındığı eylemde basın metnini İHD İstanbul Şube Yöneticisi Hasan Yaviç okudu. Türkiye’nin en yakıcı insan hakları sorunlarından biri olan hasta tutsaklar meselesinde Adalet Bakanlığının herhangi bir veri paylaşmadığına dikkat çeken Yaviç, “Milletvekillerinin verdiği soru önergelerine bile bugüne kadar sayısal yanıt verilmedi” dedi. İHD’ye ulaşan başvurulara göre 335’i ağır olmak üzere en az bin 412 hasta mahpus olduğunu belirten Yaviç, “Gerçek sayının bunun çok üzerinde olduğunu biliyoruz” ifadelerini kullandı.

Müebbetliklere açık ayrımcılık

Yargı paketinde yer alan düzenlemenin ağırlaştırılmış müebbet mahkumlarını kapsam dışı bırakmasının açık bir ayrımcılık olduğunu söyleyen Yaviç, “Bu düzenleme, hukuken eşit durumda olan kişiler arasında ayrım yaratıyor. Oysa hastalık ve yaşam hakkı cezanın niteliğine göre değişmez” dedi. Yaviç, yasanın Anayasa’nın 10. maddesindeki eşitlik ilkesini ihlal ettiğini belirtti.

ATK tek merci olamaz

Hasta tutsakların konutta infazı için yalnızca Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) raporunun geçerli sayılmasının sağlık hakkını idareye teslim etmek anlamına geldiğini sözlerine ekleyen Yaviç, şöyle devam etti: “AİHM içtihatları uyarınca ATK tek merci olmaktan çıkarılmalı, bağımsız hekim raporları da kabul edilmelidir. ATK’nin bu haliyle hasta mahpuslar için bir engel kurumu gibi işliyor.” 

Yaviç, “toplum güvenliği açısından somut tehlike oluşturma” kriterinin belirsizliğine dikkat çekerek, bu maddenin özellikle siyasi mahpusların tahliyesini engellemek için kullanıldığını belirterek, “Cezaevinde kalamayacak kadar hasta olan mahpuslar bu keyfi yorumlar yüzünden içeride tutuluyor” dedi. 

Eşitsizlik derinleşiyor

İnfaz hukukunun uzun süredir ayrımcı işlediğini ve bu paketin eşitsizlikleri daha da derinleştirdiğini kaydeden Yaviç, “Bu yasa, hasta mahpusların tedaviye erişimini fiilen engelliyor. Yaşam hakkını ihlal ediyor” şeklinde konuştu. Yaviç, yasanın ayrımcılığı kurumsallaştıran bir niteliğe sahip olduğunu belirtti.

Yasa değişmeli

Yaviç, son olarak tüm iktidarı Anayasa’nın eşitlik ilkesine ve Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası insan hakları sözleşmelerine uymaya çağırarak şu ifadeleri kullandı: “Hasta mahpusların yaşadığı hak ihlallerine son verilmesi, adil ve eşitlikçi bir infaz sistemi kurulması ertelenemez bir zorunluluktur.”

Amasız, fakatsız 

Ardından söz alan İHD Eşbaşkanı Eren Keskin, Bakırköy Cezaevi’ndeki Fatma Tokmak’ı ziyaret ettiğini aktardı. “Geçen hafta anjiyo oldu, kalp kapakçığında yırtık saptanmış. Doktor ‘acil ameliyat olman gerekir’ demiş. Bu çok tehlikeli bir hastalık” ifadelerini kullandı. Aynı cezaevinde 75 yaşındaki Hatice Yıldız’ın yalnızca kızına para gönderdiği için tutuklu olduğunu anımsatan Keskin, “Verilerimize göre bir 412 hasta mahpus var. Biz, amasız fakatsız, bu insanların serbest bırakılmasını istiyoruz” diye konuştu. 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.