Havuz medyası ve bir kadın gerillanın gerçeği

• HDP İl binası önünde oturtulan ailelerine seslenen Gerilla Nuda Tolhildan (Ceylan Tekin), PKK’ye kendi iradesiyle katıldığını söyleyerek, ailelerden çocuklarının onurlu duruşuna layık bir duruşu istedi ve aileleri çocuklarının mücadelesine sahip çıkmaya davet etti.

UMUT YILDIZ

AKP’nin özel savaş kanallarını epeydir zapping listesinden çıkarmıştım. Zaten bunlara itibar eden de kalmadı pek. Anadolu Ajansı, A haber, Atv gibi kanallar yaptıkları yalan haberlerle toplumda algı yaratmaktan, toplumu iktidarın amaçları doğrultusunda yönlendirerek manipüle etmekten başka bir iş yapmıyor. Yalan haber yayarak bilinç karartan, algı saptıran Anadolu Ajansı (AA) Medya Haber Ağlarını bu durumda takip etmenin anlamsızlığı ortada.

Gazetecilik merakından mıdır nedir, bilinmez ama geçenlerde şu kanallara şöyle bir göz atayım dedim. Birden ekranda bir AA sunucusunun, PKK tarafından sözde dağa kaçırılan çocuklarının akıbetini sorarken gördüm, HDP il binası önünde oturtulan annelere.

Bu medya ağı sizde araştırın göreceksiniz ki, haberlerinin yüzde doksanında Kürt halkına hakaret ediyor. Ama bunların ansızın Kürt halk savunuculuğuna kesilmiş olmasına da şaşırmadım. Havuz medyası olarak da bilinen bu medya ağı, her gün “PKK bitti, yok 500 tane kaldılar, bahara bu iş biter” diyen Erdoğan-Soylu-Bahçeli cephesinin yalan hamuruna su taşıyanlardı. Fakat biten PKK değil, değirmenin suyu olunca haliyle yeni bir yol bulmak zorunda kaldılar. Annelerin yüreğiyle oynamak…

Her geçen gün büyüyen, dünyada meşruiyeti günden güne artan dünyanın en güçlü özgürlük hareketi PKK’nin bitirilemeyeceği artık aşikar, çünkü insanlığın umudu durumda. Bu sefer de çamur at izi kalsın kabilinden ahlaksızlıkta desturu çoktan aşan bu iktidar anne gibi kutsal bir varlığın yüreğine el atmakta hiçbir beis görmedi.

Hatırlatalım. Berfo Ana’yı, Cizre sokakalarında cenazesi günlerce yerde kalan Taybet Ana’yı hiç unutmayalım. İlerlemiş yaşına rağmen yaz, kış, soğuk, sıcak, çamur ıslak demeden sokaklarda, yıllarca devlete çocuğunun akıbetini sormadı mı, Berfo Ana. AKP iktidarında kaç çocuk daha akıbeti bilinmeyenler arasında girdi, Cumartesi kaç anne daha doğurdu, bilen var mı? Peki, beyaz tülbentleri ile dertleri sadece “çocuklar ölmesin” olan annelerin sokakta devletin polisleri tarafından coplanarak, yerde sürüklenişlerini unutan oldu mu? AKP kendi iktidarı sırasında kaç anneyi daha çocuksuz bıraktı, sayabilir misiniz? Bu devlet mi anaları koruyacak.

Uğur Kaymaz’ın 12 yaşındaki bedenine 13 kurşun sıkan da bu iktidar değil miydi, sahi Uğur Kaymaz’ın annesi, anne değil miydi? Havuz medyası, Roboskî’de eteklerinde çocuklarının uzuvlarını toplayan annelere de sordu mu, çocuklarının akıbetini. Cizre bodrumlarında diri diri yakılan çocuklar peki, onlar çocuk değil miydi, ya anneleri? Cizre bodrumlarında kaç çocuk diri diri yakıldı, küllerinin üzerine kaç TOKİ binası kuruldu. Amed’in Sur’u, çocuk cenazeleri henüz sokaktayken AKP müteahhitlerine fahiş fiyatlarla peşkeş çekilmedi mi? Soruyor mu, AKP-MHP faşist medyası, bunları da soruyor mu. Bu devlet mi çocukları koruyacak.

Devletin panzerleri altında ezilen, havanla, kurşunla ölen çocuklar, yakılan, tecavüz edilen, kaçırılıp dilendirilen, fuhuşa sürüklenen, uyuşturucuya alıştırılan, satılan, organ mafyasına peşkeş çekilen Kürt çocukları. En temel insani hak olan dileri ile konuşmaları yasaklanan, okulsuz, ekmeksiz bırakılan Kürt çocukları. İnsan olanda biraz utanma olur, PKK çocuklarınızı kaçırıyor demek için. Olan ise şudur, devlet katliamcılığı, tecavüzcülüğü karşısında çocuklar PKK'ye kaçmıştır. PKK çocuk kaçırmaz ama çocuklar canını, namusunu,onurunu devletten korumak için PKK'ye kaçarlar.

Bunun en somut örneği, HDP İl binası önünde oturtulan ailelerine seslenen gerillalar. HDP İl binası önünde oturtulan ailelerin PKK’ye katılan çocukları ailelerinin devlet tarafından kandırıldığını ve bu yoldan dönmeleri gerektiğini söylüyor. Bunlardan biri de YJA Star gerillası Nuda Tolhildan (Ceylan Tekin) geçenlerde görüntülü bir mesajla ailesine seslendi. PKK’ye kendi iradesiyle katıldığını çünkü asimilasyonu, tecavüzü ve katliamı dayatan böyle bir sistemde bir kadın olarak, bir Kürt olarak, bir insan olarak asla yaşayamayacağını ifade etti. PKK’ye katılım gerekçesini böyle ifade eden Gerilla Nuda(Ceylan Tekin), ailelerden çocuklarının onurlu duruşuna layık bir duruşu istedi ve aileleri çocuklarının mücadelesine sahip çıkmaya davet etti. Annesini çok sevdiğini ifade eden Gerilla Nuda, annesini sevdiği kadar da mücadelesini büyüteceğini, annesinin de eğer kendisini seviyorsa devletin bu kirli oyunundan kendini kurtarması gerektiğini söyledi.

İşle, aşla, ajanlıkla, fuhuş ve uyuşturucuyla Kürt halkını terbiye etmeyi özel savaş politikası haline getiren TC devlet aklı, anneleri HDP il binası önünde oturtarak PKK’nin toplumda sahip olduğu olumlu algının yıkılacağını zannediyor. Yanılıyor. Çünkü herkes artık PKK’nin de devletin de ne olduğunu iyi biliyor. HDP önünde oturtulan aileler, AKP-MHP faşist rejimi tarafından kandırıldı, korkutuldu, tehdit edildi. Gerçek bu kadar yalın işte.

Demokrasi kültürünün gelişkin olduğu ülkelerde medyacılık, toplumda bir bilinç yükseltme aracı olarak daha çocuk yaşlarda okulların ders müfredatlarına girebiliyor. Fakat Türkiye gibi demokrasiye sürekli kan kaybettiren ülkelerde bırakın basının bir aydınlanma bilinçlenme alanı olması işte AKP-MHP havuz medyasında görüldüğü gibi sadece makyajı akan iktidarı boyama işlevi görüyor. Özgür basının görevi ise iktidarın ve onun yalan haberciliğinin maskesini düşürmek. Kadın gerilla Nuda(Ceylan Tekin)’in değerlendirmeleriyle açığa çıkan gerçeklik, HDP İl Binası önünde oturtulan ailelerin yaşadıkları konusunda fazla söze yer bırakmıyor. Ortaya çıkan gerçek devletin Kürtler’e yüz yıldır uyguladığı özel savaş siyasetidir. Zorla, yalan, baskı ve şantajla boyun eğdirme…