Hayvan dostları pes etmiyor

Hayvan Hakları için eylem

Hayvan Hakları için eylem

  • AYM’nin sokak hayvanlarının öldürülmesinin önünü açan yasayı iptal etmemesinin ardından bir araya gelen hayvan hakları savunucuları, “Bu düzenlemeye asla boyun eğmeyeceğiz” diyerek tepki gösterdi.

AYM, sokakta yaşayan hayvanların yaşam hakkını ihlal eden ve kamuoyunda tepkilere yol açan düzenlemeyle ilgili iptal başvurusunu reddetmesine tepkiler sürüyor. Hayvan hakları savunucuları, AYM'ye yürümek istedi, "Hayvanların yaşam hakkını savunmak suç değildir; suç olan, onların hayatını hiçe saymaktır” dedi. Hayvan hakları savunucuları ve muhalefet, hayvanları kitlesel bir şekilde öldürmeden bu yasayı uygulamanın imkansız olduğunu savunuyor.  

Anayasa Mahkemesi (AYM) Genel Kurulu, sokakta yaşayan hayvanların yaşam hakkını ihlal eden ve kamuoyunda tepkilere yol açan düzenlemeyle ilgili iptal başvurusunu, 7 Mayıs'ta reddetti. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), 7527 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 16 maddesinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması talebiyle dava açmıştı. Bunun üzerine Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) yürümek isteyen hayvan hakları savunucuları, polis saldırısının ardından Ahlatlıbel Parkı’nda ablukaya alındı. Ahlatlıbel’de bir araya gelen yüzlerce kişi, “Hayvana, doğaya, yeryüzüne özgürlük”, “Katil AKP, iş birlikçi AYM” ve “Hayvanlar ölürken polis neredeydi” sloganları attı. 

Çankaya ilçesindeki Sakarya Caddesi’nde de bir araya gelen hayvan hakları savunucuları adına açıklama yapan Tuğba Gürsoy, Anayasa Mahkemesi’nin milyonlarca canlının yaşam hakkını hiçe sayarak "katliam yasası"nı iptal etmediğini hatırlattı. Tuğba Gürsoy, “Bu karar, hayvanların yaşam hakkını yok sayan, vicdanları yaralayan bir utanç belgesidir! Bu yasayı savunanlar bilmelidir ki hayvanlar birer eşya değildir! Onlar da hisseden, acı çeken, sevinen, korkan canlılardır! Bu karar, hayvanların sokaklardan toplanıp zorla barınaklara kapatılmalarını, ‘ötanazi’ adı altında öldürülmelerini yasal hale getirerek sistematik bir katliama kapı aralamaktadır. Bu kararı kabul etmiyoruz” dedi.

Yaşamı savunmak suç değil

Polisin, karara karşı seslerini yükseltenleri barikatlarla engellemeye çalıştığını ifade eden Tuğba Gürsoy, “Sokaklardaki dostlarımızın sesi olmak için bir araya gelen insanlar, demokratik haklarını kullanmalarına izin verilmeden barikatlarla kuşatılmıştır. Bu baskıcı tutum, sadece ifade özgürlüğüne değil, yaşam hakkını savunma mücadelesine de yapılan bir saldırıdır! Bu düzenlemeye asla boyun eğmeyeceğiz! Sokaktaki dostlarımızı ölüme terk eden bu zihniyetin karşısında direneceğiz! Hayvanların yaşam hakkını savunmak suç değildir; suç olan, onların hayatını hiçe saymaktır” ifadelerini kullandı.

 

 

Talepleri de sıraladı

Tuğba Gürsoy, hayvan hakları savunucularının taleplerinin net olduğunu belirterek taleplerini şu şekilde sıraladı: 

* Katliam yasası olarak bilinen düzenleme derhal değiştirilmelidir! Yasa, hayvanların yaşam hakkını koruyacak şekilde yeniden düzenlenmelidir.

* Hayvan haklarını savunan tüm yaşam savunucularına yönelik baskıcı ve engelleyici uygulamalara son verilmelidir.

* Hayvanların yaşam hakkını güvence altına alan, bilimsel ve etik temelli yeni bir yasa hazırlanmalıdır.

Doğmak dışında ne suçları var?

AYM’nin ret kararı ile ilgili hak savunucuları ve örgütleri açıklama yaptı. 

Hayvan Hakları İzleme Komitesi (HAKİM):  Sizin başkanlık sisteminizden, kuvvetler birliğinizden, ‘şahsım’ devletinizden, tüm bunların içini boşalttığı meclisinizden ve mahkemelerinizden hiçbir beklentimiz yok ve bundan sonra da olmayacak. Hayvanları koruyacak olan bizleriz ve bunu ne çıkarttığınız yasalardan, ne de mahkeme kararlarınızdan öğrendik. Biz bunu çocukluğumuzdan beri yaşadığımız mahallelerde rastladığımız Necla teyzelerden, Şevket amcalardan gördük. Doğmak dışında hiçbir suçu olmayan hayvanların komşusu ve yoldaşı olmaya, karanlığınıza karşı durmaya devam edeceğiz. Önce hayvanlar, sonra tüm tehditlerinize, kutuplaştırmalarınıza, hakaretlerinize rağmen bu hayvanları sizin onlara biçmek istediğiniz kadere terk etmeyen herkes için bu mücadeleyi sürdüreceğiz. Bir gün gideceksiniz ve sayısız diğer kötülüklerinizin yanında, milyonlarca hayvanın katliam fermanını imzalamanızla anılacaksınız. O güne kadar ve o günden sonra da biz, hepimiz birer Şevket amca ve Necla teyze olarak yolumuza devam edeceğiz. Sizin için yapacağımız tek şey ise bir hayvanın gözlerinde görebildiğimiz anlamı göremiyor oluşuna acımak olacak. 

Tehlikeli olan zihniyetinizdir

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Ekoloji, Tarım ve Hayvan Hakları Komisyonu: AYM’nin katliam yasasını Anayasa’ya uygun bulması, yargının yaşamı önceleme sorumluluğunu sorgulatmaktadır. Tehlikeli olan köpekler değil, onları düşmanlaştıran, türleri ayıran, makbul olan-olmayan ikiliği yaratan, barınakları mezbahaya çeviren, yok etmekten beslenen zihniyettir.

Greenpeace Türkiye: AYM sokak hayvanlarına yönelik kanunun iptaline dair talebi reddetti. Sokak hayvanlarını ve hayvan hakları savunucularını yalnız bırakmayacağız. Mücadele etmeye ve yaşamdan yana olmaya devam edeceğiz. 

Yaban hayatı da tehdittir

Doğa Derneği: Yasa, belediyelere sokak hayvanlarını öldürme yetkisi veriyor. Yaşam hakkı, hayvan hakları ve ekosistem bütünlüğü açısından ciddi tehditler içeriyor. Yasa sadece sokak hayvanlarını değil, onların doğal ekosistemlere bırakılmasını artıracağı için yaban hayatını da tehdit ediyor. Yasanın iptal edilmesini ve tüm hayvanların yaşam hakkının anayasal güvence altına alınmasını talep ediyoruz. 

Yasa ne getiriyor?

Hayvanları Koruma Kanunu'na göre; bakıma ihtiyacı olan ya da kısırlaştırılması gereken sokak hayvanları, tedavisi tamamlandıktan sonra alındığı sokağa geri bırakılıyordu. Sokaktaki hayvanları tedavi ya da kısırlaştırma amacı olmaksızın toplayıp yerinden etmek kanunen yasaktı. Yeni yasa ile birlikte "topla, aşıla ve kısırlaştır, yerine bırak" metodu yürürlükten kaldırıldı. Yasa, sokaktaki tüm köpeklerin toplanarak sahiplendirilinceye kadar barınaklarda bakılmasına hükmediyor.

Yerel yönetimlere ise bakımevi kurmaları ve mevcut şartları iyileştirmeleri için 31 Aralık 2028'e kadar süre tanıyor.

Hükümet, mevcut yasadaki "topla, aşıla, kısırlaştır, yerine bırak" ilkesi uygulanmadığı için yasanın ihtiyacı karşılamadığını gerekçe göstermişti. Pek çok meslek örgütü, hayvan hakları savunucuları ve muhalefet ise hayvanları kitlesel bir şekilde öldürmeden bu yasayı uygulamanın imkansız olduğunu savunuyor. ANKARA

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.