HDP'den AYM’ye erteleme başvurusu

Halkların Demokratik Partisi Eşbaşkanı Mithat Sancar
- HDP Eşbaşkanı Mithat Sancar, Anayasa Mahkemesi’ne başvurarak, kapatma davasıyla ilgili bütün işlemlerin Haziran 2023 seçimleri sonrasına bırakılmasını talep ettiklerini açıkladı.
Bu davanın, HDP’ye karşı şantaj, seçmen iradesine yönelik bir ipotek koyma operasyonu olduğunu vurgulayan HDP Eşbaşkanı Mithat Sancar, "Bu operasyonla seçimi kendi lehine dizayn edip istediği sonucu çıkarmak istiyor" dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eşbaşkanı Mithat Sancar, partisine dönük kapatma davasındaki gelişmelere dair dün Genel Merkezi binasında basın toplantısı düzenledi. Sancar, kapatma davası kapsamında Anayasa Mahkemesi’ne başvuruda bulunduklarını belirterek, “Evrensel hukuk ilkeleri esas alınsaydı, bu davanın hiç açılmaması gerekirdi. Bu dava, hukukla açıklanabilecek bir sürecin sonucu değildir. Tamamen siyasi saiklere ve hedeflere dayalı bir operasyonun parçasıdır” dedi.
Dava kapsamında partinin Hazine yardımı yapılan hesaplarına bloke konulmasına işaret eden Sancar, “Oy çokluğu ile alınan kararın, her açıdan hukuka aykırı, iç hukukun bütün temel ilkelerini ihlal edecek şekilde alındığını açıkladık. Karar, Anayasa’nın, kanunların ve Anayasa Mahkemesi’nin varlık nedenlerinin inkarı anlamına geliyor. Bu tedbir kararına karşı itiraz süresi 4 Şubat'ta sona erecek” şeklinde konuştu.
Seçim sonrasına bırakılmalı
Sancar, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin’in AYM’ye 10 Ocak’ta yaptığı sözlü açıklamasını hatırlatarak, “Bize sözlü savunma yapmak üzere süre tanınması söz konusu olacaktır, ancak bugüne kadar partimize bu konuda bir bildirimde bulunulmamıştır. Seçim sürecine, demokrasiyle ilgili bütün ilkelere büyük zararlar verme ihtimalini gözeterek, Anayasa Mahkemesi’nden bugün talepte bulunduk. Anayasa Mahkemesi’ne yaptığımız başvuruda, biz bu davayla ilgili bütün muhakeme işlemlerinin 18 Haziran 2023 seçimleri sonrasına bırakılmasını talep ettik. AYM bu davayla ilgili işlemleri durdurmalıdır” ifadelerini kullandı.
İktidar kullanmak istiyor
Sancar, şunları söyledi: “Seçimler normal olarak 18 Haziran 2023 tarihinde yapılacak. Eğer başka bir karar alınmazsa, bu seçimler için 18 Haziran 2023 seçimleri için resmi süreç 19 Nisan 2023’te başlayacaktır. Ancak yine çeşitli kulis bilgileri ve doğrudan iktidar temsilcilerinin açıklamaları 14 Mayıs’ın da seçim tarihi olarak düşünüldüğünü gösteriyor. Eğer seçimler 14 Mayıs’a alınacak olursa, seçim süreci resmen 12 Mart 2023’te başlayacak. Ortada ciddi bir belirsizlik var. Bu belirsizlik, HDP’yi bir kıskaca alma planından öteye hedefler içeriyor. İktidar, bu davayı HDP’ye karşı bir şantaj aracı olarak kullanma niyetinde. Bu tür şantajların HDP için bir etkisi olmayacağını elbette herkes biliyor, bunu bir kez daha huzurunuzda dile getireyim, ancak sadece HDP değildir hedefte olan. Hedefte olan, seçimlerin eşit, adil ve demokratik bir şekilde gerçekleşmesi ilkesidir. Asıl hedef tahtasına konan şey, adil, özgür, eşit, demokratik bir seçim sürecidir. İktidar, seçim sürecinin bu şekilde işlemesini engellemek için bu davayı kullanmak istiyor. Seçimlere katılacak ve katılmayacak bütün partilerin bu konuda duyarlı olmaları, kendi sorumluluklarının, görevlerinin bir gereğidir. İktidarın bu operasyonuna karşı bütün demokrasi güçlerinin, demokratik ve adil bir seçim arzulayan bütün çevrelerin ve demokratik bir gelecek isteyen bütün yurttaşların tepki göstermesi gerekir. Bizler elbette iktidarın bu davayı şantaj aracı kullanmasına karşı her türlü tedbiri alırız, aldık da.
Gücümüz ve tecrübemiz var
Siyasi operasyonlara karşı siyasi tedbir ve hamle alacak gücümüz, birikimimiz ve tecrübemiz var fakat meseleye sadece bu pencereden bakmak da yetersiz olur. İhlal edilen ilkeler, Türkiye’de demokrasinin son kırıntılarını da ortadan kaldırma sonucunu doğurabilecek ağırlıktadır. Bu seçim, Türkiye için tarihi bir nitelik taşımaktadır. İktidar kapatma davası dışında başka operasyonlarla da seçim sürecini kendi lehine dizayn etmeyi arzulamaktadır. Bunu için çok çeşitli hamleler yaptıklarına da hep birlikte tanık oluyoruz.
HDP'nin talebinin dayanakları
Bu davanın şu aşama bütün muhakeme işlemleri açısından durdurulması talebimizin dayanaklarını çok kısa açıklamak isterim;
* Her şeyden önce hukuk devleti ilkesi bu talebimizin en temel dayanağıdır. Bir devletin hukuk devleti niteliği taşıyabilmesi için hukuksal güvenlik ve öngörülebilirlik ilkesini tam anlamıyla hayata geçirilmesi gerekiyor. Şu anda seçim sürecine girerken, tüm bir belirsizlik yaratılırken hem partimiz hem de seçim süreci belirsizliğe sürüklenmek isteniyor.
* Anayasa’nın 2. maddesini bir diğer ilkesi de demokrasi ilkesidir. Demokrasinin vazgeçilmez şartı seçimlerdir, ancak seçimlerin de gerçek anlamda demokratik sayılabilmesi için eşit, özgür ve adil şartlarda yapılması gerekiyor. Bu şartlarda yoksun ortamda girilen seçimlerin meşruiyeti de çok ciddi bir şekilde sorgulama konusu olacaktır. Geleceğe dönük çok ciddi endişelerin ortaya çıkmasına yol açacaktır.
* Öte yandan yurttaşların seçme ve seçilme hakkı da bu belirsizlikle çiğnenmektedir. Anayasa’nın 68. maddesi bu hakkı doğrudan doğruya güvence altına almaktadır.
* Anayasa’nın 90. maddesi gereği, insan haklarıyla ilgili uluslararası sözleşmeler ve onların bağlı organlarının içtihatları iç hukuk hükmündedir. Yasalardan üstündür, Anayasa Mahkemesi dahil olmak üzere bütün makamları bağlar. Eğer AİHM içtihatları ve Venedik Komisyonu kararları dikkate alınırsa bu dava hiç açılmamalıydı. İddianame verildikten sonra derhal ve temelden reddedilmeliydi ama bütün bunlar siyasi baskı ve kampanyalar nedeniyle maalesef gerçekleşmedi. Hazine yardımının yapılacağı hesaplara bloke konulması konusunda karara itiraz hakkımız saklıdır. Yani Anayasa Mahkemesi yargılamayla ilgili bütün işlemleri seçim sonrasına bırakma kararı almalıdır. Bunun istisnası, Hazine yardımlarının yatırılacağı hesaplara bloke konulması kararıdır. Bu karara karşı itirazımızı 4 Şubat’a kadar ileteceğiz. Anayasa Mahkemesi’nin de bu tedbiri kaldırması şarttır, gereklidir. Tedbir kararı da seçimlerin adil, özgür, eşit şartlarda yapılmasını engellemeye yönelik bir müdahaledir. Tedbir kararı kaldırılmalı, bunun dışındaki bütün muhakeme işlemleri seçim sonucuna bırakılmalıdır.
Kısa sürede olum yanıt
Anayasa Mahkemesi, evrensel hukuk ilkelerine bağlı davranarak, bağlı kalarak, uygun davranarak, davayla ilgili bütün muhakeme işlemlerini 18 Haziran 2023 sonrasına ertelemelidir. Bunu en ivedi şekilde karar altına almalıdır. Her gecikme, Anayasa Mahkemesi’nin varlık nedenini köklü bir şekilde sorgulama sonucunu doğuracaktır. Her gecikme yargının iktidarın siyasi operasyonlarına uygun hareket ettiği iddialarını çok daha güçlü bir hale getirecektir. O nedenle Anayasa Mahkemesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ilkelerini, evrensel hukuk standartlarını ve kendi varlık/meşruiyet sebeplerini korumak istiyorsa talebimizi en kısa sürede olumlu bir karar bağlamalıdır. ANKARA











