HEDEP'le 3. Yol'da devam

Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) 4. Büyük Kongresi

Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) 4. Büyük Kongresi

  • Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti), 4. Büyük Kongresi'ni Ankara'daki Atatürk Spor Salonu’nda  “Özgürlük İçin Yeniden / Ji bo Azadiyê” şiarıyla gerçekleştirdi.
  • Partinin yeni ismi Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) oldu, Eşbaşkanlığa ise Tülay Hatimoğulları Oruç ve Tuncer Bakırhan seçildi.
  • Yaklaşık 800 delege, asil 80, yedek 35, fahri 10 olmak üzere 125 kişiden oluşan Parti Meclisi'nin (PM) yanı sıra Merkezi Disiplin Kurulu ve Uzlaşma Kurulu üyelerini de belirledi.

HEDEP Eşbaşkanı Tülay Hatimoğulları, egemen bloklara karşı ezilen ve sömürülenlerin hak, adalet, özgürlük, barış, demokrasi mücadelesinin tarihsel ittifakı olduklarını; engebeli, uzun ve meşakkatli bir yol olan 3. Yol'u kararlı adımlarla yürüyeceklerini söyledi. Hatimoğlulları, "Gelin bir yüzyıl daha kaybetmeyelim. Bu ülkenin karayan yarası olan Kürt sorununu hep birlikte çözelim" diye seslendi. Kürt sorununun irade gaspı, kayyum rejimi, siyaset hakkının engellenmesi, Kürtçenin yasaklanması, binlerce siyasetçinin rehin tutulmasıdır, Kürtlerin mülksüzleştirilmesi, yoksulluğun Kürtleştirilmesi, Kürtlerin mezarsız bırakılmasıdır, yas hakkının elinden alınması; Kürtlerin statüsüz bırakılması olduğunu vurgulayan HEDP Eşbaşkanı Tuncer Bakırhan ise şunların altını çizdi: "Bizim çizgimiz ne iktidarın sömürü düzeni ne de restorasyoncu çizgidir. 3. Yol'u savunmaya ve örmeye devam edeceğiz. Şimdi çabamızı, yürüyüşümüzü zafer ve özgürlükle taçlandırma zamanıdır. Çare bizdedir, çözüm bizdedir. Özgürlük için yeniden ve yeni bir başlangıç zamanıdır.”

Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti), 4. Büyük Kongresi'ni Ankara'da bulunan Atatürk Spor Salonu’nda gerçekleştirdi. “Özgürlük İçin Yeniden / Ji bo Azadiyê” şiarıyla yapılan kongreye, Türkiye ve Kurdistan'ın dört bir yanından binlerce kişi katıldı. Salonda yeterli yer olmadığı için binlerce kişi, salonun dışında kaldı. Binler, salon önünde kurulan dev ekrandan kongreyi takip etti. Partililer, salonu Yeşil Sol Parti bayrakları ve kongre sloganın olduğu pankartlarla süsledi. Kongre salonuna, “Kürt sorununa demokratik çözüm”, “Tecride hayır barış hemen şimdi”, “Demokratik Anayasa” ve “İklimi değil sistemi değiştir” sloganlarının yazılı olduğu pankartlar asıldı.  

Divan açıkladı

Kongrede ilk olarak divan üyeleri seçildi. Divan başkanlığına seçilen Meral Danış Beştaş, "Düşmanlar, özgürlük mücadelemizi yok etmek istiyor ama hiç kimse bunu başaramaz, kimse özgürlük yürüyüşümüz nefessiz bırakamaz. Biz mücadelemizi tarihten alıyoruz. Biz bu mücadeleyi kanımızın son damlasına kadar sürdüreceğiz” dedi. Beştaş'ın “Biz İmralı’ya selam söylüyoruz” dediği anda salonda bulunanlar ayağa kalktı. Dakikalarca "Bijî Serok Apo” sloganı atıldı. Divan, partinin yeni isminin Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP); HEDEP Eşbaşkanlığa ise Tülay Hatimoğulları Oruç ve Tuncer Bakırhan olduğunu açıkladı.

Uçar: Birlikte başaracağız

Kongrede Yeşil Sol Parti Eşsözcüsü İbrahim Akın ve Çiğdem Kılıçgün Uçar, birer konuşma yaptı. Yeşil Sol Parti’nin tarihsel bir misyon üstlendiğini ifade eden Akın, partinin bir HDP bileşeni olarak bu sorumluluğu yerine getirdiğini belirtti. Akın, şunları söyledi: “Seçim sonrası ortaya çıkan gerçeklikle yüzleşerek, çalıştaylar yaparak, toplantılar yaparak ve oradan aldığımız güçle yeni bir yola giriyoruz. Bu kongremizde ‘özgürlük için yeniden’ diyoruz. Kendimizi, partimizi ve halkı örgütleyeceğiz.”

Daha sonra Yeşil Sol Parti Eşsözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar konuştu. Kongreye katılanları selamlayan Uçar, bir mirası devraldıklarını ve Yeşil Sol Parti ile bu yürüyüşe devam ettirdiklerini belirtti. "Savaş politikalarıyla tüm toplumu ipotek altına almaya çalışan bu iktidar karşısında bir gün olsun geri adım atmayan arkadaşlarımızla birlikte bu iktidarı değiştirmeye, halkın iktidarını birlikte kurmaya var mısınız?" diye soran Uçar, "Hep birlikteyiz, birlikte başaracağız” diyerek, konuşmasını tamamladı.

Eşsözcülerin konuşmalarının ardından Kürt demokratik siyasi hareketinin tarihi ve Türkiye sol, sosyalist hareketleriyle ortak mücadeleyi anlatan bir sinevizyon gösterimi yapıldı.

Hatimoğulları: Seçeneksiz değilsiniz

Türkçenin yanı sıra Kürtçe ve Arapça da katılımcıları selamlayan Tülay Hatimoğulları Oruç, mevcut Türk iktidarının, bir felaket iktidarı olduğunu; Türkiye ve Kurdistan açık cezaevine dönüştürdüğünü; yargısının kumpas ve siyasi soykırım davalarıyla adaletsizlik üreten bir mekanizmaya dönüştüğünü söyledi. İşsizlik, yoksulluk, barınma sorunu, mutsuzluk, umutsuzluk ve geleceksizliğin kader olmadığını vurgulayan Hatimoğulları, "Seçeneksiz de değilsiniz. Biz buradayız. İnanan, inanmayan herkesin inancını, ibadetini özgürce yaşayabileceği, demokratik bir Türkiye’yi inşa etmek boynumuzun borcudur" dedi.

AKP kan gölüne çeviriyor

Kürt halkının Rojava’da Arap halkı ve bölge halklarıyla birlikte DAİŞ’e karşı verdiği mücadeleye dikkat çeken Hatimoğulları, "AKP’nin Kürt düşmanlığı, Rojava’da ve Başûr’da askeri varlıktaki ısrarı bölgeyi kan gölüne çeviriyor. Sivillerin yaşam alanlarını bombalayarak savaş suçu işliyor. Derhal bundan vazgeçilmelidir. On binlerin huzurunda Arap dünyasına çağrımızdır; Ortadoğu’da huzur ve barışın yolu Kürt ve Filistin sorununun çözülmesinden geçer. Bu sorunların çözümü için herkesi tarihi sorumluluğunu yerine getirmeye davet ediyoruz" şeklinde konuştu.

Tanka, topa, mermiye, özel harbe ayrılan bütçenin, bütün yurttaşların ekmeğini küçülttüğünü; işçi, emekçi, çiftçi, esnaf, emekline sefalet içinde yaşadığını kaydeden Hatimoğulları, şunları ifade etti: "Bunun sebebi sermaye düzeni olduğu kadar, Kürt’e en temel haklarını vermemek için yıllardır sürdürülen bu savaştır. Barışı inşa etmek için İmralı tecrit rejimini ortadan kaldıralım. Kürt sorunun çözümü önündeki en büyük engel Sayın Öcalan’ın üzerindeki tecrittir. 32 aydır kendisinden hiçbir şekilde haber alınamıyor. Tecrit derhal kalkmalı, biran önce Sayın Öcalan özgürlüğüne kavuşmalıdır. Ortadoğu için de çözüm, Sayın Öcalan’ın geliştirmiş olduğu Demokratik Konfederalizmidir."

3. Yol'dan devam

Seçimlerin ardından yüzlerce toplantı yaparak, on binlerle bir araya geldiklerini, hatalardan dersler çıkardıklarını; yerelden merkeze, merkezden yerele doğru yeniden yapılanma sürecinin içinde olduklarını hatırlatan Hatimoğulları, şöyle konuştu: "Egemen bloklara karşı ezilen ve sömürülenlerin hak, adalet, özgürlük, barış, demokrasi mücadelesinin tarihsel ittifakıyız. Bizler ittifak politikalarımızı yeniden gözden geçirdik. Yeni dönemde bileşen ve ittifaklarımızla beraber en geniş toplumsal ve demokratik ittifakı kuracağız. 3. Yol ince, engebeli, uzun meşakkatli bir yoldur. Bizler bu yolu hep beraber kararlı adımlarla yürüyoruz. Cumhuriyetin 2. yüzyılında; işçilerin, emekçilerin, yoksulların, kadınların, gençlerin, cinsel yönelimlerinden dolayı dışlananların, doğa ve insan hakları savunucularının, Kürtlerin, Alevilerin, bütün halkların ve inançların özgür, eşit, adil, barışçıl koşullarda yaşayabileceği Demokratik Cumhuriyeti, ikinci yüzyılda hep birlikte kuracağız. Gelin bir yüzyıl daha kaybetmeyelim. Bu ülkenin karayan yarası olan Kürt sorununu, Alevilerin sorununu, emekçilerin kadınların sorunları hep birlikte çözelim. Bu irade bizde mevcuttur."

Bakırhan: Tavrımız nettir

Daha sonra Tuncer Bakırhan, söz aldı. sömürgeci, işgalci her anlayışa karşı tavırlarının net olduğunu vurgulayan Bakırhan, şunları söyledi: "Türkiye tarafından bombalanan, susuz, elektriksiz bırakılan, camilerine, ibadethanelerine kastedilen yaşam hakkı yok sayılan bir Rojava var. Ortadoğu’da demokrasi ve özgürlüklerin önündeki en büyük engellerden biri Saray rejimidir. Rojava’da yaşayan milyonlarca insana karşı dünyanın gözü önünde etnik temizliğe yeltenenler, her şeyden önce insanlığa karşı suç işlemektedir ve bu bir utançtır. Bu insanlık suçuna geçit vermeyeceğiz. Türk-İslam sentezine yaslanarak, Filistin’de barış güvercini, Rojava’da savaş makinesi kesilen bu ikiyüzlülüğü herkes görmelidir. Buradan hava sahasını dahi kapatmayan tüm uluslararası güçlere sesleniyorum: Bu suça ortak olmaktan vazgeçin. Rojava’nın statüsü resmi olarak tanınmalıdır! Bu statü ilk olarak Türkiye tarafından tanınmalıdır!

Halkın bütçesi savaşa

Son 25 yılda savaşa aktarılan 800 milyar dolara yakın bir bütçe, ülkedeki derin ekonomik krizin de temel sebeplerindendir. Yaratılan savaş ekonomisi ile ömrünü uzatmak isteyen iktidar; barınma sorununa, enflasyona, derin yoksulluğa, aç çocuklara bir çözüm bulmaktan uzaktır. Bu savaş durmadan bu ekonomik kriz durmayacaktır. Kürtlerin parçalı halinden güç alarak savaşı büyütmek isteyen Türkiye, Kürtlerin ulusal birliği önündeki en büyük engeldir ve kendine bağımlı iş birlikçiler yaratarak saldırılarını meşrulaştırıyor.

Kürt sorunu statüsüzlüktür

Kürt sorunu irade gaspıdır, kayyum rejimidir, siyaset hakkını engellemektir, Kürtçenin yasaklanmasıdır, ekolojik tahribattır, binlerce siyasetçinin rehin tutulmasıdır, Kürtlerin mülksüzleştirilmesidir, yoksulluğun Kürtleştirilmesidir, Kürtlerin mezarsız bırakılmasıdır, yas hakkının elinden alınmasıdır. Kürt sorunu, Kürtlerin statüsüz bırakılmasıdır.

Çözüm yolu da var

Bu sorunun demokratik bir çözüm yolu var. Bu sorunun bir çözüm muhatabı var. O da Sayın Abdullah Öcalan’dır.  Sayın Öcalan şahsında demokratik çözüm, barış umudu ve toplum tecrit altındadır. Tecrit, hukukun sıfır noktasıdır. Tecrit, Kürt sorunundaki inkârın en uç noktasıdır. Tecrit rejimi sonlanmadan Türkiye’nin gerçek anlamda bir demokrasiye kavuşması mümkün değildir, bunun için Sayın Öcalan’ın rolünü oynayacağı koşulların yaratılması gerekmektedir. Sayın Öcalan’ın fiziki özgürlüğü sağlanmalıdır.

Demokratik anayasa

Yeni bir anayasa istiyoruz, ancak gerçekten eşitlikçi, gerçekten demokratik ve gerçekten sivil bir anayasa istiyoruz. Ülkede başta Kürt sorunu olmak üzere, bütün sorunları gideren bir anayasa yapmaya hazırız. Özgürlük için yeniden, toplumun tüm kesimlerinin dahil olacağı ve kendini ifade edeceği demokratik anayasa hareketini buradan başlatıyoruz. 

Belediyeleri geri alacağız

Önümüzde çok önemli virajlar var. Kayyumlarla iradesi gasp edilen tüm belediyelerimizi tekrar geri alacağız. Aynı zamanda Türkiye’nin her bölgesinden de belediyeler kazanacağız. Bizim çizgimiz ne iktidarın sömürü düzeni ne de restorasyoncu çizgidir. Biz bu ülkeye baharı getirecek 3. Yol'u savunmaya ve örmeye devam edeceğiz.

Yeni bir başlangıç zamanı

Bugün buraya gelene kadar büyük emekler verildi, bedeller ödendi. Şimdi çabamızı, yürüyüşümüzü zafer ve özgürlükle taçlandırma zamanıdır. Biz bu ülkenin barış ve demokrasi umuduyuz; onurlu ve eşit yaşamı inşa edecek güç biziz. Şimdi sokak sokak, mahalle mahalle çalışma ve örgütleme zamanıdır, Onlarca yılın mücadele birikimi ile örgütlemenin ve özgürlüğü örmenin zamanıdır. Düzenin muhalefeti çare değildir, olamaz. Çare bizdedir, çözüm bizdedir. Özgürlük için yeniden ve yeni bir başlangıç zamanıdır.” ANKARA

 

*****

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) Eşbaşkanları Tülay Hatimoğulları Oruç ve Tuncer Bakırhan

HEDEP'in yönetimi belirlendi

4. Büyük Kongre delegeleri, partinin isminin Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) olarak değiştirmesini onayladı. HEDEP’in Eşbaşkanlığına Tülay Hatimoğulları Oruç ve Tuncer Bakırhan seçildi. Partinin yönetimi de belirlendi. 

HEDEP'in 80 kişiden oluşan PM üyeleri şöyle: Aysel Batyar Önsel, Bahattin Karaman, Hülya Kavuk, Öztürk Türkdoğan, Berdan Öztürk, İbrahim Akın, Perihan Pakize Sinemillioğlu, Berkat Kar, İdil Uğurlu, Recep Demirci, Beybün Aslan, İlknur Birol, Sami Evren, Beyza Zeyno Bayramoğlu, Kemal Bülbül, Selçuk Odabaşı, Burcugül Çubuk, Kerem Fırtına, Selda İlgöz Kocayiğit, Bülent Uyguner, Livan Orman, Sema Koç, Cabbar Leygara, Lütfü Kaya, Semiha Şahin, Canan Çalağan, Mahfuz Güleryüz, Semra Kıratlı, Canan Kebenç Özkan, Mediha Yüksel, Senem Eriş, Cemile Turhallı Balsak, Mehmed Ali Yavuz, Serhat Eren, Derya Arslan, Mehmet Bozgeyik, Servin Kararkoç, Diyadin Fırat, Mehmet Rüştü Tiryaki, Several Ballıkaya Çelik, Ebru Günay, Mehmet Saltoğlu, Sevtap Akdağ Karahalı, Edanur İbrahimoğlu, Melis Emine Tantan, Sezai Temelli, Elif Bulut, Metin Kılıç, Sinem Seven, Emirali Türkmen, Muhammed Ayten, Şakire Şeyda Ataş, Ender İmrek, Murat Gökdağ, Tayip Temel, Evgil Türker, Murad Mıhçı, Tülay Korkutan, Fatma Çelik, Musa Piroğlu, Umut Vedat Açar, Fatma Koçyiğit Öner, Naciye İskender, Ümit Küçükbayatlılı, Funda Buyruk, Nevroz Şanlı, Ünal Yusufoğlu, Haci Erdemir, Nuray Özdoğan, Vedat Çınar Altan, Halime Bayram, Onur Hamzaoğlu, Vezir Coşkun Parlak, Hatice Betül Çelebi, Ömer Görünmek, Yüksel Mutlu, Hatice Doğan, Hülya Ateş, Özlem Gündüz ve Özcan Teker.

Merkez Disiplin Kurulu Asil üyeleri şöyle: Cumhur Ege, Garip Kandemir,  Zeynep Nilgün Salmaner, Emine Akyazılı, Hüseyin Gözen, Eylem Arzu Kayaoğlu, Tülay Kılınç.

Uzlaşma Kurulu Asil üyeleri ise şöyle: Aylin Hacaloğlu, Ayşe Erdem, Nevzat Onuk, Ayşe Elif Ela Hasanoğlu, Mehmet Salih Yıldız.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.