Her dernekte ayak izleri saklı

Dosya Haberleri —

HAMBURG DERNEK

HAMBURG DERNEK

  • “Her dernekte bu uğurda canını veren  arkadaşların ayak izleri, sevinçleri ve  gülüşleri saklı. Nerede olursak olalım,  değerlerimize, kurumlarımıza ve şehitlerimize sahip çıkmamız gerekiyor. Devletin bize yaşattığı onca acıdan sonra kimse  bizden bir köşeye oturmamızı beklemesin.”

 

M. ZAHİT EKİNCİ/HAMBURG

Almanya’nın Hamburg kentinde Kürt derneğinin 30 yıllık bir geçmişi var. Dernek, 6 aydır yeni adresinde (Schulter Platz No: 55) hizmet veriyor. Korona nedeniyle ziyaretçileri şimdilerde az olsa da çalışmalarını sürdüren dernekte Kürtlerin özel günleri ve eylemlerinin organizasyonundan kültürel aktivitelere kadar bir dizi çalışma, imkanlar ölçüsünde örgütleniyor.

Önümüzdeki haftalarda yapılması planlanan kongre ardından KON-MED’in başlattığı üyelik çalışmasının startı da verilecek; öncelikle ise evler ve iş yerleri ziyaret edilecek. Derneğin müdavimlerinden Mehmet Budancamanak, Kürdistanlılar arasında bilinen ismiyle Hasari Heval, 30 yıldır derneğin üyesi. Sağlık sorunlarına rağmen açık olduğu her gün mutlaka derneğe uğruyor. Üyelik kampanyasının yerinde olduğunu belirten Hasari Heval, “Avrupa’ya geldiğim günden beri kurumlarımızla iç içe olmayı, gücüm oranında çalışmalara katılmayı esas aldım. Hamburg’a geldiğim ilk günlerde hemen derneğin yerini sordum. Derneğe gitmediğim gün kendimde bir eksiklik ve yalnızlık hissediyorum. Gelir gelmez de zaten derneğe üye oldum ve her ay hesabımdan üyelik aidatım kesiliyor” diyor.

Derneklerin sadece bir araya gelip çay içme, zaman geçirme yerleri olmadığının altını çizen Hasari Heval, “Üyeliğinden temizliğine kadar derneğin her şeyine sahip çıkmak zorundayız” diyor.

Korkular yersiz

On binlerce kişinin yaşadığı Hamburg’da resmi üye sayısının oldukça az olmasından duyduğu üzüntüyü dile getiren Budancamanak, şöyle devam ediyor: “İnsanlar belki derneklere gidip geliyorlar ama üye olmayı düşünmüyorlar. Daha da üzücü olanı, meclislerde yer alan birçok arkadaşımızın bile üye olmaması. Birçok insan, sudan bahaneler öne sürerek resmi üye olmak istemiyor. Sonuçta derneklerimiz, yaşadığımız ülkelerin yasaları çerçevesinde açılmış yerler. Ben şahsen bu korkuları yersiz buluyorum. Bence her Kürdistanlı ya da Kürdistan davasının dostları, hiç çekinmeden derneklere üye olmalı, meclis ve komisyonlarda yerlerini almalı. Yürütülen kampanyalar elbette değerli ama bence hiç bu kampanyaları da beklemeden üye olmamız gerekiyor.”

Kurumlarımıza sahip çıkmalıyız

Ali Rıza Azad, Bingöl’ün Solhan ilçesinden bir Kürdistanlı. Oldukça hareketli ve fedakar bir insan olarak biliniyor. 1996 yılından bu yana derneğe resmi üye olduğunu belirten Ali Rıza Azad, üye olmak kadar üye bulmanın da önemine dikkat çekerek şunlara değiniyor: “Almanya’ya gelir gelmez derneğe üye oldum. Hiç kimse bana bir şey demedi, tam tersine kendim hemen gittim, üyelik formunu doldurdum. Dernek üyeliğinin yanı sıra cami ve Özgür Politika gazetesi başta olmak özere birçok yere de kayıtlıyım. Kurumlarımıza sahip çıkmamız gerekiyor. Biz sahiplenmezsek kimse gelip bu kurumları sahiplenmez ama bu konuda yeterli bir çaba yok. Ailesinden şehit vermiş birçok insan bile hala derneğe üye değil. Birçok insan ‘Türkiye’ye gidiyorum’ diye bırak üye olmayı, en küçük bir katkı bile sunmuyor.”

Dernekler konsolosluklarımız

Derneklerin diasporada yaşayan insanlar için birer konsolosluk görevi gördüğünü kaydeden Azad, her Kürdistanlının mutlaka üye olmanın yanı sıra yeni üyeler de bulması gerektiğini belirtiyor. Üyelik kampanyasında aktif olarak yer alarak katkı sunacağını ifade eden Azad, şöyle devam ediyor: “Düşman birlik ve beraberliğimizi bozmak için elinden gelen her şeyi yapıyor. Yaşadığımız ülkelerde asimilasyon politikaları ile bizi eritmeye ve kapitalist ve yoz bir yaşamın içine çekmek istiyorlar. Bireysel bir yaşamdan ziyade kolektif bir yaşamı isteyen bizler, tüm bunları boşa çıkarmak için daha fazla emek vermeli ve kurumlarımıza sahip çıkmalıyız. Onun için başlatılan kampanya anlamlı ve değerlidir. Bu kampanya ile yeni insanlara ulaşabilir ve onları da üye yapabiliriz.”

İlticacı Açıkça: Kızımla beraber

Huri Açıkça ise Türk devletinin zulmünden nasibini almış bir kadın. Cizreli Huri Açıkça, gerilladaki eşinden dolayı defalarca evinin basıldığını, gözaltına alındığını ve devletin tüm zorbalıklarına karşı yurtseverliğinden asla geri atmadığını belirtiyor. Kocasının şehadetinden sonra önce Türkiye metropollerine, daha sonra da tutuklanmamak için Avrupa’ya gelmiş. Şu anda ilticacı olan Huri Açıkça, şunları söylüyor: “Kızımla beraber Bremen’in Zeven kasabasında yaşıyorum. Burada dernek yok. Bize en yakın dernekler, Bremen ve Hamburg dernekleri ama bildiğim kadarıyla koronadan dolayı dernekler kapalı. Kapalı olsalar da kiraları, elektrik ve su masrafları var ve bunların bir şekilde ödenmesi gerekiyor. Bu masrafların karşılanması için herkesin bir şekilde katkı sunması gerekiyor. Ben ve kızım en kısa zamanda üye olacağız.”

Her dernekte ayak izleri var

“Sonuçta bu derneklerin ve kurumların kurulması ve yaşatılması için birçok değerli arkadaşımız canını verdi” diyen Açıkça, şöyle devam ediyor: “Her dernekte bu arkadaşların ayak izleri, sevinçleri ve gülüşleri saklı. Derneklere sahip çıkmak, üye olmak ve bu değerleri yaşatmak için yapılacak olan her şey, şehitlerimizi de mutlu edecektir. Üyeliğin yanı sıra meclislerde bana verilecek her görevi de kızımla birlikte yapmaya hazırım. Nerede olursak olalım, değerlerimize, kurumlarımıza ve şehitlerimize sahip çıkmamız gerekiyor. Devletin bize yaşattığı onca acıdan sonra kimse bizden bir köşeye oturmamızı beklemesin.”

KON-MED Eşbaşkanı: Önce içeriden başlayalım

MURAT MANG

Avrupa’daki Kürdistani örgütlerin çatı örgütü Avrupa Demokratik Kürt Toplum Kongresi (KCDK-E), Avrupa genelinde,  20 Nisan’da ”Örgütlüğümüzü büyütmek için derneklere üye ol, üye yap” sloganıyla üyelik kampanyası başlattı. Almanya’da hedef, 1 ayda bin 500 yeni üye. Tüm Avrupa geneli için belirlenen hedef ise 4 bin 500 yeni üye.

Avrupa’da en fazla Kürt’ün yaşadığı ülke olan Almanya’da faaliyetlerini sürdüren Kürdistanlı Toplumlar Federasyonu (KON-MED) Eşbaşkanı Tahir Köçer, derneklere üye olmanın önemini ve bu amaçla yürüttükleri çalışmaları gazetemize anlattı.

KON-MED’e bağlı 66 derneğin olduğunu hatırlatan Köçer, “Halkımızı, büyük emek ve bedeller verilerek kurulan derneklerimize üye olmaya ve kimliklerine sahip çıkmaya çağırıyoruz” dedi. Derneklerin koronavirüs salgınına karşı alınan önlemler nedeniyle faaliyetlerini sınırlamış olsa da kongre sürecinde olduklarına dikkat çeken Köçer, bu sürecin üye sayısını artırmak için de kullanılması gerektiğini belirtti.

Muhataplığımızı güçlendirir

“Üye seferberliğini halkımızın kimliğinin temsili olan derneklerimizi büyütmek ve güçlendirmek için başlattık” diyen Köçer, sözlerine şöyle devam etti: “ Kampanyamızın sloganı, ‘Ji Bo Em Rêxistinbûyîna Xwe Mezin Bikin Em Bibin Endam, Em Bikin Endam!’ (Örgütlülüğümüzü büyütmek için derneklere üye ol, üye yap). Amacımız, örgütlü toplum olmanın temeli olan derneklerimize sahip çıkma bilincini geliştirmek. Toplumumuzun her kesiminin bu kampanyaya aktif olarak katılmasını bekliyoruz. Derneklerin üye sayısının çok olması, örgütlü gücümüzün göstergesi olur. Aynı zamanda devletin ve ilgili kurumların karşısında muhataplık pozisyonumuz konusunda da daha etkili oluruz.”

66 derneğe bin 500 üye

KON-MED Eşbaşkanı, kampanyaya ilişkin kısa ve uzun vadeli hedeflerini ise şöyle özetledi: “Almanya genelinde hedefimiz ayda 1.500 üye. Federasyonumuza bağlı 66 Demokratik Toplum Merkezi var. Kitle potansiyeli çok olan ve az olan ‘navend’lerimiz var. Kısa vadede ilk 3 ay için her derneğe ortalama 50 üye yapma hedefi koyduk. Daha sonraki aylarda derneklerin bulunduğu şehirlerin potansiyeline göre hedefler koyacağız. Üyelik konusunda rutin takipler yapılacak. Bu çalışmayı takip edecek bir koordinasyon da oluşturduk. Bu koordinasyon, 10 günde bir kampanyanın sonuçlarını düzenli olarak takip edecek.”

‘Yetersizliklerimiz, zayıflıklarımız’

En az 60 yıldır Avrupa’ya göçleri giderek yoğunlaşan Kürtlerin bugün Avrupa’daki nüfusu, milyonları buluyor. Bu nüfusun çoğunluğunun yaşadığı Almanya’da 80’li yıllardan itibaren yoğunlaşan bir dernek çalışması var ancak derneklerin üye sayısı Kürt nüfusunu düşününce çok düşük. Bunun nedenini sorduğumuz KON-MED Eşbaşkanı, özeleştirel yaklaştı ve şunları söyledi: “Son yıllarda derneklerimizi sahiplenme, derneklere üye olma ya da başkalarını üye yapma konusunda yetersizliklerimiz, zayıflıklarımız var. Oysa bir alandaki dernek ya da toplum merkezi, oradaki halkın kimliğidir, kutsal mekanıdır.”

Kampanyayı 20 Nisan’da tam da bu gidişatı tersine çevirmek için başlattıklarını söyleyen Köçer, önceliklerinin Almanya’da başta meclis üyeleri ve kurum yöneticilerinin aileleri olmak üzere yurtsever Kürt halkının tümünü üye yapmak olduğunu belirtti.

Semt semt komiteler

Üye çalışmalarının nasıl ve hangi yöntemle yapılacağına ilişkin ise Köçer, şu bilgileri verdi: “Şimdiye kadar meclis ve dernek yönetimleri üzerinden üye yapma çalışması yürütülmeye çalışılıyordu fakat şimdi halkın içinden komiteler oluşturarak bu çalışmayı yürüteceğiz. Semt semt, mahalle mahalle komiteler oluşturarak ev ev, esnaf esnaf dolaşacağız ve ‘Üye olmayan kalmamalı’ hedefiyle hareket edeceğiz. Sadece baba veya annenin üye olması değil, bir bütün olarak aile üyelerinin üyeliğini geliştireceğiz ve tüm aileyi dernek üyesi yapacağız. Burada amaç sadece maddi değil; dernekleri halkımızın evi haline getirmek istiyoruz.”

‘Anlatmalıyız’

Sadece Kürdistanlıları değil dost halkları da üye yapmayı esas alacaklarını söyleyen Köçer, kampanya süresince kurumların tanıtımlarının yapılmasının önemine de vurgu yaptı: “Evvela toplum merkezlerimizin kendini tanıtan broşürlerinin sosyal medya hesapları üzerinden tanıtımlarının yapılması önemli. Önce ailemizden başlayıp sonra dostlarımızı, tanıdıklarımızı da üye yapabilmeliyiz. Herkesin komşusu, iş arkadaşı, okul arkadaşı vardır; bunlara ulaşmayı da hedeflemeliyiz. Derneklerimizin Kürt halkının ulusal, kültürel ve sosyal ihtiyaçlarını karşılamak ve sorunlarını çözmek için hizmet verdiğini anlatmalıyız.”

İhtiyaçlar neler, nasıl çözülürler?

Almanya genelinde faaliyet gösteren Êzîdî dernekleri, dergahlar, camiler, Demokratik Toplum Merkezleri, spor kulüpleri, KOMAW, TEV-ÇAND ve kadın kurumlarının binlerce üyesi olduğunu söyleyen Köçer, bu rakamın temsil edilen kitleyi düşününce çok yetersiz olduğunun altını çizdi. Köçer, son olarak şunları belirtti: “Kurumlarımız, ulusal, siyasal, kültürel, diplomatik, ekonomik, eğitim, sosyal sorun ve ihtiyaçları tespit edip çocuk, kadın, gençlik, dil, danışmanlık gibi birçok alanda toplumun ihtiyaçlarını giderecek iki aylık programlar çıkarıyor. Bu planlama, halkımıza anlatılmalı. Ziyaretler esnasında üye yapılan insanlara düşünceleri, önerileri sorulmalı; ‘Nasıl bir dernek’ konusunda görüş alışverişi yapılmalıdır. Bu yıl yapılacak meclis ve federasyon kongreleri, ‘Üye Ol, Üye Yap’ kampanyası ile iç içe yürütülecek. Halkımızın kurumlarına ailece üye olup sahip çıkması ve dost çevrelerin de üye seferberliğine dahil edilmesiyle örgütlülüğümüz daha da büyüyecek. Demokratik toplumun inşasında herkesin sorumluluğu olduğu anlatılır ve kavratılırsa başarı kaçınılmaz olur.”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.