Her dönem soykırım altında olan Dersim!

Forum Haberleri —

  • Dersim’de iki hafta içinde yaşananlar sonrası Kürt’e yine "katledildiğini, doğasının katledildiğini, değerlerinin bir bütün olarak devlet tarafından hedef alındığını" kanıtlamaya çalışmak düştü! Çünkü orası Filistin değil! 

DENİZ DERSİM

Öyle acılara şahittir ki Dersim toprakları; 1915'de Ermeniler 1918 Qoçgîrî, 1938 soykırımı, 72-82 toplumsal işkenceleri ve 90 köy boşaltmaları...

İnsanları kırımdan geçirildi, sürüldü, inancı hedef alındı, şimdi ise kültür ve doğası soykırımdan geçiriliyor. Bitmiyor Dersim fobileri. Çünkü tüm bu saldırılara ve saldırılar ile gelişen ihanete karşı her dönem direnenler tarih yazmış Dersim'de.

Öyle ki; 38 Soykırımının yıl dönümünde Ovacık (Pulur) kırsalında Seyit Rıza'nın torunu Murat Yıldız bombardımanda katlediliyor ve bombardıman yapılan günde yine Seyit Rıza'nın bir başka torunu Zeliha Polat'ın da köydeki evi kolluk tarafından basılıyor. Ev baskınının görgü tanıkları "Asker köylüye eve girip kim olduğuna bakılmasını istemiş, köylüler eve girince teslim ol çağrısı yapılacağını belirtmiş. Ancak köylüler girmemiş eve. Daha sonra asker kimsenin olmadığı eve girmesiyle çıkması bir olmuş." Peki köylüler eve girseydi ne olacaktı? Aynı gün Murat Yıldız'ı bombardıman ile katledenler köylüleri de evin içerisinde mi katledecekti?!

Dersim'de Türk valisi Murat Yıldız için yaptığı açıklamada "Sivil yoktu örgüt mensupları araçtan ateş açtı, daha sonra araçta teslim olmamak için kendilerini patlattı" diyerek Murat Yıldız'ı "örgüt üyesi" ilan etti! Araç üzerinde yüzlerce mermi! Dersim'de bombardımanda katledilirseniz kılıf bellidir "Örgüt Üyesi-Kurye!"

Bu vahşet ilk mi?

Size yakın dönemlere ait bazı olayları hatırlatmak isterim. Dersim üzerinde pratiğe geçirilen politikayı teşhir etmek adına.

2016'da Xozat'ın Pakire köyünde cezaevinden çıkmış olan babasını sabah denetimli serbestlik nedeniyle araba ile yine Pakire karakoluna imzaya götüren Mesut İlkbahar'da "Sabah karakola saldırı oldu, canlı bomba olabilir" denilerek katledilmişti "keskin nişancı" tarafından.

Mesut İlkbahar atış sırasında aldığı yaradan sonra araçtan çıkmış olmasına ve yaralı halde hastaneye acilen götürülmesi gerekirken, karakola sabah yapılan eylemde yaralanan askerleri almaya gelen helikoptere alınmamış ve kan kaybı nedeniyle hayatını kaybetmişti!

Yıl bu defa 2019. Nupelda ve Ayaz kardeşler. Ovacık'ın Bilgeç Köyü Çakılyayla Mezrası'nda askeri karakolun göz ile görebilme mesafesinde mayına basmaları sonucu hayatını kaybediyor.

Biri 8 diğeri 4 yaşında. Yasaklı olmayan bir köyde, termal kameralar ile donatılmış bir karakolun göz ile görüş mesafesinde (altını çiziyorum bu mesafenin teknik bilgi nedeniyle) oyun oynarken 2 çocuk mayına basarak hayatını kaybediyor ve açıklama şu "PKK'nin döşediği mayın!"

Yıl 2020. Hala bulunamayan Gülistan Doku! Gönül ilişkisi kurduğu bir polisin yabancı uyruklu üvey oğlu tarafından kaçırıldığı ve kaybedildiği ağır şüphe taşırken, açılan soruşturmada her nedense "intihar etti, köprüden baraja atladı" kanısı ile 1 yıl boyunca barajda arama yapıldı. Dönemin valisi Tuncay Sonel'in Gülistan Doku'nun ailesine "kızımızı bulacağız şeref namus sözü veriyorum" demesine rağmen baş şüpheliler "Zaynal Abarakov ve Merkez'de polis olan babası Engin adlı şahıs" elini kolunu sallayarak biri tayin diğeri yurt dışına çıkışı sağlanıyor. Aradan geçen bir buçuk seneye rağmen herhangi bir gelişme yaşanmayan Gülistan Doku soruşturmasında;

1- Şüpheliler polis Engin ve Zaynal Abarakov,

2- Gülistan'ın akıbetinin soruşturulmasında görevi kötüye kullanan kolluk ve yargı ayağı ile yasal amir (dönem valisi),

3- Adı bu soruşturmada geçmemesine rağmen ilginç bir psikoloji ile pratik içerisinde olan bazı yerel resmi kurum yöneticileri-çalışanları hakkında herhangi bir soruşturma açılmamış olması bir önce ki örnekler gibi Gülistan'ın akıbetinde yine oklar aynı yeri gösteriyor.

Yıl 2020. Yer Dersim/Mamêkê Uzunçayır barajı. Esma Kılıçarslan adlı bir genç kadın yine "intihar" etmiş denilerek üstü kapatılmış bir soruşturmada toprağa veriliyor! İşin ilginç yanı Esma Kılıçarslan'ın babası yerel istihbarata çalışan ve aynı zamanda uyuşturucudan dolayı cezaevinde olan bir şahıs. İlginç olan bu değil, soruşturma olmaması ve konunun üstünün örtülmesi. Sahi Esma Kılıçarslan'a ne oldu?

Orası Filistin değil Dersim

Murat Yıldız'ın katledildiği günden bir hafta önce Dersim-Xozat Kozluca bölgesi kırsalı düzenlenen operasyon ile Kobra tipi helikopterler tarafından bombalanıyor. Bölgede yangın çıkıyor.

Murat Yıldız'ın katledildiği hafta yine Dersim-Xozat ilçesi Dereköy bölgesi operasyon nedeniyle havadan ve Amutka Karakolu’ndan bombalanıyor. Bölgede çıkan yangın hala devam ediyor. Yangına müdahale etmek bir kenara müdahale etmek isteyen gönüllü yurttaşlar asker tarafından engelleniyor aynı zamanda sosyal medyada Orman Genel Müdürlüğü resmi olarak yangını yalanlıyor!

İki hafta içinde yaşananlar sonrası Kürt’e yine "katledildiğini, doğasının katledildiğini, değerlerinin bir bütün olarak devlet tarafından hedef alındığını" kanıtlamaya çalışmak düştü!

Filistin değil, çünkü orası! Filistin olsa "Allah u Ekber" nidalarıyla tüm yasaklara rağmen sokağa çıkılırdı! Gerçi o sokağa çıkanlar ile bu saldırıyı yapanlar aynı merkezce yönetiliyor!

Orman Genel Müdürlüğü'nün yangını yalanlaması sonrası yangına ve Kozluca bölgesinde helikopterlerin bombardımanı ve çıkan yangını gösterdiği fotoğraflar. Yine 2015'den bugüne her sene yakılan bu bölgeye ait geçmiş dönem fotoğraflarını ve yine 2017 yılında Amutka Karakolu’nda askerler tarafından çekilmiş ve "ormanları yaktıklarını itiraf ettikleri" videoyu sizlerle paylaşarak devletin Dersim üzerindeki pratiğini teşhir etmek istiyorum.

En ufak eleştiriyi hazmedemeyip eleştirenleri yaka paça tutuklayan devlet, insanlara ve bir bütün olarak doğaya saldıran katedenlere karşı bir yaptırımı yok! Unutulmasın ki yanan meşe yakana inat kökünden daha gür çıkar. Ama Dersim doğasının bir belleği vardır. Nice zulme tanık olmuştur, nice ihanete. Doğamız "zulme karşı susanın dilsiz şeytan olduğunu" bilir. Alır hıncını onlardan da!

İki hafta boyunca Dersim'de bu duruma sesini çıkaramayanlar; sizi de iyi biliyoruz. Avuçlarını "Turizm sezonu geliyor diye ovuşturanlar", Komünist görünümlü "Türk milli burjuvazisinin" çarkları; sizi de unutmayacak bu topraklar. Bu zulme susmak bu zulme ortak olmaktır! Bu zulme işbirlikçi olmaktır! Tarih Rayber’in işbirlikçiliğini ve ihanetini değil bu ihanete karşı direnen Seyit Rıza, Alişêr ve yoldaşlarının onurlu duruşunu yazmıştır!

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.