Her gördüğümde yüreğim yanıyor

Hikmet Akdoğan
- Gözaltına alındığı 2016'da ağır işkencelerin ardından müebbet hapis cezası verilen ağır hasta tutsak Abdulkadir Akdoğan’ın annesi Hikmet Akdoğan, yasal düzenleme beklediklerini söyledi.
- Anne Akdoğan şunları ifade etti: "İşkence ve açlık grevleri nedeniyle ağır sağlık sorunları yaşıyor. Burnu kırıldığından nefes almakta, kırılan ayağındaki platinden yürümekte zorlanıyor.
- İmralı tecridine karşı daha önce girdiği açlık grevi dolayısıyla da görme kaybı yaşıyor. Zehirli guatr ve mide hastalığı var. Aşırı zayıflamış, her gördüğümde yüreğim yanıyor.”
Bolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulan hasta tutsak Abdulkadir Akdoğan’ın annesi Hikmet Akdoğan, "Yapılacak yasal düzenlemeyle anneler evlatlarına kavuşmalıdır" dedi.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’ta kamuoyuna açıklanan “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı”nın ardından gündeme gelen başlıklardan biri de hasta tutsaklardır. Aileler, bir an önce yasal düzenleme yapılarak tutsakların tahliye edilmesini istiyor. Antalya’nın Konyaaltı ilçesinde 16 Kasım 2016'da gözaltına alındıktan sonra tutuklanan ve hakkında müebbet hapis cezası verilen Abdulkadir Akdoğan’ın annesi Hikmet Akdoğan, MA'ya konuştu.
Her gördüğümde yüreğim yanıyor
Ayağında platin olmasından kaynaklı yürümekte zorlanan Akdoğan’ın, zehirli guatr ve mide hastalıkları bulunuyor. Bolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulan oğlunun tutuklandığında ağır işkencelere maruz kaldığını belirten anne Hikmet Akdoğan, bundan kaynaklı sağlık sorunları yaşadığını söyledi. Colemêrg’in Gever ilçesinde yaşayan Hikmet Akdoğan, tutuklandıktan sonra sırasıyla Antalya, İzmir ve Bolu’daki cezaevlerinde tutulan oğlunun bilerek kendilerinden uzak kentlere sevk edildiğini dile getirdi. Anne Akdoğan, “Bu bir zulümdür. Oğlum gördüğü işkence ve zulme karşı girdiği açlık grevleri nedeniyle ağır sağlık sorunları yaşıyor. Burnunun kırık olmasından kaynaklı nefes almakta zorlanıyor. Abdullah Öcalan üzerindeki tecride karşı daha önce girdiği açlık grevi dolayısıyla da görme kaybı yaşıyor. Aşırı zayıflamış, her gördüğümde yüreğim yanıyor” dedi.
9 yılda sadece 5 kez gördü
Uzak mesafe nedeniyle oğlunun görüşüne 9 yılda sadece 5 kez gidebildiğine dikkat çeken Hikmet Akdoğan, çektikleri tüm acılara rağmen barışta ısrarcı olduklarını belirtti. Hikmet Akdoğan, şunları söyledi: “Devlet yetkililerinin somut adım atmaması, sürece dair endişe ve kaygılara neden oluyor. Gerilla, asker ve polis ailelerinin artık gözyaşı dökmesini istemiyoruz. Bunun için de yetkililerin adım atması gerekiyor. Siyasi tutsaklar için genel bir af çıkarılmalıdır. ‘Yeter artık’, daha fazla gençler ölmesin, kan dökülmesin. Her iki tarafın ailelerine yazıktır, günahtır.”
Anneler, evlatlarına kavuşmalı
PKK’nin kararına rağmen devlet ve hükümetin hala bir adım atmamasını eleştiren Hikmet Akdoğan, şunları ekledi: “Yapılacak yasal düzenleme ile anneler evlatlarına kavuşmalıdır. Buna Sayın Öcalan’ın da fiziki özgürlüğü dahildir. O da özgür olmalı ki süreç yürütülsün. Benim gibi barıştan yana olan anneler de bu fikirdedir. Bunun yolu da karşılıklı somut adımlar ve gerçek bir barıştan geçer. 100 yıl da geçse bu iş barışla sonuçlanacak.” COLEMÊRG
* * *
Hastaları bırakın, engelleri kaldırın
İHD ve ÖHD, hasta tutsaklar ve infazı yakılarak tahliyeleri engellenen tutsakların özgürlüğünü istedi.
Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) İstanbul Şubesi ile Marmara Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (MATUHAYDER), Marmara Bölgesi'ndeki cezaevlerinde bulunan hasta ve tahliyesi engellenen tutsaklara dair Şişhane Meydanı'nda açıklama yaptı. Açıklamanın Türkçesini MATUHAYDER Eşbaşkanı Nurten Karagöz, Kürtçesini ise ÖHD’li avukat Samet Yavuz okudu.
Nurten Karagöz, Marmara Bölgesi'ndeki cezaevlerinde 19'u Bolu F Tipi'nde olmak üzere toplamda 47 hasta tutsak bulunduğunu; yine 42'si Bolu F Tipi'nde olmak üzere 93 tutsağın ise tahliyesinin engellendiğini söyledi. Kürt Halk Önderi'nin çağrısını hatırlatan Nurten Karagöz, "Sayın Öcalan’a yönelik ağırlaştırılmış tecrit uygulaması, yalnızca bireysel bir hak ihlali değil; Türkiye’nin demokratik geleceği ve barış süreci açısından da ciddi bir engel oluşturmaktadır. Bu çağrının karşılık bulabilmesi, İmralı tecrit sisteminin kaldırılması ve Sayın Öcalan’ın toplumsal barışa katkı sunabileceği koşulların yaratılmasıyla mümkündür" dedi.
İHD Eşbaşkanı Eren Keskin ise “Hasta tutsaklar tıp etiğinden yoksun raporlarla cezaevlerinden tutuluyor. Bunlar düşman hukuku uygulamasıdır. Umut hakkı, AİHM kararı gereği uygulanmalı. Devleti imza attığı sözleşmelere uygun davranmaya çağırıyoruz” diye seslendi.
İnsanlık onuruna ve hukuka aykırı
Êlih Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Dayanışma Derneği (TUHAD-DER) ile ÖHD, hasta tutsakların durumuna dikkat çekmek amacıyla DEM Parti önünde açıklama yaptı. Êlih TUHAD-DER yöneticisi Veysi Atmaca, cezaevlerinde tecrit ve infaz yakmaların devam ettiğini söyledi. Atmaca, "Özellikle ağırlaştırılmış müebbet rejimiyle sürdürülen insanlık dışı uygulamalar, hukuk devletinin temel ilkeleriyle bağdaşmamaktadır. Hukukun üstünlüğünün ve insan onurunun sistematik biçimde ihlal edildiği bu koşullarda adalet sistemi büyük bir meşruiyet krizine sürüklenmektedir” dedi. Atmaca, cezaevlerindeki ihlallerin son bularak, hasta tutsakların tahliye edilmesi gerektiğine vurgu yaptı. İSTANBUL