Heval Dilşêr

Forum Haberleri —

  • 12 Suwarî’den biriydin sen. 12 Güneş Gerillası. 12 romanlara sığmayan kahraman. Artık 12 şehit. O tarihte 5’iniz yaşıyordu hala. Biz biliyoruz senle, nedir bu 12 Suwarî hikayesi diye. 

OZAN R. DİYANA

“Hangi dağda savaşsa o dağa benzer savaşçı
Gezde gözde heybet olur 
Tetikte titremeyen 
Namluda sekmeyen yürek
Yürekteki ateş olur
Hem ülkeye hem gurbete…”

‘Gidiyoruz gündüz gece” ama biliyoruz “ne haldeyiz!”

Sen bilmiyorsun ama senin şehadet haberini özgür dağlarımızda öğrendim. Daha arkadaşlar açıklamamıştı. Sonra televizyonda yayınlandı. Oysa daha bir hafta önce arkadaşlarımıza göstermiştim Şengal’de yaptığımız filmi. Seni ne çok övmüştüm: Senin yoldaşlığını anlatmıştım uzun uzadıya. Bilseydim haberinin bu kadar erken geleceğini, susardım. Sen konuşurdun eyleminle.

Hatırlıyor musun hevalim, seni ne zor ikna etmiştik filmde kendini, partimizi, arkadaşlarımızı oynamaya. Ama kabul edince de ne disiplinli çalışmıştın.

Ben hatırlıyorum. Beni, kurtardığınız Şengal’de dolaştırmıştın. Ben hatırlıyorum. Asayişlerimizde çay içmemizi. Şimdi anaların ve gençlerimizin onur nöbeti tuttuğu o asayişlerde çaylarımızı yudumlarken ben senin yüzündeki derin hüzne takılıp kalmıştım. Bir eski zaman dervişi gibiydin…

12 Suwarî’den biriydin sen. 12 Güneş Gerillası. Romanlara sığmayan kahramanlar. Artık 12 şehit. O tarihte 5’iniz yaşıyordu hala. Biz biliyoruz senle, nedir bu 12 Suwarî hikayesi diye. Bilmeyenler okusun istedim:

Vakti zaman içinde yıllar önce daha komutan Agit özgür mermisini sıkmamışken Eruh’ta, bir Pir varmış Şengal’in dağlarında. Kötü eski bir VHS video da kayıtlıydı onun görüntüleri. Ben de izledim. Êzîdî şehitliğinin hemen yanındaki halk çadırında, ne garipti o çadırda VHS kaset değil bir de kaset oynatıcısı vardı. Çalışıyordu da. Kim bilir belki son çalışan VHS kaset oynatıcısıdır bu dünyada.

Çadırda kalan ailenin erkeği benim ilgimi görünce heyecan ile kalkıp jeneratörü çalıştırmıştı. Görüntü gidip geliyordu. Ama ses netti. Diyordu ki Pir “bunlar 74’üncü fermanı çıkartacaklar” dehşet ile dinliyordu etrafında toplanan ahali. “Endişe etmeyin” dedi. Sonra ardından ekledi “çok uzaktan başka türlü giyinen, bizim dili başka türlü konuşan 12 Suwarî gelecek. Büyük ihtimal ile yukarıdan…” inanmaz halde dinliyorlardı Pirlerini.

Umursamadan devam ediyordu Pir, “işte ondan sonra soyumuz kurtulacak ve sonsuza kadar güven içinde yaşayacağız.”

Sonra anlaşılmaz sesler, hışırtılar, kayan görüntü… Aklımda kalan son ayrıntı kasettin görüntüdeki çekim tarihiydi. Ayı, günü aklımda değil. Ama 1981 yılı yazıyordu. Kaseti istedim. Tabi ki vermedi. Keşke ah keşke o zaman cep telefonuma çekseydim. Hiç aklıma gelmedi doğrusu.

Şengal DAİŞ işgaline uğramadan PKK 12 gerillasını Kandil’den oraya göndermiş. 12 Güneşin Çocuğu binlerce, on binlerce Şengalliyi Rojava’ya geçsinler diye hat tutup kurtarmışlardı.

Öyle diyordu o ailenin erkeği “yukarıdan geldiler işte!” Başka türlü giyiniyorlardı. Kürtçe konuşuyorlardı ama sakinlerdi, üslupları kelimeleri farklıydı. “Ve Fermanı yırtıp attılar. Bak hala hayattayız. İyiyiz şükür” diyordu.

Hakikat nedir diye, düşünüyordum geri dönerken. Seni görünce sana sormuştum. Bu işin hakikati nedir diye. Nasıl da gülmüştün. O sempatik kulaklarınla ne de sevimli tok bir kahkaha atmıştın. Bana sormuştun “Sen heval Cemal ile tanıştın mı?” diye. Ben içimi çekmiştim. “Nerde bizde o kısmet.”

Heval Cemal ile tanışmadığımı anlayınca “Onun işine bu dünyadaki kimsenin aklı ermez. Ben de bilmiyorum. Ama belki heval Cemal o kaseti daha önceden seyretmiştir de bu yüzden 11 değil, 13 değil, 12 arkadaşı buraya göndermiştir. Artık Pir’e saygısından mı, halka moral olsun diye mi, çoook eskiden kalma Dewrêş destanından mı ya da başka askeri bir nedenden mi bilmem.”

Sonra oturduğun yerin ardındaki duvarda yazan koca yazıyı gösterdin: ‘HAKİKAT HPG!’

Rahat uyu Heval Dilşêr. Ülken, partin, ordun, halkın seni hiç unutmayacak. Rahat uyu, ülken özgür olacak. Rahat uyu, hakikatin hakikati, rahat uyu…

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.