HRW: Mesrur Barzani müdahale etti

  • İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) yaptığı açıklamada, Federe Kürdistan Bölgesi’ndeki bir mahkemenin 16 Şubat 2021’de üç gazeteci ve iki aktivisti altı yıl hapis cezasına çarptırdığını söyledi. Yetkililer, yargılamak için yeterli delil bulunmadığına dair bir mahkeme kararına rağmen iki kişiyi daha cezaevinde tutmaya devam ediyor. HRW, kısa süre içinde bir temyiz kararı çıkması olasılığı nedeniyle, davalarla ilgili araştırmasını şimdi yayınlıyor.

SERAP GÜNEŞ

Hewler Ceza Mahkemesindeki yargılamalar, adil yargılama standartlarının ciddi ihlallerinin yanı sıra üst düzey siyasi müdahalelerle de gölgelendi. Temyiz sürecine dahil olan yetkililer, temyize itiraz edip etmemeye karar verirken bu ihlalleri dikkate almalıdır. Hewler ve Dohuk bölgelerinden yetkililerin bildirildiğine göre izinsiz gösteriler planladıkları için iki kişi Ağustos 2020’de, bir beş kişi ise  Ekim ayında tutukladı. Mayıs’tan Ekim’e kadar, Dohuk bölgesindeki aktivistler ve öğretmenler, yetkililerin geciktirdiği devlet maaşlarının ödenmesi çağrısında bulunan protestolar düzenlediler.

HRW’nin kıdemli kriz ve çatışma araştırmacısı Belkis Wille, ”Kürdistan Bölgesi’ndeki kusurlu yargılamalar yeni bir şey değil” dedi ve ekledi: ”Ancak protestoları planladıkları iddiasıyla insanları cezalandırmak için adaletin en temel ilkelerini ihlal etmek yeni bir dip.”

İki ay haber alamadılar

HRW’nin raporuna göre 7 Ekim’de tutuklanan Şerwanî’nin bir hafta süreyle avukatıyla görüştürülmediğine dikkat çekti. Şîvan Bruskî’nin akrabası, güvenlik güçleri tarafından 22 Ekim’de evinde tutuklandıktan sonra, ailenin iki ay boyunca defalarca nerede olduğunu öğrenmeye çalıştığını söyledi. Sonunda eşini aramasına ve Asayiş tarafından tutulduğunu açıklamasına izin verildi. Her üç kaynak, sorgulamalar ve soruşturma duruşması da dahil olmak üzere, yedi kişinin de avukatlarıyla görüşmeden aylarca tutuklu kaldığını söyledi.

Sadece birkaç dakika görüşebildiler

Mart ayında, Gazetecileri Koruma Komitesi, iki kişinin yargılanmasıyla ilgili endişeleri dile getiren bir rapor yayınladıktan sonra, Güney Kürdistan Hükümeti’nin uluslararası savunuculuk koordinatörü Dindar Zebarî, 14 Mart’ta İnsan Hakları İzleme Örgütü ile paylaştığı bir e-postada  “[Zebarî ve Şerwanî] yargılanmayı beklerken avukatlarına erişebildiler” dedi.
Ancak her üç kaynak bu iddiayı yalanladı ve 15 ve 16 Şubat’taki duruşmalar öncesinde yetkililerin avukatların kendileriyle ilk kez birkaç dakika konuşmasına izin verdiğini söyledi. Gözaltına alınanların ailelerine de ulaşamadıklarını, gözaltına alındıklarından beri onları yalnızca birkaç dakika gördüklerini söylediler. Şîvan Bruskî’nin akrabası, babasının Ocak ayında yaklaşık beş dakika onu ziyaret etmesine izin verildiğini  söyledi.
Avukat, kendisinin ve diğer avukatların duruşmalar başlamadan önce dava dosyalarına erişim sağlamaya çalıştıklarını, ancak dosyaları elinde bulunduran Asayiş‘in, mahkemeden izin belgesine rağmen dosyaları teslim etmeyi reddettiğini söyledi.

Asayiş ailesiyle tehdit etti

Bu akraba, güvenlik güçleri Bruskî’yi tutukladığında, eşi ile çocuklarının onu güvenlik güçlerinin işkence yapmasına şahit olduğunu söyledi. Avukat,  Şervanî’nin duruşmada, muhtemelen bir yaralanma nedeniyle ayakta duramadığını söyledi. Yargıca, güvenlik güçlerinin kendisini tehdit ettiğini ve ayrıca bir itiraf imzalamazsa karısına ve annesine cinsel tacizde bulunmakla tehdit ettiğini söyledi. Avukat “Yargıç, ayakta duramamasına rağmen onun iddialarına cevap vermedi” dedi.

Fotoğraftan casus çıkarttılar!

HRW’nin gazetecilere yöneltilen suçlamaların temeli hakkında endişeli olduğunu belirtti ve ekledi: ‘’Örneğin mahkemede bulunan iki kaynak, Asayiş üyesinin, Şerwani’nin Türkiye ile Kürdistan bölgesi arasında bir süredir askıya alınmış olan uçuşların yeniden başladığı yorumuyla sosyal medyada paylaştığı bir fotoğrafı göstererek bunun onun casus olduğuna dair kanıt olduğunu iddia ettiğini söylediler.
Üçü de yargılama sırasında savcılık ve Irak Kürdistanı güvenlik konseyinin bir temsilcisi tarafından sunulan delillerin büyük ölçüde ikinci dereceden olduğunu ve avukatların incelemesine izin verilmediğini söyledi.’’

Hükümeti protesto ettikleri için

Tanınmış bir gazeteci ve medya hakları aktivisti olan Asos Hardi, yedi kişinin de yalnızca bölgesel hükümeti protesto etmeye çalıştıkları için yargılandığına inandığını söyledi:
”Gazeteci olarak basın kanununu ihlal ettilerse, o zaman o kanun uyarınca yargılanmaları gerekir. Yabancı tarafların desteğiyle bölgenin güvenliğini bozmaya çalışmakla suçlanmaları için hiçbir neden yok. İddia makamı bununla ilgili gerçek bir kanıt sunmadı. Bu dava, nihayetinde Kürdistan Bölgesi’nde ifade özgürlüğünün ne kadar düşük düzeyde olduğunu kanıtlıyor.”

Mesrur Barzani ne dedi?

HRW duruşmadan bir hafta önce, Federe Kürdistan Başbakanı Mesrur Barzani bir basın toplantısında tutukluların ne eylemci ne de gazeteci olduğunu açıkladı. Ona göre bazıları casustu, başka ülkeler için casusluk yapıyorlardı ... Bazıları da sabotajcıydı

HRW, duruşmadan kısa bir süre önce yayınlanan bu önyargılı açıklamanın, davalara yönelik uygunsuz üst düzey siyasi müdahale olduğunu ve masumiyet karinesini ihlal ettiğini söyledi.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.