Hücre kapısına "Tehlikeli mahkum" yazıldı!
Dosya Haberleri —

Emre Can Demir
- İki kez ağırlaştırmış müebbet cezasına çarptırılan Emre Can Demir, yıllardır tecritte tutuluyor. Baba Hasan Demir, "Beni bağlayıp oğluma karşımda işkence yaptılar. Bir ay Antalya’da oğlumla birlikte cezaevinde kaldım. Mahkemede siyasi savunma yaptığı için mahkeme salonunda hakim ve savcı karşısında askerler tarafından linç edildi" dedi.
- Emre Can Demir'in sağlık sorunlarına rağmen tedavi edilmediğini dile getiren Hasan Demir, "Cezaevinde 15 siyasi tutsak olmasına rağmen oğlum tutsaklardan uzak bir hücrede tek başına tutuluyor. Bu salt hukuksuzluk değil, düşmanlıktır. Emre Can’ın kapısına ‘Tehlikeli mahkum’ yazmışlar. Onu hedef haline getiriyorlar” diye belirtti.
AZİZ ORUÇ/İSTANBUL
Türkiye cezaevlerindeki hak ihlallerinin ardı arkası kesilmiyor. Hasta tutsaklar tedavi edilmiyor, verilen hapis cezasını tamamlamasına rağmen birçok tutsak tahliye edilmiyor, politik tutsaklar tekli hücrelerde tutuluyor. İşkence merkezlerine dönen cezaevlerinde ağır tecrit altında tutsak edilen politik mahpuslar, ciddi sağlık sorunları ile karşı karşıya kalıyor. Buna rağmen tedavi edilmiyor. O tutsaklardan biri de Emre Can Demir. Demir, 9 Kasım 2016’da Antalya’da gözaltına alındı. Günlerce süren işkencenin ardından tutuklanarak, Antalya L Tipi Cezaevi’ne gönderildi. 2020’de Eskişehir H Tipi Kapalı Cezaevi’ne sürgün edildi. Burada dört yıl boyunca tek kişilik hücrede tutulan Demir, adli mahkumların hakaret ve tehditlerine maruz kaldı. Demir’in avukatları ve ailesi tecrit koşullarının değişmesi ve ailesinin bulunduğu Dersim’e yakın bir cezaevine sevk edilmesi için birçok girişimde bulundu. Demir dört yılın ardından, 5 Aralık 2024’te Samsun Kavak S Tipi Cezaevi’ne sürgün edildi. Ancak burada da tecritte tutulmaya devam edildi. Siyasi tutsaklardan uzak bir koğuşta tek başına tutulan Demir, gözlerinde yaşadığı rahatsızlık ve vücudunda ortaya çıkan alerjik reaksiyonlar olmasına rağmen tedavi edilmiyor. Demir’in yaşadıklarına ilişkin babası Hasan Demir, vasisi Sedat Alkan ve avukatı Zelal Aydoğan gazetemize konuştu.
Mahkeme salonunda linç edildi
İstanbul’da yaşadıkları eve yapılan baskın sonucu gözaltına alınıp oğluyla birlikte Antalya’ya götürüldüklerini anlatan baba Demir, “Beni bağlayıp oğluma karşımda işkence yaptılar. Bir ay Antalya’da oğlumla birlikte cezaevinde kaldım. Mahkemede siyasi savunma yaptığı için mahkeme salonunda hakim ve savcı karşısında askerler tarafından linç edildi” dedi.
Sürgün üstüne sürgün
Antalya’dan sonra sürgün edildiği Eskişehir’deki cezaevinde oğlunun siyasi tutuklu olduğu için tecrit içinde tecrit edildiğini anlatan baba Demir, tekli hücresinin etrafında adli ve şizofren mahkumların olduğunu söyledi. Aile ve avukata haber dahi verilmeden oğlunun Samsun’a sürgün ettiklerini anlatan Demir, “Eskişehir'e ziyarete gittiğimizde bize ‘Burada öyle bir mahkum yok’ dediler. Nereye götürdüklerini de söylemediler. Günler sonra Samsun’a sürgün edildiğini öğrendik” dedi.
Dersim ile Samsun arası çok uzak olduğu için sık sık ziyarete gidemediklerini anlatan baba Demir, “Ailesi olarak hem ekonomik olarak hem de uzak olduğu için sürekli gidemiyoruz. Annesi kanser hastası ve görüşe giderken çok zorlanıyor” dedi. Oğlunun görüşüne en son Nisan ayı ortasında gittiğini belirten Demir, “Emre Can görüşe geldiğinde elinde alerjiden dolayı kabarmalar, kızarıklıklar vardı. Gözünün içinde kızarıklar vardı. Revire çıkıyor, revirdeki doktor, sesini yükseltiyor, bağırıyor, çağırıyor, ‘İlaç yazmayacağım, hastaneye sevk etmeyeceğim’ deyip, onu geri gönderiyor” diyerek, tedavi edilmediğini anlattı.
Hedef haline getiriliyor
Eskişehir’de olduğu gibi Samsun'da da tecritte tutulduğunu ifade eden baba, “Cezaevinde 15 siyasi tutsak olmasına rağmen oğlum tutsaklardan uzak bir hücrede tek başına tutuluyor. Bu salt hukuksuzluk değil, düşmanlıktır. Yalnız onlarla bir ya da iki sefer sporda görüşmüş. Daha sonra da götürmediler. Tutsakların birbirlerini görmemeleri için görüş gün ve saatlerini bile farklı yapmışlar. Emre Can’ın kapısına ‘Tehlikeli mahkum’ yazmışlar. Onu hedef haline getiriyorlar” diye belirtti.
Pes etmeyen bir yanı var
Oğlunun tecritte ve bunca baskıya rağmen pes etmeyen bir yanı olduğunu ve hiçbir zaman yılgınlığı, umutsuzluğu kabul etmediğini anlatan Demir, “Oğlum devrimci biri ve asla mağduriyeti kabul etmez. Bu kadar zorluğa rağmen tüm moralini, gücünü süreci anlamaya yöneltmiş. Görüşte Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü, verdiği mesajları hakkında bize değerlendirmelerde bulundu. Moral verdi. Onu öyle görünce biz de çok mutlu oluyoruz. Ailelerin, toplumun süreci iyi anlaması gerektiğini ve gerekliliklerini yerine getirmesini istiyor” dedi.
Tutsaklar özgür olmalı
Eşinin yıllardır kanser tedavisi gördüğünü, yaşananlardan en çok onun etkilendiğini anlatan Demir, yılda bir-iki kez olsa da ekonomik koşulları zorlayarak eşinin görüşe gidebildiğini söyledi. Süreçle beraber eşinin umudunun büyüdüğünü ve barışa olan inancının arttığını kaydeden Demir, bu sürecin ilk yapılması gerekenin Abdullah Öcalan ve tutsakların özgürlüğü olduğunu anlattı.
Emre’yi Mazgirt’te görmek istiyoruz
Oğlunun tecrit altında tutulması ve tedavinin yapılmamasının kendilerini endişelendirdiğini söyleyen Demir şöyle konuştu: “Annesi de aynı şekilde oğlu için üzülüyor, kaygılanıyor. Eşim ölmeden son bir kez de olsa onu Mazgirt’te görmek istiyor. Bir anne için en değerli şey. Tabii bu barışla, çözümle ancak olur. Kendi memleketimizde, topraklarımızda özgürce yaşamak istiyoruz.”
Kendisi de 5 yıl boyunca cezaevinde kalan baba Demir, “Baba-oğul cezaevinde olmak Türkiye gerçeği. Yıllardır Kürt halkına esaret, zindan dayatılıyor. Her şeye rağmen bu direnişle bir kez daha çözüm masasındayız. Bunun için de mücadeleyi sonuna kadar geri adım atmadan yürüteceğiz” diye ekledi.
* * *
Adli mahkumlar bölümünde
Antalya L Tipi Cezaevi’nde bir süre Emre Can Demir ile beraber kalan ve tahliye olduktan sonra vasisi olan Sedat Alkan, en son 10 Nisan’da cezaevi görüşüne gitti. Demir’in genel olarak moral motivasyonu çok yüksek biri olduğunu dile getiren Alkan, şunları aktardı: “Hiçbir zaman kendisinin mağdurmuş gibi görülmesini istemez. Sağlık problemleri var, tecritte tutuluyor ama bunu dillendirmez. Eskişehir’de olduğu gibi Kavak’ta da Emre Can’a özel bir yönelim, baskı ve tehdit var. Kavak’ta 15 ağırlaştırılmış müebbet alan arkadaş var. Ama Emre Can bu tutsakların olduğu koridordan çok uzak, adli mahkumların olduğu koridorda, tek kişilik hücrede tutuluyor. Eskişehir'de doktor alerji ilaçları yazıyormuş ama Kavak'taki doktor ona ilaç dahi yazmıyor. Revir doktorunun kendisine ideolojik yaklaştığını ve tedavisini yapmadığını aktardı.”
Direndiği için hedef seçildi
Son görüşmede Emre Can’ın zamanın büyük bölümünü İmralı'dan gelen notları anlamaya harcadığını söylediğini aktaran Alkan, “Sürecin başarıya evirilmesi için toplumsal olarak sahiplenmesi gerektiğini ve asla mücadeleden vazgeçilmeyeceğini belirtiyor” dedi. Emre Can için “Her zaman bir devrimci gibi yaşadı. Hiçbir baskıya boyun eğmedi, geri adım atmadı ve direndi. Bu yüzden de cezaevi idaresi tarafından hedef alındı. Tecrit edildi, baskıya, saldırıya uğradı. Zaten Antalya'dan Eskişehir'e sadece o gönderildi. Özel olarak onu sürgün ettiler. Sonra da Kavak’a sürgün ettiler. Ve diğer arkadaşlardan ayrı tutuyorlar. Kendisine özel bir yönelim var” diye konuştu.
Beni yalnızlaştıramazlar
Emre Can’ın “‘Dışarıda benim için mağduriyet yaşıyor, psikoloji olarak kötüdür’ diye bir şey yansıtmayın. Çünkü ben burada bu koşullarda bile direniyorum” dediğini aktaran Alkan şöyle devam etti: “‘Bütün baskılarına karşı da ben göğüs geriyorum. Beni yalnızlaştırmaya çalışıyorlar ama beni kendi dünyamda yalnızlaştıramazlar’ diyor. Kendisinin de mağdur sıfatıyla anılmasını istemiyor. Bir haber yapılsa da direnişi görülsün istiyor.”
* * *
Bir yıllık çabanın sonucu!
Emre Can Demir ile ilk görüşmesinin Eskişehir’de olduğunu ve kendisinin o dönem de tek kişilik hücrede tutulduğunu ifade eden avukatı Zelal Aydoğan ise şunları söyledi: “Hücre koşulları, adlilerle aynı ortak alanı paylaşması, ağız içi arama nedeniyle hastaneye gidememesi, ailesine yakın bir hapishaneye sevkinin yapılmaması o günün ihlalleri arasındaydı. Yaklaşık bir yıllık başvurularımızın sonucu Emre Can, Samsun Kavak S Tipi Yüksek Güvenlikli cezaevine gönderildi. Çabalarımız mevzuata da uygun olarak ailesine yakın bir cezaevine sevk edilmesi yönündeydi. Ancak hasta anne ve babası için yılda ancak bir kez gidebildikleri uzak bir hapishaneye gönderildi.”
Cezaevi değişti, ihlaller aynı
Kavak Cezaevi’ne sevk edildikten kısa bir süre sonra da müvekkiliyle görüştüğünü belirten Aydoğan, şunları anlattı: “Bir yıllık çabalarımız sonunda elde edebildiğimiz tek şey yeni bir cezaevine sevk edilmesiydi. Bunun dışında asıl taleplerimizin hiçbiri karşılanmadı. Müvekkilime girişte çıplak arama dayatıldı. İnsanlık onuruna yaraşmayan bu uygulama ile daha hapishane girişinde yine zorlu bir sürecin başlayacağını anlamıştı. Bu konuyla ilgili suç duyurunda bulunduk ancak bir dönüş alamadık. Asıl olarak ihlaller içinde yer alan adli mahpuslar arasında tecritte tutulma, sağlık hakkından yararlanmasına engel olma gibi tutumlarda bir değişiklik olmadı.”
Hukuk mücadelemiz sürecek
Aydoğan, son olarak şunları söyledi: “Tecridin kaldırılması, mahpuslara ‘umut hakkı’ kapsamında insan haklarına yaraşır bir infaz düzenlemesi yapılması ve uygulanması müvekkillerimiz adına bizlerin de birincil talebi ve isteğidir. Bu anlamda olumlu gelişmeler olmasını bekliyor, müvekkillerimizin insan haklarına yaraşır bir muamele görmesini, infaz süreçlerinin adil ve eşit uygulanmasını, umut hakkı, yaşam hakkı, sağlık hakkı gibi yaşamsal durumlarda mahpuslar lehine düzenleme yapılmasını temenni ediyoruz. Bu konuda hukuk mücadelemize devam edeceğimizi de yineliyoruz.”
* * *
2 müebbet ve 152 yıl hapis
Emre Can, Dersim, Mazgirtli. Dersim Katliamı tanığı bir aileden geliyor. Köyde doğuyor, İstanbul’da büyüyor. Lisede okulu bırakıp, İstanbul’da gençlik çalışmalarına katılıyor. 17 yaşında özgürlük saflarına katılıyor. Çocukluğundan beri öğrenmeyi istediği Kürtçeyi de burada öğreniyor. 9 Kasım 2016’da Antalya’da gözaltına alınıyor. Olağanüstü Hal döneminde 30 gün boyunca gözaltında tutulan Demir, günlerce işkence görüyor. 8 Aralık 2016’ta çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak, Antalya L Tipi Cezaevi’ne gönderiliyor. Antalya’da yapılan tüm eylemlerden sorumlu tutulan ve üzerine birçok ifade verilen Demir’e yargılama sonucunda 2 kez ağırlaştırılmış müebbet ve toplam 152 yıl süreli hapis cezası veriliyor.