İçişleri yalanının izahı yok

  •  Türk İçişleri Bakanlığının, Ankara'daki Alevi kurum ve ibadethanelerine eş zamanlı saldırının, bir kişi tarafından yapıldığı ve yapanın gözaltına alındığı yalanı, izah edilemiyor. 
  •  2017'den beri 37 farklı zamanda, farklı bölgede, yüzlerce Alevi evinin işaretlendiğini, saldırıya maruz kaldığını hatırlatan Ali Kenanoğlu, devam eden saldırı silsilesine dikkat çekti. 

MASİS HESKİF/ANKARA

Ankara’da Muharrem Ayı’nın ilk gününde Alevi kurumlarına yönelik saldırının tek kişi tarafından yapıldığının açıklanmasına tepki gösteren Alevi kurum ve temsilcileri, saldırının organize olduğunu, tek kişi tarafından gerçekleştirilmesinin maddi koşullarının dahi olmadığını vurguladı.

Türkiye'nin başkenti Ankara’da, Muharrem Ayı’nın ilk günü ve cem yapılırken Ege Mahallesi’nde Şah-ı Merdan Cemevi, Batıkent’te Serçeşme Cemevi, Çankaya Oran’da Pir Sultan Abdal Cemevi, Tuzluçayır’da DAD Ankara Şube Ana Fatma Cemevi, Türkmen Alevi Bektaşi Vakfı Genel Merkezi ve Gökçebel Köy Derneği saldırıya uğradı. Türkmen Alevi Bektaşi Vakfı’nda bir kadın bıçaklı saldırı sonucu yaralanırken, Şah-ı Merdan Cemevi’nde ise bir kişinin parmakları kırıldı. Eş zamanlı gerçekleştirilen saldırıda Alevi kurumlarının cam ve kapıları da zarar gördü. Türk İçişleri Bakanlığı ve Ankara Emniyeti, tüm saldırıları gerçekleştirenin bir kişi olduğunu ileri sürerek, gözaltına alındığını açıkladı. 

Aleviler sokağa döküldü

Alevi kurumları sadece Ankara değil ülke genelinde gerçekleştirdiği eylemlerle saldırıya yönelik tepkilerini dile getirdi. Ankara’da gerçekleştirilen eyleme katılan HDP Milletvekili Ali Kenanoğlu, Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Genel Başkanı Mustafa Aslan ve Tuzluçayır Cemevi Dedesi Salih Hoşafçı, saldırılara ilişkin gazetemize konuştu. 

Ali Kenanoğlu

Saldırı silsilesinin halkası

Türkiye’de Alevi toplumuna yönelik saldırıların cezasız kaldığını anımsatan Ali Kenanoğlu, “Cezasızlık politikasından kaynaklı çok fazla saldırıya maruz kalıyoruz” dedi. 2017'den bu yana 37 farklı zamanda, farklı bölgede, yüzlerce Alevi evinin işaretlendiğini, saldırıya maruz kaldığını hatırlatan Kenanoğlu, “Alevilere dönük saldırılar devam ediyor, devam eden bir saldırı silsilesinin içerisindeyiz. Ankara’da gerçekleştirilen bu olayı da bağımsız düşünmemek lazım, bunun bir halkasıdır” diye konuştu. 

Cezasızlık yol veriyor

Saldırılar karşısında etkin bir soruşturma, kovuşturma yapılmadığını, olayın faillerinin akıbetlerinin kamuoyu ile paylaşılmadığını vurgulayan Kenanoğlu, “Bu olayda da etkin bir soruşturma beklemiyoruz. Cezasızlık politikaları, bu tür organize saldırıları cezalandırmıyor. Bu saldırıyı yapanlar, ‘nasıl olsa cezasız kalacağım’ düşüncesiyle tereddüt yaşamadan gözünü kestirdiği zaman bu saldırıları yapabiliyor” ifadelerini kullandı.  

İbadethaneye saldırı

Devletin Aleviliği bir inanç olarak tanımamasının da bu tür saldırılarda etkili olduğunu kaydeden Kenanoğlu, “Cezasızlık politikasının yanı sıra devlet esasında Alevi kurumlarına dönük saldırıları, bir ibadethaneye saldırı olarak görmüyor. Çünkü Alevilik yasalar nezdinde de yasaklı bir inanç. Cemevlerinin herhangi bir statüsü yok, sadece dernek lokali, vakıf lokali olarak geçiyor. O anlamıyla hukuk tarafından cemevine yapılan saldırı, bir ibadethaneye yapılan saldırı olarak da ele alınmıyor” dedi. 

Tek bir kişinin işi olamaz!

Saldırının organize olduğunun altını çizen Kenanoğlu, yanıt bekleyen soruları sıralayarak şöyle devam etti: “Saldırıyı gerçekleştiren kişinin İzmir’den kalkıp geldiği söyleniyor. Şayet bu kişinin canı cemevi taşlamaksa İzmir’de cemevi yok mu? Diğer taraftan ben bir Alevi vatandaş olarak Tuzluçayır’ın hangi sokağında, hangi cemevi olduğunu bilmiyorum. İzmir’den geldiği söylenen bu kişi bu kadar farklı sokaklardaki cemevini nereden biliyordu da hepsini sırayla gezdi ve saldırdı? Yanıtsız bırakılan çok ilginç sorular var. Bunların hepsi esasında bunun bir meczubun işi olmadığını, bu işin mutlaka geri planının olduğunu en azından tek başına işlenmiş bir iş olmadığını gösteriyor. Bu anlamıyla soruşturma gerekir fakat dediğim gibi bugüne kadarki tüm yaşanan olaylarda soruşturmalar yapılmadı, bundan da çok farklı bir şey beklemiyoruz.”

Arkasındaki güçler

ABF Genel Başkanı Mustafa Aslan da bir kişinin yapacağı bir iş olmadığının altını çizerek, arkasındaki güçlerin mutlaka ortaya çıkarılması gerektiğini söyledi. Aslan, bunu yapacak kurumun ise devletin İçişleri Bakanlığı olduğunu vurguladı. “Her konuda fetva veren İçişleri Bakanlığı bununla ilgili de gerekeni yapsın” diyen Aslan, şöyle konuştu: “İktidarlarının devamı için bu toplumun sinir uçlarına dokunuyorlar. Aleviler ve dostları bu oyuna gelmeyecek ve bu saldırıları boşa çıkartılacak. Aynı kişinin saldırdığı iddia ediliyor. Bunu iddia edenlerin bu olayı aydınlatılması için üzerine düşeni yapsın. Bu kişi nasıl geldi, nasıl gitti? Bugün burada bir cemevinden öbür cemevine yürüyerek gitmek yaklaşık 30-40 dakika sürüyor. Bu kişi 20-30 dakika arayla bu saldırıları nasıl yaptı? Sadece bir kişi gözaltında. Yürüyerek imkansız, arabayla gittiyse hangi ara, ya da taksi? İçişleri Bakanlığı bunu kamuoyuna açıkça ifade etmelidir. İçişleri Bakanlığı sorulara yanıt vermediği müddetçe zan altında kalacaktır.”

Haksızlığa boyun eğilmez

Tuzluçayır Cemevi Dedesi Salih Hoşafçı ise cemevleri ve kurumlarına dönük saldırıya tepki göstererek, şöyle konuştu: “Bizler hiçbir canlıya zarar vermeyiz. Hünkâr Hacı Bektaş-ı Veli diyor ki; eline, beline, diline sahip ol. Eziyet etme, incitme, senin olmayan şeye el uzatma, zina etme, adam öldürme, kimseyi aşağılama, hakir görme, yaptığın tövbeyi bozma, ikrarından dönme, kimseye kötü nazar gözle bakma. Haram lokma yeme, yetim hakkı yeme. Komşunu sev, dedikodu yapma, yalan söyleme, iftira etme, kibirli, kinli olma. Haksızlığa da boyun eğme, başkasının hakkına saygılı ol. Bin kere mazlum ol bir kere zalim olma.”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.