İnşaatlardaki güvencesiz ve ucuz yaşamlar
Dosya Haberleri —

İnşaat çalışma alanı
- Mevsimlik işçiler için yeni gelen mevsim yeni çilelerin, bitip tükenmek bilmeyen bir göçebelik ve çalışmanın habercisidir. Mevsimler dönerken kimisi geride bıraktığı sevdiklerini bir daha hiç göremez. Kimisi de sakat ve iş görmez bir şekilde memleketlerine döner. Zira Türkiye’de iş cinayetlerine kurban giden mesleklerin başında inşaat sektörü geliyor.
- Mustafa Işık henüz 25 yaşında. Mustafa, “Alınacak en basit önlemlerle kaza riskini en aza indirmek yerine masraflardan kısmak adına canımız hiçe sayılıyor” diyerek ekliyor, “İşçinin canının hiçbir zaman kıymeti olmadı.” 21 yaşındaki Yusuf Işık da, "Bu işin sıkıntılarını saymakla bitmez ama ekmek parası için bu sorunlara katlanmak zorunda kalıyoruz" diyor.
ERDOĞAN ALAYUMAT/İSTANBUL
Mevsim dönümleri çoğu insan için yeni başlangıçlar ifade eder. Yaz gelirken denizi, güneşi, tatili; kış gelirken beyazlara bürünen dünyayı sevinçle karşılayanlar olur. Sonbahar renkleriyle mest eder. İlkbahar doğadaki canlanmadır, insandaki umuttur. Ancak işçiler için hele de mevsimlik inşaat işçileri için mevsim dönümleri yeniden yollara düşmek anlamına geliyor.
Mevsimlik işçiler için yeni gelen mevsim yeni çilelerin, bitip tükenmek bilmeyen bir göçebelik ve çalışmanın habercisidir. Mevsimlik çalışan inşaat işçileri bir yerden bir yere göçer dururlar, inşaat şantiyelerinde geçirirler ömürlerini. Yaşamı herkesten daha yarım yamalak yaşamak zorunda kalırlar.
İnşaat işçileri rakamdan mı ibaret?
Doğup büyüdükleri yerlerde kendilerini ve çocuklarını doyuramayan binlerce işçi, mevsimler döndükçe o diyardan bu diyara boğaz tokluğuna göçer durular. Kimileri inşaat işçisidir. Süper lüks yapıları, pahalı apartmanları ve şehrin en göz alıcı gökdelenlerini inşa ederler, büyük devasa binalar dikerler ama kendi başlarını sokabilecek bir evden yoksundurlar.
Mevsimler dönerken kimisi geride bıraktığı sevdiklerini bir daha hiç göremez. Kimisi de sakat ve iş görmez bir şekilde memleketlerine döner. Zira Türkiye’de iş cinayetlerine kurban giden mesleklerin başında inşaat sektörü geliyor. İş cinayetlerine kurban giden işçiler ise çoğu zaman raporlarda birer rakamdan ötesine geçemiyor.
Yolumuz gurbete düştü
Mustafa Işık henüz 25 yaşında. Ağrı’nın Doğubeyazıt ilçesinden. Yılın 8 ayını ailesini geride bırakarak dünyanın en büyük metropol kentlerinden biri olan İstanbul’a çalışmak için geliyor. Mustafa 5 yıldır inşaat sektöründe. İnşaatta çalışmadan önce köyünde çobanlık yapıyormuş. Çobanlıktan elde ettiği gelir yetmeyince o da diğer arkadaşları ve akrabaları gibi kendi deyimi ile çareyi gurbete gelmekte bulmuş.
İnşaat iş kolunda yaşanan iş kazalarının ve kuralsız çalışmanın canlı tanıklarından biri olan Mustafa, yakın zamanda iş kazası geçirmiş. Kaza şu şekilde gelişmiş: İstanbul’un Tuzla ilçesinde özel bir inşaat firmasının şantiyesinde çalışan Mustafa, 28 Aralık sabahı işe birkaç dakika geç gittiği için şantiye şefi, “Bugün geç geldin o yüzden bugün sana yevmiye yok” diyerek o gün işe gelmemesini istemiş. Bunun üzerine Mustafa konteynere dönmüş ve uyumuş. Bundan sonrasını Mustafa, şöyle anlatıyor: “Gözlerimi açtığımda konteynerin içini duman kaplamıştı. Ben can havliyle kendimi dışarı attım. Ama o sırada sol ayağım bilekten aşağı çok kötü bir şekilde yanıyordu. Bu şekilde konteynerin dışına kendimi attıktan sonra arkadaşlarımın yardımı ile yangın yerinden uzaklaştırıldım.”