İradeyi tanımayabilir, sandıklara sahip çıkacağız

Tayip Temel

Tayip Temel

  • AKP, kaybettiğini, toplumsal zemini yitirdiğini, muhalefetin giderek alternatif hale geldiğini görünce bunu tanımayacağını, kabul etmeyeceğini ima ederek ‘darbe’ tanımlaması yaptı.
  • Bunun pervasızlık olduğunu belirten HDP Eşbaşkan Yardımcısı Tayip Temel, aynı zamanda başka organizasyonların çevrileceğine dair bir işaret de verildiğini söyledi.
  • AKP-MHP iktidarının 2015'ten beri devam eden siyasi darbe ve soykırım operasyonlarını anımsatan Temel, iradeyi tanımama beyanlarında bu kirli sicilin şifreleri bulunduğunu kaydetti.
  • Temel, "14 Mayıs'ta karşılaşacağımız en büyük zorluk, bu iktidarın milletin iradesini, aleyhine döndüğünde tanımama eğilimi taşıması. Sandıklara sahip çıkacağız" dedi.

İktidarın “darbe” açıklamalarına tepki gösteren HDP Eşbaşkan Yardımcısı Tayip Temel, siyasi operasyonları anımsatarak, esas darbenin halkın iradesini tanımamak olduğunu söyledi.

14 Mayıs seçimleri yaklaşırken iktidar yetkililerinden “darbe” sesleri yükselmeye başladı. Bu açıklamalarla birlikte başlatılan siyasi operasyonlarda çok sayıda siyasetçi, gazeteci, hukukçu ve sanatçı gözaltına alındı, bir kısmı tutuklandı. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Basın, Yayın ve Propaganda Komisyonu'ndan Sorumlu Eşbaşkan Yardımcısı Tayip Temel, iktidar sözcülerinin 14 Mayıs seçimlerine ilişkin yaptığı “siyasi darbedir” açıklamaları ile siyasi soykırım operasyonlarını MA'dan Yüsra Batıhan'a değerlendirdi.

Başka organizasyon işareti

“14 Mayıs siyasi bir darbe girişimidir” sözlerinin sadece İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun değil, mevcut iktidarın zihniyeti olduğunu söyleyen Temel, “İktidara gelmesini sürekli olarak halka dayandıran, milli iradeden dem vuran AKP, kaybettiğini, toplumsal zemini yitirdiğini, muhalefetin giderek alternatif hale geldiğini görünce bunu tanımayacağını, kabul etmeyeceğini ima ederek ‘darbe’ tanımlaması yaptı. Bunu darbe olarak tanımlamak pervasızlıktır. Kendilerinin iktidara geldiği yöntemi başkaları iktidara gelince veya iktidarlarına alternatif olunca ‘darbe’ olarak tanımlamak başka organizasyonların çevrileceğine dair bir işareti de veriyor” diye konuştu.

Demokrasiye darbe

İktidarın halk iradesine yönelik tutumun bilindiğini söyleyen Temel, şunları kaydetti: “Biz vekillerimizin, eşbaşkanlarımızın tutuklandığı sürece bir siyasi darbe olarak tanımladık. Güya dokunulmazlıklar kaldırıldı Meclis'te ama esasen bu siyasi bir darbeydi, irade tanımamaydı. Daha sonra kayyum uygulamaları oldu. Biz 29 Mart seçimlerinde başarı sağladık. Eşbaşkanlarımız, belediye başkanlarımız mazbata almadan önce İçişleri Bakanı 1 Nisan'da toplantı yapmış, mazbatalara el konulmasına, kayyum atanması kararı almış. İradeye bu kadar saygısızca yaklaşan bir iktidar var. Dolayısıyla bunlar bizim açımızdan sürpriz değil. İstanbul seçimleri bunun somut bir örneği. 29 Mart'ta bizzat Erdoğan çıktı, Ekrem İmamoğlu'nun seçim kazanmasına karşı ‘13- 14 bin oyla kimse seçimi aldığını iddia edemez’ dedi ve sonuçları tanımayarak seçimleri tekrar etti. Bu sefer Ekrem İmamoğlu sandıktan daha büyük bir farkla çıktı. 14 Mayıs'ta karşılaşacağımız en büyük zorluk, bu iktidarın milletin iradesini, aleyhine döndüğünde tanımama eğilimi taşıması. Açıklamaları bunun şifreleri niteliğinde. O açıdan bu açıklamaları tehlikeli; demokrasiye darbe olarak tanımlıyoruz. Esas darbe halkın iradesini tanımamayı beyan etmektir.”

Risk var, sahip çıkalım

AKP’nin toplumun iradesine yönelik darbe mekaniğini devreye sokarak iktidarını sürdürdüğünün altını çizen Temel, 14 Mayıs’ta da böyle bir riskin mevcut olduğunu vurguladı. Temel, “Bizim oylara, sandıklara sahip çıkma çağrılarımız, bu tehlike karşısında bir tedbirdir. Halkımızdan o gece hiçbir şüpheye girmeksizin kendi kullandıkları oyun rengini ve sonucunu takip ederek, çeşitli oyun, provokasyon ve karanlık senaryolara asla zemin ve şans vermeyerek, bu iktidarı yenilgiye uğratmalarını talep ediyoruz” dedi.

Merkezi planlanan kampanyadır

HDP’nin 2015'ten beri sistematik darbe uygulamalarıyla karşı karşıya olduğunu anımsatan Temel, şunları paylaştı: “Vekillerimizin dokunulmazlıklarının kaldırılması, kayyum atamaları, belediyelerimizi tüm kayyumlardan geri almamıza rağmen tekrar kayyumların atanması ve partimizin kapatılma davası ile karşı karşıya kalmasına kadar. Tamamen sistematik darbe uygulamasıdır. Seçim arifesinde de çeşitli sahte tanıklıklar yaratılarak tekrar bir kumpas kuruldu. Diyarbakır'da 150'yi aşkın aktif çalışma içerisinde olan arkadaşımız gözaltına alındı, çoğu tutuklandı. Özellikle Kürt gazeteciler, özgür basın çalışanları, seçimin kritik süreçlerinde hedef alındı. İfade özgürlüğüne, halkın haber alma özgürlüğüne darbedir. Avukatların gözaltına alınması seçim güvenliğine yönelik bir darbedir. Bunların hepsinin hangi odaklar tarafından organize edildiğini biliyoruz. Bunlar merkezi düzeyde planlanan AKP-MHP iktidarının seçim kampanyasıdır. 

Boyun eğecek tek partili yok

Esasen darbe, seçim arifesinde dinamik güçleri tutuklama, gözaltına alma, baskılamadır. AKP iktidarı artık halktan, toplumdan umudunu kestiği için bir darbe uygulamasıyla ayakta durabiliyor ama buna boyun eğebilecek tek bir HDP'li tek bir Yeşil Sol Parti'li yoktur.”

Muhalefet bu odaklara yönelmeli

Muhalefetin demokratik, adil, Kürt sorununu çözmüş, halkların kardeşçe birlikte yaşadığı bir Türkiye'den yanaysa seçim öncesi iktidarın bu uygulamalarına karşı sessiz kalmaması; seçim sonrası da bu provokatif uygulamaları devreye koyacak odaklara yönelmesi gerektiğini söyleyen Temel, şunları ekledi: "Biliyoruz ki Türkiye'de demokratikleşme, değişim süreçleri her zaman karanlık odakların operasyonlarıyla sabote edilmiştir. Muhalefet Türkiye'yi yönetmeye adaysa bu odakların kirli oyunlarını görmeli ve tepki göstermeli, deşifre etmeli."

Yeşil Sol Parti'nin altına mühür

Tüm halklara, seçmenlere çağrıda bulunan Temel, "Yeşil Sol Parti dışında tek bir partiye oy vermememiz lazım. Mühür, Yeşil Sol Parti'nin altında olmalı. Cumhurbaşkanlığı seçimi için zaten ayrı bir pusula var. Parlamento seçimlerinde pusulaya birden fazla mühür vurulması oyu geçersiz kılar.” ANKARA

 

*****

Paralel YSK'de ısrar

Güvenlik ve Acil Durumlar Koordinasyon Merkezi (GAMER) üzerinden özel bir seçim modülü hazırlayarak, paralel seçim kurulu oluşturma girişimi YSK'dan dönen İçişleri Bakanlığı, bu kez sandık sonuçlarının polis ve jandarma marifetiyle alınıp excel tablosu haline getirilerek, GAMER'e gönderilmesini kararlaştırdı.

Sözcü’den İsmail Saymaz'ın haberine göre; geçen cuma günü 81 ilde GAMER'den sorumlu vali yardımcıları ve GAMER müdürleri toplandı. İller İdaresi Genel Müdürü Selçuk Aslan, GAMER Başkanı Hakan Kafkas, Bilgi ve Teknolojileri Genel Müdürü Kurumsal Uygulamalar Daire Başkanı Barkın Cansız başkanlığında yapılan toplantıda, YSK'nin reddi ve kamuoyundaki itirazlardan ötürü e-sistem üzerinden girişlerin yapılamayacağı belirtildi. Bu nedenle sandıklardan polis ve jandarma marifetiyle alınan bilgilerin excel formatında Ankara GAMER'e gönderilmesi yönünde talimat verildi.

Uygulamadan rahatsız olan bürokratlar, “Anayasa gereği seçim işlerini gözetim, denetim ve yürütme görevi YSK'ya verilmiştir. YSK'nın görevlerine, pusulaların toplanması sayılması ve sonuçların ilanı dahildir. Bakanlığın böyle bir tasarrufta bulunması manidar” diye düşünüyor.

YSK’nın sitesinde oyların sayım-döküm işlemleri hakkında şu bilgilendirme yer alıyor: "Sayıma ilişkin kâğıt ve belgeler seçim torbasına konulup torbanın ağzı bağlanarak kurul mührüyle mühürlenir ve imzalanır. Hazırlanan mühürlü torba ve sandık kurulu mührü, sandık kurulu başkanı ile ad çekme yoluyla belirlenecek en az iki üye tarafından hiçbir gecikmeye meydan verilmeksizin en kısa zamanda, ilçe seçim kurulu başkanına teslim edilir. İlçe seçim kurullarınca, sandık sonuç tutanaklarının birleştirilmesi işlemleri siyasi parti temsilcileri ile müşahitlerin huzurunda yapılır." ANKARA

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.