İran: Bir dili öldürmek

Toplum/Yaşam Haberleri —

ZARA.

ZARA.

  • Zara’nın 'suçu' Kürtçe öğretmek. Loristan'da sel mağdurlarına yardım etmek. Anadil Günü’nde sokakta çocuklara çikolata dağıtmak. 10 yıllık ceza, İran yargıcı tarafından tamıtamına şöyle hesaplandı: Kürtçe öğrettiği her yıl için bir yıl hapis cezası.

14 Temmuz 2020'da, Kürtçe öğretmeni ve sivil toplum aktivisti Zara Mohammadi, İran mahkemeleri tarafından 10 yıl hapis ile cezalandırıldı. Zara ilkin memleketi olan Sine'de 23 Mayıs 2019'da tutuklandı. Tutuklanmadan önce, İran'ın İslamcı Devrim Muhafızlarının İstihbarat Örgütü tarafından sayısız uzun sorgulamalara maruz kaldı. Sonrasında 2 Aralık 2019 günü, altı aylık bir tutukluluğun ardından şartlı tahliye edildi. Tutukluğu sırasında işkence gördü.

Suçu: Kürtçe öğretmek

Zara’nın 'suçu' neydi? Kürtçe, yani ana dilini öğretmek. 10 yıllık ceza, İran yargıcı tarafından tamıtamına şöyle hesaplandı: Öğrettiği her yıl için bir yıl hapis cezası.

Kararın ardından Instagram hesabında paylaşılan bir videoda, Zara suçunu “ana dilini öğretmek, Uluslararası Anadil Günü için sokakta çikolata dağıtmak ve Loristan'da sel mağdurlarına yardım etmek” olarak açıklıyor.

Haidar Khezri, Opendemocracy.net sitesinde “İran: Bir dili öldürmek” başlıklı makalesinde İran’ın Kürtçeye ve azınlıklara yaklaşımını şöyle yazdı:

“İran'da, Fars olmayan insanlar nüfusun yarısından fazlasını oluşturmasına rağmen Farsça K-12 ve kolej eğitiminde tek dil olmaya devam ediyor. Ahvazi Araplar, Azerbaycan Türkleri, Beluciler, Kürtler ve Türkmenler dahil etnik azınlıklar bu alanda keskin bir ayrımcılığa uğruyorlar.

İran, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Uluslararası Konvansiyonunu 1989'da imzalamış olmasına rağmen ve İran İslam Cumhuriyeti anayasasının 15. maddesi İran'ın Farsça dışı dillerini “okullarda edebiyatlarının öğretimi” için öngörmüşken, Kürt dili ve edebiyatı eğitim ve öğrenimi tarihsel olarak sert şekilde cezalandırılagelmiştir. Anayasa bile İran'ın Farsça dışındaki dillerini “bölgesel ve kabile dilleri” şeklinde sömürgeci kavramlarla anmaktadır.

Kürt olduğu için idam edildi

9 Mayıs 2010'da, İran dört Kürt tutsağı idam etti. Bunların arasında bir Kürtçe dil kursu öğretmeni olan Farzad Kamangar da vardı. The Washington Times'a göre, Farzad'ın suçu “Kürt olmaktı. Doğu Kürdistan’ın Kamyaran şehrindeki bir ilkokulda öğretmendi ve Kürdistan Öğretmenler Sendikası üyesi idi. İnsan hakları üzerine çıkarılan çeşitli yayınlarda yazılar yazıyordu. Kürt öğrencilerine gizlice yasaklı dillerini öğretiyor ve kendi kültürleri ve tarihleri hakkında öyküler anlatıyordu.’’

Hapishanedeki insanlık dışı koşullar ve idamı, İran’ın UNICEF, Uluslararası Eğitim ve Uluslararası Af Örgütü gibi birçok kuruluş tarafından küresel çapta kınamasına neden oldu. Ama İran hükümeti, Uluslararası Af Örgütü 2019 raporunda da belirtildiği üzere hala kuvvetli bir ayrımcılığın hedefi olan Kürtlere ve diğer etnik azınlıklara karşı insan hakları ihlallerine devam etti ve ana dillerinde eğitime erişimlerinin önüne engeller koydu.

‘Ölüm Komisyonları’

Dini ve ırksal azınlıkların yargısız toplu infazlarına karıştığından şüphelenilen yetkililerin birçoğu, İran'ın yargı sisteminde halen görevlerine devam ediyor 2017'de, Alireza Avaei İran'ın Adalet Bakanı olarak atandı. 2019'da, Ayetullah Hamaney Ebrahim Raisi'yi İran yargısının başına getirdi. Raisi de Avaei ve İran'ın 2013-2017 arası ondan önceki adalet bakanı Mustafa Pour Mohammadi gibi, Kürtler dahil 1988'de binlerce tutsağın yargısız infazı talimatını veren “Ölüm Komisyonları”nın üyesi idi.

Onun ataması ile birlikte, özellikle de ırksal ve dini azınlıklara mensup siyasi tutsakların kurtuluşu için kalan umutlar da ortadan kalktı. İran'daki İnsan Hakları Merkezi'nden direktör Hadi Ghaemi, “Raisi'nin yargının başına seçilmesi, net bir mesaj gönderdi; hukukun üstünlüğünün İran için hiçbir anlamı yok ve kitlesel katliamlara bulaşanlar ödüllendirilecek” diyor. Raisi'nin seçilmesi, azınlıkların, özellikle de Kürtlerin, 2017 başkanlık seçiminden sonra onun muhalifi olan Başkan Hassan Rouhani'ye oy vermesinden sonra oldu.

‘Yumuşak asimilasyon’

Onlarca yıldır Kürtçe kullanımını yasaklayan ve Kürtlere ve Kürtçeye karşı sert bir dilkırım uygulayan Türkiye, Irak ve Suriye'nin aksine, İran Kürtlere karşı asimilasyoncu ve yumuşak dilkırımı politikası uyguluyordu.

1979’dan bu yana, İran'daki Kürtler, Cafer Şeyhüslami'nin “kontrolü ve kısıtlı tolerans” olarak tarif ettiği şeyle muhatap. İlk Kürt dili ve edebiyat bölümünün kuruluşuna 2014'te İran'ın Kürdistan Üniversitesi'nde şahit olsak da, Jim Cummins, Tove Skutnabb-Kangas ve Şeyhüslami gibi birçok bilim insanına göre, özellikle de eğitimin ilk yıllarında öğretim dili olmadığı müddetçe İran'da Kürtçe tehlike altında bir dil.

Çocukları damgalama!

29 Mayıs 2019'da, Zara’nın tutuklanmasından sadece bir hafta sonra, İran Eğitim Bakanı Yardımcısı Rezwan Hakimzadeh, İran'da anaokullarda “Farsça yeterlilik sınavlarının” ekleneceğini açıkladı. Bu ayrımcı politikaya göre, İran'daki Fars olmayan çocuklar beş yaşında bu sınavı geçemezse, engelli muamelesi görecekler. Böylesi sistematik devlet politikaları, Fars olmayan çocukların ‘damgalamasını’ hedefliyor ve sömürgeci devletlerin sömürgeleştirdikleri ülkelerin, etnik grupların ve halkların milli kimliğini silmesini hatırlatıyor.

Bu gibi ayrımcı devlet politikaları karşısında Kürt dili eğitimi Zara'nınki gibi bireysel gönüllü çabalarına kalıyor. Bu yılın başında, emekli öğretmen Cemal Habibullah Faraj Bedar, UNESCO tarafından kesin yok olma tehlikesi altındaki dillerden biri olarak gösterilen kendi lehçesini koruma umuduyla bir ay içinde Kuran'ı kendi ana diline, Kürtçe-Hevrami diline tercüme etti. Şu anda İran'da Kürtçe ve diğer Farsça dışı dillerin hiçbir resmi statüsü yok ve devlet desteği ya da teşvikinden kaydadeğer bir pay almıyorlar.

İran’ın izlediği politika

Doğu Kürdistan'daki Kürt dili araştırmacılar, çeşitliliğe söylem düzeyinde vurguların arttığının ama pratikte uygulama açısından bir azalma olduğunun, hatta cezalandırma tepkilerinin arttığının farkındalar. Çokdilli eğitimin en önde gelen savunucularından olan Jim Cummins, bu yüzeysel ilerleme görüntüsü konusunda uyarıyor: “Egemen grup azınlık dillerini öğretme konusunda göstermelik adımlar atabilir çünkü bunların etkili olmayacağını biliyor.”

Cummins'in de örnek verdiği üzere, bir kurbağayı kaynak suya atarsanız hemen dışarı sıçrar ama soğuk suya koyup ısıtırsanız sonu yavaş yavaş kaynayan suda ölmek olacaktır. Yani, “dilsel asimilasyon yavaşsa, insanlar gerçekleştiğini fark etmez” ve İran rejimi bu onlarca yıldır politikayı izliyor. Zehra Mohammadi'nin hapis cezası, suyun kaynama noktasında olduğunun şaşmaz bir işareti. HABER MERKEZİ

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.