İşbirliği projeleri

• Birçok eleştiri ve protestoya rağmen gerçekleşen Erdoğan ziyareti sonrasında anlaşılan o ki bu işbirliği projeleri çeşitli aracı ve araçlarla tekrar tekrar gündeme gelecek.

Erdoğan geçen hafta Almanya’yı ziyaret etti. Bildiğiniz üzere bu ziyaret basında zikredildiğinden bu yana kamuoyunda yoğun eleştirilerin odağındaydı, ki Erdoğan’ın her ziyareti Almanya’da geniş yankı buluyor.

Merkel’in estirdiği sıcak atmosferin aksine, mesafeli bir görüntü çizen Scholz’ün nasıl bir performans sergileyeceği merak konusuydu. Görüşmeler sonrası yapılan açıklamalar gösterdi ki, liderlerin karakteristik özellikleri görüşmelerin sadece şeklini değiştiriyor, sonucu etkilemiyor.

Zira Erdoğan tam olarak istediklerini koparamasa da günü birlik gezisinden antlaşmalarla geri döndü.

İsrail ve Filistin arasında devam eden sıcak çatışmalar dolayısıyla, Erdoğan’ın Hamas güzellemeleri Alman kamuoyunda oldukça sert karşılık buldu ve görüşmelerde Erdoğan’ın açıklamalarına da yansıdı. Dönüşte yine tabiri caizse atıp tuttu. Bu konu basında geniş yer buldu.

Fakat görüşmelerde geçen bazı diğer maddelere de dikkat çekmek gerekiyor.

Erdoğan’ın ziyareti vesilesiyle mülteci anlaşmasının üzerinden bir kez daha geçilmiş oldu. Avrupa’nın iç politikasını direk etkileyen mülteci sorununda, Erdoğan ile yapılan bu anlaşma hala bir kart görevi görüyor. Nitekim 2016 yılından bu yana uygulanan mülteci anlaşması sadece Avrupa’ya mülteci akınının durdurulması üzerinden okunmamalı, aynı zamanda savaş politikalarındaki ortaklaşma üzerinden de değerlendirilmeli. Şimdi bu anlaşmanın yenilenmesi çerçevesinde Türkiye’ye yeni yardımların gitmesi konuşuluyor. Bildiğiniz üzere Türkiye’ye bu anlamda gidecek her yardım, savaş politikalarının direk desteklenmesi anlamına geliyor.

Görüşmelerin ardından Almanya’nın deprem bölgelerine yardımının yanında, Türkiye’nin bölge için bir enerji merkezi haline gelebileceği mesajı da verildi.

Burada bazı konulara dikkat çekmek gerekiyor.

Deprem bölgelerinde iktidar özel politikalar uyguluyor. Özellikle devletin Türk-İslam sentezi projesinde eksik kalanlar, bir lütuf olarak görülen facianın ardından giderilmeye çalışılıyor. Alevi ve Kürtlerin yoğun yaşadığı kentler bilinçli olarak boşaltılmaya çalışılırken, yeniden yapılanma sürecinde ayrımcı politikalar uygulanıyor. Özellikle Alevilerin yoğun olduğu bölgelere hem hizmet gitmezken, hem de inşa çalışmalarında geri bırakılıyor. Bunun yanında göçü çekici kılan adımlar atarak insansızlaştırma politikalarına hız veriyor.

Deprem bölgelerine aktarılan her yardımın bu anlamda denetlenmesi oldukça önemli.

Yine sermayenin iştahını kabartan yeşil enerji projelerinde, bölgeye ilginin artması da bu politikalardan bağımsız ele alınamaz. İklim krizinin derinleşmesi ile birlikte yeşil enerjiye el atmaya çalışan kapitalist sistem, kendine yeni kazanç alanları arıyor. Dolayısıyla sahte iklim koruma doktrinleri ile gözümüzü boyadıklarına bakmayın. Fosil yakıt kullanımının azaltılması için köklü bir sistem değişimine gitmekten imtina eden kapitalist sistem, şimdi de bu alanı kazanç kapısı haline getiriyor. Bu nedenle Almanya’dan Türkiye’nin bölge için bir “enerji merkezi” haline gelebileceği mesajı yeni işbirliklerine kapı açılacağının da habercisidir.

Görüşmelerde diğer bir önemli konu ise İngiltere, Almanya, İspanya ve İtalya tarafından ortak üretilen ve satışı noktasında her ülkenin onayı gereken Eurofighter uçağı alımı da yine kulislere yansıyan bir gündem maddesiydi. Görüşme öncesinde Başbakan Scholz'dan Eurofighter'ların satışı önündeki engelin kaldırılması talebi basına yansımıştı.

Kapalı kapılar arkasında ne konuşuldu bilinmez ama, Türkiye’nin bu konuda girişimlerinin sürdüğünü söyleyebiliriz. Yine bu talep İngiltere Savunma Bakanı’nın Türkiye ziyareti sırasında da gündeme geldi. Görüşme öncesi bir yetkili beyanında tedarik konusunu İngiltere üzerinden ele alındığını, İngiltere’nin bu konuda Almanya’nın itirazlarının kaldırılmasına yönelik yardımcı olacaklarını ifade ettiklerini aktardı.

Bir çok eleştiri ve protestoya rağmen gerçekleşen Erdoğan ziyareti sonrasında anlaşılan o ki bu işbirliği projeleri çeşitli aracı ve araçlarla tekrar tekrar gündeme gelecek.