İşçi cinayetleri katlandı

  • İstanbul İşçi Sağlığı ve Güvenliği (İSİG) Meclisi’nin raporuna göre Mart’ta 113 işçi, salgının yayıldığı Nisan’da ise en az 220 işçi, iş cinayetlerinin kurbanı oldu.

İstanbul İSİG Meclisi, “Çarklar dönüyor işçiler ölüyor” başlığıyla yayınlanan raporunda, en az 103 işçinin salgına kurban verildiğini bildirdi.

Koronavirüs nedeniyle yaşamını yitiren başta sağlık emekçileri olmak üzere, evden çalışanlar dahil faal işçilerin de ölümlerini iş cinayeti olarak değerlendirdiklerini belirten İSİG Meclisi, bu konuda uluslararası sendikal hareketten ve Türkiye’nin önemli işçi sınıfı hukukçularının da yaptıkları açıklamalarda koronavirüsün (Kovid-19) iş kazası, meslek hastalığı olduğu hususunun altını çizdiklerine dikkat çekildi. Kovid-19 salgını döneminde işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili ilk raporlarını 17 Nisan’da paylaştıklarını hatırlatan Meclis, ikinci raporlarını da Mayıs ortasında yayınlayacaklarını duyurdu.

İşçiler evde akalamadı

 Kovid-19 kaynaklı iş cinayetlerine iki hususa değinilen raporda; şunlar kaydedildi:

  • Nisan’da tespit edebildiğimiz Kovid-19 nedenli en az 103 işçi yaşamını yitirdi. Daha fazla kaybettiğimiz arkadaşımız olabilir ancak bilgilere ulaşmak çok zor. Yine bu ölümlerle bağlantılı olarak kaybettiğimiz işçi ailelerini de düşündüğümüzde ‘Kovid-19’un giderek bir işçi sınıfı hastalığı haline geldiğini’ söyleyebiliriz. Çünkü ‘üretmeye mecburuz’ anlayışıyla çarklar dönmeye devam etti ve işçiler evde kalamadı.
  • 60 yaş altında Kovid-19 kaynaklı birçok işçi ölümü yaşandı. Geçen ayki raporumuzda bu nedenle ölen emekçilerin yaş ortalamasının 51 olduğunu belirtmiştik. Bu durum işçiler içinde kronik rahatsızlıkların çok yaygın olduğunun bir göstergesidir. Şeker, tansiyon, kalp rahatsızlıkları başta olmak üzere insanlarımızda kronik rahatsızlıklar 40’lı yaşlarda başlamaktadır. Emeklilik tartışmasını yaparken bu durum bir kez daha göstermiştir ki emeklilik yaşı ve prim gün sayısı düşürülmelidir.

 

Salgın sürecinin sınıfsal boyutu

Sonuç olarak; Nisan’da büyük işyerlerinde birden fazla işçinin hastalanması, salgının yayılmasına yol açtığı halde hala işyerlerinde çalışmanın durdurulmaması Türkiye işçi sınıfının sağlığını göz göre göre tehlikeye atmış; ‘Hepimiz aynı gemideyiz’ söyleminin tersine pandemi sürecinin sınıfsal boyutunu açık olarak ortaya koymuştur.”

 

Üç ayda 580 işçi

 Nisan’da 220 işçinin yaşamını yitirdiğine dikkat çekilen raporda, iş cinayetlerinin aylara göre dağılımını şu şekilde verdi: “Ocak’ta en az 114 işçi, Şubat’ta en az 133 işçi, Mart’ta en az 113 işçi ve Nisan’da en az 220 işçi yaşamını yitirdi. 2020 yılının ilk dört ayında iş cinayetlerinde en az 580 işçi arkadaşımızı kaybettik.”

 

14’a kadın, 206’sı erkek

 Raporun devamında “220 emekçinin 176’sı ücretli (işçi ve memur), 54’ü kendi nam ve hesabına çalışanlardan (çiftçi ve esnaf) oluşuyor. 14’ü kadın, 206’sı erkek işçi. Kadın işçi cinayetleri tarım, tekstil, büro, enerji, sağlık ve konaklama iş kollarında gerçekleşti. 4 çocuk işçi can verdi. Çocuk işçi cinayetleri tarım işkolunda gerçekleşti. 51 yaş ve üstünde ise çalışırken ölen 82 emekçi bulunuyor. Ölen işçilerin 16’sı sendikalı. En fazla ölüm nedenleri sırasıyla Kovid-19, trafik/servis kazası, ezilme/göçük, yüksekten düşme, kalp krizi, şiddet ve elektrik çarpması” denildi.

İş cinayetlerinin en çok (66) İstanbul’da yaşandığı belirtilen raporda, tümüm isimleri de paylaşıldı.

İSTANBUL

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.