İşgalciyle işbirliği değil, birlikte mücadele şarttır

Forum Haberleri —

.

.

  • Kendisine Kürdistanî diyen hiçbir güç sömürgecinin özel savaş oyunlarına alet olmamalı, işgalcinin yanında değil, karşısında mücadele etmelidir.

SERDAR SEMSÛR

İşgal girişimini “müttefikleriyle” planlayanların ne yapmak istedikleri apaçık ortadadır. Kürtleri birbirlerine vurdurarak savunmasız bırakmaktır.

Uzun zamandır Başûr’u (Güney Kürdistan) işgal etmeyi planlayan AKP-MHP iktidarının ard arda aldığı kararlar dikkatleri çekmektedir.

Xakurkê’ye yapılan işgal saldırıları halen hafızlarımızda; uzun yıllardır özgürlük gerillaları dışında hiçbir askeri gücün girmediği ve gündemine almadığı Xakurkê bölgesinde halkın gerillaya olan sempatisi bilinen bir gerçeklik iken, Türk ordusu tarafından bu bölgeye kimyasal silahlar ile işgal operasyonları başlatılmış, gerillanın amansız direnişi ile işgal saldırısı boşa çıkarılmıştı.  Ardından da bu gölgede yine KDP yanlısı askeri güçler ve Irak sınır gücü kendini göstermişti. 

Xakurkê’de geliştirilen işgal girişimi ile henüz kimin ne yapmak istediği, bölgede neler olduğu anlaşılmamış iken sömürgeci TC devleti bu sefer Başûr’un cennetlerinden biri olarak tanımlanan Heftanîn bölgesinde, Ortadoğu’nun değişik bölgelerinden getirdiği çeteler ile bir işgal saldırısı başlatmıştı. Yine bu bölgede de sivil yerleşim yerlerinin hedef alındığı ve kimyasal silahların kullanıldığı net bir şekilde dünya basınına yansıyan bir savaş gerçekliği olarak karşımıza çıkmıştır. Bölgede sivil yerleşim yerlerinin hedef alınmasına sesini çıkartmayan KDP, kendisine yakın güçleri bu bölgeye sevk ederek işgale karşıt bir güç olma yerine, işgalin destekçisi olarak görüntü vermişti.

Heftanîn’de yaşanan bu olayların ardından Garê’deki esirlerin kaldığı şikefte yapılan operasyon hazin bir sonla noktalanmıştı.

AKP-MHP iktidarı, Garê’de bütün teknik, siyasi, diplomatik ve askeri desteğe rağmen gerilla mücadelesine karşı büyük bir yenilgi almıştı.

Garê’deki operasyon sürecinde de kimyasal silahların kullanıldığı, esirlerin bile öldürüldüğü ve esirlerin kaldığı şikeftin tamamen yok etmeyi hedef alan saldırı görüntüleri bütün medya kamuoyunda büyük bir yer almıştı.

Sömürgeci güçlerin bu sefer ki hedefleri Metîna, Zap ve Avaşîn oldu.

Zap-Avaşîn-Metîna bölgesinde  uzun zamandır gerilla güçleri dışında hiçbir askeri gücün hareket etmediğini hepimiz bilmekteyiz. Gerilla, yıllardır bölgenin halkı ile bütünleşmiş durumdadır.

Türk devleti, tüm Başûr alanını hedefleyen işgal saldırısını bu bölgeden başlatmış durumdadır. Bu işgal saldırılarında, Türk ordusu tarafından gerilla güçlerine karşı kimyasal silahların kullanıldığı bir kez daha açığa çıkmıştır.

Ancak ne işgal saldırılarına ve ne de kimyasal silah kullanılarak bölgenin insansızlaştırılmasına dönük hiçbir ulusal refleks göstermeyen KDP’nin bu bölgeye de askeri güç sevkiyatı yaptığını açık bir şekilde görmekteyiz.

Tüm bunlar alt alta konulduğunda, KDP-yandaşı askeri güce yapılan saldırının kimler tarafından ve ne için yapıldığı çok net olarak ortaya çıkmaktadır; Türk basını ve KDP basınında eş zamanlı olarak saldırının gündemleştirilmesi, yapılan açıklamalar, kullanılan dil, KDP güçlerine yapılan saldırının hem adresini ve hem de saldırının sahiplerini açığa çıkarıyor: Bu saldırının, Kürtler arasında savaş başlatılması için düzenlenen bir komplo olarak ele alınmasını en doğru yorum olarak değerlendirmeliyiz.

Meselenin aslı Kürdistan’ı işgal etmek ve sömürmektir. Mesele bu ise, kimin orada peşmergeleri öldürdüğü de nettir. 

Bu savaş sürecinde görmemiz gereken gerçek şudur; işgalci Türk devleti bilinçli ve planlı bir şekilde Kürt güçlerini karşı karşıya getirmek istiyor.

İşgalciler bu hamle ile Kürt halkını tümden savunmasız bırakmak istiyorlar. Bu iyi görülmeli ve gerillanın mücadelesi doğru ele alınmalıdır.

Kendisine Kürdistanî diyen hiçbir güç sömürgecinin özel savaş oyunlarına alet olmamalı, işgalcinin yanında değil, karşısında mücadele etmelidir.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.