İşkenceye dua istediler

İdris Akpınar

İdris Akpınar

  • Moda Sahili'nde darp edilerek gözaltı alınan ve ırkçı 'mehter marşı' eşliğinde işkence edilen gençlerden İdris Akpınar, “İşkenceyle ‘Tanrı Türk polisini korusun’ dememizi istediler” dedi.

ERDOĞAN ALAYUMAT / İSTANBUL

İstanbul’un Kadıköy ilçesinin Moda Sahili’nde Kürt gençlere saldıran polis, işkenceli gösteri yaptı. İşkence ve ırkçı saldırı, karakolda da devam etti. Tehditle darp raporu almaları engellenen gençler polisler tarafından hazırlanan uydurma tutanaklarla tutuklamaya sevk edildi. Adli kontrol şartıyla serbest kalan gençlerden İdris Akpınar, “Mehter marşı okuttular. ‘Tanrı Türk polisini korusun’ dememizi istediler” dedi. Avukat Esra Bilen ise işkenceci polisler hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi.

İstanbul’da polisin Kürt gençlerine işkence yaptığını gösteren iki video, önceki gün sosyal medyaya düştü. İlk videoda polisin yakın mesafeden bir gencin gözüne biber gazı çıktığı, ardından arbede çıktığı ve daha sonra polisin kamu güvenliğini tehlikeye atacak bir biçimde havaya ateş açtığı görülüyordu. Ardından ise polis tarafından gözaltına alınan gençlerle ilgili ikinci video paylaşıldı. Yüzüstü yatırılan gençlere 'mehter marşı' dinletiliyordu.

Adli kontrol ve ev hapsi

Polis tarafından gözaltına alınarak İskele Karakolu’na götürülen gençlere yönelik kameralara yansıyan işkenceler burada da devam etti. Bir gün boyunca karakolda tutulan ve ardından Anadolu Adliyesi’ne sevk edilen Barış Gülşen, Seyithan Gülşen, Cahit Kurt ve İdris Akpınar, savcılığın tutuklama talebine rağmen adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Gençler üç ay boyunca haftada bir karakola imza vermek zorunda. Polisi darp ettiği gerekçesiyle Kadir Gülşen’e ise ev hapsi verildi. Polis tarafından tekrar şiddete maruz kalacakları kaygısıyla gençlerden Kadir, Barış ve Seyithan memleketlerine giderken, İdris Akpınar ise ÖHD İstanbul Şubesi’nde yapılan basın açıklamasına katılarak, polisler hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi.

Araçta, karakolda hep dayak

Açıklama öncesinde gazetemize konuşan İdris Akpınar, polis işkencesini tüm detaylarıyla anlattı. Polis ile gençler arasındaki tartışmayı görünce oraya yönelen ve görüntü almaya çalışan Akpınar da polisin şiddetinden nasibini almış. Akpınar yaşananları şöyle anlattı: “Moda Sahili’nde müzik dinleyip halay çeken gençlerin yanına gelen polis hoparlörü almak isteyince gençler ‘alamazsınız’ dediler. Polis, ‘Benim onu da sizi de almaya yetkim var’ diyerek bir kişinin boğanızı sıktı. Kimliklerini göstermelerine rağmen hiçbir suçları olmamasına rağmen onları götürmeye çalıştılar. Daha sonra iki genci araca alıp yumruklamaya başladılar. Polislere ‘Vurmayın, bu suç, dediğimde polis biber gazı sıktı, havaya ateş açtı. Ben de video kaydı yaptığım için polis beni de gözaltına aldı. Daha sonra bizi yere yatırıp ters kelepçe yaptılar ve sürekli dövdüler. Araçta, karakolda. Gençleri tanımıyordum, sadece tepki gösterdiğim için gözaltına alındım ve buna maruz kaldım.

‘Tanrı Türk polisini korusun!’

Yerde yatarken sürekli bize ‘siz teröristsiniz’ diyorlardı ve küfrediyorlardı. Yerde yatarken bize marş dinlettiler, siz de eşlik edeceksiniz, dediler. Gözaltında da sürekli darp ettiler. Ellerimiz ters kelepçeli bir şekilde üç saat boyunca karakolda ayakta bekletildik. Daha sonra sürekli bizden ‘Tanrı, Türk polisini korusun’ dememizi istiyorlardı. Bunu defalarca kez yaptılar. Marş dinlettirip hep beraber marşı söylememizi istediler, söylemeyince vuruyorlardı. Biz de söyledik ve videomuzu çektiler.”

Halay çekmek suç mu?

Şiddete maruz kaldıkları halde polise şiddet uygulamakla suçlandıklarını belirten Akpınar, “Gaz sıktılar biz de haliyle kendimizi savunmaya çalıştık. Gençlerin bir suçu yoktu. Halay çekmek suç mu?” diye sordu.

Postallarla üzerine bastılar

Gençlerin avukatlarından ÖHD İstanbul Şube Eşbaşkanı Esra Bilen, gözaltına alınan gençlere gece boyunca ulaşamadıkları için karakol ifadelerine müdahil olamadıklarını, savcılık sorgusuna dahil olduklarını belirtti. Gençlerin polislerin işkencesine maruz kaldığı ve ırkçı sloganlar attırmaya zorlandığını belirten Av. Bilen, şunları aktardı: “Karakol binası içinde de işkence devam etmiş. Orada da sırt üstü uzatarak üzerlerine postallarla basmışlar. Yine dirsekleriyle gözaltına alınanların sırtlarına, kafalarına vurmuşlar. Kafalarını duvarlara, kapılara vurmuşlar.

İşkenceci polis parmağını kırdı

Hatta o kadar ağır bir işkenceden bahsediyorum ki, o esnada bir polisin parmağı kırılıyor, darp raporu da var dosyada. Kendisi bize mukavemet ettikleri için parmağım kırıldı, diyor ama bizim görüntüde izlediğimiz sadece bir polisin yüzüne bir darbe geliyor. Bizim müvekkillerimizin anlatımlarından da polisin parmağının işkencede kırıldığını anlıyoruz her ne kadar polisin iddiası farklı da olsa."

Doktor muayenesine girdiler

'Eğer darp raporu alırsanız sabaha kadar buradan çıkamazsınız' denilerek tehdit edildikleri için darp raporlarının olmadığını belirten Av. Bilen, “Yine hukuka aykırı biçimde polisler de doktor muayenesine girmiş üç polis. İşkencecilerin yanında işkenceye maruz kaldıklarını söylememişler, korkmuşlar” dedi.

İfadeyi de polis yazdı

Polisin ifadeyi de kendisinin yazdığını ve gençlere zorla imzalattığını kaydeden Av. Bilen, şöyle devam etti: “Karakolda polisler ifadeyi kendileri yazmış, olayı kendileri kurgulamışlar. Olayı da ‘biz kimlik sorduk, bize küfür ettiler, siz kimsiniz ki size kimlik gösterelim, biz burada çokuz, sizi bitiririz’ gibi hakaretler ettiklerini yazmışlar tutanaklara. Müvekkillerin ağzından polisi darp ettiklerini kabul eden beyanlar da yazdırıp imzalatmışlar.”

Avukatsız alınan tüm ifadelerin geçersiz olduğunu hatırlatan Bilen, “Savcılık korkunç bir karar vererek, işkenceci polislerin  hazırladığı tutanaklara, fezlekelere dayanarak 5 kişiyi de tutuklamaya sevk etti. Neyse ki hakim, bu olay örgüsünü anlatabildiğimiz biri çıktı ve adli kontrol şartıyla serbest bıraktı” şeklinde konuştu.

Avukat Bilen, ilk iş darp raporu olarak işkenceci polisler hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.