Kardeşlik, eşitlikle olur

Cemile Öcalan

Cemile Öcalan

  • Şehitler Faysal, Fikret, Faik, Feridun, Zübeyde ve Belgin’in 95 yaşındaki anneleri Cemile Öcalan, "Barış gelirse onların acısı hafifler. Devlet doğru adımlar atmalı. Kardeşlikten bahsediyorlar. Kardeşlik, eşitlikle olur" dedi.

 

Kürdistan Özgürlük Mücadelesinde çocuklarını yitiren ve yakınları cezaevlerinde tutulan kadınlar, barışın önemini vurgulayıp devletin çeşitli adımlar atmasının gerekliliğine işaret etti. Urfa 2 No’lu T Tipi Kapalı Cezaevi'nde 18 Ağustos 2022'de yaşamını yitiren ağır hasta tutsak Bazo Yılmaz’ın (67) ablası İslim Yılmaz (82), “Barış istiyoruz. Artık asker ve gerilla anneleri de ağlamasın. Başkanımızın (Abdullah Öcalan) cezaevinden çıkmasını istiyoruz. Çok acı gördük. Gençlerin ölmesine annelerin ciğeri dayanmaz. Bozo cezaevinde yaşamını yitirmeden önce ziyaretine gittim, çok zayıflamıştı. Hastaydı ama bırakmadılar. Kimse zindanlarda yaşamını yitirmemeli” dedi. 

 

Bazo Yılmaz’ın kardeşi Kamile Şen (65), “Kimsenin cezaevlerine girmesini istemiyoruz. Kimsenin eli sedyeye kelepçeli son nefesini versin istemiyoruz. Barış ve özgürlük gelsin. Devlet de barış istemeli. Bize cezaevinden tabut geldi hiçbir aileye cezaevinden tabut gitmesin. Hasta tutsaklar biran önce serbest kalmalıdır” diye konuştu. 

 

 

Devlet kandırmaya çalışmasın

Oğlu Faruk Sarıkaya’yı 9 yıl önce Kobanê’de DAİŞ’e karşı verilen mücadelede yitiren Adile Sarıkaya (70), şunları söyledi: “Oğlum Kobanê’de yaşamını yitirdi ama cenazesinin yanı başıma getirilmesine izin vermediler ve orada defnedildi. Annelerin ağlamaması için devletin de adım atması lazım. Devlet bizi kandırmaya çalışmasın."

 

 

Saldırmak, barış istememektir

Cezaevlerinde çok sayıda yakını bulunan Emine Yaşar (65), “Hep zulüm altındayız. Hiçbir zaman gün yüzü görmedik. Artık güzel günler görmek istiyoruz. Önderimiz adımlar attı, sıra devletin adım atmasında. PKK kongre yaptı, çalışmaları durdurdu ama Türkiye savaş uçakları ile saldırmaya devam ediyor. ‘Bu barış istemiyorum’ demektir. Biz barış istiyoruz. Cezaevinde tutulan tutsakları serbest bıraksınlar. Adım atılamazsa bu iş olmaz” dedi. 

Kardeşlik, eşitlikle olur

Farklı tarihlerde çocukları Faysal, Fikret, Faik, Feridun, Zübeyde ve Belgin’i yitiren Barış Annesi Cemile Öcalan (95), şöyle konuştu: “Bu topraklara artık barış gelmesinin zamanı geldi ve geçti. Herkes kardeş gibi yaşayabilir. Bu zulüm nereye kadar sürecek? Bu davaya bir ömür verdik. Benim çocuklarım Faysal, Fikret, Faik, Feridun, Zübeyde ve Belgin bu mücadelede yaşamını yitirdi. Barış gelirse onların acısı hafifler. Ölmeden önce bir gün de olsa barışı görmek istiyorum. Devlet doğru adımlar atmalı. Devlet baskı kurmaya son vermeli. Kardeşlikten bahsediyorlar, kardeşlik eşitlikle olur, baskıyla değil. En güzel evlatlarımızı güzel bir gün görmek için toprağa verdik.” RIHA

 

* * *

Barış ve çözüm için yüzleşmek de gerekir

 

 

Cenazesi 7 gün boyunca sokakta kalan Taybet İnan'ın oğlu Mehmet İnan, Abdullah Öcalan'ın çağrısını desteklediklerini belirterek, "Biz 'barış' diyorsak, bedel ödemeyenlerin 'barış istemiyoruz' deme hakkı yok" dedi.  

Şirnex'in Silopiya (Silopi) ilçesinde ilan edilen sokağa çıkma yasağının sürdüğü 19 Aralık 2015'te Türk devlet güçlerince katledilen ve 7 gün boyunca sokakta kalan 57 yaşındaki Taybet İnan'ın ailesi de yeni süreçle ilgili umudunu koruyor. MA'ya konuşan Taybet İnan'ın oğlu Mehmet İnan, "Sayın Abdullah Öcalan öncülüğünde başlatılan sürecin başarıya ulaşacağına inancımız tamdır, ancak artık sadece Kürt halkının değil, diğer tarafın da adım atmasını istiyoruz. Devletin Kürt halkına el uzatmaktan başka çaresi kalmadı ve mecbur kaldığı için bu eli uzattı. Devlet, Kürt sorununun demokratik çözümü için adım atmak zorunda" dedi. 

 

 

Bedel ödedik ama hazırız

Kalıcı bir çözüm ve barış için bir yüzleşmenin de olması gerektiğine dikkati çeken İnan, şunları söyledi: "90'lı yıllarda katledilen ve sokağa çıkma yasaklarında katledilen insanların faillerinin açığa çıkması ve bunlardan hesap sorulması gerekiyor. Her zaman barışın yanında olduk ve barışı savunduk. Şimdi de barışın tarafındayız. Bunun için çok bedel ödedik, ancak barışmaya her zaman hazırız. Bütün yaşatılanlara rağmen bizler 'barış' diyoruz. Şu an bir fırsat var ve bu fırsatı kaçırmamalı. Masaya oturup sorunu çözüme kavuşturmalıyız. Kürt halkı üzerine düşeni yaptı, şimdi sıra devletin atacağı adımda." 

Partimize güveniyoruz

"Bu kadar bedel ödemiş ve zulüm görmüş bir Kürt ailesi olarak 'barış' diyorsak bu bedeli ödememiş birilerinin 'barış istemiyoruz' deme hakkı yok" diyen İnan, şöyle devam etti: "Benim annemin cenazesi 7 gün yerde kaldı ama biz barışı destekliyoruz. Herkesin elini taşın altına koyup barış için ne gerekiyorsa yapması gerekiyor. Biz Kürtler sadece kendimiz için değil, tüm halklar için barış istiyoruz. Partimize güveniyoruz ve sonsuza kadar da onlarlayız. Bu sürecin baş mimarı ve aktörü Sayın Öcalan'dır. Bu yüzden Sayın Öcalan'ın fiziki koşullarının düzeltilmesi gerekiyor. Fiziki koşullar oluşturulduğunda o zaman devletin sürece olan samimiyetine güveneceğiz. Onun çağrısına sahip çıkmamız gerekiyor." ŞIRNEX

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.