KCK: Türk devletine ortak olmayın!

Başur protesto

Başur protesto

  • KCK Dış İlişkiler Komitesi, Irak ve Başûrê Kurdistan’daki bütün çevrelere, Türk devletinin soykırım çağrılarına ortak olmama çağrısı yaptı.

KCK Dış İlişkiler Komitesi, Türk heyetinin Bağdat ziyaretine ilişkin yazılı açıklama yaptı. Türk devletinin iç ve dış politikasının, Kürt halkını soykırıma uğratma eksenli sürdürüldüğü hatırlatılan açıklamada, şunlar belirtildi: “Bunun için içeride Kürt halkının varlığını inkar ediyor, Kürtler üzerinde kültürel soykırım politikaları yürütüyor. Ulusal, uluslararası ve hatta evrensel olan en temel insani ve ahlakı normları çiğniyor. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerinde ağır tecrit ve izolasyon politikasına devam ediyor. Dış politikasını de bu soykırımcı iç politikaya hizmet edecek şekilde tasarlayıp icra ediyor. Bunun içindir ki dünyanın neresinde ve kimler ile görüşülüyorsa tek gündemleri vardır; Kürtlere karşı soykırım savaşına destek almaktır. BM görüşmelerinden tutalım NATO zirvelerine kadar, Davos ve Münih’ten tutalım Astana ve Soçi’ye kadar Erdoğan’ın esas gündemi, Kürt soykırım politikalarına destek bulmaktır ve işledikleri bu soykırım suçlarına da diğer devletleri ve güçleri ortak etmektir. Türkiye’nin Ortadoğu’daki dış politikası de aynı eksendedir. Özellikle son birkaç aydır Irak devletine karşı birçok yönden tehdit ve şantaj politikası yürüterek, soykırımcı siyasetine ortak etmek istiyor.”

Tehdit ve şantajla ortak etmek istiyor

Irak devletinin, eski rejimden kalan inkarcı, imhacı ve soykırımcı siyasetleri geride bırakıp anayasal olarak Kürtlerin kimliğini ve haklarını tanıyarak Kürt sorununun çözümü konusunda önemli adımlar attığı hatırlatılan açıklamada, şunlar ifade edildi: "Irak devleti demokratikleşme yönünde daha cesur adımlar atarsa Ortadoğu’da öncü konuma gelecek; Kürtlerin ve demokratik çevrelerin desteğini de kazanacaktır. Bunu gören Türk devleti, ısrarla Irak’ı demokratikleşme yolundan uzaklaştırıp kendi imhacı ve soykırımcı politikalarına ortak etmek istiyor. Bu amaçla her türlü tehdit ve şantajı politikasına başvuruyor. Şimdi de güya Irak yetkilileri ile 'güvenlik toplantısı' yapacaklar."

Güvenlik zirvesi TC'ye karşı yapılmalı

Irak’a yönelik en fazla güvenlik tehdidi oluşturan Türk devletinin 'Misak-ı Milli' naraları eşliğindeki Musul-Kerkük emellerine ve yeni işgal tehditlerine işaret edilen açıklamada, PKK'nin ise Irak halklarını en zor zamanlarında DAİŞ’ın soykırım saldırılarına karşı savunduğu hatırlatıldı. Açıklamaya şöyle devam edildi: "Bunun için gerçek bir güvenlik zirvesi yapılacaksa PKK’ye karşı değil de işgalci Türk devletine karşı yapılmalıdır. Bu devlet, Irak topraklarını işgal etmiştir, yüzlerce geçici ve kalıcı üs kurmuştur, on binlerce askerini konuşlandırmıştır. Şengal’den tutalım Kelar, Dihok ve Zaxo’ya kadar her gün Türk devletinin uçak ve drone saldırılarına hedef olmaktadır; bu saldırılar sonucunda şimdiye kadar 165 Irak vatandaşı şehit düşmüştür ve yüzlercesi de yaralanmıştır ve zaman geçtikçe bu sayı daha da artmaktadır. Binlerce yıldır Ortadoğu ve Irak halklarının üzerinde kendi ekonomik yaşamlarını kurduğu Fırat ve Dicle nehirlerinin suyunu kesen ve Irak’a ve diğer Ortadoğu ülkelerine karşı bir ekolojik ve ekonomik soykırım aracı olarak kullanan Türkiye’dir.

Erdoğan rejiminin özü, güncellenmiş Saddam rejimidir

Bütün bu gerçekler ortadayken Irak yetkililerinin terörist Hakan Fidan’ın de içinde bulunduğu üst düzeyi istihbarat ve askeri yetkililer ile görüşmesi, kesinlikle Irak halklarının ve devletinin çıkarında değildir. Nasıl olur bir devletin yetkilileri karşısında sorumlu oldukları bir halkın ve bir ülkenin topraklarının yabancı ve işgalci bir devlet tarafından işgal edilmesinin yol ve yöntemlerini tartışacaklar? Bunun tarih ve halk karşısında izahı yoktur, olamaz. Hakan Fidan’ın bir eli Irak vatandaşlarının kanındayken diğer eli de sizin elinizde olamaz, olmamalı. Şunu bilmek gerekir ki; Ortadoğu ve Irak halkları için Saddam ve BAAS rejimi neyi ifade etmişse, şimdi de Erdoğan ve AKP-MHP faşizmi aynı şeyi ifade etmektedir. Erdoğan rejimi güncellenmiş ve farklı renklere boyanmış Saddam rejimidir, özü aynıdır.  

DAİŞ'in çete devletine konsolos hazırlayan tek devlet

Türkiye’nin güvenlik anlamında Irak’a vereceği hiçbir şeyi yoktur. Vereceği sadece işgal, terör, talan ve katliam ve gözyaşıdır. Türk devleti, eğer Irak güvenliğini düşünseydi binlerce DAİŞ elemanın kendi sınırları içerisinde eğitip donatıp Musul, Kerkük ve Anbar'a göndermezdi. DAİŞ’in kurduğu çete devletinde konsolosluk açma girişiminde bulunan ilk ve tek devlet Türkiyedir. Şimdi de DAİŞ’i bir tehdit olarak Irak’a karşı kullanan, Irak halklarına karşı terör eylemleri yapsınlar diye devlet imkanlarıyla eğitip donatan işgalci Türk devletidir. Binlerce şehit vererek Irak ve Ortadoğu halklarını DAİŞ çetesine karşı savunan de PKK ve Kürt Özgürlük Hareketi'dir.

Irak bayrağıyla suçlarını örtmesin

Bu temelde Irak devlet yetkililerine çağrımızdır; faşist şef Erdoğan’ın yönetimindeki işgalci Türk devletinin Kürtlere karşı yürüttüğü soykırım saldırılarına ortak olmayın. Kürtlerin varlığını ve haklarını anayasal güvenceye altına alan Irak devletinin bayrağını, sınır güvenliği adı altında, Kürtlerin varlığı ve özgürlüğü üzerinde soykırımcı bir politika yürüten işgalci Türk devletinin savaş suçlarını örtmek amacıyla kullanılmasına izin vermeyin.

Irak ve Başûrê Kurdistan’daki bütün siyasi çevrelerine, yurtsever kesimlerine, aydın ve yazarlarına, şahsiyetler ve sivil toplum örgütlerine çağrımızdır; Türk devletinin bu işgal ve ilhak tehditlerine, Irak’ın şehirlerinde ve semalarında yürüttüğü bu teröre ve savaşa karşı siz de sesinizi yükseltin ve geleceğinizin dar bir grubun dar çıkarlarına kurban edilmesine izin vermeyin.”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.