KDP Kürt diplomata 112 gün eziyet etti

.

.

  • KDP tarafından 112 gün alıkonulan Kuzey-Doğu Suriye Özerk Yönetimi Hewlêr Temsilcisi Cîhad Hesen, 30 kişiyle tutuldukları 6 metrekare alanda işkence gördüklerini belirterek, “Hiç hakim, avukat yüzü görmedim. Ajanlık teklif ettiler, teslim almaya çalıştılar” dedi.

Federe Kürdistan’ın Hewlêr kentinde 10 Haziran’da KDP güçleri tarafından kaçırılan Kuzey-Doğu Suriye Özerk Yönetim Hewlêr Temsilcisi Cîhad Hesen, 29 Eylül'de serbest bırakıldı. Sêmelka Sınır Kapısı’ndan Rojava’ya sınır dışı edilen Hesen, yaşadıklarını MA’dan Nazım Daştan’a anlattı. 
Federe Kürdistan’da resmi olarak 6 yıldır Kuzey-Doğu Suriye Özerk Yönetim Hewlêr Temsilcisi olan Hesen, kaçırıldığı gün Fransa’dan gelen bir heyeti karşılamak üzere iki arkadaşıyla birlikte Hewlêr Havaalanı'na gittiklerini belirtti. Gelen heyeti havaalanından aldıktan kısa bir süre sonra 4 zırhlı araçla etraflarının çevrildiğini söyleyen Hesen, “Biz iki araçtık. Bize silah çektiler ve arabadan indirdiler. Ben o an bir yanlış anlaşma var diye düşündüm. Sonra bizi almak için geldiklerini anladık. Ben hiçbir zaman böyle bir şey olacağını tahmin etmiyordum. Sivil, siyasi faaliyetleri olan biriyim, ancak bize karşı özel bir birlik görevlendirilmişti” diye konuştu.
 
Aldıklarında, en az 4 ay dediler

Kendilerini alıkoyan özel birliğin aynı gün gelecek başka bir heyeti kendilerine teslim etme talebinde bulunduğunu belirten Hesen, “‘Saat 11.00’de 4 misafiriniz daha gelecek, onları bize teslim edeceksiniz’ dediler. Onları tanımadıklarını söylediler. Ben de beni öldürseniz de bu dediğinizi yapmam, dedim. Kabul etmeyince bizi alıkoydular ve daha ilk gün, ilk saat 4 ay yanlarında kalacağımı söylediler. Ben ilk başta inanamadım, psikolojik baskı için yaptıklarını sandım” dedi.
 
İlk gün ajanlık teklifi
 
Diplomatik görüşmeler için Kuzey ve Doğu Suriye’ye birçok kez gittiğini belirten Hesen, kendisine bunun nedenlerinin sorulduğunu aktardı. İlk gün özel birlik tarafından kendisine ajanlık teklif edildiğini belirten Hesen, şöyle devam etti: “Onlarla çalışmamı teklif ediyorlardı. Bunu reddettim. Bundan sonra bana Kürdistan’ın güvenliğine karşı yapılanma içinde olduğumu söylediler. Nedenini sorduğumda misafirlerimizi kast ederek ‘Bunları getirmişsiniz bir şeyler yapacaksınız’ dediler. O misafirleri havaalanından aldık ve otele götürüyorduk. Her şeyimiz resmiydi.” 

Yaptıkları anlatmakta zorlanıyorum
 
Özel birliğin ardından kendilerini asayiş görevlilerine teslim ettiğini belirten Hesen, şunları ifade etti: “Yüzleri kapalı, ağır silahlar ile donatılmış özel bir tim ile başımıza çuval geçirdi, ellerimizi arkadan bağlayarak aracın arkasına attılar. Sanki bir terörist grup yakalamışlardı. Bize yaptıklarını anlamakta zorluk çekiyordum. Bizi genel asayiş binasına götürdüler. Bizi koydukları yer çok kötü bir yerdi. Orada insanlara işkence yapmak, öldürmek rahattı. Biz Kürdistani diplomatlardık, resmi olarak 6 yıldır oradaydım. Hiçbir zaman bize yaptıklarını hak edecek bir şey yapmadık. Ben onlara neden bizi buraya koydunuz diye sorduğumda bana ‘Sen her zaman bizimle çalışmayacağını, direnişini, azmini dile getiriyorsun. Burada kal senin azmin artsın’ cevabını verdiler.” 
 
İrademi teslim alamadılar
 
Tutuklandıkları ilk günlerde yetkililerin kendilerini Kuzey ve Doğu Suriye’ye sınır dışı etmekle tehdit ettiğini dile getiren Hesen, şöyle konuştu: “Rojava kötü bir yermiş gibi ‘Seni oraya atacağız’ diyorlardı. Sanki Rojava’da insanlar yaşayamıyor da onların olduğu yerde herkes refah içindeymiş gibi davranıyorlardı. Beni böyle tehdit ediyorlardı. Ben de onlara, 'Rojava benin yerim ve yurdum' diyordum. Orada beni tutma amaçlarına erişemediler. Hiçbir zaman irademi teslim alamadılar. İlk başka Kürdistan’ın güvenliğine karşı misafirlerimiz ile birlikte bir arayış içinde olduğumu söylediler, ama misafirler serbest bırakılmıştı. 50’nci günde 2 arkadaşım bırakıldı. Benim telefonumu açmak istiyorlardı ama ben buna izin vermedim. Hem benim özelim hem de bir diplomat olarak bana saygı duymalılardı. Hep misafirler üzerinden bir hikaye dile getiriyorlardı ancak 50’nci günden sonra bu hikayeyi unuttular.” 

Telefonun şifresini alamadılar
 
Kaçırılmasının 50’nci gününde kendisini tutuklatmak için yetkililerin bir arayışa girdiğini ifade eden Hesen, sözlerini şöyle sürdürdü: “Benim HPG, YPG, QSD’ye eleman kazandırdığımı öne sürdüler. Ben her ne kadar 6 yıldır diplomasi yürüttüğümü dile getirsem de yine beni Rojava’ya sınır dışı etmekle tehdit ettiler. 57. günde beni göndermek için kelepçeli bir şekilde bir merkeze götürdüler, bir takım belgeler imzalattılar, ancak iki saat beklettikten sonra tutulduğum yere geri götürdüler. Belgelerimin tamamlanmadığını iki gün sonra gönderileceğimi belirtiler. İki gün sonra geldiklerinde yine telefonumun şifresini istediler. Beni teslim almak istiyorlardı. Onlara teslim olsaydım daha güzel bir yaşamım, Hewlêr’de yerim yurdum olacak falan diyorlardı. Her geldiklerinde beni sınır dışı edeceklerini söylediler.”  
 
40 günden sonra üç dakika telefon
 
Her geçen gün sağlık sorunlarının arttığına değinen Hesen, “Orada doktora götürdüler, başı ağrıyanlara ilaç veriyorlardı, ben kan kusuyordum, yere düşüyordum ama ilaç vermediler. O sağlık durumumu kullanarak teslim almaya çalıştılar. Doktorları ilaç vermemeleri için tembihlemişlerdi. En sonunda günde 3-4 kez kan kusunca ilaç verdiler ama istediğim ilaçları yine vermediler” dedi. Alıkoyuldukları ilk 40 gün aileleri ile iletişime geçemediklerini ifade eden Hesen, 40 günden sonra, 15 günde bir üç dakika aileleriyle telefonda görüşme hakkının kendilerine verildiğini aktardı.
 
PKK ajanı suçlaması başladı
 
Telefon görüşmesinde ailesine durumunun kötü olduğu yönünde bilgi veren kişilerin haklarının ellerinden alındığına dikkat çeken Hesen, şunları dile getirdi: “Konuşmanın içinde her şeyi söyleyemiyorduk, iyi olduğumuzu söylemek zorundaydık. Kötü bir şey söylesek artık telefon vermeyeceklerdi. 112 gün ne hakim ne de avukat gördüm. En son beni PKK’nin ajanı olmakla suçladılar. Ben PYD diyordum onlara PKK diyordu, ben Özerk Yönetim diyordum, onlar PKK diyordu. Benim ağzımdan PKK kelimesini almak istiyorlardı. 6 yıl ben orada yaşadım, beni tanımıyorlarsa bu onların sorunu. Ne yaptığımı, kiminle görüştüğümü çok iyi biliyorlardı. En son ellerinde bir şey kalmadı telefon şifremi vermemekle suçladılar. Bunun gerekçe olmadığını biliyordum, beni tutmak için gerekçe yaratıyorlardı. Bir çok şey söylediler, Mazlum Ebdî’ye bağlı olduğumu söylediler. Belge olarak ‘Mazlum Ebdî ile bir fotoğrafın var elimize geçti’ dediler. İki yıl önce bir kongreye gitmiştim, orada QSD yönetimini ziyaret etmiştik bunu bana karşı kullanıyorlardı.” 

6 metrekarede 30 kişi
 
Tutuldukları 6 metrekare yerde 30 kişinin kaldığını ifade eden Hesen, “Hepimiz üst üste yatıyorduk. Salgın vardı ama tutulduğumuz yer o kadar kalabalıktı ki terlediğimizde terlerimiz birbirine geçiyordu. 126 kişiden 112 kişi uyuz olduk. Hayvanlar için kullanılan ilaçları getirdiler, kabul edenleri çırılçıplak soydular. Biz kabul etmedik, ilaçları vücutlarımıza sürdüler. Tam bir trajediydi. Hala o hastalığın izlerini taşıyorum. Akşamları kaşınmamak için bir ilaç veriyorlardı, ilacı aldıktan sonra uyuyorduk” dedi.
 
Anlatsalardı inanmazdım
 
Yaşadıkları karşısında Federe Kürdistan’a dair umutlarının yerle bir olduğuna vurgu yapan Hesen, “Bir Kürt olarak umutlarım yerle bir oldu. Daha önce kim bana anlatsaydı bu yaşadıklarımı, ben inanmaz ve yalan, derdim. Gördüğümüz, yaşadığımız birçok şeyi burada söyleyemiyoruz. Kızılhaç oraya gitti, orada yaşananları kendi gözleriyle gördüler. Belki bir rapor hazırlarlar” şeklinde konuştu. 
 
5 saat su verilmedi
 
Serbest bırakıldığı gün Kuzey-Doğu Suriye sınırına elleri kelepçeli getirildiği bilgisini veren Hesen, şunları ekledi: “Yolda 5 saat boyunca su istedim ama vermediler. Sınıra geldiğimizde kelepçeleri söktüler ve ne istediğimi sordular ama ben onlardan bir şey istemedim. Sınırda iyi davranmaya başladılar sanki 112 gün beni tutanlar onlar değildi. Benim bir suçum olsaydı beni mahkemeye verirler ve cezamı çekerdim. Neden 112 gün hukuksuz bir şekilde tuttular? Sonuna kadar beni teslim almak ve kullanmak istediler. Ben bunu kabul etmedim diye 112 gün tutuldum.” QAMIŞLO 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.