KDP’nin Şengal çıkmazı!

Forum Haberleri —

  • KDP’nin Şengal’e müdahale histerisinin altında çok farklı hesaplar yatmaktadır. Êzîdî toplumunu siyasi bir araç haline getirmiş ve her konuda rant devşirmektedir. Üstelik, yakın zamanda ihanet ettiği bir topluma.

ŞÜKRÜ GEDİK

9 Ekim 2020 tarihinde KDP yönetimi ile Bağdat hükümeti arasında yapılan anlaşma gereği Şengal’e müdahale edilecekti. 1 Aralık 2020 tarihinde de müdahale yapıldı. Bir takım yasal gerekçeler öne sürülerek Şengal ve dolaysıyla Êzîdî halkının güvenlik, idari ve alt yapı sorunlarının sözde çözümünü öngörmekteydi. Görünürde çok masumane bir anlaşma olduğu ve gerçekten de Êzîdî toplumunun sorunlarını çözme görüntüsü verilmeye çalışıldı. Êzîdî toplumunun yaşadığı mağduriyetler üzerinden bu anlaşma yapıldı. İşin içine BM yetkilileri katıldı, Fransa, İngiltere konsoloslukları dahil edildi. Gel gör ki yapılan anlaşmanın özü Êzîdî halkıyla hiçbir alakası yoktur.

Yapılan anlaşma ile KDP’nin Şengal’e yerleşme ve KDP aracılığıyla Türk devletinin de Şengal’e üslenme hesaplarından başka bir şey olmadığı anlaşılmış oldu. Türk devletinin ve KDP’nin çıkarları bu konuda örtüştüğünden dolayı Irak hükümeti nezdinde Şengal’e müdahale edildi. Yapılan müdahalenin iç yüzü bugün daha iyi anlaşılmaktadır. Türk devletinin Garê saldırısı ile bu durum daha da netleşmiştir. PKK gerekçesi üzerinden Türk Devletinin Şengal’e müdahalesi, hatta daha da ileri giderek Şengal dağında askeri üs kurarak, kalıcı olmak istediği artık sır değildir. Bu konuda Irak devletini markaja alarak baskıladığı da bilinmektedir. Iraklı güçlerin tepkisi ve özelikle de Haşdi Şabi güçlerinin Şengal’e güç yığmasının altında yatan gerçekte bundan ibarettir.

KDP’nin Şengal sevdası ve sürekli gündemde tutma çabası ciddi bir inceleme konusudur. Şengal’e müdahale histerisinin altında çok farklı hesaplar yatmaktadır. Êzîdî kartından sonuna kadar yararlanmak istemektedir. Êzîdî toplumunu siyasi bir araç haline getirmiş ve her konuda rant devşirmektedir. Üstelik ihanet ettiği bir toplumu halen semirmeye çalışması, işi giderek Êzîdî düşmanlığına vardırması anlamına gelmektedir. Êzîdîlerin iradesine müdahale açıktan bir düşmanlıktır, özerklik istemlerine karşı çıkmaktır, öz yönetimine ve öz savunmasına saldırıdır. Êzîdî toplumunu parti çıkarları doğrultusunda kullanmak, yoksulluklarından yararlanmak, yaşadığı trajedileri kullanarak siyasi ve ekonomik çıkara dönüştürmek ve bunun için bazı işbirlikçi Êzîdîleri de kullanması aşağılık bir durumdur.

KDP, tarihi boyunca Êzîdîleri kendi çıkarları doğrultusunda harcamıştır. Êzîdîlerin KDP’ye peşmerge olma dışında hiçbir değeri de, seçeneği de yoktur. Oysa ki KDP için ölümlere gidip gelmişlerdir. KDP’ye verdikleri yardım ve desteklerden dolayı başlarına gelmedik kalmamıştır. Karşılığında ise sadece ihanet görmüşlerdir. En büyük ihaneti de DAİŞ saldırılarına karşı bu toplumu bırakıp kaçmalarıdır. Kendisini savunmak isteyen Êzîdîlere de karşı çıkmış ve ölüme terk etmişlerdir. KDP ve Êzîdîlerin ilişkilerini günümüz verileri ve uygulamaları üzerinden sorgulamak bu nedenle çok önemlidir. Êzîdîler, DAİŞ ile hesaplaşmaları kadar KDP ile hesaplaşmaları gerekmektedir. Çünkü tarihlerinin en büyük ihanetini yaşadılar. Halen de yaratılan korku ikliminde baskı altında tutulduğu iyi bilinmektedir.

Mülteci kamplarındaki Êzîdîleri adeta rehin tutmaktadırlar. Çünkü bu kartı elinden çıkarmak istemiyorlar. Altın yumurtlayan tavuk misali her zaman kullanmaya müsait olduğu için yararlanmaya çalışıyorlar. Êzîdîleri kendileri için oy deposu olarak görmektedirler. Daha şimdiden kamplarda hummalı bir çalışma içine girip kayıt işlemlerini başlatmışlardır. Seçimler için de olsa kampları boşaltmak istemiyorlar. Şengal’e geri dönüşleri bu nedenle engelliyorlar. Ardından da timsah göz yaşı dökerek, ‘Şengal’de güvenlik, alt yapı yok’ gerekçesiyle insanlar Şengal’e gitmek istemiyor yalanına sarılıyorlar.  Êzîdîlere gelen milyonlarca dolar tutarındaki yardımlara el koyarak ekonomik fayda sağlayacaklarına Şengal’e harcasalardı ileri sürdükleri gerekçeler kalmazdı. Sadece halkı değil, Êzîdîlerin ruhani liderleri üzerinde de baskı kurmaktadırlar. Mir ailesini ve Bavê Şeh’i kendisine bağlayarak, siyasi çıkarları doğrultusunda yönlendirmektedirler.

Şengal, KDP için bir çıkmazı ifade etmektedir. Kendisine bağlı küçük bir sömürge yaratmış ve bunu tepe tepe kullanmaktadır. Bu inanç topluluğuyla ideolojik çelişkisi olan KDP’nin mevcut bütün politikaları Êzîdî karşıtlığı üzerine şekillenmiştir. Êzîdîlerin bir kısmı kendilerini Kürt olarak tanımlamak istemiyorsa, bunun tek nedeni KDP’den gördükleri baskı ve yaşadıkları korkudur. Êzîdîlerin sofralarına oturmazlar, yemeklerini yemezler, sonrada hamiliğine soyunurlar. Şengal için bunca laf edeceklerine, Kürdistan bölgesinde kendi denetimleri altında yaşayan Êzîdîlere siyasi statü tanısalar, özerklik, öz yönetim ve öz savunmasına fırsat verseler, Bağdat hükümeti nezdinde de bu türden girişimlerde bulunsalar daha iyi olmaz mı? Gerçekten Şengal’i düşünüyorlarsa Êzîdîlerin siyasi statüye kavuşturulması için çaba sarf ederler. Bunları akıllarından geçirmezler. Varsa yoksa tek dertleri Şengal’le hâkim olmak ve denetim kurmaktır.

KDP, Êzîdîlerin iradesine saygı göstermediği müddetçe Şengal kendileri için sürekli kanayan bir yara olacaktır. Bu çıkmazdan kurtulmaları gerekir. 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.