Kılıçdaroğlu ve Kandil dağı

Forum Haberleri —

Kandil dağları

Kandil dağları

  • Kılıçdaroğlu hızını alamayarak Kandil’e gideceğini, oraları yerle yeksan edeceğini duyurdu. Bu sözler politik gelişmeleri izleyenlere hiç de yabancı değil. Bu sözleri en çok dillendiren Bahçeli’dir. Sözde Kılıçdaroğlu Kürt sorununu çözecekti! Hem de dağlarda değil parlamentoda!

Zeki AKIL

Siirtli bir vatandaş Türkiye siyasetine çarpan bir göktaşı gibi etkide bulundu.

Meral Akşener birçok bölgeye gidip esnaflarla, halkla görüşmeler yaptı. Enflasyon ve hayat pahalılığının halkı nasıl etkilediğini göstermeye çalıştı. Buna dayanarak politika yapmaya, Erdoğan’ı sıkıştırmaya ve seçime yatırım yapmaya kalktı.

Ama Siirtli vatandaş, onların ezberini ve şirazelerini bozdu. 
Alışık oldukları şikayet ve yakınmalar yerine siyasetin anasına vurgu yaptı.

Yani Türk devletinin yüz yıllık inkar ve soykırım politikalarına karşı hala Kürtlerin yaşadığını, var olduklarını, gözlerini ve kulaklarını buna kapamalarının sorunu ortadan kaldırmadığı gerçeğini yüzlerine vurdu. 

Siirtli vatandaş: “inkarcısınız, kimliğimiz, Kürt ve Kürdistan gerçeği inkar ediliyor” dedi.

Bu, tarihin en büyük buluşuymuş ya da arkeolojik araştırmaların ortaya çıkardığı yeni bulgularmış gibi, Türk siyasi çevreleri içinde tartışmalara yol açtı.

M. Akşener, muhatap olduğu esnafın HDP çalışanı olduğunu ve HDP’yi de PKK’nin yanına konumlandırdığını duyurdu.
Sanki Kürt ve Kürdistan kavramları yeni bir buluşmuş veya yeni duyuyorlarmış gibi, şaşa kaldılar!

Kürt ve Kürdistan inkar ediliyor deyince iş HDP’ye uzanıyor. Oradan da HDP PKK’ye dahil ediliyor. Zekalarına diyecek yok!

Kürt ve Kürdistan olgularını, kavramlarını HDP veya PKK icat etmemiş. Bu partilerden önce de bu kavramlar vardı. Hem de binlerce yıldır bu halk bu coğrafyada ve bu isimlerle anılıyor ve tanınıyorlar.

Ama Siirtli vatandaşın sözleri basına yansıyınca, ırkçı ve faşist kimliğiyle tanınan Bahçeli, Akşener’e bindirmeye, sağı solu tehdit etmeye başladı. Akşener buna aklı başında bir cevap vereceğine onlarla aynı tıynette olduğunu ortaya koydu.

İşin en ilginç tarafı, Kılıçdaroğlu da bu tartışmaya kılıcını çekerek, onlardan daha ileri gitmeye hazır olduğunu söyleyerek katıldı.

Kılıçdaroğlu hızını alamayarak Kandil’e gideceğini, oraları yerle yeksan edeceğini duyurdu. Bu sözler politik gelişmeleri izleyenlere hiç de yabancı değil. Bu sözleri en çok dillendiren Bahçeli’dir. Sözde Kılıçdaroğlu Kürt sorununu çözecekti! Hem de dağlarda değil parlamentoda!

Kılıçdaroğlu bir Dersimlidir. 1937-38’de Dersim jenoside tabi tutuldu. Dersim dağları içindekilerle Kılıçdaroğlu’nun deyimiyle yerle yeksan edildi. Ve bu zatın aile ve akrabalarının çoğu katledildi. Kendisi bir katliamın kılıç artıklarındandır.

Gelinen yerde Bahçeli ve Kılıçdaroğlu arasında fark yokmuş. İş Kürt sorunu olunca aynı kavramları kullanıyorlar ve aynı şeyleri düşünüyorlar.

Kılıçdaroğlu savaş tezkeresine hayır oyu kullanınca, birçok çevre bunu olumlu görmüş ve hayra yorumlamıştı. Bunu Türkiye demokrasisi için bir kazanım olur diye yorumladılar. 

Ama Kılıçdaroğlu bu çıkışın altını ne kadar doldurur diye kaygılarını da belirtiyorlardı. Çünkü Kılıçdaroğlu’nun geçmiş pratiği güven vermiyordu.

Kayyumların atanmasına sessiz kaldılar. Milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması için evet oyu kullanmışlardı. Irak’ta, Suriye’de Kürtlere karşı işgal ve saldırılara hep destek vermişlerdi.

Kürt bölgesi olan Efrîn’de şimdi çeteler cirit atıyor. DAİŞ’ten tutalım El Nusra’ya kadar ipini koparanlar ve şeriat diye ortaya çıkanlar şimdi Efrîn’i talan ediyorlar. Kürtlere etnik temizlik uygulandı. Kılıçdaroğlu bunu bile destekledi!

CHP ve İYİ partililer, esnaf ziyaretleri yapıyorlar. Hayatın ne kadar pahalı olduğuna dikkat çekiyorlar. Ülkede ekonomik kriz var, diyorlar.

‘Türkiye’nin dışarıda itibarı kalmadı. Dünyayla sorunlu bir ülke haline geldik, kara para aklayan ülkeler listesine girdik’ diye eleştiriler yapıyorlar.

‘Türkiye’de siyasi cinayetler olacak, demokratik kurumlar ortadan kaldırılıyor. Yargı bağımsız değil. Ülke bir kişinin ağzından çıkan sözlerle yönetiliyor, despotik bir yönetim var’ deniliyor.

Bunların hepsi doğru, daha fazlası da var. Ancak ülkenin bu hale gelmesinin temelinde Kürt sorunu var. Kürt sorunu Türkiye’nin kara deliğine dönmüş. Ülkenin bütün kaynaklarını tüketiyor.

Kandil’i yerle yeksan etmeye zaten soyunanlar var. Onun için Türkiye’yi tükettiler. Kılıçdaroğlu da bu ırkçı söylem ve savaş hezeyanlarına kapılmakla Türkiye düze mı çıkacak? Yıkıcılığı veya soykırımı Bahçeli veya Erdoğan’dan daha iyi mi yapacak? 

Tarihin cilvesi buna denir herhalde. Dersimli birisi halkının katliamını tamamlaya soyunacak!

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.