Kimyasal da drone da savaş suçu

Dünya Haberleri —

 Karl Heinz, Christine Busch

Karl Heinz, Christine Busch

  • Barış için Hizmet Eylem Topluluğu (AGDF) Başkanı Christine Busch: OPCW’nin harekete geçmesi için IPPNW’nin Türkiye’nin kimyasal saldırılarına dair raporu yeterli.
  • Federal Barış Danışma Komitesi Yönetim Kurulu üyesi Karl Heinz Peil: Kimyasal kadar özerk bölgelerde hedef belirlenerek düzenlenen drone saldırıları da savaş suçu.

BERDAN DOĞAN/FRANKFURT

Almanya’da barış ve insan hakları alanında çalışma yürüten kurumların temsilcileri Türk devletinin kimyasal saldırılarına tepki göstererek ‘en net şekilde kınıyoruz’ dedi. 

Almanya’da 50 yılı aşkın süredir aktif çalışan Barış için Hizmet Eylem Topluluğu (Aktionsgemeinschaft Dienst für den Frieden-AGDF) Başkanı Christine Busch ve Federal Barış Danışma Komitesi Yönetim Kurulu üyesi Karl Heinz Peil gazetemize konuştu. Aynı zamanda Barış ve Gelecek Atölyesi (Friedens-Zukunftswerkstatt) ikinci Başkanı olan Karl Heinz Peil, Ukrayna’daki savaşa takılıp kalan Avrupa ve özelde de Almanya’nın, Kurdistan’daki kimyasal saldırıları da artık gündemine alması ve soruşturması gerektiğini söyledi.

İki yüzlü siyaset

Türkiye'nin saldırılarının Almanya'da neredeyse hiç kayda alınmadığı ve soruşturulmadığını söyleyen Peil, gözünü kulağını Ukrayna-Rusya arasındaki savaşa dikmiş olan dünyanın, Türk ordusunun Kürtlere karşı yürüttüğü savaşı görmediğini ifade etti. Peil şöyle konuştu: “80li yıllarda Irak'ın İran’da Kürtlere uyguladığı kimyasal silah kullanımı büyük ölçüde gündem olmuş ve BM’de de bu konu görüşülmüştü. Fakat günümüzde dünya genelinde hemen hemen hiçbir şekilde bu saldırılara karşı bir tepki gelmiyor. Bu durum özellikle siyaseti ve medyasıyla Ukrayna savaşına takılan Almanya için geçerli. Hem Ukrayna’da hem de Kürt bölgelerinde savaş suçları işleniyor, ancak bakışlar Rusya’nın üzerinde olduğu için kimse Türkiye’nin Kürt özerk bölgelerinde işlediği savaş suçlarıyla ilgilenmiyor.”

Savaş suçu işleniyor

Sadece kimyasal silahların değil aynı derecede yaygınlaşan drone saldırılarının da kritik olduğunu gözden kaçırmamak gerektiğini belirten Peil, "Belgelenen zehirli gaz kullanımı kadar, Suriye'nin Kürt Özerk bölgelerinde özel hedef belirlenerek düzenlenen dron saldırıları da savaş suçu teşkil ediyor. Drone saldırılarında, Öz Savunma birimlerinde aktif yer alan Kürt kadınlarına karşı cinayet ve suikastler düzenleniyor. Gelinen aşamada Alman Barış Hareketi’nin karşı çıktığı ve ABD tarafından yaygınlaştırılan drone saldırıları yeni bir suç olgusu yaratmış durumda" dedi.

Erdoğan’a baskı uygulanmalı

Erdoğan’ın Ukrayna-Rusya savaşında yürüttüğü arabuluculuk politikasını kendi çıkarları doğrultusunda NATO’ya üyelik yolundaki İsveç ve Finlandiya’ya karşı da bir koz olarak kullandığını belirten Peil, "Türkiye'nin Kürt bölgelerinde uyguladığı gibi başka bölgelerde yaşanan savaş suçları da kamu tartışmalarında yer almalı ve Erdoğan'a karşı etkili bir baskı uygulanmalıdır" dedi. Peil, son olarak "Savaş bölgelerinde kimyasal silahlar ve drone saldırılarından dolayı ağır insan hakları ihlalleri yaşayan insanlar ile dayanışma içinde olmaya devam edeceğiz” dedi.

OPCW derhal yanıt vermeli

Barış için Hizmet Eylem Topluluğu (AGDF) Başkanı Christine Busch ise, Kurdistan’da kimyasal silah kullanımı ile ilgili Nükleer Savaşın Önlenmesi İçin Uluslararası Hekimler’in (IPPNW) yayınladığı rapora Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’nün (OPCW) derhal yanıt vermesi gerektiğini belirterek şöyle devam etti: "Kimyasal silah kullanımıyla ilgili gelen bilgiler vahimdir. OPCW'nin IPPNW'nin raporuna yanıt vermediğe anlam veremiyoruz. Sivil nüfusu korumak öncelikli alınması gereken önlemlerdendir, gereklidir. Toplumun hakları ve insan haklarının ihlalleri derhal açığa kavuşturulmalıdır. Yapılanları en net şekilde kınıyoruz.”

2 kritik komisyon

Busch, AGDF olarak, 1997 yılında yürürlüğe giren Kimyasal Silahlar Sözleşmesi’ni önemli bulduklarını belirterek, "Bu Birleşmiş Milletler'in (BM) önemli bir başarısıdır ve OPCW’nin buna kesin olarak uyması gerekiyor. Dolayısıyla bizler OPCW’nin BM Soruşturma Komisyonu (Fact Finding Mission-FFM) ve OPCW’nin alt komisyonu olan Soruşturma ve Tespit Ekibi (Investigation and İdentification-IIT) ile harekete geçeğini ve düzenli inceleme konferansları yapacağını tahmin ediyoruz. Dileğimiz, Suriye ve çevresinde yıllardır devam eden çatışmaların son bulmasıdır" dedi.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.