Kızılay, bu düzenin sembolüdür

HDP açıklama

HDP açıklama

  • HDP Eşbaşkanı Sancar, depremden sonra ortada görünmeyen, insanları enkaz altında donarak ölüme terk eden, yardım götürmeyen iktidarın, bir açıklama yapılmasından bile korktuğunu söyledi.
  • Kızılay'ın önüne yürümelerini engellemek için yığılan polisleri göstererek, "Şu gördüğünüz tablo çürümüş, yozlaşmış, yolsuzluğa batmış bir düzenin özetidir" diyen Sancar, Kızılay'ın bu düzenin sembolü olduğunu vurguladı.

Kızılay önüne yürüyen HDP Eşbaşkanları, iktidarın ölümlerden sorumlu olduğunu belirterek, “Harami düzeninin sorumluları hesap verecekler” dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eşbaşkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar, Parlamento Grubu ile birlikte deprem sonrası çadır satışıyla gündeme gelen Kızılay Genel Merkezi’ne yürüdü. Kızılay binasına giden bütün sokakları giriş çıkışlara kapatan polis, HDP’lilerin de geçişini engelledi. Engellemeler üzerine Buldan ve Sancar, Kızılay’ın bulunduğu sokakta açıklama yaptı. 

 Sancar, depremden sonra ortada görünmeyen, insanları enkaz altında donarak ölüme terk eden, yardım götürmeyen iktidarın, burada bir açıklama yapılmasından korktuğunu söyledi. "Şu gördüğünüz tablo çürümüş yozlaşmış yolsuzluğa batmış bir düzenin özetidir" diyen Sancar, şöyle devam etti: "Kızılay, bu düzenin sembolüdür. İnsanlar soğukta, açıkta, açken elindeki malzemeden kana varan kadar satan bir güya yardım kuruluşu ve bunları pişkinlikle savunan ahlaki olmayan duruşu. Ahlak yok, arlanma yok, utanma yok ama polis gücüyle insanları susturmak için bütün bu rezaletleri, hukuksuzlukları, çürümüşlüğü dile getirmeyi engellemek için her şeyi yapıyorlar. Halkı susturamazlar, bizleri engelleyemezler. Tribünlerden yükselen sesten korkuyorlar. Türkiye’nin üçüncü büyük partisinin eşbaşkanlarının milletvekilleriyle açıklama yapmasından korkuyorlar ama kendi suçlarını bunlarla gizleyemezler. Suçlarını yüzlerine vurmak için buradayız. Sözümüzü her yerde söyleyeceğiz. Bu düzenin sorumluları en tepeden en aşağıya kadar hesap verecekler. İstifa da suçları örtmez. Harami düzeninin bütün sorumluları hesap verecekler. Bu harami düzeni yıkılacak, harami düzenini kuranların helallik istemeye hiçbir şekilde hakları yok. Bu halk hakkını helal etmeyecek, hesap soracak, hesap soracak.” ANKARA

 

*****

Depremzedeye giden giysileri de satmışlar

Maraş depremlerinin ardından, depremzedeler için toplanan giysiler, Yemenli bir şirkete satıldı.

Kızılay'ın, depremin kritik ilk iki günü halka ücretsiz bir şekilde ulaştırması gereken çadırları AHBAP Derneği, Türk Eczacılar Birliği, Arçelik, OPET, Michelin ve Türkiye'ye yardım yapmak isteyen devletelere satmasının ardından, depremzedelere için toplanan kıyafetlerin de satıldığı ortaya çıktı.

Gazeteci Bahadır Özgür, BirGün'de kaleme aldığı yazıda, depremzedelere gönderilen ve 'ihtiyaç fazlası' olarak biriken giysilerin Suudi sermayesinin ortak olduğu Yemenli bir şirkete satıldığını yazdı. Özgür, geçen hafta Mersin Limanı’ndaki bir depoda çekilmiş videoda, TIR’lardan koliler halinde kıyafetlerin indirildiği ve videoyu çeken kişinin, bunun deprem yardımları olduğunu iddia ettiğini söyledi. Aralarında hem giyim markalarının gönderdikleri, hem halkın kendisinin yeni alıp paketlediği, hem de kullanılmış olan kıyafetler olduğunu aktaran Özgür, deponun, AJ International Group’a ait olduğunu söyledi. Özgür'ün yazısında ayrıca, şirket yetkililerinin görüntülerdeki giysilerin, depremzedelere gönderilenler olduğunu doğruladıklarını aktardı.

Kızılay'ın deprem günü çadırları sattığını ortaya çıkaran Cumhuriyet'ten Murta Ağırel de dünkü yazısında "Hani gönderdiğimiz ikinci el eşyalar var ya. İşte onları da satmış!" dedi.

 

*****

Hulusi'nin mazereti var!

Türk Savunma Bakanı Hulusi Akar, Türk ordusunun neden deprem bölgesine geç ve az sayıda gönderildiğiyle ilgili eleştirilere, nihayet Kürtlere karşı savaşı göstererek, "Hududu kim koruyacak, Suriye’de kim kalacak? Suriye’yi mi boşaltacağız, Irak’ı mı boşaltacağız?" şeklinde savunma yaptı. 

Depremin ardından ilk 48 saatte bölgeye yeterli desteğin gitmediği, özellikle askerin sevkinde gecikme olduğu eleştirilerine, verdiği uzun izahatla da inandırıcı olamayan Türk Savunma Bakanı Hulusi Akar, iktidarın Hürriyet'te konuşlandırdığı kalemşorlarından Abdülkadir Selvi'ye açıklamalar yaptı. Akar'ın agresif bir üslupla savunma yarken mazeretlerini sıraladığı açıklamaları özetle şöyle:  eleştirilere karşılık özetle şunları söyledi:

"Her yerde aynı anda olmak mümkün mü? Bu bir koordinasyon ve organizasyon meselesi. TSK; AFAD ve valiliklerce belirlenen görev ve sorumluluk sahalarında depremin ilk anından itibaren yer aldı, almaya da devam ediyor. 2. Ordu’nun görev alanı, bin kilometreye 240 kilometrelik bir alan. Yani 164 bin kilometrekare, ülkemizin yüzde 21’i. Bunun 911 kilometre Suriye hududu var, 384 kilometre Irak hududu var, 417 kilometre İran hududu var. Bundan sorumlu olan bir birlikten bahsediyoruz. Sahadaki 40 bin Mehmetçikten 22 bini 2. Ordu’dan. Diğer birliklerden takviyeyle bunu 40 bine çıkardık. Nereden geliyor takviyeler? Kayseri’den, Antep’ten, Şırnak’tan, Mardin’den, Midyat’tan geliyor. Daha da ötesinde Babaeski’den geliyor, Edremit’ten geliyor, İzmir’den geliyor, Kıbrıs’tan geliyor, Kars’tan geliyor. Yani burada Hava Kuvvetleri de var, Deniz Kuvvetleri de var, Genelkurmay da var, MSB de var. Tüm askerleri yığarak olmaz. Uzaktan böyle ahkâm kesmekle olmuyor. Hududu kim koruyacak, Suriye’de kim kalacak? Suriye’yi mi boşaltacağız, Irak’ı mı boşaltacağız?"

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.