Kobanê'yi seferberlik ruhu özgürleştirdi

Dosya Haberleri —

Ayşe Efendi

Ayşe Efendi

  • HPG gerillaları Kaniya Kurda’ya ulaştığında Kobanê’de onbinlerce sivil vardı. Herkesi bir heyecan sardı. Coşku doruğa çıkmıştı. Kitle sokaklara çıkıp gerillayı karşılıyordu. Gerilla kendilerine gösterilen bu sevgiyi karşılıksız bırakmadı. Kobanê’nin özgürleşmesinde büyük rol oynadı.
  • Kobanê yerle bir oldu. Yıkılmayan ev kalmadı. Kobanê için başta Amed ve Brüksel’de birçok konferans gerçekleştirildi. Avrupalı devletler birçok söz verdi. Ancak bunların hiçbiri yerine getirilmedi. Kobanê halkı kendi imkanlarıyla evlerini yeniden inşa etti. Kobanê yine Kobanê halkının alın teriyle inşa edildi.

ERKAN GÜLBAHÇE

Rojava Devrimi’nin ilk meşalesi 19 Temmuz 2012’de Kobanê’de yakıldı. Rojava’da, Efrîn, Kobanê ve Cizîr kantonları oluşturuldu, Özerk Yönetimi ilan edildi. Türkiye öncülüğündeki bölge devletleri Kürt halkının statüye kavuşmaması için DAİŞ’İ örgütleyerek Rojava üzerine saldırttı. DAİŞ’in 15 Eylül 2014’te, 19 Temmuz devriminin ateşinin yakıldığı Kobanê’ye saldırısına karşı YPG/YPJ savaşçıları direnirken, Rojava Özerk Yönetimi: “Kobanê düşerse, Rojava düşer, Kerkük düşer” diyerek tüm Kürt halkına Kobanê’yi savunmaları çağrısında bulundu.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan da Kürt halkına çağrıda bulunarak Kobanê’nin seferberlik çağrısına yanıt verilmesini isteyince dört parça Kurdistan’dan gençler Kobanê’yi savunmak için akın akın cepheye koştu.

134 gün süren destansı direnişle Kobanê kent merkezi özgürleştirildi. Kent, Kaniya Kurda tepesinin de çetelerden temizlenmesi ardından 26 Ocak’ta DAİŞ’ten tamamen temizlendi. O dönem Rojava Halk Meclisi Kobanê Divanı Eşbaşkanı olan, Fırat-Kobanê Bölgesi Şehit Aileleri Eşbaşkanı Ayşe Efendî ile 9 yılı geride bırakan Kobanê direnişini konuştuk…

Kobanê’nin özgürleşme sürecinde siz Rojava Halk Meclisi Kobanê Divanı Eşbaşkanıydınız. O dönemden biraz bahseder misiniz, neler yaşandı?

19 Haziran devriminden sonra Rojava’nın genelinde, özellikle Kobanê’de Halk Meclisleri ve komiteler oluşturarak, örgütlenmemizi gerçekleştirerek hazırlıklarımızı yapıyorduk. Rojava’yı 14 bölgeye ayırmış, her bölgede meclisler oluşturarak yönetimlerini seçmiştik. Girêsipî, Serêkaniyê, Çelebî’de çatışmalar yaşanıyordu. Biz Kobanê’de bir ateş çemberinin içinde kalmıştık. O dönem ‘Arap Baharı’ başlamıştı. Gelecekte ciddi çatışmaların olacağını ön görüyorduk. Buna karşın hazırlıklarımızı yapıyor, halkı örgütlüyor ve özsavunmanızı geliştiriyorduk. Ancak bu kadar büyük ve kapsamlı bir saldırının olacağını öngörmemiştik.

Kobanê’deki mücadeleyi bu kadar direngen kılan ve kurtuluşu tetikleyen faktörler nelerdi?

Şüphesiz, Kürtler 40 yıldan beri özgürlük mücadelesi veriyor. 40 yıllık süre zarfında ağır bedeller ödendi. Neredeyse şehidi olmayan Kürt ailesi kalmadı. Kobanê’deki mücadeleyi başarıya ulaştıran 40 yıllık mücadele mirası ve Apocu ruh idi.

Kobanê’nin büyük bir kısmı DAİŞ tarafından ele geçirildiğinde dahi Kobanê terk edilmedi ve direnişe devam kararı alındı. Umutsuzluğun geliştiği anlar oldu mu?

Doğrudur, bir dönem Kobanê’nin yüzde 80’i DAİŞ’in eline geçti. Buna karşın Kobanê’de mahalle mahalle, sokak sokak ve hatta ev ev bir mücadele verildi. En zorlu dönemde dört parça Kurdistan’dan gençler Kobanê’ye akın etti. Kurdistan tarihinde Kürt halkı ve Kürt partileri ilk defa birlik ve dayanışma sağladı. Bununla birlikte başta Avrupa olmak üzere dünyanın birçok bölgesinden enternasyonalistler Kürtlerle dayanışmak için Kobanê’ye akın etti. Askeri anlamda da ilk defa gerilla ve peşmerge birleşerek aynı cephede mücadele verdiler. Şunu da belirtmek isterim ki, mücadelenin en yoğun olduğu dönemde Kobanê halkının yüzde 20’si ancak Kobanê’de kalmaya devam etti. Bu yüzde 20’lik kesim Kobanê’de kalarak çocuklarıyla birlikte mücadelelerini yükseltiler. Dört parçadaki Kürtlerin yüreği Kobanê’de direnen gençlerle attı. İşte bütün bunlar sayesinde Kobanê düşmedi.

Kobanê direnişinde bir kadın, bir şehit annesi olarak yer aldınız. Kobanê özgürleşmesinde Kürt kadınları nasıl bir rol oynadı?

Ben bir kadın aynı zamanda bir şehit annesiyim. Ama benimle birlikte onlarca ve hatta yüzlerce kadın aynı konumdaydı. Dört parça Kurdistan’daki onlarca kadın verdikleri mücadele ile sınırları aşarak Kobanê’ye ulaştı ve direnişe katıldı. 19 Temmuz’dan itibaren hazırlıklarımızı yaptık. Böyle saldırıların olacağını öngörüyorduk. 40-50 yaşın üzerindeki kadınlar silah eğitimi alarak Rojava’yı savunmak için hazırlanmıştık. Evimizi, çocuklarımızı, mahallemizi, bütün Rojava’yı savunmak için silah kullanmayı bilmenin bir zorunluluk olduğunu biliyorduk. Bu temelde de YPJ kuruldu. YPJ çatısı altında kadınlar birleşerek sonuna kadar direniş kararı aldılar. Kadınlar Rojava’yı savunmayı şehitlere bağlılığın bir gereği olarak gördüler ve bu esas üzerinden Kobanê direnişinde rollerini oynadılar.

Direniş sürecinde Cephet Ekrad Şehba hattından çekilip Kobanê direnişine katıldı. Bu süreci ve o gücün efsane komutanı Ebu Leyla’yı nasıl anlatabilirsiniz?

Ben Suruç’tayken Ebu Leyla Kobanê’ye geçmek için grubuyla birlikte Suruç’a gelmişti. Burada kendisiyle görüştüm. Komitelerini oluşturarak Kobanê’ye geçtiler. Belki YPG ve YPJ kadar çok güçleri yoktu. Ancak bu direnişte yer almaları çok anlamlıydı. Ebu Leyla bir YPG ve YPJ komutanı gibi hareket etti.  Kanının son damlasına kadar mücadele etti. Direnişte yaralandı ama mücadelesinden hiçbir zaman vazgeçmedi. Sonuna kadar direndi. Üzerine düşen rolü layıkıyla yerine getirdi.

Savaş Kaniya Kurda’ya ulaştığında Kuzey Kurdistan’dan sınırın tel örgülerini aşıp cepheye yürüyen HPG gerillaları vardı ve Kuzeyli gönüllü gençler vardı. Şimdi onların adları şehitlikte. O gücün savaşa etkisini anlatır mısınız?

HPG gerillaları Kaniya Kurda’ya ulaştığında Kobanê’de onbinlerce sivil vardı. Kobanê’de o gün olağanüstü bir durum yaşanıyordu. Hep anlatılırdı: “Savaşta şehitler mezarlarından uyanıyor diye.” Bizim için sanki o anda şehitler mezarlarında uyanmıştı. Herkesi bir heyecan sardı. Coşku doruğa çıkmıştı. Kitle sokaklara çıkıp gerillayı karşılıyordu. Gerilla kendilerine gösterilen bu sevgiyi karşılıksız bırakmadı. Kobanê’nin özgürleşmesinde büyük rol oynadı. PKK gerillaları bu halkın çocukları. Şu ana kadar verdikleri mücadele ile hep halkın gönlünde yer edindiler. YPG ve YPJ 40 yılı aşkındır PKK gerillalarının verdikleri mücadele ve verdikleri bedel üzerinde kuruldu ve gelişti.

Başkan Apo’nun çağrısıyla dört parça Kurdistan’dan gençler Kobanê için seferber oldu. İmkanları olanlar Kobanê’ye kadar gelerek mücadeleye katıldılar. İmkanı olmayanlar da kaldıkları bölgelerde destek eylemleri gerçekleştirdiler. Özellikle Kuzey Kurdistan’da insanlarımız Kobanê halkına evlerini açarak, mallarını, mülklerini sunarak, çocuklarını mücadeleye katarak Kobanê için seferber oldular. Kuzeydeki halkımız var olan her şeylerini Kobanê halkıyla paylaştı. Bu esas üzerinde Kobanê direnişi başarıya ulaştı.

DAİŞ cephe hattında kırılmaya başlandığında toplu şehadetler hala sürüyordu. O günlerdeki savaşın şiddeti hangi boyutlardaydı?

Kobanê çok ağır bedellerle özgürleştirildi. O dönemler toplu şehadetler yaşanıyordu. Cenaze merasimleri düzenlemeye zaman bulamıyorduk. Suruç sınır kapısının hemen yanında boş bir araziyi kazıyarak şehitlerimizi toprağa veriyorduk. Şehitlerimizin cenazesinde yine şehit aileleri tarafından kaldırılıyordu. Şehit düşen gençlerimizin yerine, kardeşleri ve kız kardeşleri şehidin silahını alırken, aynı zamanında şehit düşen babalarının silahını da çocukları alarak cepheye gidiyor, yarıda kalan mücadelelerini devam ettiriyordu. Hiçbir zaman bir baba “kızım ya da oğlum şehit düştü, ben gitmeyeceğim” veya ağabeyleri, ablaları şehit olanlar, “yeterince şehit verdik ben evde kalacağım” demedi. Yani şehit düşenin silahını arkadaşı, kardeşi, ablası veya babası devraldı. Halkımızın birçoğu, ”bugün namus günüdür bütün çocuklarımız mücadeleye katılmalı” diyerek çocuklarını cepheye gönderiyordu.

Kobanê özgürleşme sürecinde bir süre Kuzeye geçerek sınır boyunca nöbet eylemlerinin çalışmalarında yer aldınız. O dönem dört parça Kurdistan da sınıra gelen Kürtlerin Kobanê'yi özgürleştirme sürecinde nasıl bir katkı yaptı?

Kobanê üzerinde çok büyük bir tehdit vardı. Katliam tehdidine karşı Kuzeydeki halkımız özellikle kamplarda yaşayan insanlarımız sınır üzerinde buluşarak nöbet eylemine başladılar. Kürt halkının bu duruşu katliamı önlediği gibi Kobanê’nin özgürleşmesini de sağladı.

Kobanê direnişinin üzerinde 9 yıl geçti. Geçen bu süre zarfında Kobanê yaralarını sarabildi mi? Hayat normale döndü mü?

Kobanê yerle bir oldu. Yıkılmayan ev kalmadı. Kobanê için başta Amed ve Brüksel’de birçok konferans gerçekleştirildi. Avrupalı devletler tarafından birçok söz verildi. Ancak bunların hiçbiri yerine getirilmedi. Kobanê halkı evlerine dönerek kendi imkanlarıyla evlerini onardı ve yeniden inşa etti. Halk, seferberlik ruhuyla Kobanê’yi özgürleştirdi, aynı ruhla da inşa etti. İnşa çalışmaları bitmedi, hala devam ediyor. Önder Apo’nun dediği gibi “Kürtler seferberlik ruhuyla mücadeleye katılmalı, çocuklarını büyütmeli ve bunun yanında özsavunma yapabilmek için kendisini eğitmeli.” Kobanê halkı Önder Apo’nun bu söylemini esas alarak çocuklarını büyütüyor, şehrini inşa ediyor ve dışarıdan gelecek saldırılara karşı özsavunmasını geliştiriyor. Kobanê savaşından dolayı halkımızın bir bölümü göç etmişti. Büyük bölümü geri döndü. Geri dönmeyenlere de gelip evlerini inşa etmelerini ve topraklarında yaşama çağrısını yapmak istiyorum.

Kobanê’de Kürt halkı ve yoldaşları, tüm insanlık için ağır bedeller ödedi. Türkiye’nin Kobanê’yi işgal tehditlerine karşı Batılı devletlerin yeterince ses çıkarmamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Evet, gerçekten çok büyük bedeller ödendi, DAİŞ’e karşı büyük bir mücadele verildi. Bu mücadele sonucu DAİŞ’in dünyaya yayılmasını önledik. İnsanlık için bu kadar bedel ödememize rağmen maalesef bize karşı iki yüzlü davranıyorlar. Kobanê’nin özgürleşmesinden sonra Dünya Kobanê Günü ilan edildi. Kobanê’ye yardım sözleri verildi. Ancak şimdiye kadar verilen sözler yerine getirilmedi. Sadece söylemde kaldı.

Bugün yine Rojava’ya karşı bir ambargo uygulanıyor. Etrafı sarılarak nefessiz bırakılmaya çalışılıyor. Her gün tehdit ediliyoruz. On yıldan beri yapılan saldırılarla insanlarımız katlediliyor. Bütün bunlara karşı dünyanın tamamı bir sessizlik içerisinde. Kobanê’de, Efrîn’de, Serekaniyê’de Kürtler yalnız bırakıldı. Bu saldırılara karşı bir ses çıkmadı. Uluslararası camianın bu tutumu Kürtlere bakış açısını net bir şekilde ortaya koydu. Kürtlere karşı dürüst olmadıkları ve iki yüzlü oldukları net bir şekilde anlaşıldı. Ama bütün bunlara rağmen Kürt halkı dimdik ayakta. Özsavunmasını geliştirmiş ve gelecek bütün saldırılara karşı hazırlığını yapmıştır.

Kobanê üzerinde ciddi tehditler var. Buna karşı ne tür hazırlıklarınız var?

Kobanê halkı büyük bedellerle özgürlüğüne kavuştu. Dokuz yıldan beri Kobanê’yi yeniden inşa etti. Kobanê halkı bireysel davranmadı, toplumsal davranarak dayanışmanın örneğini herkese gösterdi. Kobanê dün nasıl direndiyse bugün de gelecek saldırılara karşı sonuna kadar aynı şekilde direnecektir. Kobanê halkı direniş sürecinde her aile bir hatta bazıları iki, üç şehit verdi. Halkımız şehitlerin kendilerine bıraktıkları miras üzerine çalışmalarını sürdürüyor. Bundan sonra verecekleri mücadele ile şehitlerine layık olmak için çaba sarf edecektir.

* * * 

O anı asla unutmayacağım

Kobanê mücadelesinde şehit düşen birçok arkadaşla tanıştım. Şahsen tanımasam da aynı ortamda bulunduğumuz yüzlerce hatta binlerce arkadaşın şehit olduğuna tanıklık ettim. Kobanê direnişinde ben savaşçılara yemek hazırlama çalışmalarında yer alıyordum. Serhat adında bir genç yemek almaya gelmişti. Yemeği beklerken sohbet ettik, Kobanê kurtuluşunun yakın olduğunu söylerken yüzündeki o mutluluğu hiçbir zaman unutamıyorum. Ancak Serhat yemeği götürürken yolda atılan bombalar sonucu şehadete ulaştı. Kobanê’nin özgürleştiğini göremeden şehadete ulaşması beni derinden sarstı. Serhat’ın gülüşü yarım kaldı.

Şehit Êrîş’i hiçbir zaman unutamıyorum. Ön cephede savaşıyordu Xerbê köyünde tankın önüne yatarak engellemeye çalışırken şehit düştü. Tank, Êrîş’i ezerek köye girmişti. Botanê Sor, Rêvan, Arîn, Zozan, Hebûn ve Sorxwîn’in şahadetleri beni çok etkiledi. Sorxwîn küçük bir kızdı. Aynı komünde yer aldığımız için birlikte yatıyor, birlikte yiyip içiyorduk. Şehit düşmesi beni derinden sarstı. Suruç’tan Kobanê’ye geçmek isteyen bütün gençlerle sohbet etmişliğim vardır. Dört parça Kurdistan’dan Halep’ten, Kurdistan’ın özgür dağlarından gelen gerillaların hepsiyle görüştüm. Birçoğu Kobanê’de şehit düştü.

Kobanê’de çok az sivil kalmıştık. Arkadaşların sivillerin Kuzey Kurdistan’a geçmesi kararından sonra Kobanê’den ayrıldığımızda arkama dönüp baktığımda sokakta kimse kalmamıştı. Bu an hiçbir zaman gözlerimin önünde gitmiyor. O anki fotoğraf sonsuza dek gözlerimin önünde gitmeyecek. O anı asla unutmuyorum.

Kobanê’deyken işlerden vakit bulduğumuzda 1-2 saat uyumaya çalışıyorduk. Uykuya daldığımız anda “Allahuekber” sesini duyuyorduk. Bu sesi duyar duymaz arkadaşlar yer değiştirmemiz için talimat veriyordu. O bahçeden ayrılıyor başka bir evin bahçesine geçiyorduk. Bu süre zarfında 40, belki fazla yer değiştirdik. En sonunda hepimiz bir yerde toplandık. Artık gidecek yer kalmamıştı. Ancak arkadaşlar en son noktayı da bırakmadılar, direndiler. O noktadan başlayarak ev ev, sokak sokak, mahalle mahalle Kobanê özgürleştirildi.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.