Kocaman bir bataklık var

• Sanatçı Jülide Kural, faşizmi tamamen İslam sosuna bulayarak ortaya çıkmış kocaman bir bataklıklığın karşılarında durduğunu belirterek, “Ya bu bataklığa batacağız ya da bir olasılık yaratacağız" dedi. 

ERDOĞAN ALAYUMAT - İSTANBUL

Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi “Oy ver gitsin, bu karanlık bitsin! Tek adama geçit vermeyeceğiz” kampanyası başlatan 581 siyasetçi, gazeteci, yazar, aydın ve aktivist “Değiştirme gücümüzü göstermeliyiz” diyerek, sandığa gitme çağrısı yaptı. Kampanyanın imzacılarından sanatçı Julide Kural gazetemize konuştu. Julide Kural, oluşan seçim denklemine bakıldığında esasında her iki adayın da kendilerini temsil etmediğini söyledi. Faşizmi tamamen İslam sosuna bulayarak ortaya çıkmış kocaman bir bataklıklığın karşılarında durduğunu ifade eden Kural, şunları söyledi: “Ya bu bataklığa batacağız ya da bir olasılık yaratacağız. Bu siyasal İslamcı ve faşist bloka hayır diyeceğiz. Bizim asıl mücadelemiz bu karanlığa hayır dedikten sonra başlayacak. İnsan haklarından, demokrasiden, eşit ve özgür yaşamdan yana olan tavrımızı ortaya koyacağız. İkinci tur,  faşizme evet mi diyeceğiz yoksa yeni bir kapı mı aralayacağız seçimidir. Biz bu seçimde o kapıyı aralayabileceğimizi düşünüyoruz.”

Kadınları nesne görüyorlar

Yıllardır kadın mücadelesi içinde olan Kural, şöyle devam etti: “Kadınları nesne olarak gören bir anlayışın açıkça kendini deklare ettiği, kadının köle, kimliksiz, kişiliksiz sadece bir nesne olduğunu korkusuzca dillendiren iktidar karşısındaki tutumumuz elbette ‘hayır’ demek olmalı. Bu hayırın karşılığı da 28 Mayıs’ta yapılacak seçimlerde Kemal Kılıçdaroğlu’na oy vermek olarak kendini ortaya koyuyor. En önemlisi artık 20 yıldır kafamızın üzerinde, bütün yetkileri eline almış bir şekilde baskı uygulayan bu iktidarı yıkmak zorundayız. Dolayısıyla ilk hedefimiz budur. Sonrasında ise bizi uzun bir mücadele bekliyor.”

Toplumsal dönüşüm halkla olur

Kemal Kılıçdaroğlu’nun kazanması durumunda bir zafer kutlaması değil, iktidarı gönderme kutlaması yapacaklarını aktaran Kural, şunları ekledi: “Seçimlerden sonra mücadele yöntemlerimizi bir masanın üzerine koyup tek tek konuşmalıyız. Halkla olan bağlarımızı daha da güçlendirmeliyiz. Bunu yaparken özeleştirel yaklaşmalıyız. Büyük toplumsal dönüşümlerin halkla olduğunda bir anlamı vardır. Barış, adalet, özgürlük ve eşitlik için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz.”