Koçer kadınlarla bir gün

• Kazanlarda keşk ve mehir kaynatıyor, el değirmeninde buğday öğütüyor ve tandırda ekmek pişiriyorlar. Koçer kadınlar, şarkılar ve halaylar eşliğinde bu işleri yaparken, adeta kültür yolculuğuna çıkarıyor.

Şirnexli koçer kadınlar, devletin asimilasyon ve göçertme politikalarına karşı kültürlerini yaşatmakta kararlı. Jinnews muhabiri Dilan Babat, koçer kadınlarla geçirdiği bir günde yemeklerini, halaylarını, kıyafetlerini ve kültürlerini yerinde izledi.

Eskiden ‘mencel’ olarak bilinen kazanlarda yemek pişirdiklerini söyleyen kadınlar, taşlarla etrafını çevirdiği alanda ateş yakarak, üç kazana su doldurup kaynamasını bekledi. Suyun kaynamasının ardından, sütten yapılan ve güneşte uzun bir süre bekletilen keşk denilen Kurut’u bir bidona koyarak, üzerine sıcak su ekleyerek erimeye bıraktılar. Erime işlemiyle kazandaki sıcak suya konulan Kurut saatlerce kaynatıldı ve ardından el değirmeniyle öğütülen buğdayla Meyre (Mehir) çorbasını pişirdiler.

Yemekler kazanda pişerken bu kez Şirnex’e özgü olan yöresel kıyafetlerini giyerek, “Narine hey narine” “Le le Sultanê” parçaları söyleyerek halaya durdular. Yine koyun yününden inceltmek için teşi ile yünü ip haline getirdiler. Bu sırada şarkılarını söylemeye devam edip ayrıca yine koyun yününden yaptıkları rengarenk sırt çantalarını da bellerinde taşıyarak adeta görsel şölen oluşturdu.

Halay ve şarkılarına bir dakika dahi ara vermeyen kadınlar el değirmenini alarak, buğdaylarını şarkılar eşliğinde öğüttü. Daha sonra buğdaylarını yıkayıp kuruması için güneşte bekletti. Beş kadın, kuruyan buğdayları el değirmenine koyarak öğüttü ve el değirmenini sırayla çevirerek yöresel şarkılar seslendirdi.

Ardından hamurlar yoğruldu ve yarım saat mayalanması beklendi. Tandır ve sacın başına geçildi, bir ağızdan şarkılar söylenerek ekmek pişirildi. ŞIRNEX