Kriz fırsatçılığı

Elif SONZAMANCI yazdı —

Koronavirüs artık yaşamımızın bir parçası haline geldi.

İlk olarak Çin’in Vuhan kentinde ortaya çıktığında ve oradaki tablo herkesin dehşetle izlediği bir hal aldığında, birçok insan bu virüsün yakınlarına bile uğramayacağını düşünüyordu.

Fakat şimdi dünyada vaka sayısı 5 milyonu aşmış durumda. Yaşamını yitirenler insan sayısı ise 350 bine yaklaştı.

Siyaset liderlerinin de koronaya yakalandığı haberlerinin yayılması ile birlikte aslında sınıfsal ayrım gözetmeden toplumun her kesimine yayıldığı anlaşılan virüs dünyada ortak gündem haline geldi.

Yaşam standartları artık koronaya göre belirleniyor. Koronavirüs sürecinde üretim durduğu ve insanlar evlerine çekildiği için doğanın kendine geldiği yorumlarını da buradan hatırlatalım tekrardan.

Özellikle Koronavirüs tedbirleri bakımından Almanya ise örnek gösterilen ülkeler arasında yer aldı. İyi bir kriz yönetimi vakaların kontrol altına alınmasını kolaylaştırdı. Hastalığın seyrindeki şeffaf bilgilendirme, bilinçlendirme kontrollü bir zemin altında yürütüldü. Bir süredir çıkmazda olan Merkel hükümeti de bu kriz yönetiminden dolayı puan topladı.

Koronavirüs salgını nedeniyle sıkı önlemler alındı, rakamlar öngörülen düzeye yaklaştığında ise kademeli olarak normalleşmeye geçildi. Normalleşme süreci bundan sonraki dönemde de kademeli olarak devam ettirilecek.

Koronavirüs ile ilgili bilimsel tartışmalar, tedavi için yapılan araştırmalar, kriz yönetimi vs. bunlar artık yaşamımızda sık sık duyduğumuz, okuduğumuz, izlediğimiz gelişmeler.

Fakat birçok ülke arasından örnek gösterilen Almanya’da ülkenin iç atmosferi biraz daha farklı bir seyir izliyor. Kriz yönetiminden memnuniyet duyanlar kadar, memnun olmayanların sayısı da oldukça kabarık.

Koronavirüs’ü fırsata çeviren kapitalizm gibi, mevcut durumu fırsata çevirmeye çalışan aşırı sağ hareketler tekrar atağa geçti.

Geçtiğimiz günlerde koronavirüs tedbirlerine karşı çıkan, komplo teorileri olarak adlandırılan teorilere destek veren gruplar bu süreçte kalabalık olarak adlandıracağımız eylemler düzenlediler.

Henüz Almanya’da heterojen yapısından dolayı bir isim verilmesinden kaçınılan bu gruplarda aşırı sağ tonu ağır basıyor.

Mülteci karşıtlığı ile ön plana çıkan PEGİDA hareketinin başlangıç evrelerine benzerlik olarak da yorumlanan protestolar için kuşkusuz bu benzetme boş değil. Fakat şu an kullanılan örgütlenme argümanları, o dönemde aşırı sağın motto olarak kullandığı mülteciler karşıtlığı kadar güçlü değil. Nitekim dünyayı kasıp kavuran ve henüz tedavisi bulunmayan bir salgından bahsediyoruz.

Aşırı sağ hareketlerin tekrardan daha güçlü bir şekilde çeşitli adlarda sokaklara çıkmasından bu yana Almanya’da hala güçlü bir tepkinin olduğundan bahsedemeyiz.

Üstelik bu grupların tanımlanmasında çekinceli davranılması da Almanya’nın aşırı sağ mücadelesi ile çok ayrı değil.

Aşırı sağa karşı mücadeleye de yansıyan bu durum, bir şekilde onların lehine işleyerek güçlenmelerine zemin hazırlıyor. Zira genel kanı şu şekilde: “Bir grup var sokağa çıkan ve korona tedbirlerini eleştiren, komplo teorilerine destek veren. Fakat farklı kesimlerden oluşan bu kitleyi tanımlamak için erken.“

Koronavüris salgını sürecinden hemen önce sık sık aşırı sağ yükselişine karşı siyasiler tarafından uyarılar yapılırken, parlamentodaki yüzleri olan AfD her zeminden güçlenerek çıkıyordu.

Salgın süreci bu duruma kısa bir ara verse de şimdi tekrardan farklı isimler ve mottolarla aşırı sağ hareketler zemin yaratıp daha da güçlenmeye çalışıyor.

Tüm bunlar yaşanırken nihayetinde Hanau’daki saldırın ardından kurulmasına karar verilen ırkçılıkla mücadele komisyonu ilk toplantısını gerçekleştirdi. Toplantının ardından konuşan İçişleri Bakanı Horst Seehofer konuşmasında koronavirüs karşıtı eylemlere de değindi ve eylemlerin karakterini aşırı sağ yanlılarına teslim etmemek gerektiğini vurguladı, hükümetin bu durumu endişe ile takip ettiğini belirtti.

Nitekim hep endişe ile takip edilen bu durum karşısındaki önlemler ve mücadele de maalesef hala cılız.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.