Kriz sarmalı büyüyor

Dünya Haberleri —

Belarus Polonya sınırında göçmenlerin bekleyişi sürüyor/ foto: AFP

Belarus Polonya sınırında göçmenlerin bekleyişi sürüyor/ foto: AFP

  • Belarus-Polonya sınırındaki göçmen krizine Ukrayna krizi de eklenince AB, İngiltere ve ABD ile birlikte NATO da müdahil oluyor.

 

AB, Belarus’un tehditlerine rağmen yaptırımları genişletti. Belarus'a yönelik yaptırım rejimine getirilen değişiklik, yaptırım listesine alınacak kişi ve kuruluşlarla ilgili kriterleri genişletiyor. Böylece Belarus'tan Polonya, Litvanya, Letonya gibi AB ülkelerine yasa dışı geçişleri kolaylaştıran faaliyetleri organize eden veya bunlara katkı sağlayan kişi ve kuruluşların da yaptırımlarla hedef alınması mümkün oluyor.

Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki, Avrupa sınırındaki göçmen krizini çözmek için NATO’ya somut adımlar atması çağrısında bulundu. Morawiecki, Polonya, Litvanya ve Letonya'nın, toprak bütünlükleri, siyasi bağımsızlıkları veya güvenliklerinin tehdit altında olduğuna inandıklarını belirterek, NATO tüzüğü'nün 4. maddesi uyarınca istişare talebinde bulunabileceklerini söyledi. Kuzey Atlantik Antlaşması’nın 4. maddesi şöyle: “Taraflardan herhangi biri, taraflardan birinin toprak bütünlüğü, siyasi bağımsızlığı veya güvenliğinin tehdit edildiğini düşündüğü zaman, tüm taraflar birlikte istişarelerde bulunacaklardır.”

NATO da teyit ediyor

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg de dün yaptığı açıklamada, "Son haftalarda Rus güçlerinin Ukrayna sınırı yakınında geniş çaplı ve alışılmadık yoğunlaşmasını gördük"

Belarus ve arkasındaki Rusya, NATO birliklerinin Doğu Avrupa'ya yeni konuşlandırılmasına muhtemelen öfkeyle tepki verecekti. Rusya, geçen hafta ortak hava savunma tatbikatı için nükleer yetenekli bombardıman uçakları ve paraşütçüler gönderdi.

Aralarında çocuk ve kadınların da olduğu 2 bin civarındaki kişi, topluca
Bruzgi-Kuznitsa sınır kontrol noktasındaki Polonya sınırı önünde toplandı.
Göçmenler burada oturarak bekleyişe geçti. foto: AFP

Şirketler geri adım attı

Belarus lideri Alexander Lukashenko, olası yeni AB yaptırımlarına karşılık vereceği tehdidinde bulundu, ilk koz olarak doğalgaz akışını kesmeyi öne sürdü. AB’nin yaptırımlarının Belarus yetkililerinin yanı sıra göçmen akışında rolü olan kişi ve şirketleri de kapsayacağı sızdırıldı. AB’nin bu yönlü bilgiyi geçen hafta sızdırmasının ve bir dizi diplomatik temasının ardından aralarında THY’nin bulunduğu bazı hava yolu şirketleri Belarus uçuşlarını sınırlandırdı. Son olarak Suriye’ye ait Cham Wings Airlines de Cumartesi günü yaptığı açıklamada, Belarus-Polonya sınırındaki zor durum ve yolcularının çoğunun Suriye vatandaşı olması nedeniyle Minsk uçuşlarını durduracağını duyurdu.

Belavia da katıldı

Belarus havayolu şirketi Belavia, Suriye, Irak, Afganistan ve Yemen vatandaşlarını Dubai üzerinden Belarus'a taşımayı durdurduğunu açıkladı. Belavia, bu kararın Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) talebi üzerine alındığını duyurdu.

AB ile Belarus görüşmesi

Bu arada AB ve Belarus Dışişleri Bakanlığı, krizin başından beri ilk Pazar günü doğrudan göçmen krizi hakkında görüştüler. Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı, AB Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Belarus Dışişleri Bakanı Vladimir Makei ile telefon görüşmesi yaptı. Borrell, muhatabına, mevcut durumun kabul edilemez olduğunu ve durdurulmsını gerektiğini söylediğini belirterek, “İnsanlar silah olarak kullanılmamalı” dedi. Borrell, Le Journal du Dimanche'ye de "Belarus'a yönelik yaptırımlarımızın yasal çerçevesinin göçmen kaçakçılığına katılan herkese uygulanabilmesi için yeşil ışık yakacağız" şeklinde açıklama yaptı.

Belarus'un görüşmeyle ilgili açıklamasında ise Makei’nin, herhangi bir yaptırımın olumlu ve yapıcı bir sonuç doğurmayacağını aktardığı belirtildi.

Irak geri çağırıyor

Irak Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, Irak televizyonunda yaptığı açıklamada, Irak vatandaşlarının Perşembe günü "gönüllü" olarak evlerine dönebileceklerini söyledi. Yetkililer, sınır bölgesinde dönmek için gönüllü olan 571 Iraklıyı kaydettirdiklerini belirtti.

foto: AFP

Lukashenko: Dönmek istemiyorlar

Lukashenko da Polonya ile sınır bölgesinde sıkışıp kalan göçmenlerine ülkelerine geri gönderilmesi için uğraştıklarını, ancak insanların geri dönmek istemediğini savundu. Polonya ile bir çatışma istemediklerini söyledi. Lukashenko, Polonya ile ortak sınırdaki göçmen krizinin bir çatışmaya dönüşmesini istemediklerini kaydetti.

Lukashenko, Polonya'nın bir "insani koridor" sağlamaması ve Almanya’nın kabul etmesi halinde halinde göçmenleri, çok istedikleri Almanya’nın Münih kentine Belavia ile taşıyabileceklerini belirtti.

AB yaptırımları görüştü

Avrupa Birliği'ne (AB) üye 27 ülkenin dışişleri bakanları, dün sabah Belarus, Batı Balkanlar, Sahel bölgesi, Etiyopya, Sudan ve Kıbrıs'taki Maraş konusunu ele almak için bir araya geldi. AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, toplantı öncesinde yaptığı açıklamada, Belarus yönetiminin neden olduğu insani krizi masaya yatıracaklarını, bunun için dün Polonya, Litvanya ve Rusya dışişleri bakanlarının yanı sıra Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres ile telefon görüşmeleri yaptığını belirtti. Borell, son günlerde kaynak ülkeler ve geçiş ülkeleriyle görüşmeler yaptıklarını aktararak "Bence göç kontrol altına alınıyor, ancak bu kişilere insani yardım sağlamalıyız. AB'ye yönelik herhangi bir hibrit saldırıyı önlemeliyiz" diye konuştu. AB Temsilcisi, şunları söyledi: "Bugün ülkede olanlardan sorumlu Belaruslulara karşı yeni bir yaptırım paketini onaylayacağız. Yaptırımların diğer kişilere, hava yollarına, seyahat acentelerine ve göçmenlerin yasa dışı şekilde sınırlara itilmesinden sorumlu herkese uygulanması için çerçeveyi genişleteceğiz."

Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas da toplantı öncesi yaptığı açıklamada, Belarus rejimine yönelik yaptırımların, Belarus'a göçmen kaçakçılığını “doğrudan veya dolaylı olarak” destekleyen kişilere genişletileceğini söyledi. Maas, halen Belarus üzerinden mülteci taşımacılığı yapan havayollarının AB'deki uçuş hakları ve iniş izinlerinin iptal edilebileceğini kaydetti.

Fransız haber ajansı AFP ise Litvanya Dışişleri Bakanı Gabrielius Landsbergis'in, Minsk'teki uluslararası havalimanının uçuşa yasak bölge ilan edilmesini talep ettiğini duyurdu.

Yaptırım kapsamı genişletildi

AB Konseyi’nden öğleden sonra açıklama yapıldı. AB Dışişleri Bakanları Toplantısı'nda, Belarus rejiminin insanları siyasi amaçlar için silah olarak kullanmasına karşılık verilmesine imkan tanıyacak kararlar alındığı duyuruldu. AB Konseyi kararı ve düzenlemesiyle Belarus'a yönelik yaptırım rejimine getirilen değişiklik, yaptırım listesine alınacak kişi ve kuruluşlarla ilgili kriterleri genişletiyor. Böylece Belarus'tan Polonya, Litvanya, Letonya gibi AB ülkelerine yasa dışı geçişleri kolaylaştıran faaliyetleri organize eden veya bunlara katkı sağlayan kişi ve kuruluşların da yaptırımlarla hedef alınması mümkün olacak. 

Rusya ile savaş hazırlığı

İngiltere Genelkurmay Başkanı Sir Nick Carter, İngiltere'nin Rusya ile savaşa hazır olması gerektiğini söyledi. Carter, Rusya'nın Doğu Avrupa'da daha büyük bir tehdit haline geldiğini, ancak 'sıcak savaş' istemediğini düşündüğünü kaydetti.

Önümüzdeki ay görevini İngiliz Donanması’nın başındaki Amiral Sir Tony Radakin’e devredecek olan General Nick Carter, ayrılmadan önce bir dizi söyleşi verdi. Rusya'nın göreve başladığı 8 yıl öncesine göre Doğu Avrupa'da daha büyük bir tehdide dönüştüğünü söyleyen General Carter,  Rusya ile bir savaş olmayacağını umduğunu, Rusya’nın da sıcak bir savaş istediğine inanmadığını, ancak yine de NATO'nun böyle bir ihtimale karşı azır olması gerektiğini savundu. Belarus-Polonya sınırındaki krizi ve Rus birliklerinin Ukrayna sınırındaki konuşlanmasına işaret eden Carter, bunların ciddi işaretler olduğunu kaydetti.

MI6’nın eski yöneticilerinden Christopher Steele, Moskova'nın İngiltere ve müttefikleriyle savaşta olduğunu düşündüğüne inandığını söyledi. General Carter’a, Pazar günü konuk olduğu  konuk olduğu Sky News'den Trevor Phillips tarafından bu görüş de soruldu. Carter, “Evet, bir bakıma  haklı olduğunu düşünüyorum ama savaşı nasıl tanımladığını da önemli. Benbir asker olarak savaşı, sahadaki çatışma olarak kabul ediyorum.  Rusya muhtemelen küresel stratejik hedeflerine ulaşma korteksi içinde ulusal gücünün gerekli olan tüm enstrümanlarını kullanacağı bir mücadele öngörüyor. Bunu yaparken sıcak bir savaştan da kaçınıyor. Sıcak bir savaşı istediklerine inanmıyorum. Hedeflerine daha incelikli yollarla ulaşmaya çalışmak istediklerini düşünüyorum” şeklinde yanıt verdi.

Daha sonra BBC One'dan Andrew Marr Show'a konuşan General Carter, göçmenlerin Polonya sınırına itilmesinin, Rusya’nın hibrit oyunun klasik bir örneği olduğunu söyledi. Belarus ve Ukrayna sınırlarında yıllarca sürecek bir dikkat dağıtma hamlesi olduğunu ifade eden Carter, bir çatışma olasılığıyla ilgili de "Bilmiyorum. Bence tetikte olmalıyız. NATO ittifakının birliğinden ve caydırıcılığından emin olmalıyız ve ortak tutumumuzda herhangi bir boşluk oluşmasına izin vermemeliyiz" şeklinde konuştu.

Belarus değil Rusya

İngiltere Dışişleri Bakanı Elizabeth Truss, The Sunday Telegraph'taki makalesinde, Rusya’nın sorumluluğuna işaret ederek, Belarus’a krizi sona erdirmesi ve diyalog başlatması için baskı yapması gerektiğini kaydetti.

NATO zirvesinde "özgürlüklerimizi, ekonomilerimizi ve demokrasilerimizi tehdit edenler" sorununu gündeme getireceklerini belirten İngiltere Dışişleri Bakanı, Avrupa’dan ortak tutum beklediklerini, Kuzey Akım 2 gaz boru hattının inşasına karşı gelmeyi örnek olarak verdi. Truss, sadece Polonya ile yan yana durmadıklarını, aynı zamanda Macaristan, Slovakya, Polonya ve Çek Cumhuriyeti; Baltık ülkeleri ile Ukrayna’yı desteklediklerini belirtti.

Rusya hemen tepki gösterdi

Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zakharova, Elizabeth Truss'un makalesine hemen tepki gösterdi. Irak’a harekat yapılmasından beri bölgedeki tüm gelişmelerden tarihsel olarak sorumlu olduğunu savunan Zakharova, suçlarının hesabını ödemeden kimseyi suçlamaya hakkının olmadığını söyledi.

Rusya’nın önemli gazetelerinden Kommersant’a göre; şimdiye kadar Rusya’nın sorumluluğuyla ilgili en sert ve ölçüsüz tepki İngiltere’den geldi. ABD, AB, Almanya, İsveç ve Fransa’nın açıklama ve girişimlerini anımsatan Kommersant’tan Sergey Strokan, General Nicholas Carter’ın açıklamalarını da hatırlattı.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Cumartesi günü Russia 1 TV kanalındaki söyleşisinde, Lukashenko’nun Avrupa’yı tehdit etmesiyle ilgili “Dürüst olmak gerekirse bunu ilk kez duyuyorum. Son zamanlarda Alexander Grigorievich (Lukashenko.) ile iki kez konuştum, bana bundan hiç bahsetmedi. Bu iyi bir gelişme olmamasına rağmen yapabilir ama elbette onunla konuşacağım” dedi. Putin, Rus gaz arzının kesilmesinin Avrupa'daki enerji sektörüne büyük zarar vereceği ve Belarus ile ilişkilerin gelişmesine katkıda bulunmayacağı uyarısında bulundu.

Rusya'nın Belarus sınırındaki göç krizinin arkasında olduğu yönündeki iddialara yanıt veren Vladimir Putin, Moskova'nın buna hiçbir şekilde karışmadığını ve göçmenleri AB'ye taşıma ağlarının AB topraklarından faaliyet gösterdiğini yineledi. Aynı zamanda, Moskova'nın göç krizinin çözümüne yardımcı olmaya hazır olduğunu tekrarlayan Putin, “Elbette burada bir şeyler bize bağlıysa mümkün olan her şekilde yardım etmeye hazırız” dedi.

Ukrayna’da işgal tedirginliği

Ukrayna Savunma Bakan Yardımcısı Hanna Maliar, Moskova'nın sınırına 90 binden fazla asker sevkiyatında sonra Rus askeri askeri saldırının riskinin yükseldiğini; hem kendileri hem de Batı’nın istihbaratının da bunu teyit ettiğini söyledi. Hafta sonu FT'ye konuşan Maliar, Washington'un da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in niyetleri hakkında ek istihbarata sahip olduğunu savundu.

ABD geçen hafta müttefiklerine Moskova'nın olası bir Ukrayna işgaline hazırlandığını gösteren istihbarat bilgisini paylaştı. Moskova ise NATO'yu kendi plansız tatbikatlarıyla bölgedeki gerilimi tırmandırmakla itham etti.

Ukrayna askeri istihbarat şefi Kyrylo Budanov ise FT'ye verdiği demeçte, Rusya'nın Ukrayna'nın kuzeyine, doğusuna ve güneyine yaklaşık 92 bin piyade, geri kalanı hava ve deniz  kuvvetleri dahil olmak üzere 114 bin kadar kuvvet konuşlandırdığını söyledi. Budanov, Rus kuvvetlerinin Eylül’de Belarus ile geniş çaplı ortak askeri tatbikatların ardından tanklarını, zırhlı araçlarını ve jet sistemlerini sınıra yığdığını söyledi. Bunun büyük çaplı bir işgale hazırlık ve psikolojik baskı olduğunu kaydeden Budanov, Rusya’nın inkar etmesine rağmen Ukrayna ile çatışan güçlere liderlik ettiğini belirtti.

Putin: Gardımızı düşürmüyoruz

Putin, hafta sonu devlet televizyonuna verdiği demeçte,  Karadeniz'de stratejik nükleer silah taşıyan uçakları içeren habersiz NATO tatbikatlarından endişe duyduklarını ve bunun Rusya için "ciddi bir meydan okuma" olduğunu söyledi. Putin, Savunma Bakanlığına "durumu daha da kötüleştirmeye gerek yok" diyerek, NATO uçak ve gemilerine eşlik etmekle yetinmelerini talimatı verdiğini söyledi. Putin, “Gardımızı düşürmediğimizi bilsinler” dedi.

ABD’ye göre şaşırtma taktiği

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Cuma günü gazetecilere verdiği demeçte, Rusya’nın, Polonya-Belarus sınırındaki göçmen krizini, dikkatleri Ukrayna sınırındaki faaliyetlerinden uzaklaşmak için kullanıldığını söyledi.

Fransa ve Almanya’nın arabuluculuğuyla Minsk'te 2015 yapılan barış planı kapsamındaki çatışmayı sona erdirme konulu müzakereler, Rusya'nın Ukrayna sınırının kontrolünü geri vermeyi reddetmesi ve Kiev'in anayasasında ayrılıkçı gruplara özerklik verme konusundaki isteksizliği nedeniyle büyük ölçüde durdu. Fransa Dışişleri Bakanlığı, Rusya'nın bu hafta Donbass'taki barış sürecini görüşmek üzere Ukrayna ve Almanya ile bakanlar düzeyinde bir görüşme yapmayı reddettiğini söyledi.

Türk SİHA’ların kullanılması

Putin, Ukrayna'nın geçen yıl Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ'daki galibiyetinde kritik öneme sahip olan Türk yapımı insansız hava araçlarını Donbass'taki bir çatışmada kullanmasına tepki gösterdi ve bunun anlaşma kapsamındaki yükümlülüklerini ihlal ettiğini söyledi. Putin, “Ama kimse buna tepki bile göstermiyor… Avrupa bir şeyler mırıldandı ve ABD bunu gerçekten destekledi. Ukrayna'daki yetkililer açıkça onları kullandıklarını ve tekrar kullanacaklarını söylüyor" diye konuştu. Bir Avrupalı ​​yetkiliye göre; Rusya işgal etmese bile sınırdaki birlik hareketleri istikrarı bozuyor. Yetkili, “Rusya'nın sürekli baskısı, Ukrayna'nın bir ülke olarak gelişmesini ve güçlenmesini mümkün olduğunca zorlaştırıyor” dedi.

ABD desteği sürüyor

ABD'nin Kiev Büyükelçiliğinin Facebook hesabından yapılan açıklamada, 80 bin kilo cephanenin Ukrayna'ya ulaştığı ifade edildi. Açıklamada, ulaşan yardımın 60 milyon dolarlık ek yardımın 4. kısmı olduğu belirtildi, ABD'nin Ukrayna'ya 2014'ten bu yana 2,5 milyar dolardan fazla güvenlik yardımı yaptığına dikkat çekildi. ABD, bu sene Ukrayna'ya 250 milyon ve buna ek 60 milyon dolar uluslararası güvenlik yardımı yapmayı kabul etmişti.

HABER MERKEZİ

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.