Kürdistan sevgisiyle Apocu oldu

Dosya Haberleri —

Cemil Bayık ve Ali Haydar Kaytan

Cemil Bayık ve Ali Haydar Kaytan

  • KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, Kürt Halk Önderi ile ilk arkadaşlarından Ali Haydar Kaytan'ın, Kürdistan'ı sevdiği için Apocu olduğunu söyledi. 
  •  "Korku nedir bilmeyen, cesaret ve fedakarlıkla sürekli ön saflarda mücadele edendi. Komplo döneminde fedai eylem yapmak istedi. Duyguda ve felsefik olarak da çok güçlüydü." 

PKK ve Kürt halkı için büyük bir önderi şehit verdiklerini belirten KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, Ali Haydar Kaytan'ın acısının onu büyük yaşatmaya sebep olması gerektiğini söyledi. 

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık, 1970'lerin başından şehadetine kadar birlikte mücadele verdiği PKK kurucularından yoldaşı Ali Haydar Kaytan'ı anlattı:

Unutan ihanet eder

PKK ve Kürt halkı için büyük bir önderi şehit verdik. Fuat arkadaş, her zaman acıyı zayıflatmamalı, unutmamalıyız, diyordu. Fuat arkadaşın ailesi Dêrsim Katliamı'nı yaşamış ve bu katliamın sürgünüydü. Bununla büyümüştü ve bu nedenle büyük bir acı hissediyordu. Büyük acı hissettiği için Türk sömürgeciliği ve katliamına karşı kin ve nefreti de büyüktü. Bu nedenle bu acıyı unutmamalıyız, unutan kendisine ve halkına ihanet eder, diyordu. Şehadeti hem bizim hem de halkımız için Fuat arkadaşı büyük yaşamımız ve yaşatmamıza vesile olacaktır. Bu, Fuat arkadaş şahsında özgürlük mücadelesinin bütün şehitlerine karşı borcumuzdur. Her şart altında borcumuzu ödeyeceğiz. 

 

 

Önder Apo, onları tanıştırdı

Ankara’da üniversitede okurken Önder Apo bizi tanıştırdı. Üniversitede okurken bir ev kiralamak istedik. O zaman Önder Apo, birlikte kalacağız ama Ali Haydar Kaytan da bizimle kalacak, dedi. Arkadaşı hiç görmemiştim, tanımıyordum. “Dêrsim’den bir arkadaş, siyasalda okuyor. Çok iyi bir arkadaş, o da bizimle kalacak, üçümüz birlikte kalacağız” dedi. Önder Apo, Dêrsimli olduğunu belirttiği için bu beni etkilemişti. Dêrsim tertele, katliam yaşamıştı, göç ettirilmişlerdi. Bu nedenle Dêrsim Katliamı arkadaş üzerinde nasıl bir etki yaratmış, nasıl bir kişilik oluşturmuş diye düşündüm. Onun şahsında Dêrsim halkını tanımak istiyordum. Türk devletinin halkımıza yaşattığı katliamı anlamak istiyordum.

Mütevazi ve sadeydi

Yaşamda çok mütevazi ve sadeydi. Önder Apo’ya çok bağlıydı. Maddi imkanlarımız sınırlı olduğu için çok dikkat ediyordu. Bir taraftan ailelerimizden bazı şeyler getiriyor, bir taraftan da bazı yerlerde çalışıyor, iş tutuyor ve bununla idare ediyorduk. Bu bile bize yetmiyordu. Bazen üniversitedeki sosyalist, demokrat arkadaşlarımızdan da biraz yardım alıyor ve bu biçimde idare ediyorduk. Böyle yaşadığımız için elimizdeki imkanları yerinde kullanmamız konusunda çok dikkat ediyordu. O koşullarda bile imkanlarımızı daha çok zorlamalı ve Önder Apo’nun hizmetine koymalıyız ki Önder Apo daha çok çalışabilsin. Hepimizin, halkımızın kaderi Önder Apo’ya bağlı. Önder Apo büyük bir kişilik ve felsefesi, sorunlara yaklaşımı, çözümü, duyguları çok güçlü, bu nedenle daha iyi çalışabilmesi için sıkıntı yaşamasına izin vermemeliyiz, diyordu. Ne kadar iyi çalışırsa biz de o kadar iyi sonuç alırız, diyordu. Biz imkansızlıklar içerisinde yaşayabiliriz fakat Önder Apo’ya bunu yaşatmamalıyız, diyordu ama Önder Apo bunu kabul etmiyordu. Önder Apo, özellikle maddi imkanlar konusunda hiçbir zaman ona özel yaklaşmamıza izin vermiyordu. İmkanlarımız zaten göz önünde, bu imkanlar hepimiz için, diyordu. Bunu yanlış görüyor ve eleştiriyordu. Önder Apo, hiçbir zaman kendisi için bir şey istemedi; kendisi ile yoldaşlık edenleri de bu temelde geliştirdi. 

 

 

Devrimin karakteri zorluktu

Burada bir örnek de vermek istiyorum: Maddi imkanlarımız sınırlı olduğu için bazen iş arayıp buluyorduk. Fuat arkadaş, ben, Önder Apo ve bazen birkaç arkadaşı daha dahil ederek, o işi erken bitirmeye çalışıyorduk ki bununla kendimizi idare edebilelim. Hem ev hem de okul ihtiyaçları için. Çok zorlu koşullarda yaşıyorduk. Hiçbir zaman da arkadaşlar bu zor şartlarda nasıl Kürdistan için bir mücadele yürüteceğiz, demedi. Hiçbir zaman bu şikayetlerde bulunmadılar, çünkü Önder Apo Kürdistan devriminin gerçeğini kavratmıştı. Devrimin karekteri zorluktu. Zor koşullarda yaşayarak mücadele edilebileceğini, eğer bundan kaçınırsak Kürdistan’da bir mücadele yürütülemeyeceğini, Kürt halkı için alternatif bir yaşam geliştiremeyeceğimizi anlatıyordu Önder Apo. Daha başından bu zihniyeti ve kişiliği geliştirdi. Eğer Fuat arkadaş da büyük bir kişilik ve zihniyet oluşmuş, kendisi için hiçbir şey istemeyip her şeyi partinin hizmetine, halk ve özgürlüğün hizmetine koşmuşsa bu yaşamın sonucudur. 

Kavgada sürekli öndeydi

Fuat arkadaş, Önder Apo ile yürüyordu. 12 Mart’ta faşist devlet, polislerin yardımıyla MHP’yi Siyasal'da örgütlemişti. Siyasal'ın bir derneği vardı. 12 Mart’ta devlet, polislerin yardımıyla MHP’yi örgütlemiş, bu derneği ele geçirmişti. Önder Apo ve Fuat arkadaşlar, bunu kabul etmeyip karşı durdular ve faşistlerin elinden bu derneği alarak, Mahir Çayanların hareketine teslim ettiler. Eğer ilk çekirdek grup ideolojik olarak çok güçlü gelişmişse, bunda esas rol Önder Apo’nundur fakat bunun yanında tabii ki Fuat arkadaşın rolü de önemlidir. Fuat arkadaş, faşist ve polislerle kavgada sürekli öndeydi. Hatta bu nedenle faşist ve polislerle kavgada polisler onu ayağından yaraladı. Bu yarasıyla hastaneye gitti, sonra hastanede polisler onu yakalayıp zindana atmak istedi. Bu haliyle kaçıp eve ulaştı. Birkaç kez böyle kavgalarda yer aldı. Hatta Kızılay’daki kavgada yakalanmıştı. Herkes ne yaptıysa kimin üzerinden bıçak gibi ne yakalanmışsa polisler Fuat arkadaşın üzerinden aldıklarını belirtmişti. Savcı da bunun üzerine Fuat arkadaşı cezaevine koymak istemişti. Fuat arkadaş, ‘bu malzemelerin hepsini nasıl kaldırmış ve kavga etmiş olabilirim,  Bu mümkün değil, mantıklı değil’ demişti. Fuat arkadaşın üzerinden çıktığı belirtilen malzemeleri bir katır kaldıramaz. Savcı da durumu görünce serbest bırakmışlardı. Böyle militandı, korku nedir bilmiyordu. Cesaret ve fedakarlıkla sürekli ön saflarda mücadele ediyordu. Bunu herkes görüyordu. Bu büyük bir etki yarattı. 

 

 

Tartışmada sonuç alıcıydı

İdeolojik, felsefik olarak da çok güçlüydü. Kiminle konuşursa çok yumuşak bir üslupla konuşuyor fakat iyi izah ediyor, ona kavratıyordu. Onunla tartışan, cevap veremiyordu. Bu nedenle ideolojik savaşta sürekli sonuç alıyordu. Bu grubun gelişimine, büyük hizmette bulundu. 

Yönünü Dêrsim’e çevirdi

Grup ülkeye yönünü döndüğünde de Fuat arkadaş ilk olarak, “ben üniversiteyi bırakacağım, Dêrsim’de, Kürdistan’da mücadele edeceğim” dedi. Hem ailesi katliamı yaşadığı hem de kin ve nefreti büyük olduğu için Önder Apo onu bir manaya ulaştırmıştı. Artık Fuat arkadaşın önünü kimse alamazdı. Bu nedenle Fuat arkadaş yönünü Dêrsim’e çevirdi. 

Hareketi Dêrsim’e götürdü

Dêrsim’de Türk solundan çok sayıda hareket vardı. Kürtlerin yoktu. İlk kez Fuat arkadaş, Kürdistan adıyla bir hareketi Dêrsim’e götürdü. Dêrsim’e girip burada hareketi geliştirmek istediği zaman Türk solunun hepsi buna karşı durdu. Çok sayıda engel çıkardılar ki, Fuat arkadaş orada çalışma yürütemesin, orada gelişip kendisini örgütleyemesin. Bu fikrin onları zayıflatıp etkisiz kılacağını düşünüyorlardı. Dêrsim’i de kadrolaşmaları için bir depo olarak görüyorlardı. Kendileri için güçlü bir zemin yaratmış ve bunu kaybetmek istemiyorlardı. Dêrsim’de Fuat arkadaş çalışırsa onlar zayıf düşecek, bu imkanları kaybedeceklerdi. Bunun olmaması için her engeli yaratıyorlardı. Hatta korkutup hareketin gelişimini engellemek için şiddet bile kullanıyorlardı. Fuat arkadaş geri adım atmadı.Fuat arkadaşta hiçbir zaman geri adım atmak yoktu. Sürekli nasıl ileri adım atacağını esas alıyordu. Çok cesurdu ve kendisini amaca kilitlemişti. “Dêrsim’de değişim yaratacağım, sonuç alacağım. Bunun için ölüm de olsa göze alacağım” diyordu. Kendisi için bunu esas almıştı. Zaten böyle olmasaydı Dêrsim’de gelişme yaratamazdı. 

 

 

Dêrsim için emeği büyüktür

Eğer büyük bir kişilik olmasaydı; cesareti, fedakarlığı, kararlılığı, hedefe kilitlenmesiyle zorlukları göze almasaydı, Türk devleti ve o gruplara karşı mücadele edip hareketi böyle geliştiremezdi. Eğer Dêrsim kopmamış, Dêrsim bir kez daha tarihiyle buluşmuş, Kürdistan ile buluşmuşsa bunda Fuat arkadaşın büyük bir emeği vardır. Eğer Dêrsim’de Kürtlük yeniden canlanmışsa, bu Fuat arkadaşın çalışmalarıyla oldu. Dêrsim, Kürtlüğü unutmak bir tarafa, ölümü yaşıyordu. İşte bu halkı ölümden kurtarmak, bir kez daha gerçeğiyle buluşturmak, Kürtlüğünü ona kavratmak öyle kolay değildi. Eğer ölümden kurtulmuş ve bir kez daha Kürtlükle, Kürdistan halkıyla buluşmuşsa bu, Fuat arkadaşın mücadelesi sayesinde oldu. Böyle olmasaydı orada Kürtlük ölmüştü. 

Kürdistan'ı sevmeseydi

Fuat arkadaş Kürdistan’ı sevdiği için Apocu oldu. Kürdistan’ı sevmeseydi hiçbir zaman Apocu olamazdı. Hislerini Önder Apo’da buldu. Bu nedenle tereddütsüz olarak Önder Apo’nun yanında yer almaya karar verdi. Dêrsim Katliamı'nın çocuğuydu. Dêrsim büyük bir acı yaşamıştı. Bu acı Kürt halkının, insanlığın acısıydı. Halka ve insanlığa bağlılığı güçlü olduğu için bunu Önder Apo’da gördü. Önder Apo’da, halk ve Kürdistan sevgisini gördüğü, Önder Apo’nun sömürgecilere karşı kin ve nefretini gördüğü için yanında yer aldı. Hem de daha ilk başta yaptı. 

Tereddütsüz yanında yer aldı

Önder Apo, Çubuk’ta bir toplantı gerçekleştirdi. O zaman Önder Apo’nun yanında kimse yoktu. Kimse böylesi bir hareketin gelişebileceğine inanmıyordu. Hayal bile etmiyorlardı. Tereddütsüz olarak Önder Apo’nun yanında yer aldı ve şehit düşünceye kadar da böyle yaşadı. Her geçen gün de Önder Apo ile yoldaşlığını, bağlılığını her yönüyle derinleştirdi. Bu temelde ne kadar derinleştiyse tüm kadro ve savaşçıları da bu esaslar üzerinde geliştirmeye çalıştı. Bu nedenle büyük bir emek verdi. Eğer Kürdistan, Kürt halkı ve insanlığa karşı sevgisi olmasaydı, hiçbir zaman bu adımları atamazdı. Diğerleri gibi zorlukların olduğunu gördüğü zaman bir kenara çekilebilirdi. Tam tersi olduğunu görüyoruz. Her şart altına Önder Apo ve parti için tehlikeyi gördüğünde de tehlikeye karşı gözü kara biçimde duruyor. İşte bu, insanlık ve Kürdistan için büyük bir sevgisi olduğunu, düşmana karşı büyük bir nefret beslediğini gösteriyor. Bu nedenle Önder Apo ile yoldaşlık yapıyor ve bugüne kadar yaşayıp yaşatıyor. 

İhanete karşı net duruş

Kürdistan’da iş birlikçilik ve ihanete karşı durmayan biri, hiçbir zaman Kürt halkı ve insanlığı sevemez, ona sahip çıkamaz. Onlar için özgürlük mücadelesi yürütemez. İhanete ve iş birlikçiliğe karşı duran, halkı, Kürdistan’ı ve insanlığı sever, PKK ve PKK yoldaşlığını sever. O zaman her şart altında özgürlük mücadelesi için savaşım verebilir. Yani Kürdistan tarihinde Önder Apo’nun yaptığı büyük hizmetlerden biri de budur. Eğer Önder Apo ve Fuat arkadaşı anlamak istiyorsak onları ihanete karşı duruşlarıyla anlayabiliriz. İhanete karşı duramazsak özgürlük mücadelesini geliştiremeyiz. 

15 Ağustos'a giden Lolan toplantısı

Önder Apo gerilla savaşının gelişmesini istiyordu ama gerilla savaşını geliştirecek yönetim, bazı gerekçelerle bunu geciktiriyordu. Kadronun gerilla savaşını yürütmeye hazır olmadığını düşünüyorlardı. Belki bazı güçlü adımlar atılmıştı ama bunlar ülkede tamamlanmalıydı. Böyle bir yaklaşım vardı. Önder Apo bunu eleştiriyordu. “Yaptığımız işi tekrar etmeyin, boşa çıkarmayın, gerillanın geliştirilmesi için tüm çalışmalar gerçekleştirildi. Sizden istenen bu atılımı gerçekleştirmek, bazı gerekçelerle tekrarları yapmamalısınız. Lübnan’da yaptığımız şeyleri tekrar etmemeli, geriye çekmemeli, boşa çıkarmamalısınız” diyordu. Bu temelde eleştiriyor, üst üste talimatlar veriyordu. Önder Apo bu adımın geciktirildiğini, atılmadığını gördükten sonra Fuat arkadaşı göndermişti. Fuat arkadaş Önderliğin yanındaydı, daha önce de ülkede kalmıştı. Merkez toplantısı için gelmiş, orada kalmıştı. Önder Apo, arkadaşı, bunun için hazırlamıştı. Bir talimatla birlikte Fuat arkadaşı gönderdi. Fuat arkadaş bir talimatla Lolan’a geldi. O dönemde ben de Lolan’daydım. Yine Önder Apo’nun eleştirilerini bize aktardı. Önder Apo’nun yazılı talimatını verdi. “Bunu okumalı ve derhal toplantı yapmalı ve gerilla hamlesini geliştirmelisiniz” dedi. Bu temelde Lolan’da bir toplantı gerçekleştirdik. O toplantıda Fuat arkadaş da hazırdı. Toplantıda Önder Apo’nun eleştiri ve önerilerilerini dile getirdi, zaten talimatı da okuduk. O toplantıda 15 Ağustos’un gerçekleştirilmesi için karar alındı. Eğer o toplantıda, o karar alınmışsa Önder Apo’nun emeği esastır fakat bunu bize kavratan, bu adımların pratikte atılmasını sağlayan da Fuat arkadaştır.

Fedai eylem yapmak istedi

Komplo sürecinde Parti ve yapısını bir bütünen yeni bir mücadele içerisine çekmek istedi. Hareket komploya karşı böyle mücadele etmeli, Önder Apo ve direnişe böyle sahip çıkmalıydı. Kendisini, PKK ve Önder Apo’ya karşı sorumlu hissetti ve bunu, fedai eylem yapma önerisiyle yerine getirmek istedi. Tabii ki kendisiyle konuştuk; tamam fedai eylem önerinin bir anlamı var ama senin böyle bir eylem yapman gerekmiyor. Bunu yapacak binlerce arkadaş var. Onu zorla ikna ettik. Mesele sadece gidip kişisel bir eylem yapmak değildi. Hareketi ve halkı bu temelde ayağa kaldırmak istiyor, büyük bir direniş içerisine koymak istiyordu. Bunun için böyle bir öneri yaptı.