Kürtler ve açılışlar

Ava Neşe KALP yazdı —

  • PKK başta olmak üzere, diğer legal ve legal olmayan Kürt parti ve örgütlerinden HDP’nin lider kadrolarına kadar çok sayıda Zaza Kürt öncü ve etkili rollerde yerini almaya devam etmektedir. O yüzden de bu lider kadrolarını elimine ederek bu çözülmeyi hızlandırmayı planlıyorlar. 

Erdoğan’ın Diyarbakır’da yapmayı planladığı en büyük açılışı, öyle anlaşılıyor ki Selahattin Demirtaş’ın Kürt olmadığı konusu. Şükrü Aslan’ı Avrupa’daki Dersim kurumlarına sokup, oradan “Etnik sosyoloji” adı altında topladıkları mahrem bilgileri Özel Harp Dairesi bünyesinde işleyip, Dersim’de uygulamaya koydukları Kürt karşıtı Zazacılık projesinden fazlaca memnun kalmış olmalılar ki bu projeyi artık daha bir üst taşıma niyetindeler. 
 
Dersim’de hem devrimcilik yapıp hem de taşın altına elini sokmak istemeyen, çoğunluğu Avrupa’da risksiz bir kariyer olarak anti-Kürt Zazacılığın büyük katkısıyla ve nerdeyse kişi başına düşen polis ve asker gözetiminde, Dersim’de insanların kendilerine Kürt deme konumunu ortadan kaldırma “başarısı”nı, beş adet seyyar tuvalet açılışı ile ödüllendirdi, devlet. Katkı sağlayanlara hayırlı olsun, bu ödül size ve elbette anlamını da çözmüşsünüzdür. 
 
Şimdi bu “başarılı proje”yi Diyarbakır’dan tüm Kürt illerine yayacaklarını ilan ediyorlar.  Ahmet Nesin’in ifade ettiği gibi, “Gürcü ve Arap evliliğiyle Türk olarak doğan Erdoğan”ın ağzından çıkan “PKK 5, 10, 15 çocuk yapıyor,” 90’lı yılların MGK projesidir. Öyle anlaşılıyor ki kafayı takmış oldukları Kürt nüfusunu küçültmek için Kürt karşıtı Zazacılık projesine, daha geniş bir ölçekte uygulamak üzere Diyarbakır’da start verdiler.
 
Bu planın bu kadar acilen uygulamaya konmasının nedeni sadece artan Kürt nüfusu değildir, Kürt nüfusu ile Türk nüfusunun çarpan etkisindeki farktır. Zira Türk nüfus daha çok toplama bir nüfus olduğundan, biraz da kendi mantaliteleri ile de bakınca, mevcut ırkçı yapılanmanın devletteki gücünü yitirme kaygısı Kürtlere odaklanmaya itiyor. Kürtler, binlerce yıllık köklü bir topluluk olarak devletsiz dahi olsalar kendi anayurtlarında daha sağlam bir konuma sahipler. Bu ise onları telaşlandırıyor. Bu nedenle Kürtleri parçalamak önemli stratejik bir plan.
 
Bunun başka bir boyutu da Başûrû ve Rojava’yı işgal planları ile ilgili. Irak ve İran’ın da mevcut konumu nedeniyle bir oldu-bitti ile Başûr’u işgal olasılığı artmış görünüyor. Böyle bir durumda daha da büyüyecek kitleyi nasıl kontrol edeceklerinin alt yapısını hazırlıyorlar. KDP ile yaptıkları anlaşmalarla fiili olarak konumlandıkları Başûrê Kurdistan’ı ilhak etme isteği hem mevcut devlet karakterinin bir sonucu hem de bu karakterden nemalanan Erdoğan, MHP ve Ulusolcuların iktidarlarını devam ettirebilme isteğinden kaynaklanıyor.  Bu nedenle işgal planı her zamankinden daha fazla gündemlerinde. 
 
Gerçekten de kendileri için bir beka sorunu olan bu durumu sağlamak için imkân buldukları en uygun zamanda ve en kısa sürede bir oldu-bitti ile Başûr’u işgalin peşinde oldukları açık. Kıbrıs’ta yaptıkları gibi. Bu nedenle Zazaları ayrıştırma planını hızlandırmaları, PKK 5, 10, 15 çocuk meselesi, sosyal medyada bunlara dair trol aktivitelerinden bu hazırlığı okumak zor değil. 
 
Bu arada bu plan, sadece Zazaları Kürtlerden sadece ayrıştırma ile sınırlı değil, onlarla çatıştırmayı da hedeflemektedir. Bu çatıştırma Zazaların içinden Alevi ve Sünni Zazalar olarak yapılması da planın önemli bir parçası. Dersim’deki Zazacılar ile diğer bölgelerden Zazalar arasındaki iletişimsizlik işte bundan kaynaklıdır. Bunun, Dersim’de son yıllarda “Şeyh Said, Seyit Rıza’nın yemeğini yemedi” ile el altından dolaştırıldığına dikkat çekmek isterim. 
 
Bu arada Kuzey’deki Kürt ayaklanmalarının lider kadrosunun büyük çoğunluğunun Zaza Kürtlerinden olduğunu da gözden kaçırmayalım. Zaza Kürtlerin bu aktif liderlik pozisyonunu da elimine etmeye çalışmaktadırlar. Yani bir taşla dört kuş vurmaya çalışıyorlar.  Sey Rıza, Doktor Şıvan, Yılmaz Güney, Şex Said, Nuri Dersimi başta olmak üzere günümüzde pek çok önemli Kürt siyasal kadro Zaza Kürtlerinden. 
 
Erdoğan’ın Selahattin Demirtaş’a saldırmasının arkasındaki neden de budur. Bu öncü kadrolar, Kürt karşıtı Zazacılık projesine engel teşkil ettiklerinden hedefteler. PKK başta olmak üzere, diğer legal ve legal olmayan Kürt parti ve örgütlerinden HDP’nin lider kadrolarına kadar çok sayıda Zaza Kürt öncü ve etkili rollerde yerini almaya devam etmektedir. O yüzden de bu lider kadrolarını elimine ederek bu çözülmeyi hızlandırmayı planlıyorlar. Erdoğan’ın cümleleri buna işaret ediyor.
 
Bu nedenle Kürtlerin daha çok daha sıkı durmaları, yaptıkları her hamle ellerinde patlayacak şekilde sağlam bir pozisyon almaları her geçen gün daha çok önem kazanıyor. Kimyasal imha silahlarını kullanmaları ise onların ciddiyetinden daha çok mecburiyetlerine, çaresizliklerine işaret ediyor. Çünkü KDP üzerinden Başûr’da dört parça Kurdistanlının birleşmesini engelleme her geçen gün zorlaşıyor. Zira KDP’nin şimdiki lider kadrosu hiç olmadığı kadar deşifre olmuş olduğundan, mevcut haliyle ne KDP ne de YNK’nin liderlik etme pozisyonu olası değil. Onlarınki sadece iş birliği yaptıkları devletlerle hayatta kalma savaşı gibi duruyor. Güneyli eğitimli yeni kuşakların bu duruma uzun süre dayanacakları da mümkün görünmüyor. Dolayısıyla yeni bir anlayış çerçevesinde toparlanma da kaçınılmaz olacak gibi duruyor. Böyle bir toparlanma olursa bu yüzyıl da Kürt yüzyılı olacak anlamına geliyor. Kâbusları bu.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.